Piyasalar bu hafta verilerle yön bulacak. Borsalar ve döviz piyasaları verilere göre hareket edecek.
Vatan Gazetesi yazarı Ali Ağaoğlu konuyu köşesine taşıdı. İşte o yazı: Ukrayna ve Yunanistan’dan gelen iyi haberler piyasayı rahatlattı. Şimdi gözler 24 Şubat’taki PPK’nın faiz zirvesine çevrildi. Sürpriz yaşanır mı?
Kabul edelim ki 2015 yılının her günü değilse bile her haftası sürprizlerle dolu olacak. Endişeler ve olumlu/olumsuz sürprizler finansal piyasalardaki oynaklığı (volatilite) artıracak. Bazı “dalga sayımları” 2015 yılını, bazıları da 2016 yılını önemli değişimlerin yaşanacağı yıllar olarak veriyor. Bunlar doğrudur, değildir. Çok fazla tartışmaya gerek yok, öngörülebilir gelecekte neler yaşanabileceğine bakıp karar vermekte fayda var.
Geçtiğimiz hafta; olumlu sürprizlerin; size öyle gelmiyor olabilir ama; daha fazla olduğu bir hafta oldu. Ukrayna’da ateşkes ilan edildi. Merkel ve Hollande’ın Putin ile yaptıkları görüşme maratonu sonrasında Ukrayna’da silahlar bir süre için sustu. Kalıcı olacak mı? İhtimal var ancak henüz daha yüzde 50’nin çok az üzerinde. Yine de bu olasılık piyasaları rahatlattı.
İkinci “olumlu sürpriz” Yunanistan ve AB görüşmelerinden geldi. Bir anlaşma oldu mu? Hayır, henüz bir anlaşmaya varılamadı. Olumlu olan kısmı, henüz daha “taraflar” masada ve görüşmeler sürüyor. “Olağanüstü toplantı” sonrasında taraflardan birinin; ihtimaldir ki Yunan Maliye Bakanı Varoufakis; masadan kalkacağından korkuluyordu. “Oyun teorisi” konusunda uzman olan ekonomi profesörü “henüz” daha masayı terk etmedi. Almanya başta olmak üzere AB tarafı da “masada kaldığından” dolayı piyasalar bir “anlaşma” umudunu koruyorlar.
Ukrayna ve Yunanistan cephesinden gelen “olumlu” haberler piyasaları rahatlatırken, ABD cephesinde Dow Jones Endeksi değilse de S&P 500 Endeksi yeni bir rekor kapanışa imza attı. Her ne kadar üç önemli endeks ve özellikle de Dow Jones Transport (Taşımacılık) Endeksi’nde “uyumsuzluk” olsa da ABD endekslerinin “pozitif” seyri küresel piyasaları rahatlatıyor.
Bu rahatlamaların bizim piyasalarımıza olumlu etkileri de olmuyor değil. Özellikle de geçtiğimiz hafta Çarşamba günü 2.5156 ile tarihi zirve kurları haftayı 2.4575 seviyesinden kapattı. Ukrayna “ateşkesi” ile gerilimi azalan ve faiz indirimine rağmen 63.33’lere kadar gerileyen rublenin bu konudaki “desteğini” de atlamamakta fayda var.
TL değerlenmeye devam edecek Geçtiğimiz hafta başlayan TL’nin değerlenmesi, devam edecek. Gerek ‘euro’nun ve ‘ruble’nin değerlenmesi, gerekse de Merkez Bankası’na aklı selim politikacıların desteğiyle (kur hızla yükselince, böylesi bir desteğe olan ihtiyaç arttı) TL’nin bir miktar değerlendiğine şahit olacağız.
Geçtiğimiz hafta Pazartesi günkü “Enflasyon Başçı’yı kurtardı, kuru bozdu!” başlıklı yazımda 2.50’nin sadece “psikolojik” önemi olduğunu ve “İlk teknik seviye 2.5125 ve ardından da 2.5465 geliyor” diye yazmıştım. 2.5125 terine 2.5156 görüldü. Ancak ikinci seviye görülmeden “olumlu” haberler geldi ve şimdilik geri dönüldü.
Geçtiğimiz hafta “geçici zirve” görüldüğü varsayımıyla bakıldığında ilk teknik “düzeltme seviyesi” olan 2.4580’e oldukça yakın bir seviyeye gelindi ve günlük/haftalık kapanış bu seviyeden oldu. Bu seviye aşağı geçildiği süreçte 2.4230 resmin içine girecektir.
24 Şubat’ta faiz indirimi olur mu? Önüzmüzdeki hafta 24 Şubat’ta “olağan” PPK toplantısı yapılacak. Bu toplantıya kadar yukarıdaki seviye önemli bir “destek” noktası olarak kalacaktır. Toplantıdan çıkabilecek sonuca göre; piyasa fiyatlamalarını yapacaktır. Bugünden benim tahminim “25 baz puanlık “mecburi” bir indirim”
yapılması yönünde. Anlamlı bir hamle olmayacak, daha da kafaları karıştırmaktan öte… Yine de bu ve benzeri beklentilerin yarattığı fiyatlamalar ile bu hafta içinde TL’nin dolar karşısında (Euro karşısında paritenin 1.1750’lere doğru bir “yolculuğa” çıkma ihtimalinden dolayı olmayabilir ve de “sepet kur” bazında değer kazandığını görebiliriz. Ancak bu yanıltıcı olmasın. Zira kalıcı olma olasılığı bence düşük. Zira 2.4650’nin aşılması halen daha bu yıl içinde; eğer kalıcı iyileştirme sağlayacak adımlar atılmazsa; halen daha Dolar/TL kurlarında 2.70 ihtimali düşmüş değil.
Petrolde 61.70 $ seviyesi aşılırsa... 115 dolar seviyelerinden 45.16 dolar seviyelerine gerileyen Brent petrolünde “dip görüldü”. En azından yeni bir “olay” çıkan kadar. Geçtiğimiz hafta için 56 dolar seviyesi önemliydi. 50 günlük Basit Hareketli Ortalamaya (BHO) denk gelen bu seviyenin “kararlı” bir şekilde aşılmış olmasıyla Brent petrolünde yeni bir döneme girildi.
Yükselişlerin ilk aşamada 61.70 dolar seviyesine kadar çıkması olasılığı vardı, Cuma günü 61.73 görüldü, kapanış 61.45’ten gerçekleşti. Bu seviye ilk denemede tutabilir. Yeniden 56.30’lardaki 50 günlük BHO’ya yakınlaşılsa da önümüzdeki iki-üç hafta içinde petrol fiyatlarındaki yön yukarı görünüyor.
61.70’in aşılması durumunda kademeli olarak gidilecek olan 74.50 dolar seviyesi var. Böylesi bir hareket; hem Türkiye’nin “petrol düşüşünden en olumlu etkilenen ülkelerden biri olma hikâyesini” hem geçtiğimiz hafta önemli düşüş kaydeden “cari açık” rakamını ve belki de en önemlisi önümüzdeki hafta yapılacak PPK toplantısındaki faiz kararını “olumsuz” etkileyebilecek. Bu hafta gelecek dönem için sakin ama yön gösterici bir hafta olacak.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.