Piyasalara Clinton dopingi

Bugün iki başkan adayı Donald Trump ve Hillary Clinton arasında yapılan münazarada, genel itibariyle Clinton’in ağır basması küresel piyasalar açısından olumlu karşılandı.

Önümüzdeki süreçte başkanlık seçimine ilişkin beklentiler piyasalar üzerinde etkili olmaya devam edecek. Trump’a ilişkin görüşlerin ağır basması küresel risk iştahında gerileme sağlayabilecekken Clinton’in mevcut konumunu koruması ise piyasaların moral bulmasını sağlayacaktır. Trump’ın başkan olması durumunda izleyeceği politikalar neticesinde dünya ticaret hacminde düşüşler meydana gelebilir. Diğer yandan korumacı politikalar neticesinde göçmen karşıtı söylemler başta Meksika ve Kanada ekonomileri üzerinde negatif etki yaratabilir. Trump’ın fevri çıkışları jeopolitik tansiyonu artırırken, dünya düzenini sekteye uğratma riski de bulunmakta.

4, 9 ve 19 Ekim olmak üzere Trump ve Clinton arasında 3 münazara daha gerçekleşecek. Bu münazaraların içeriği ve adayların psikolojik durumları finans piyasaları açısından da oldukça önemli olacak. Mevcut durumda yapılan anketlerde Clinton yüzde 45.7, Trump ise yüzde 43.4 oranında oya sahip. Geçtiğimiz haftalarda Clinton’in sağlık sorunlarına ilişkin çıkan videolar Trump’ın oylarında artışa neden olsa da mevcut durumda Clinton önde yer almaya devam ediyor.

Trump son söylemlerinde ABD piyasalarında balon olduğunu ve Fed’in faizleri artırması durumunda ABD borsalarında çöküş olabileceğini ifade etti. Trump’ın başkan olması finansal piyasalar açısından ilk etapta olumsuz fiyatlamaların görülmesine neden olabilir. Küresel risk iştahının gerilemesi hisse fiyatlarını baskılayacakken, güvenli limanlara olan talebi canlandırabilir. Bu aşamada gelişen ülke varlıklarındaki kayıplar daha derin olabilir. Clinton’in başkan olması ise ilk etapta piyasalar açısından olumlu karşılanacaktır. Bu durumda piyasalarda normal seyrin devamı beklenebilir.

Trump’in piyasalar açısından risk teşkil etmesinin altında seçim kampanyaları sürecindeki demeçleri oldu. Dünya ticaretine ilişkin endişeler ilk etapta ön plana çıkacaktır. Trump, Temmuz ayı içerisinde yaptığı bir konuşmada, ABD’nin Dünya Ticaret Örgütü’nden (DTO) çıkabileceğini ve anı zamanda DTO’nun bir facia olduğunu ifade etti. Trump’ın seçim kampanyalarındaki bir diğer önemli nokta ise göçmen karşıtı söylemleriydi. Trump, ABD ile Meksika arasında bir duvar örülmesini ve bu duvarın masraflarını Meksika’nın ödeyeceği vaatlerinde bulundu. 2014 yılı rakamlarına bakıldığında ABD’de 11,7 milyonu aşkın Meksikalı göçmen mevcut. Bu nedenle göçmenlere ilişkin izleyeceği politikalar önemli olacaktır. Sadece göçmenlere ilişkin değil, Müslüman insanlara ilişkin görüşleri de önemli bir nokta. Trump, Müslümanların ABD’ye girişlerinin yasaklanacağı konusunda söylemlerde bulunmuştu. Trump’in bu çıkışları jeopolitik tansiyonu artırırken, başkan olması durumunda dünya düzeninin sekteye uğrama ihtimali yüksek görünüyor.

Yukarıdaki grafikte  Trump’in popülerliği ve dolayısıyla oy oranı arttığı zamanlarda, Meksika Pesosu’nda değer kayıpları söz konusu olurken, Trump’in başkanlık yarışında geride kalması Meksika Pesosu’nun değerlenmesine yol açtığı görülüyor. Başkanlık seçimine doğru yaklaşırken bu oynaklığın devam etmesi beklenebilir.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.