Seçimler yaklaştıkça anketler ve anket sonuçları piyasaları daha fazla etkilemeye başladı. Milliyet'ten Zeynep Aktaş'ın haberine göre olası senaryoları değerlendiren yatırımcılar gelen anket sonuçlarına göre alım ve satımda aktif hareketlerde bulunabiliyor. Kurumlar ise belirsizliğin biraz daha ağırlık kazanmasına işaret ederek “sat” sinyalini ön plana çıkarmaya başladı. Zira “zayıf
Ak Parti hükümeti” için yüzde 60 ihtimal öngörülüyor. Öte yandan HDP’nin seçim barajını geçtiği bir senaryoda AK Parti’nin önde oyuncu olacağı bir koalisyon hükümeti veya dışarıdan destekli bir azınlık hükümeti, yüzde 20 ihtimal ile göz ardı edilmemesi gereken bir olasılık olarak dillendiriliyor.
Deutsche Bank ise yayınladığı raporda, Türk hisse senedi piyasasında değerlemelerin ucuz göründüğünü, ancak seçim öncesinde sürdürülebilir bir toparlanmanın muhtemel olmadığını, ifade ediyor.
Sert hareketler var Yapılan anketler iktidar partisinin oy kaybına uğradığını gösteriyor.
İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen, “AKP’nin oy kaybında ekonomideki yavaşlama ve işsizlikteki artışın etkisi var” diyor. İç talepte ve ihracat pazarlarındaki yavaşlama nedeniyle 2015 yılı büyüme öngörülerini şubat ayında yüzde 3,5’tan yüzde 3’e çektiklerini ve son dönemde
Avrupaekonomisinden gelen canlanma işaretlerine rağmen mevcut büyüme tahminini koruduklarını, ifade ediyor.
Gürleyen, yüksek borçluluk zayıf TL ve faiz artışlarının, ekonomiyi baskılamaya devam edeceğini, yaptıkları çalışmaya göre AKP’nin 2011 genel seçimlerinde yüzde 50’ye ulaşan halk desteğinin şimdilerde yüzde 43,5’e gerilediğini belirtiyor.
İçerde seçime yaklaşıldıkça heyecan daha da artarken gelişmekte olan ülkelere göre kıyaslandığında hiç de iç açıcı olmayan sonuçlar gözlenmekte. Son 5 yılda Türkiye’de enflasyon ve işsizlik gelişmekte olan ülkelerden çok daha fazla artarken, büyüme daha sert bir şekilde yavaşlıyor. Bunun yansımaları da piyasalarda sert fiyat hareketleri olarak etkisini gösteriyor.
Düştükçe topluyorlar FED’in olası faiz artışını göz önünde bulunduran yatırımcılar,
dolar düştükçe topluyor. Yukarı doğru yaşanan sert ataklar ve kurumların yüksek hedef fiyatları dolardaki düşüşlerde yeni pozisyon açılmasına neden oluyor. Kurda hedef fiyatın belirlenmesinde bakılacak önemli göstergelerden biri de volatilite. Dolar kriz dönemleri hariç yılda yaklaşık yüzde 20’lik bir bantta dalgalanıyor.
Yıl içerisinde gördüğümüz en düşük seviyeler 2,27’ler. En yüksek seviye ise 2,7385 oldu. Dolar kuru şimdilerde 2,5925 seviyesinde bulunuyor.
Geçtiğimiz hafta Goldman Sachs’ın
Londra ofisi ekonomisti Ahmet Akarlı, dolar kurunda 12 ay için tahminlerinin 3.15 seviyesi olduğunu kaydetti. Dalgalanmanın yüzde 20’lik bir bantta olduğu düşünüldüğünde Goldman’ın gelecek yıl için 3,15 olan hedefine göre dolar kuru yıl sonunu da 2,63’lerde kapatabilir. Dolarda 2,54 seviyesi kritik. Bu seviyenin altında 2,48’ler var. Uzmanlar gerilemelerde 2,75 hedefi ile dolar toplanabileceğini söylüyor.
En kötü çeyrek geride mi kaldı? Mayıs 2015’e ait sektörel güven endeksleri yayınlandı. Mevsim etkilerinden arındırılmış Hizmet Sektörü Güven Endeksi, nisan ayında 100,60 iken, mayıs ayında 100,69’a yükseldi. Hizmet Sektörü Güven Endeksi’ndeki bu artış, son üç aylık dönemde “hizmetlere olan talebin” arttığını değerlendiren ve gelecek üç aylık dönemde “hizmetlere olan talebin” artacağını bekleyen girişim yöneticisi sayısının artmasından kaynaklandı. Öte yandan Perakende Ticaret Sektörü Güven Endeksi yüzde 1,4 artarken, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 2,9 arttı. Açıklanan veriler 2015’e ait en kötü çeyreğin geride kalmış olabileceği şeklinde yorumlandı. Peki gerçekten de en kötü geride mi kaldı? Verilere bakılırsa önümüzdeki bir çeyreğin daha olumlu verileri teyit etmesi gerekiyor.
5 ayda 1 yıllık faizin 4 katı kazandırdılar Borsa
İstanbul’da yılın ilk 5 ayında
bist 100 Endeksi’nde yer alan 15 hisse senedi yüzde 40’ın üzerinde değer kazandı. Yıllık faizin yüzde 10 olduğu düşünüldüğünde
borsada bu 15 hisse senedinden alanlar ciddi kazanç sağladı.
Bu ligte
Eczacıbaşı Grubu şirketleri, maden, otomotiv ve gıda şirketleri öne çıkıyor. Borsa endeksi, yılbaşından bu yana yaşadığı inişli çıkışlı seyrinin ardından şimdilerde aynı seviyelere gelmiş durumda. 5 ayın sonunda fark yüzde 0,1. Yıla 85,721 seviyesinden başlayan Endeks, geçtiğimiz cuma günü itibariyle kapanışını 85,803 seviyesinde gerçekleştirdi.
Yılbaşından bu yana sanayi sektörü hisseleri mali sektör ve hizmet sektörüne göre daha iyi bir performans gösterdi. Mali sektör hisseleri yılbaşından bu yana yüzde 1,74 oranından değer kaybederken, sanayi sektör endeksi yüzde 7,22 değer kazandı. Hizmet sektörü hisseleri ise yüzde 2,31 düştü. İlk çeyrek bilançolarında kâr artışları ile öne çıkan bankaların yılbaşından bu yana endeksin performansını yakalayamadıkları gözleniyor.
Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcıların nisan ayında alım yaptıkları ancak yılın ilk dört ayında toplamda 296 milyon TL satış gerçekleştirdikleri görülüyor.
Otomotiv şirketlerinin ilk yarıdaki güçlü çıkışları gerçekleşen grevler nedeniyle gölgelendi. Üretimin durması şirketler ve sektör açısından olumsuz fiyatlamalara neden oldu. İşçi ve işveren arasındaki uzlaşmanın sağlanması ve yeniden üretimlerin başlaması sektör hisselerini olumlu yönde etkileyecektir.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.