Piyasaların en büyük riski değişti

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Enflasyon gündemde oldukça fazla yer tutuyor. Şüpheyle yaklaşan bazıları bunun önemli olmasının nedeninin basında tuttuğu yer olduğunu düşünüyor. Ancak finansal piyasalarda enflasyonda yükseliş beklentisi giderek daha fazla korku yaratıyor. Bank of America tarafından gerçekleştirilen fon yöneticileri anketinin sonucuna göre, enflasyona yönelik endişeler yüksek seviyelerde.

Şimdilerde umudunu henüz yitirmemiş olanlar yüksek enflasyon ve büyüme kombinasyonunun stagflasyona kıyasla daha tercih edilir olduğunu söylüyor. Yükselen fiyatlar para yöneticileri için yeni zorluklar ortaya çıkaracak olsa da ekonomik genişleme bu zorlukların aşılmasına yardımcı olacak. Ancak yatırımcı algısında önemli bir değişim göze çarpıyor.

Bank of America fon yöneticilerine sık sık piyasalardaki en büyük riskin ne olduğunu soruyor. Geçtiğimiz yılın büyük bir bölümünde, en büyük endişe kaynağını pandemi oluşturuyordu. Mart ayında ise yatırımcıların en büyük korkusu ABD Merkez Bankası’nın (FED) para politikalarını beklenenden daha erken sıkılaştırma ihtimali oldu. FED’in para politikalarında sıkılaştırmaya gitmesi ise yükselen faiz oranları neticesinde borsaların ve gelişen ülke paraları gibi diğer riskli varlıkların düşeceği anlamına geliyor.

Benzer bir durum 2013 yılında yaşanmış olsa da, şimdi durum oldukça farklı. Yatırımcılar şimdi FED’in beklenenden erken değil, geç harekete geçmesinden ve enflasyonun kalıcı olmasını önlemeyi başaramamasından korku duyuyor. Bu nedenle enflasyon piyasa katılımcıları arasında giderek artan bir korkunun baş rolünde. Peki bu tehlikenin açık bir kanıtı bulunuyor mu?

borsagundem.com'un derlediği bilgilere göre, emtia fiyatlarındaki yükseliş genellikle enflasyonel baskının en açık sinyalleri olarak görülür. Ancak aynı zamanda da ekonomi pandemi sonrasında toparlanmaya başlarken, tedarikte oluşan darboğazların geçici bir semptomu olarak da yorumlanabiliyor. Bloomberg’in verilerine göre emtia fiyatlarında son birkaç on yılın en yüksek yıllık artışı görüldü.

Bloomberg’in Enerji Piyasası Muhabiri Jack Farchy, emtia fiyatlarındaki yükselişin, geçici faktörlerle açıklanabilmesi için yeterli delil bulunmadığını söyledi. Riskli varlıklarda satış dalgası başladığı takdirde yatırımcılar genellikle ABD Hazine tahvillerine dönüyor ve bu da ölçüt niteliğindeki getirilerin yükselişine doğal bir sınır koyuyor. FED ise geçmişte oldukça agresif politikalar izleyebileceğini gösterdi.

Yatırımcıların içgüdüsel davranışı, ilk tehlike sinyalinde hazine tahvillerine yönelmek. Bu durum, tehlikenin tahvil piyasalarında görülmesi durumunda bile geçerli olabiliyor. 2011 yılında S&P ABD’ni AAA kredi notunu koruyup korumamayı değerlendirmeye başladığında şaşırtıcı bir tepki oluştu. Finansal krizin ve Obama yönetiminin uyguladığı teşviklerin ardından şüphe duymak için oldukça geçerli nedenler vardı.

Doğal olarak, düşük kredi notu faiz ödemelerine yönelik daha yüksek risk anlamına geliyor. Bu durum ise yatırımcıların daha yüksek getiri talep etmesine neden oluyor. Riskler arttığında yatırımcılar hazine tahvillerinin sağladığı güvenliğe yöneliyorlar. Ancak uzmanlar içinde bulunduğumuz dönemde bu durumun tekrarlanmayacağını düşünüyor. Yatırımcılar %60 hisse ve %40 tahvilden oluşan geleneksel portföy modelini geride bırakıyor. Bunun nedeni ise enflasyon yükseldiği takdirde her iki piyasanın da düşüş göstermesinin beklenmesi.

Invesco: Gelişmekte olan ekonomilerde güçlü toparlanma bekleniyor

30 yıllık fon yöneticisinden enflasyon uyarısı

Çip krizinde 'tehlikeli' seviye!

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.