E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaPiyasalardaki bahar havası siyasetle dağıldı---

Piyasalardaki bahar havası siyasetle dağıldı

Piyasalardaki bahar havası siyasetle dağıldı
07 Mayıs 2016 - 07:29 borsaningundemi.com

Hürriyet Gazetesi yazarı Uğur Gürses, son yaşana siyasi olaylar sonrası piyasalardaki gelişmeleri ve beklentileri değerlendirdi.

Şubat sonundan itibaren gelişen ülkelere akan kısa vadeli sermaye, yatırımcıların uzun süredir uzak durduğu Türkiye’ye de 4 milyar dolar taşıdı. Ancak içinde bulunduğumuz siyasi kriz tablosunda defalarca tetiklenen mali piyasa oynaklığı, elde kalan tek önemli şeyi yani kısa vadeli sermaye girişlerini de vuruyor.

4 Mayıs sonrasında, vitrininde de olsa en azından reformlar olan bir ekonomi politikası yerine daha ‘kestirmeci’ bir ekonomi politikasına doğru kayılacağı görüntüsü çıkıyor. ‘Güçlü Cumhurbaşkanı-zayıf Başbakan’ olarak ifade edilen yürütme tablosunda, ekonomi politikasının ekseni de Beştepe’ye kayacak.

Kabinede ekonomideki yapısal sorunların farkında olan ve kestirmeci ama tehlikeli çözümlere karşı çıkan Mehmet Şimşek gibi bakan profili olacak mı belli değil. Ancak Davutoğlu’nun arkasından kendi mahallesinden söylenenlere bakılırsa ‘faizci anlayışın dışında bir yöntem geliştirilmesine’ karşı çıkmayan bir Başbakan ve bakan profili daha olası.
Bu politikanın önemli parçalarından biri, para politikasında açılan yeni dönem. Yeni atanan başkan Çetinkaya, Beştepe’yle uyumlu bir görünüm sergilemeye aday görülüyor.

S&P'nin Türkiye notu borsayı nasıl etkiler

Uzunca süredir Türkiye’de reformlar ve siyasi istikrar konusunda uyarı yapan ve Türkiye’nin kredi notunu negatif izlemede tutan Moodys’in notu yatırım sınıfı altına çekme olasılığı yükseliyor. Negatif izlemenin anlamı, işaret edilen zayıf alanlarda iyileşme sağlanamazsa notun düşürüleceğidir. Bu olasılık yükseliyor çünkü Nisan 2014’de ilan edilen negatif izleme kategorisinde Türkiye ikinci yılını doldurdu. Kredi derecelemesinde, bir ülke ya da şirketin negatif izlemede geçirdiği süre, geçmiş pratikte görüldüğü üzere genellikle en fazla iki yıl olabiliyor. Türkiye’nin 2 yılı doldururken, hem reformlardaki gevşek tablo, hem de bir yıl içinde iki seçime karşın dördüncü hükümete giden tablosu, kredi dereceleme notumuzu riske atıyor.

Önceki gün konuştuğum bir yabancı fon yöneticisi, uluslararası yatırımcıların uzun bir süredir ‘Türkiye hikâyesine’ pek sıcak bakmadığını, ancak şubat ayı sonrasında gelişen ülkelere akan sermaye nedeniyle dışında kalmak istemediklerini ya da sepet içinde Türkiye de olduğu için para koyduklarını hatırlattı. Bu yüzden ‘kısa’ Türkiye pozisyonlarının azaltıldığı ve kimi oyuncuların da ‘uzun’ pozisyona geçtiklerini anlattı.Son birkaç yılda Türkiye’de hisse senedi ve tahvil pozisyonuna giren yatırımların defalarca elinin yandığını anlatan fon yöneticisi, ‘ivme kaybedildi’ diyor.

BofAML'den Türkiye'ye Moody's uyarısı

Dünkü değerlerle bakınca, ‘faizler düşsün’ diye bastıran siyaset, yüzde 9.2’lere gerileyen uzun vadeli faizleri yüzde 10’a, döviz kurunu ise yüzde 4’e yakın zıplattı.Borsa ise yüzde 5 geriledi.

İçinde bulunduğumuz siyasi kriz tablosunda defalarca tetiklenen mali piyasa oynaklığı, elde kalan tek önemli şeyi yani kısa vadeli sermaye girişlerini de vuruyor. Ocak sonunda son 12 ayda 18 milyar dolar çıkış gösteren portföy yatırımları, Şubat sonundan bu yana gelişen ülkelere sermaye akışı ile bize de 4 milyar dolar giriş getirmişti. Bu akışın yarattığı geçici ‘bahar havası’ bile siyasi krizle sonbahara çevrildi.

Petrol fiyatlarından gelen avantajın sonuna gelinmesi, ihracatın düşmesi ve turizm gelirlerinin sert düşecek olmasıyla; cari açığın yaz aylarına doğru yükselmesi ve bu finansman yapısı ile kur üzerine daha fazla baskı ortaya çıkması kaçınılmaz. Son dönemde sermaye girişlerini ve kur gevşemesi nedeniyle Merkez Bankası yönetimini cesaretlendiren daha gevşek para politikası da buna ‘yakıt’ sağlayacak.

Cemil Ertem'den erken seçim açıklaması!

Üstüne üstlük; iki ayrı kuruluştan sağlanan yatırım sınıfı kredi notunun biri ciddi anlamda tehlikede.

Durumun çok da sürdürülemez olduğunu iyi gören Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Türkiye’nin yatırıma ihtiyacı var. Bu yatırımları iç tasarruflarla finanse etmeli Türkiye. Yarını güçlü bir şekilde kurgulayacaksak, biz başkasının parasıyla uzun süreli büyüyemeyiz” diyerek bunu tescilliyor.

Üye olmak istediğimiz Avrupa Birliği değerlerinden uzaklaştığımız bir dönemde, en azından ilişkileri belli ölçüde ilerletmek isteyen Davutoğlu’nun gidişi, bu zayıf çapayı da akıntıda sürükleyecek. Davutoğlu sonrası, en ‘bıçak sırtı’ küresel konjonktürde içeride yeni bir dönemi açıyorsa eğer; bu da ‘faizci paradigmanın kırılması’ olarak adlandırılan maceracı bir ekonomi politikasına kapı açıyorsa önemli ve zor bir dönemeçteyiz demektir.

Uğur Gürses / Hürriyet

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (5)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • nasip08 Mayıs 2016 00:42

    bu sefer erken kaçtım yüzde 8 zarara fit oldum ne yapayım bir öncekinde uçak düştüğünde çıkmadım yüzde 15 çarpıldık buna inanın üzülmedim o gün ruslar mort olduğu için inannnın çok sevindim gezide belgesel seyrederken yüzde 30 civarı feto akp kavgası yüzde 45civarı suriyeden top mermisi düştüğü gün yüzde 10 civarı hep çarpıldım hergün roket düşüyo alıştık ama hepsinden zarar kara döndü çok şükür bu yüzde 8de beni yıkmaz iyi bir kağıt bulursam 1 gündede çıkar bir aydada nasip herşey

  • vatandaş08 Mayıs 2016 00:15

    m.Şimşek in söylediklerini dikkate almak lazım. Yakın zamanda zor günler bekliyor, eldekine sahip çıkmak lazım.

  • selim07 Mayıs 2016 18:51

    Türkiyeyi A.Babacan,Davutoğlu-A.Gül-M.Şimşek in başkanlığında yeni bir parti kurtarır.

  • ersan07 Mayıs 2016 18:48

    Bürokraside şahin kişiler gelirse ülkemizin işi zor.

  • kriz07 Mayıs 2016 13:32

    paranıza sahip çıkın. ülkeyi krize götürecekler.