E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaRichard Bernstein uyardı: Wall Street’te kayıp 10 yıl riski---

Richard Bernstein uyardı: Wall Street’te kayıp 10 yıl riski

Richard Bernstein uyardı: Wall Street’te kayıp 10 yıl riski
03 Temmuz 2024 - 14:45 borsaningundemi.com

Ünlü borsa uzmanı Richard Bernstein ABD borsalarında teknoloji hisselerine yapılan aşırı yatırımın balon piyasası yarattığını ve önümüzdeki döneme dair ‘kayıp 10 yıl’ riskinin arttığını belirtiyor

BORSAGUNDEM.NET – DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD borsaları geçtiğimiz gün yeniden tüm zamanların zirvesine ulaştı. ABD Merkez Bankası’nın (FED) politika faizlerini %5,25 gibi yüksek bir oranda sabit tutmasının ardından borsalardaki yükselişin tüm hızıyla devam etmesi ve kredi marjının bu kadar dar olması ünlü borsa uzmanı Richard Bernstein’a göre bugüne kadarki hiçbir ekonomik modele uymuyor.

Bernstein’ın Financial Times’da yer alan yazısına göre FED enflasyonla olan mücadelesinde zaferini ilan etmeye yakın. Ancak borsa uzmanı borsaların yüksek performansını ‘son derece spekülatif’ olarak adlandırdı ve faiz oranlarındaki bu denli keskin artışın dahi piyasalarda dolaşan fazla likiditeyi emebilmek için yeterli olmadığına dikkat çekti:

“Merkez bankaları hâlâ finansal balonların gelecekteki reel varlık enflasyonunun kaynağı olduğunu anlamıyor gibi görünüyor. Baloncuklar bir ekonomi içerisindeki sermayenin gereksiz varlıklara yanlış tahsil edilişidir. (Kripto paralar ve spekülatif meme hisseleri gibi?) Ve sermaye üretkenliği artıran yatırımlara akmaz. Gerçekten de ABD tüketici fiyat endeksi 2008’deki teknoloji balonunun ardından nihayet yüzde 6,6 ile zirve yapmıştı.

Spekülasyonların FED’in enflasyonla mücadele gücünü tekrar azaltabileceğine dair kanıtlar var. Ancak merkez bankasının gözü kapalı gibi görünüyor. Yatırımcılar böyle olmamalı.”

Bernstein tarihsel verilere baktığında daha yüksek ve daha düşük kalitedeki hisse performanslarının varlık sınıfları arasında sürekli bir tutarlılık halinde olduğuna dikkat çekiyor. Daha küçük sermayeli hisse senetlerinin daha büyük Hisse senetlerine karşı göreceli performansı, kredi marjlarını (şirketlerin gösterge faizlerin üzerinde ödediği getiri miktarı) taklit etme eğilimi gösteriyor. Bernstein’a göre bunun nedeni daha küçük ve daha düşük kaliteli şirketlerin daha fazla işletme ve finansal kaldıraca sahip olmaları, ekonomi ve kâr döngülerinden daha fazla etkilenmeleri.

“Başka bir deyişle, küçük sermayeli hisseler genellikle kurumsal kârlar iyileştiğinde büyük ölçekli hisselerden daha iyi performans gösterir ve kredi marjları daralır. Ancak kârlar kötüleştiğinde büyük ölçekli hisseler daha iyi performans gösterir ve kredi marjları genişler.”

Borsa uzmanına göre son iki yıldır borsalarda devam eden spekülasyonlar piyasalardaki kalite ilişkisini önemli ölçüde çarpıttı. Büyük sermayeli hisse senetleri kârların artmasına ve kredi marjlarının sıkılaşmasına rağmen küçük sermayeli hisselerden daha iyi performans gösterdi. Bu tablo özellikle de ‘Muhteşem Yedili’ olarak adlandırılan Alphabet, Apple, Microsoft, Meta, Amazon, Nvidia ve Tesla’nın eseriydi. Sonuç olaraksa az sayıdaki hisse senetleri piyasa lideri haline geldi ve daha yüksek kaliteli Hisse senetleri daha güçlü bir konuma yerleşti. Bununla birlikte sabit getirili yatırım araçlarının performansı daha geniş kapsamlı ve daha döngüsel oldu. Bu durumdan özellikle de düşük kaliteli krediler fayda sağladı.

Bernstein’a göre söz konusu ayrışma üç olası sonucu ortaya çıkarıyor:

1.Muhteşem Yedili hisselerinin üstün performansı nedeniyle kurumsal nakit akışlarındaki geniş çaplı iyileşme görmezden geliniyor olabilir. Ancak dar kredi marjlar döngüsel ekonomideki yükselişi doğru bir biçimde açıklıyor. ABD’de kâr döngüsü hızlanıyor. S&P 500 Endeksi’ne dahil kabaca 160 şirket %25 ve üzerinde bilanço büyümesine sahip.

2. Hisse senetleri piyasalarının son derece az sayıdaki hisse tarafından yönlendirilmesi kıyamet gibi bir kredi krizinin gizlendiği senaryosunu haklı çıkarabilir. Goldman Sachs 1930’ların hisse senetleri piyasaları liderliğinin de bugün olduğu kadar dar kapsamlı olduğuna dikkat çekiyor.

Az sayıda hisse senedinin borsalara liderlik etmesi bir resesyon sırasında ekonomik açıdan oldukça mantıklıdır. Zira şirketler büyümek şöyle dursun hayatta kalmak konusunda mücadele etmektedir. Günümüzün dar liderliğe sahip hisse senetleri piyasasına kurumsal bilançolar ve sağlıklı bir bankacılık sistemi eşlik ediyor. Bu nedenle bu kadar dar bir Hisse senedi piyasası liderliğini haklı çıkaracak büyüklükte önemli bir kredi krizi yaşanması olası görünmüyor.

3. Bu son senaryoya göre aşırı likidite hem hisse senedi hem de sabit getirili piyasalarda spekülasyonları körüklüyor olabilir. Bu ne Muhteşem Yedili’nin üstün performansı ne de sıkı kredi marjları için iyi haber değil. Her iki piyasada da kesinlikle spekülasyonlara dair kanıtlar var. Eğer bu senaryo uygun bir yorumsa, gelişmekte olan piyasalar ve daha küçük sermayeli hisseler gibi daha savunmacı bir yatırım stratejisi olarak bilinen hisseler borsa liderlerinin bir volatilite dalgasına kapılması halinde iyi bir sığınak olabilir.

Bernstein bu üçüncü senaryo için garip de olsa bir örnek verilebileceğini belirtiyor. Mart 2000’de teknoloji balonu sönmeye başladığında borsaların genel performansı S&P 500’ü kayıp 10 yıla sürüklemişti. Ancak enerji hisseleri, emtialar, gelişmekte olan piyasalar ve daha küçük sermayeli hisse senetleri son derece güçlü performanslar göstermişti.

Mart 2000’den Mart 2010’a kadar S&P 500 Endeksi yıllık toplam negatif %0,7 getiri üretmişti. S&P 500 teknoloji sektörünün yıllık bazdaki performansı ise negatif %8’di. Aynı dönemde S&P 500 enerji sektörü pozitif %9,4, S&P 500 düşük sermayeli şirketler endeksi yıllık pozitif %6,6 ve MSCI Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi yıllık pozitif %10 getiri sağlamıştı.

Bernstein söz konusu segmentlerin piyasanın teknoloji hisselerinden uzaklaşmasından ve kârlarını teşvik eden balon sonrası enflasyon döneminden faydalandığını hatırlatıyor. Borsa uzmanına göre FED’in geçmişi bir başlangıç olabilir, zire sermaye ise yine ekonomi içerisinde yanlış yere tahsis ediliyor. Bernstein’a göre, FED ise yanlış yere tahsis edilen sermayenin gelecekteki enflasyonu alevlendireceğini fark edemiyor.

Tahvil piyasası Trump’ın zaferini kutluyor

 

Boğa piyasasının itici gücü bilançolar olacak

 

Powell'ın konuşması doları zayıflattı

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)