Hisse senedi piyasalarında bir süredir beklenti oluşturan ABD'deki paket kabul edilmesine rağmen tatminkar bulunmadı. Önceki hafta canlandırma paketinin büyüklüğünün 937 milyar dolara kadar çıkabileceği bekleniyordu. Ancak paketin tehlikeye girmemesi için Cumhuriyetçilerin istediği gibi tırpanlanmasına müsaade edildi. Ayrıca yeni Hazine Bakanı Timothy Geithner'ın merakla beklenen banka kurtarma paketi ise tam olarak anlaşılamadı. Kısaca hem bu yöndeki beklentilerin sona ermesi hem de yeni belirsizliklerin ortaya çıkması, borsaların lokomotifini aşağı döndürdü. ABD, Avrupa ve Japon borsaları son kayıplar sonrası haftayı öyle kritik bir yerde kapattılar ki, hem teknik göstergeleri bozuldu hem de yeni dip arayışlarına başlayabileceği kuşkularının artmasına yol açtı. Dow Jones 2008 yılı içinde 14 bin puanındaki zirveyi ikinci kez gördükten sonra Eylül 2008'de Lehmann'ın iflasıyla 10 bin 500 puandaki destek noktasını kırarak Kasım 2008'de 7 bin 450 puana kadar gerilemişti. Bu borsanın en önemli destek noktası en son 2002 yılında gördüğü 7 bin 200 puanda bulunuyor. Bu kapsamda borsalarda belirgin bir ayrışmadan bahsetmek istiyorum. ABD ve Avrupa borsaları sene başından bu yana yüzde 8-10 değer kaybetmiş durumda. Asya borsalarında ise Japonya Borsası'ndaki kayıp yüzde 12. Bu durum, gelişmiş borsalardan kaçışı işaret ediyor. Buna karşılık Çin Borsası bu süre zarfında yüzde 35, Brezilya yüzde 10, Rus Borsası ise yüzde 5'e yükselmiş durumda. İMKB endeksi ise daha çok gelişmiş borsalara ayak uydurarak yüzde 6,2 geriledi. Kısa vadede ayrışmayı sağlayabilecek 3 önemli beklenti var. Birincisi IMF anlaşması... Kısa vadeli borç sorununu çözeceği düşünülen ve finans piyasalarına güven tesis etmesi beklenen bu anlaşma gerçekleşirse olumlu bir etki gösterecektir. Ancak bu etkinin kısa süreli olacağını düşünüyorum. Macaristan örneği gibi... İkinci beklenti olarak 2008 yılı banka bilançoları... Endeksi önemli ölçüde etkileyen banka bilançoları beklenti oluşturmakla beraber geçen hafta ulaşan bazı bilançolar, olumlu etki yapmadı. Bu, diğer büyük şirket bilançolarının da hisse fiyatlarına olumlu yansımayacağı sinyalini verdi. Yabancı yatırımcı, daha çok 2009 yılı ilk çeyrek rakamlarıyla ilgileniyor. Üçüncü beklenti olarak, 29 Mart'ta yapılacak yerel seçimler... Seçim sonucu siyasi dengeleri belirlemesi açısından oldukça önemli. Bu nedenle 2004 yılında olduğu gibi seçimin son gününe kadar beklentilerin diri tutulacağı göz önüne alınmalıdır. 2004 yılında Borsa, bir dip hareketi sonrasında seçimlere kadar son bir ayda yüzde 25 yükselmişti. Böylesi bir gelişmenin mart ortasından itibaren satın alınması söz konusu olabilir. Kısa vadede beklenti oluşturan gelişmeler açısından en önemlisi yerel seçimler olacak. Bu üç beklentiye 31 Mart tarihinde son bulacak ABD'nin dev otomotiv şirketleriyle ilgili gelişmeleri ekleyebiliriz. Bu sorunlu şirketlerin aldıkları büyük kredileri geri ödeyip ödeyemeyecekleri, piyasalar tarafından ilgiyle izleniyor. Şu ana kadar otomotiv satışları istenilen ölçüde değil. Ama henüz her şey bitmiş de değil. Son söz olarak borsalar teknik olarak yeniden satışa döndüler ama büyük bir düşüş olmayacağı hissindeyiz. 2001 krizinde edindiğimiz tecrübeler, borsa düşüşünün 12-15 hafta daha sürebileceği, ardından yavaş yavaş da olsa toparlanmanın başlayabileceği yönünde. Önümüzdeki hafta yatay ama satış baskılı bir seyir devam edebilir. Genel hareket bandı 21 bin-28 bin aralığı olarak gözüküyor. Cumhuriyet altını üçe katladı Ons'un dünya piyasalarında yeniden yükselişe geçerek 940 doları aşması, cumhuriyet altınına yaradı. Fiyatlar son 5 ayda yüzde 50'ye yakın yükselerek 330 bine dayandı. Bu yükselişte doların TL karşısında yükselmesi de etkili oldu. Cumhuriyet altını fiyatı 2004 yılının Temmuz ayında 120 bin lira seviyesindeyken 4 yılda neredeyse 3 katına ulaşmış durumda. Bundan sonra neler olabilir, fiyatlar daha yükselir mi, yoksa sert bir düzeltme mi gerçekleşir? Bu soruların cevabı gayet basit. Eğer parite dolar lehine gelişse de gelişmese de mevcut konjonktür altına yarıyor. Burada hassas soru TL'nin dolar karşısında ne yapacağı. Ons 1.000 dolara çıkar, dolar 1,75 lira olursa cumhuriyet altını muhtemelen 370 bine doğru çıkabilir. Bu nokta altın fiyatları için bir zirve olacaktır. 1 puanlık indirim bekleniyor Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, 16 Ocak toplantısında piyasa beklentileri üzerinde bir faiz indirimi gerçekleştirerek borçlanma oranını yüzde 15'ten 13'e, borç verme oranını ise yüzde 17,5'ten 15,5'e çekmişti. Önümüzdeki hafta perşembe günü yapacağı toplantıda da 100 baz puanlık bir indirim beklentisi hakim. Durgunluğu aşmak ve ekonomiyi yeniden canlandırmak için dünya genelinde faiz indirimleri devam ediyor. Düşüş eğilimine giren enflasyon verileri, petrol ve gıda fiyatlarının sakin seyri bu indirimi destekliyor. Piyasalarda en çok işlem gören tahvil fiyatları geçen haftalarda 14,96 ile taban yaptıktan sonra toplantı öncesi hafif bir yükselişle 15,22 seviyelerinde. Dünya piyasalarındaki endişeli bekleyiş daha fazla düşüşü sınırlasa da iyimserliğin artmasıyla 13'ler seviyesine doğru bir gerileme söz konusu olabilir. SELİM IŞIKLAR/ZAMAN GEÇEN HAFTANIN EN LERİ Değer kazananlar (%) 01 - Bossa 31,14 02 - Link Bilgisayar 24,58 03 - Armada Bilg. 20,31 04 - İpek Matbaacılık 19,05 05 - Koza Anadolu M. 18,95 06 - Garanti Fact. 18,93 07 - Doğusan 18,18 08 - L. Aslan Çim. 17,89 09 - Burçelik 15,65 10 - Ditaş Doğan 13,95 Değer kaybedenler (%) 01 - Aksigorta -21,38 02 - Akbank -17,48 03 - Sabancı Holding -16,36 04 - Beşiktaş F. Y. -14,21 05 - EVG Yat. Ort. -12,50 06 - T. Halk Bankası -10,81 07 - Bumerang -10,64 08 - M. Yılmaz Yat. -10,61 09 - Berdan Tekstil -10,00 10 - TEB -9,59
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.