E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Küresel bir pandeminin ve tarihin en sert resesyonlarından birinin ortasında, ana akım yatırım piyasalarında değerlemeler oldukça yüksek. Mart ayında korona virüsün neden olduğu düşüşün ardından gelen yükselişten bu yana, hisse fiyatları o kadar yükseldi ki, Oaktree Capital’ın Portföy Yöneticisi Howard Marks’a göre, “her yatırım aracının getiri potansiyeli hiçbir zaman olmadığı kadar düşük.” Başka bir deyişle yatırımcılar, belirsizliğin hakim olduğu bir dünyada, aldıkları riskin karşılığını bulamıyor. Dolayısıyla bu yıl finansal riskin ne anlama geldiği konusunda bilinçli olmak oldukça önemli.
Piyasalarda değerlemeler yükseldiğinde, yatırımcılar negatif şoklara karşı savunmasız hale gelir. Bu şokların en bilinen tetikleyicileri arasında, korona virüs vakalarında görülebilecek artış, ekonomik aktivitenin düşmesi ve perakende, seyahat ve hizmet sektörü gibi zorluk içindeki sektörlerde iflasların artış göstermesi olabilir. Dahası pandemi, jeopolitik tansiyonun yükseldiği bir dönemde ortaya çıktı. ABD ve Çin arasında eşi benzeri görülmemiş bir stratejik rekabet yaşanıyor.
Kısa vadede piyasalar, korona virüs ve aşı haberlerinin içeriğine göre hareket edecek. Bu riskler mevcudiyetini korurken, yatırımcılar olumsuz koşulların ardınan gelecek iyi zamanlara bakıyor ve ekonomilere verilen desteğe ve aşı cephesindeki hızlı gelişmelere olumlu tepki veriyor. Mart ve Mayıs ayları arasında ABD Merkez Bankası (FED) 2,3 trilyon dolarlık hazine tahvili satın alırken, İngiltere Merkez Bankası, ilk aşamada 200 milyar sterlinlik büyük ve hızlı bir varlık alımı programı başlattı. İngiltere Merkez Bankası’nın yaptığı varlık alımları, İngiltere’nin gayrisafi yurtiçi hasılasının onda biri değerinde gerçekleşti.
Dünyadaki diğer merkez bankaları da benzer hamleler yaparak, düşüş yaşayan piyasalara likidite aktardı. İngiltere hükümeti, karantinalar nedeniyle talepte yaşayan düşüşe karşılık, 123 milyar sterlin değerinde ekonomik teşvik paketi açıkladı. İngiltere’nin müdahalesinin boyutu eşi benzeri görülmemiş büyüklükte olsa da, IMF’nin tahminlerine göre diğer G7 ekonomilerinin mali önlemleri çok daha büyük olabilir. Şimdi ekonomik toparlanma yolda. IMF’nin son tahminlerine göre, 2021’de küresel büyüme %5,2 seviyesinde olacak.
Merkez bankaları piyasalara yön veriyor
Piyasalar bu şekilde ekonomik politika kararlarıyla yön buluyor. Politikaların yön verdiği bir piyasada ise en büyük risk politikaların değişmesi. Bunun son dönemde görülen bir örneği, 2007-2008 finansal krizinin ardından İngiltere ve diğer hükümetlerin kemer sıkma politikası oldu. Ancak talebin sürekli yetersiz kaldığı, kapasite fazlasının olduğu ve işsizliğin yüksek olduğu bir dünyada, hükümet desteklerinin 2021 yılında ani bir kararla sona erdirilmesi mümkün görünmüyor. Eli sıkılığıyla bilinen IMF bile, ekonomik desteklerin erken geri çekilmesinin risklerine karşı uyarıda bulundu.
Longview Economics’e göre, bugün piyasalardaki yüksek değerlemelerin nedenlerinden biri de merkez bankalarının varlık alımlarının, yatırım yapılabilir varlık miktarını azaltması ve piyasada likiditenin artması.
Merkez bankalarının alımları giderek daha fazla kurumsal tahviller gibi riskli kağıtlara yöneliyor. Böylelikle merkez bankaları bilançolarına daha fazla risk ekleyerek piyasalardaki risk oranını düşürüyor. Tüm bunlar yakın zamanda bir bankacılık krizinin ya da finansal istikrarsızlığın düşük ihtimalli olduğunu gösteriyor.
Merkez bankaları yaptıkları riskli yatırımlarda kayıp yaşasa ve teknik olarak borçlarını ödeyemez hale gelse bile, mevcut senyoraj değerleri, potansiyel kayıpların oldukça üzerinde.
Ancak merkez bankaları bilançolarını genişletmekten vazgeçerse, bu piyasalar için büyük bir risk oluşturacak. 2018’in sonlarında ve 2013 yılında bilanço küçültme konusundaki en küçük söylenti bile, ciddi ölçüde piyasa dalgalanmalarına neden olmuştu.
Faiz oranı tuzağı
Dünyadaki borç miktarının sürdürülemez ve asla tamamen ödenemeyecek olduğunu kabul etmek gerekiyor. Birinci ve ikinci dünya savaşlarının ardından, borç seviyeleri, vergi gelirlerini yükselten güçlü ekonomik büyüme ve fiili iflaslarla düşmüştü. Gelişmiş dünyanın verimliliğinde ve dolayısıyla büyümesinde daha büyük bir ilerleme kaydedilmezse, enflasyonun yeniden borç seviyesini düşürme ihtimali var.
Yatırımcılar için sorulması gereken soru ise, merkez bankalarının, piyasalarda yıkıcı bir şok yaratmadan, bu devasa borç yükünün üzerindeki faiz oranını arttırarak yükselen enflasyona yanıt verip veremeyeceği.
Bank for International Settlements’ın Eski Ekonomi Danışmanı William White’a göre, merkez bankaları faiz oranlarını düşük tutamayacaklarını biliyor. Bunun nedeni düşük faiz oranlarının kötü borçlara neden oluyor olması. Ancak faiz oranlarını yükseltemiyor olmalarının nedeni ise bunun önlemeye çalıştıkları krizi tetikleyecek olması.
Parasal politikalar oldukça asimetrik. Merkez bankaları kriz süreçlerinde piyasalara zemin sağladı ancak piyasa balonlarında varlık fiyatlarını kontrol altına alamadı.
Kriz zamanlarında faiz oranlarının düşüş oranı, ekonominin büyüdüğü zamanlardaki artış oranından her zaman daha fazla olduğu için, merkez bankalarının ekonomik büyümeyi teşvik etme kabiliyeti giderek düşüyor. Bu tuzaktan kolay bir çıkış yok.
Dolayısıyla perakende yatırımcıları için güvenli varlıklar olarak görülen hükümet tahvilleri uzun vadede oldukça tehlikeli. Düşük getirinin hakim olduğu bir dünyada, emlak gibi reel varlıklar ve altın yatırımı gibi portföy güvenceleri, güvenlik sağlayacak.
Hisseler yerine tahvillere yatırım daha riskli
Yatırımcılar neden boğa piyasasında kalmalı?
Küresel borsalara yatırımcı akını başladı
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
borç verenler düşünsünler.bence tüm borçlu ülke ve şahısların toplam borçlarının silinip resetlenmesi ve tekrar hayata kaldığımız yerden devam etmeliyiz.
ONlar düşünsünler bizim başımızda bir dünya lideri RTE var.ben korkmuyorum.endeks bu sene 25000 olacaktır.
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (02:12)