Piyasalarda görünmeyen riskler

Mayıs ayının gelmesi ile birlikte piyasalarda bir satış baskısı sözkonusu. Bu ister Bin Laden’in Amerikan birlikleri tarafından Pakistan’da ortaya çıkarılıp öldürülmesinden, isterse de giderek zayıflayan temel verilerden kaynaklansın, piyasalar ulaşmış oldukları seviyelerde, giderek zorlanmaya başlıyorlar. Her ne kadar özellikle ABD Merkez Bankası Fed, piyasaların önünü, her halükarda açacağının taahütünü vermiş de olsa, piyasalar Fed’in uyguladığı politikaların kredibilitesini sorgular duruma gelmekteler.
Yaratılan tüm bu likiditeye rağmen ABD’de tüketici güven endeksleri kriz öncesi seviyelere ulaşabilmiş değil. Parekende satışlarda artış izlense de; bunun ekonomilerdeki 2008-2009 durgunluk döneminde kısılan ve bazıları da zorunlu olan harcamaların tekrar yapılmaya başlanmasından kaynaklanmakta. Yani dünyanın en büyük ekonomisinde, tüketici haklı olarak kendini güvende hissetmiyor. Daha çok tasarrufa yöneliyor ve ekonominin büyümesine olabilecek katkıyı minimum seviyede tutuyor.
Bunun yanısıra doların zayıflığından faydalanan imalat sanayi ise ciddi ölçüde toparlamakta. Ancak bu toparlamanın ayak bağı yine de finans sektörü olmakta. İş potansiyelini yakalamaya çalışan imalat sanayi, kredi bulmakta zorlandığı ölçüde ekonomiye gerekli dinamizmi kazandıramıyor.
Bu hafta ABD’de yayınlanan oldukça önemli verilerden olan ISM satın alma endeksi bu zayıflığı yansıtırken, endeksin hizmetler kısmı ise tahminlerin ötesinde bir zayıflık göstererek neredeyse ‘ABD ekonomisi yeniden durgunluğa mı giriyor’ endişesini yarattı. Bu endişe bu etapta yersiz olsa da, aslında Fed’in politikalarının güvenilirliğini sorgulatacak verilerden biride bu olsa gerek.
ABD ekonomisi bu ölçüde bir zayıflık gösterirken borsaların bu şekilde performans göstermesinin ardında S&P endeksi şirketlerinin karlarının neredeyse yarısının aslında ABD dışından gelmesi var. Pahalı kurlar ile elde edilen kazançlar, zayıf dolara dönünce şirketlerin performansları hiç de fena gözükmüyor. Ancak bu genel dünya ekonomisinde bir dengesizlikten kaynaklandığı için sürdürülebilir olması da imkansız. Bu nedenle öncü göstergeler piyasalarda gerileme riskinin giderek daha da artmakta olduğunu göstermekte.
Ancak unutmamak gerekir ki; dengesizlikler çok uzun süre de devam edebilir. Piyasadaki bir kar realizasyonu olabilir ve fazla likidite her zaman balonlar yaratır. Ancak temel göstergelerden uzaklaşan piyasalar eninde sonunda bu gerçeklere cevap verir ve temellerden ne kadar uzaklaşırsa bunun düzeltmesi de o kadar can yakıcı olur.
HALK YATIRIM ARAŞTIRMA

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.