'PİYASALAR NEYİN NE OLDUĞUNU ANLADI... Geçtiğimiz hafta FED’in vermiş olduğu tabiri caiz ise acayip karar sonrası, piyasalar bürünmüş oldukları aşırı olumlu havadan çıkmış gibi gözüküyor, tabi bu arada her ortamda sevinç olsun üzüntü olsun tepkilerini en aşırıda veren Türkiye bu işlerde dalgalanmayı en fazla hisseden ülke oldu. Hatırlayacak olursak; 18 Eylül günü 2.0060 seviyesinde seyreden USD/TL ve aynı gün 2,6874 TL/EUR ve bunlara bağlı olarak 2,3465 TL/Sepet fiyatı vardı. Karar ardından 2,2900 TL/Sepetlere kadar çok da rasyonel olmayan bir şekilde geri gelindi. BIST tarafında ise 75,100 den gap yaratarak 80,500 seviyelerine yaklaşık yüzde 8 oranında bir artış gördük. Sabit getirili menkul kıymet tarafında ise hızla 8 bileşiklerin altına gelindi.
FED ne dedi? FED ertelemeden bahsederken, iyi habere aç olan piyasalar bunu iptal olarak algıladı. Ama daha sonrasında FED’in üyelerinden ağız birliği etmişçesine hatta piyasaları bununla manipule mi ediyor dedirtecek kıvamda ters açıklamalar geldi. Bizce bu bir bakıma hata ile yüzleşme idi. Varlık alım azaltmalarının (tapering) Ekim’de bile başlayacağını düşünen FED üyeleri bir anda türedi. Tabi hayatı uçlarda yaşamayı seven bizler de yine en fazla olumsuz etkilenen bölge olduk. Cuma sabah saatlerinde Sepet TL karşısında 2,40’lara kadar yükselirken USD/TL 2,0400 ve EUR/TL’de 2,7500 seviyelerine yükseldi. BIST ise yaratmış olduğu Gap’i kapatmakta kararlı hareketine devam edip 75,188 düşüklerini test etti. Nispeten dış gelişmelerden en az etkilenen ama buna rağmen yine irrasyonel olarak adlandırılabilecek bir hız ile hacimsiz şekilde 7,50% bileşik seviyelerine gelen gösterge kağıt faizleri de Cuma günü tekrar 8,50% raddelerine yükseldi.
Bu hareketlerin ana kaynağı olarak Merkez Bankası’nın piyasada yaşanan döviz rahatsızlığını yok sayar gibi davranması. Geçtiğimiz ay, AA Finans Masası toplantısında seviye telafuz eden Başçı’nın bu seviyelere ulaşmak için detaylarını açıklamadığı alışık olmadığımız önlemlerin bir türlü açıklanmaması ve tek silah olarak ihale yolu ile döviz satılması piyasaları rahatlatmıyor. İşin enteresanı ise döviz her düşüşünde halk kurumsal talep ile karşılaşıyor. FED üyesi Lacker yaptığı konuşmada varlık alımlarının azaltılmasının diğer Merkez Bankalarını zorlayacağını ve bunlara karşı önlemler alınması gerektiğinin altını çizdi. Fitch, Perşembe günü Türkiye özelinde yaptığı açıklamalarda, altını çizdiği tüm ayrıntılar dışında Merkez’in artan döviz karşısında politika değişikliğine gitmek zorunda kalabileceğini söyledi. Emsallerimiz ile karşılaştırıldığımızda varlık fiyatlarımız da zayıf TL’ye bağlı olarak aşağı daha hızlı gelmekte.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Bloomberg’e yaptığı konuşmada yaşanan süreci çok doğru bir şekilde varlıkların yeniden fiyatlandığı bir dönem olarak niteledi. Ancak TL bazlı varlıkların bu denli düşmesi ve TL’nin aşırı değer kaybı bizce ekonomi üzerinde kalıcı yaralar açabilir. TUIK’in son araştırmasında Tüketici Güven Endeksi’nin Eylül’de sıkı bir düşüş ile 72,1’e gerilediğini gördük, Ağustos’ta bu endeks 77,2 idi.
Hafta piyasalar açısından tamamen bir hayal kırıklığı ile kapandı. Merkez’den gelmek bilmeyen aksiyonlar ile artan USD (Sepet: 2,2,3975) piyasaların geneline olumsuz yansıdı. Faiz 8,50% bileşiklere geri yükselirken, BIST 100 ise günü 1.12%’lik bir düşüş ile 74,772 puandan kaparken haftalık düşüş ise yaklaşık yüzde 4 civarında gerçekleşti. 6 gün üst üste düşen ve kritik 75100 seviyesinin altına inen BIST’de yeni destek 72500 seviyelerinde.
Yurt dışındaki gelişme ve beklentilere geçmeden önce bu haftaki yazımızda bir değişiklik yapıp bizi bu hafta ne gibi veri, toplantı ve konuşmaların beklediğinin altını çizmek isteriz. Bu hafta önemli veri seti dışında hemen hemen her FED üyesi bir yerlerde bir şeyler konuşacak; ama hiç şüphesiz en önemlisi FED Başkanı Ben Bernanke’nin Perşembe günü St. Louis’de yapacağı konuşma olacaktır. Piyasalar burada hem geçen kararın gerekçelerini hem de önümüzdeki FED toplantısında alınabilecek olan kararın içeriği hakkında bilgi edinmeye çalışacaklardır. Bernanke’nin bu kararı piyasalar tarafından ilk etapta olumlu karşılanmış olsa da, diğer üyelerin pişman tavırları soru işaretleri oluşturmuştu.
Toplantı tarafında ise önem sırasına göre Avustralya Merkez Bankası’nın faiz toplantısını, Çarşamba ECB ve Cuma da BOJ takip edecek. ECB son açıklamaları ile yeni LTRO’lar (Uzun Vadeli Refinansman Operasyonları) sinyali verince ve eğer bu karar uygulanırsa artacak olan likidite ile Euro üzerinde baskı oluşabilir. Ancak ilk yapılan iki LTRO’nun ne kadar başarısız olduğu göz önüne alındığında böylesi bir kararın da ECB’nin hatalı kararlarına eklediği yeni bir karar olacaktır. ECB benim düşünceme göre hala daha borç verme faizini borç alma faizine yani sıfıra eşitlemeli.
BOJ tarafında ise yüzler gülüyor ve yetkililer de izlenen para politikasının Japonya ekonomisine olumlu katkı yaptığına inanıyorlar. Bu sebepten yola çıkarak, BOJ’nın para politikalarında izlediği sınırsız varlık alım programının aynı hızda devam edeceğine inanıyoruz.
Gelelim veri setine; burada tüm hafta gerçekten çok meşgul olacağız. Hiç şüphesiz ABD’nin para politikasını üzerine inşa ettiği İşsizlik Verisi (NFP) Cuma günü açıklanacak, Çarşamba öncü olarak nitelendirilebilecek olan ADP yani Özel Sektör İstihdam artışı ve Perşembe haftalık işsizlik başvuruları gündeme oturacak. Bir dizi açıklancak olan PMI’lar içinde biz dikkatinizi Pazartesi Çin HSBC Öarkit Üretim ve Chicago PMI’a, Salı ise Çin’in kamu PMI’ına çekmek isteriz. Pazartesi günü Japonya için önemli Tankan raporu açıklanacak, Salı ve Perşembe günleri de ABD’nin Üretim ve Üretim Olmayan ISM rakamları açıklanacak.
Yurt dışı piyasalar beklentilerimizi yukarıda bahsettiğimiz veri ve toplantılar nezdinde incelemeye çalışacağız.
Bütün bir sene dar bantlarda trade eden paritelerin senenin geri kalanında daha değişik bir yol izlemesi beklenmemekte. FED’in 18 Eylül’de verdiği kararın akıbeti Bernanke’nin Perşembe günü yapacağı konuşma ile yönü belirlenecektir. Tahmin edilebilirliklerin en önemli unsur olduğunu eğer Bay Bernanke hatırlar ve piyasalara gerçek planlarını anlatırsa en azından kısa vadede 2013 sonuna kadar yolumuzu çizebiliriz.
FED’in üyeleri ne yönde oy kullanmış olsalarda aşırı büyüyen bilançolarından rahatsız olmuş durumdalar ve bunun en kısa zamanda daha fazla büyümesini engellemeye çalışacaklarını düşünüyoruz. Ekonomik verilerin de ve özellikle istihdama yönelik olanların bu hafta çok da olumsuz gelmemesi bu kanıyı güçlendirebilir. Son zamanlarda ABD’nin borç tavanına ilişkin beyanatların artması ve zamanın yaklaşması (17 Ekim) ABD tahvillerine ‘güvenli liman’ olarak alım getirdi ve bu da piyasalarda küresel anlamda fonlama maliyetleri üzerinde gözle görülür bir rahatlama sağladı. FED tapering kararını Suriye yüzünden ertelemediği gibi eğer o kararı verecekse, ‘borç tavanı’ sebebi ile vermemezlik etmeyecektir.
Önümüzdeki haftanın veri ve toplantı setine bakacak olursak, FX trade edenler için USD/JPY paritesini favorim olarak öne çıkarabilirim. Ancak 30 günlük düşüklerinde trade eden DXY (80,12), USD için şu anda çok da olumlu sinyaller vermese de teknik değil ama temel olarak tutunabilir.
Veri yoğun bir hafta yaşayacağız. Genel gidişat ABD Merkez Bankası Başkanı Bernanke’nin St. Louis’de yapacağı konuşma ve İstihdam verileri ile yön bulacak.
Genel USD zayıflığından kaynaklanan gerileme bu hafta Merkez Bankaları’nın toplantıları neticesinde USD lehine dönebilir.
BIST-100:
Kapanış: 74,772
Gün İçi İşlem Aralığı: 74,772 – 75,870
Destekler: 73,660; 72,752
Dirençler: 75,006; 75,100
75,100’ün kırılması moralleri bozmuş olmalı. Esas kuvvetli destek 72,750 seviyesinde. 6 gün üstüste düşen BIST 100 kısa vadeli bir reaksiyon da verebilir. Bilançoların son şeklini alacağı 30 Eylülpiyasa kapanış varlık fiyatları önemli olacaktır.'
Phillip Capital Araştırma
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.