E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaAracı Kurum RaporlarıPiyasalarda risk ve volatilite artıyor---

Piyasalarda risk ve volatilite artıyor

Piyasalarda risk ve volatilite artıyor
18 Mart 2011 - 10:39 borsaningundemi.com

Uzmanlara göre MB politikları devem ettiği sürece, piyasadaki fazla likidite kendisine mutlaka fırsat arayacak, bu da risk ve volatiliteyi artıracak

2011 yılı ilk ciddi piyasa düzeltmesi bir arada olamadığımız son iki hafta içerisinde gerçekleşti. Kuzey Afrika’da ardı arkası kesilmeyen ve Arap yarımadasına da sıçrayarak iç ayaklanmaya dönüşen protesto olayları, petrol fiyatlarının ekonomik büyümeyi tehdit etmeye başlaması neticesi ile başlayan bu düzeltme hareketi, ne yazık ki Japonya’da meydana gelen büyük deprem felaketi ile keskinleşti. Her iki olay da piyasalarda 2011 yılı veya daha sonraları için fiyatlanmış bir hareket değildi. Onun için de etkilerinin piyasalarda kalıcı olacağını unutmamakta fayda var. Öncelikle, kötümser bakış açısı ile baktığımızda Arap dünyasında meydana gelen olaylar, tahmin edilenden daha kompleks olduğu için yaratacağı siyasi istikrarsızlık, petrol fiyatlarını sürekli bir baskı altındatutacaktır. Bu da henüz sağlam bir zemine oturmamış dünya büyümesi için sürekli bir risk olarak gündemde durmakta. Ancak bu işin bir de olumlu yanına bakarsak, bölgede yerleşecek her türlü demokratik açılım, bireyler için iyi olduğu ölçüde ülke, bölge ve sonunda dünya için de iyi olacaktır. Tabii bu bir temenni; bugünden bu senaryo piyasalarda satın alınabilir mi? Herhalde henüz çok erken.
Japonya için de aynı analizi kullanabiliriz. Öncelikle düyanın 3. büyük ekonomisinin deprem ve takip eden tsunami ve nükleer tehdid nedeni ile bir süreliğine dahi olsa resmin dışına kayması, kırılgan 2011 büyümesi için pek de olumlu bir gelişme değil. Ancak biliyoruz ki; Japonlar son derece dayanıklı bir ırk ve tarihlerinde geçirmiş oldukları zorluklar ile karşılaştırıldığında, bu zor günlerden ayağa kalkabilmeleri işten bile değil. Bu nedenle yeniden yapılanma girişimleri kaybolan üretimi telafi edecek ölçekte olacaktır.
Tabii geçekler ya tam kötümser ya da tam iyimser değil; ikisinin arasında bir yerde olması daha muhtemel.Peki bu nasıl fiyatlanacak piyasalarda? Bu keskin düşüş bir gerçeklerin analizi ile mi sonuçlanacak, ya da sıfırfaiz oranlarının getirdiği zombi piyasa düzeni bunu bir alım fırsatı olarak mı değerlendirecek; bunu ilerleyengünlerde göreceğiz.
Bu konularda merkez bankaları politikaları bize yardımcı olabilir. 2007-2008 krizi ertesinde Piyasa düzenini oluşturan ve neticesinde piyasaların bir zombi gibi hareket etmesine neden olan merkez bankaları, faizoranlarını ‘0’ seviyesinde tutmaya devam ettiği sürece, piyasalar kendi dinamikleri dahilinde hareket etmekabiliyetini yitirmekteler. Bu bağlamda Amerikan Merkez Bankası Fed hareket etme niyetinde mi? En sonyaptığı açıklamada ABD ekonomisindeki gelişmelerden son derece memnun olduğunu ifade etmesinerağmen, fazla likidite aracı olan QE2’den herhangi bir geri adım atma niyetinde olmadığını da ifade etti. Bunaek olarak da, son zamanlarda görülen fiyat baskısının geçici olduğunu ifade ederek faizlerin bir süre daha bu seviyelerde seyredeceğinin de sinyallerini vermiş oldu.
Diğer taraftan ekonomilerdeki fiyat baskısını gündeme koymaya çalışan Avrupa Merkez Bankası ise söylemleri ile uygulama kabiliyeti arasında çelişki yaratmakta. Yani enfasyon korkusu bir tarafta ağır basarken, kıyı şeridi ülkelerinin içinde bulunduğu problemleri çözemeden faiz arttırım kampanyasına gitmek de oldukça zor bir denklem olarak ortaya çıkmakta. Aynı durum İngiliz Merkez Bankası için de söz konusu. Her ne kadar faiz arttırmayı doğru bulsalar dahi hanehalkı borçluluk oranları dikkate alındığında çok zor bir denklem içinde oldukları da anlaşılıyor.
Yani özetlersek, gevşek merkez bankası politikları devem ettiği sürece, piyasadaki fazla likidite kendisine mutlaka fırsat arayacaktır. Bu arayışlar da makro gerçekler ile piyasa seviyeleri konusunda sürekli bir boşluk yaratacak; bu da piyasalardaki oynaklığı (risk ve volatilite) arttıracaktır.
Bu gelişmelerin bir de Türkiye ayağına bakarsak, 2011 yılı satışının Türkiye’de erken başladığını ve giderek derinleşmenin ardından ise şu anda tepki alımları ile karşı karşıya olduğu anlaşılmakta. Bu sürecin devamı risk iştahının kısa vadeli seçenekleri ile ilintili. Likidite bolluğunun piyasaları desteklemesi devam ederken elimizdeki iki konu, Arap dünyası çalkantıları ve Japonya, denklem dışı kaldığında yeniden gündemde olacak konular (enflasyon vb.) piyasaların daha fazla yukarı çıkmasında temel bağlar olarak duracak gibi gözükmekte.
HALK YATIRIM HAFTALIK DEĞERLENDİRME

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)