E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaAracı Kurum RaporlarıPiyasalarda baskı devam eder mi---

Piyasalarda baskı devam eder mi

Piyasalarda baskı devam eder mi
08 Ekim 2012 - 08:58 borsaningundemi.com

Suriye faktörü piyasalarda baskı yaratmaya devam edecek mi? Analistker ne öneriyor?

Gedik Yatırım Yurtiçi Satış Müdürü Eral Karayazıcı tarafından hazırlanan "Suriye faktörü baskı yaratmaya devam edecek mi ? " başlıklı Pusula Raporu :
"Önceki hafta ailece değer kaybeden borsalar geçen hafta dengelendi ve özellikle cuma günü beklentilerden iyi gelen ABD verilerinin katalizörlüğünde ibreyi yeniden yukarı çevirdi.
IMKB cephesinde ise önceki hafta 100 endekste yaşanan % 2,3 oranındaki kaybı takiben banka endeksi % 4,2 değer kazanarak haftanın en iyi performanslarından birine imza atarken, sanayi endeksi izlediğimiz 42 borsa endeksi içinde % 0,7 kayıpla haftanın en zayıf performans gösteren üçüncü endeksi oldu.
SURİYE FAKTÖRÜ BASKI YARATMAYA DEVAM EDECEK Mİ ?
Sanmıyoruz. Perşembe günü twitter adresimizde ( @eralkarayazici ) paylaştığımız üzere biz Türkiye'nin Suriye'ye tek başına müdahale etmesi ihtimalini son derece düşük buluyoruz. Sınırda tansiyonun yükselmesinin ise NATO kapsamında bir askeri müdahaleye neden olacağını ve bu yönde bir operasyonun çok kısa süre içinde tamamlanması muhtemel ( Libya benzeri ) bir opsiyon olduğunu düşünüyor, bu seçeneğin IMKB adına geçici bir çalkantıdan öte risk oluşturmayacağını tahmin ediyoruz.
Öte yandan süreç herhangi bir NATO operasyonuna da zemin oluşturmayacak biçimde Suriye'deki iç çatışma sırasında Türkiye sınırları içine düşen top mermilerine uluslararası hukukta tanımlı misilleme hakkımızı kullandığımız bir çizgide gelişiyor.
Hafta sonunda bu cepheden Türkiye sınırları içine düşen yeni top mermileri ve Türkiye tarafından gerçekleştirilen yeni misilleme haberleri geldi. Para piyasaları bu gelişmelere kayıtsız değil ( Asya işlemlerinde % 0,6 oranında Usd/Trl yükseldi ) elbet etkili oluyor ancak biz her birinin bir öncekinden daha sınırlı etki gösterdiği karşılıklı top atışlarının adım adım piyasa gündeminin merkezinden uzaklaşacağını tahmin ediyoruz.
Çünkü burada esas unsur Suriye Türkiye'ye top atışı yapmıyor, iç çatışma sırasında istem dışı sınırı geçen top mermileri oluyor, Türkiye'de elbette canınız sağ olsun demiyor ve karşılığını vererek faturayı kesiyor.
Geçen hafta savaş paniği ile satışa geçen yerli yatırımcıların etkisi ile IMKB sanayi endeksi % 0,7 değer kaybederken yabancı yatırımcıların etkinliği ile yön bulan IMKB banka endeksinin % 4,2 yükselmiş olması bize uluslararası fonların da Suriye meselesini bizim gibi yorumladıklarını düşündürüyor.
YURTDIŞINDA NELER OLUYOR ?
Uluslararası piyasaları domine eden iki başlık AB borç krizi ve dünya genelinde yaşanan ekonomik durgunluk. Durgunluğun aşılması için parasal genişlemelere gidiliyor, en kötü de geride kalmışa benziyor.
Borç krizi konusunda ise Avrupa yol kat etmeyi sürdürüyor. Bugün Euro Grup maliye bakanları, 18-19 Ekim tarihlerinde ise AB liderleri bir araya gelecekler. Konu malum sorunlar ve çözümler.
Hal böyle olunca da piyasalar bu takvim döneminden pozitif etkileniyor, borç stoku yüksek ülkelerde ufukta beliren iyi haberlerin beklentisi ile faizler düşüyor, güvenli ülke tahvil piyasalarından para çıkışı yaşanıyor.
Önceki hafta piyasalarda yaşanan düzeltme sırasında % 6,11'e kadar yükselen 10 yıl vadeli İspanya tahvil faizi geçen haftayı % 5,68 seviyesinde tamamladı.
Daha dikkat çekici bir hareket ise güvenli ülke tahvil piyasalarında yaşandı ve bu marketlerde yaşanan para çıkışı ile önceki hafta % 1,59 seviyesini test eden ABD 10 yıllık tahvil faizi % 1,74 'e önceki hafta % 1,42 seviyesini test eden Almanya 10 yıllık tahvili ise % 1,52 seviyesine yükseldi.
Özellikle cuma günü bu iki cephede ( Alman & ABD tahvil marketleri ) gördüğümüz güçlü para çıkışı genel piyasa psikolojisi için iyiye işaret.
Para adressiz, sahipsiz kalmıyor mutlaka bir yere park etmesi lazım. 2011 son çeyreğinden itibaren Altın'dan güvenli liman bayrağını devralan borç stoku düşük ülke tahvillerinden çıkan para, başta borsalar ve borç stoku yüksek ülke tahvilleri olmak üzere riskli varlıklara yöneliyor.
Bu eğilim bizim borsalarda yükseliş trendinin ( düzeltmeler eşliğinde ) asgari ocak sonuna kadar ( nisan sonuna kadar dahi olabilir ) süreceği yönündeki beklentimizi destekliyor.
PARA BOLLUĞU ALTIN'I YENİ ZİRVELERE TAŞIYABİLİR Mİ ?
Güçlü kuşkularımız var. Elbette varlık fiyatları ailece yükselip düşüyor, hisse senetleri ve emtialar para bolluğu & pozitif beklentiler ile birlikte yükselirken Altın'da bu rüzgardan yararlanabilir ve gram fiyatı TL karşısında 103 TL direncini aşarak 110 TL görebilir.
Yatırımcıların büyük bölümü 2008 mortgage krizinden sonra hafızalara yerleşen Altın güvenli liman algısı ile değerlendirmeler yapıyor ve Altın'a yatırım yapmaya eğilimli görünüyor. Biz bu noktada ayrılıyor ve Altın'ın güvenli olmadığını düşünüyoruz.
Bir finansal ürünü yatırım yapılabilir kılan ilk başlık pozitif beklentileri barındırıp barındırmadığıdır. Faizlerin dünya genelinde tarihi düzeyde düşük olduğu ve bu durumun asgari 2 yıl süreceği günümüz koşullarında ( Altın üzerinde en etkili faktör faiz oranlarıdır ) para da bol olduğuna göre Altın cephesinde beklentiden yana bir sorun yok.
Bir finansal ürünü yatırıma uygun kılan ikinci başlık ise ucuz olmasıdır. İşte Altın cephesinde sorun bu noktada ortaya çıkıyor Altın son derece pahalı.
Yukarıda solda yer alan grafik 1994 - 2012 döneminde Altın'ın dolar bazı değerinin Bakır'ın dolar bazı değerine oranını gösteriyor.
Bakır deyip geçmemek lazım, bu emtia gerek fiziksel ve kimyasal gerekse teknik özellikleri yüzünden demirden sonra sanayide en fazla kullanılan metal. Gerek demir ile gerek ise bakırla karşılaştırdığımızda Altın asgari % 50 pahalı.
Yukarıda sağda yer alan grafik ise TL cinsinden gram altın fiyatının 2004 yılından bugüne nereye yükseldiğini gösteriyor. En düz ve basit hali ile bugün 102,5 TL olan gram Altın'ın değeri 2005 yılında 18 TL, 2008 yılında 35 TL, 2010 yılında 60 TL idi.
Tasarruf sahipleri finansal ürünlere salt nasıl gittiğine ( geçmişte ) bakarak yatırım yaptıklarında önemli hüsranlar yaşanabiliyor.
2005 yılında 400 $ olan Altın'ın 2008 - 2011 döneminde 700 $'dan 1,900 $'a yükselmesinde düşük faizler ve para bolluğu kadar etkili olan iki önemli faktör daha vardı.
İlki mortgage krizini takiben bankalar ve ülkeler bazında zincirleme iflasların yaşanacağı ve parasal sisteme olan güvenin yok olacağı yönündeki korkular, ikincisi ise sorunların aşılması için uygulamaya konan para bolluğunun dünya genelinde hiperenflasyona neden olabileceği endişesiydi.
AB'de bir ülke iflas ederse diğerlerini de peşinden sürükler, ülkeler iflas ederse bankalar da zincirleme iflaslara sürüklenir Avrupa Birliği dağılır senaryolarına karşın, Yunanistan fiilen iflas etti, peşinden İspanyol bankalarını yardıma muhtaç duruma düşürdü ancak sistem çökmedi, ödenen bedeller ile kalan sağlar bizimdir diyerek Avrupa yoluna devam ediyor.
Kuşkusuz 2013 - 2015 dönemi Avrupa'da yeni bedellerin ödendiği nöbetlere sahne olabilir. Ancak kapitalizmi sarsacak depresyonlara izin vermeden AB bu süreci bölümler halinde yaşamayı başarıyor, zincirleme iflaslara yönelik riskler azalıyor.
Hiperenflasyon korkuları da devre dışında, son 3 yıl içinde ABD 4, Avrupa iki parasal genişleme uyguladı ancak büyüme momentumu zayıf seyrettiği için enflasyon oranlarında bir aşırılaşma yaşanmıyor.
Özetle Altın yükselişini besleyen dört faktörün ikisini yitirmiş durumda. Para bolluğu ve varlık fiyatlarındaki genel yükseliş eğiliminin katkısı 1,800 $ üzeri yolculuk için yeterli olmayabilir.
Bu nedenle biz Altın cephesinde kısa vadeli yönün varlık fiyatlarında genel yükseliş trendinden ayrışarak sürpriz negatif senaryolara da açık hale geldiğini, uzun vadede ise ( 3 - 7 yıl ) aşırı pahalı hale gelen bu finansal ürünün aşağı yönlü risklerinin yukarı yönlü sunduğu fırsatlardan çok daha yüksek olduğunu düşünüyoruz.
IMKB 'DE DÜZELTME TAMAMLANDI MI ?
Geçen hafta bir toplantıya katılacak olmamız nedeni ile pusulayı yayınlayamadık. 24 Eylül tarihinde yayınladığımız son pusulada (http://www.gedik.com/icerik-dosyalari/file/240912_pusula.pdf ) " borsalarda önümüzdeki 1-2 haftalık kesitte % 5 'ler mertebesinde kısıtlı ama hızlı yaşanabilecek bir geri çekilme riskinin senaryolar içinde olduğu görüşündeyiz. Bu bakıma kısa vadeli hisse pozisyonlarında önümüzdeki 2 hafta içinde IMKB 100 endeksinde 65.500 puana kadar yaşanabilecek geri çekilmelerde alım hamlesine kaynak yaratmak üzere portföy bazında % 25 - 50 arası oranlarda nakde geçilebileceği görüşündeyiz. Olası satış dalgalarında 65,500 puan civarının alış hamleleri için uygun olduğunu düşünüyoruz" değerlendirmesine yer vermiştik.
Gerçekten de geride kalan 2 haftada gerek dünya borsalarında gerek ise IMKB 100 endeksinde % 3 ile % 7 arası oranlarda geri çekilmeler yaşandı ve hafta içinde ibre yeniden yukarı döndü.
IMKB de Suriye faktörünün katalizörlüğünde bu satış dalgasından nasibini alarak perşembe günü 65.600 puana kadar gerilediyse de bu seviyeden güçlü alışlarla karşılanarak haftayı 67.383 puan seviyesinde tamamlandı.
Ekim ayının devamı piyasaları pozitif etkileme potansiyeli yüksek 2 ayrı beklenti barındırıyor.
1-AB cephesinde borç krizinin çözümüne yönelik hamleler içermesi muhtemel 18-19 Ekim tarihli AB liderler zirvesi gerçekleştirilecek.
2- ABD 9 aylık bilanço sezonu yarın Alcoa ile başlıyor. ABD bilanço dönemleri şirket bazı haber desteği sağladığı için genelde marketlere olumlu yansıyor.
Bu nedenle biz geride kalan 2-3 haftalık kesitte düzeltme ve güç toplama gereksinimini yerine getirmiş görünen Hisse senedi piyasalarının ekim ayının devamında ılımlı pozitif bir seyre sahne olmasını bekliyor, IMKB 'de de düzeltme sürecinin tamamlandığını düşünüyoruz.
STRATEJİ
Halen piyasalarda ocak sonuna kadar pozitif eğilimin sürmesi olasılığını yüksek buluyor, FED 'in parasal genişleme hamlesi nedeni ile genel eğilimin ılımlı pozitif bir biçimde nisan sonuna kadar sürmesi olasılığını dışlamıyoruz.
Ocak sonuna kadar olan kesitte IMKB 100 endeksinde yukarı yönlü seyrin 72.000 - 75.000 puan aralığını hedeflediğini ve geri çekilmelerin kalıcı bozulmalara neden olmadan yeni alım dalgalarını tetikleyeceğini düşünüyoruz.
Öte yandan kasım ayı içinde 1-2 hafta süreli yeni bir düzeltme yaşanması olasılığını yüksek buluyor bu kesite kadar olan sürecin ılımlı pozitif bir biçimde devam edeceğini tahmin ediyoruz.
IMKB geride kalan 3 aylık kesitte dünya borsalarında yaşanan yükselişe ( ortalama % 10 kadar ) daha kısıtlı katılım göstererek pahalılık sorununu ortadan kaldırdı.
Bu bakıma biz negatif ayrışma sürecinde aşağı yönlü marjın % 2 - 3 mertebesine indiğini düşünüyor, önümüzdeki 1-2 hafta içinde FITCH tarafından kasım ayında Türkiye'nin durağan olan ülke kredi notu görünümünün pozitife alınacağı yönündeki beklentimiz paralelinde IMKB'nin yeniden dünya borsalarından pozitif yönde ayrışmaya başlayacağını tahmin ediyoruz.
Bu haftaya ilişkin olarak ise geçen haftayı 67.383 puanla noktalayan IMKB 100 endeksinin 67.100 ve 66.300 desteklerinden güç bulma şansını yüksek görüyor, ekim ayı içinde 68.300 direncinin yukarı geçilebileceğini düşünüyoruz.
USD/TRL
Gerek Suriye faktörünün gerek ise yurt dışında yaşanan 2 hafta süreli düzeltme sürecinin etkisi ile 1,81 seviyesini test eden ve haftaya 1,8060 seviyesinde başlayan USD/TRL her ne kadar 1,81 seviyesini geçmesi durumunda 1,84 seviyesini test etme potansiyeli taşıyorsa da,
Biz bu cepheyi alış yönünde işlemler için emniyetli bulmuyor, ana rotanın asgari ocak sonuna kadar aşağı olduğunu düşünüyoruz.
Öte yandan 1,79-1,81 aralığında sıkışma eğilimi süren USD/TRL de aşağı yönlü hareketlerde yakın desteğin 1,76 seviyesi olduğunu düşünüyor nisan sonuna kadar olan kesitte ise 1,60 seviyesinin test edilmesi ihtimalini dışlamıyoruz.
Tablo ve grafikler ile orijinal pusula
http://www.gedik.com/icerik-dosyalari/file/081012_pusula.pdf

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)