Piyasa yorumu (HSBC Yatırım)

Merkel-Sarkozy görüşmesinden kısa vadeli somut bir çözüm önerisi çıkmamasına karşın uzun vadede Euro Bölgesi’nin parasal birlikten mali+siyasi birliğe doğru ilerlemesi hususunda açık bir niyet beyanında bulunulması küresel mali piyasalarca hafif iyimser karşılandı. Son dönemdeki panik havasının yerini normalleşmeye bırakması ile birlikte daha rasyonel işlemlerin hakim olduğu piyasalarda dünkü işlemlerde hafif bir iyimser eğilim gözlemledik. Bunun arkasında somut bir neden yoktu. Bu nedenle de aşırı satışların ardından gelen tepki alımları olarak nitelendirilebilir. Bu tepki iyimserliği küresel bazda fiyatlamalara da yansıdı. EURUSD paritesi 1.45’li rakamlara kadar yükselirken ABD’de S&P500 future endeksi 1206 ile son iki haftanın en yüksek düzeyine yükseldi. Emtia fiyatları yükseliş kaydederken (petrol fiyatları 3 dolar civarı yukarı gitti) gelişmekte olan ülke paraları da değer kazandı. Bu tepki iyimserliği Türk mali piyasalarına da yansıdı. Kurumsal kaynaklı döviz alımlarının göreceli olarak azaldığı günde USDTRY kuru 1.7600 seviyesine doğru bir düşüş gösterdi. Ancak, TL’nin döviz sepeti karşısındaki değeri 2.17’lerde kalmayı sürdürdü. TCMB’nin Salı günkü olağan PPK toplantısında faizlerde indirime gidebileceği beklentisi bono faizlerini aşağıda tutuyor (munzam karşılık oranlarında herhangi bir değişime gidilmesi yönünde bir beklenti olmasa da TL’deki değer kaybı nedeniyle döviz cinsi yükümlülüklere uygulanan oran biraz aşağı çekilebilir). Gösterge bileşik faiz, dün de devam eden alımlarla, %7.9’a geriledi. Dünyadaki gelişmelerin faizler açısından olumlu olmasının da bu eğilimde etkili olduğu kanaatindeyiz. Hisse senedi piyasası günü sınırlı oranda bir artış kaydederek tamamladı. 
Dün nasıl ki iyimserliğin nedenini açıklamakta zorlandıysak bu sabah da küresel piyasalardaki satıcılı havayı anlamakta güçlük çekiyoruz. Yine de üç farklı nedenin altını çizmeye çalışacağız: a) Çin’in büyüme tahminlerinin aşağı yönde revize edilmesi ve dünya ekonomisine yönelik görünümdeki belirsizliklerin yükseldiğinin vurgulanması; b) Japon Yeni’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde en değerli düzeye gelmesi ve bu sabah açıklanan ihracat rakamlarında da bunun olumsuz etkilerinin gözlenmesi; c) ABD’de bugün açıklanacak olan makro ekonomik verilerin beklentilere göre daha olumsuz geleceği kaygısı... Bunlar, zaten kötü olan Euro Bölgesi ve ABD ekonomisine ilişkin beklentilerle birleşince bu sabah Asya borsalarında %1’in üzerinde kayıplar var. Dün akşam saatlerinde 1205 seviyesinden işlem gören S&P500 future endeksi şu an 1180 civarından işlem görüyor. EURUSD paritesi ise dün akşamki 1.4520 zirvesinden 1.4390’a kadar gerilemiş. Türk mali piyasaları da bu sabahki olumsuz ortamdan doğal olarak etkilenmiş. USDTRY kuru dün akşam saatlerinin yaklaşık %0.7 üzerinde 1.7740’tan işlem görüyor. Ancak, sepet bazında baktığımız zaman anlamlı bir değer değişimi yok. Güne satıcılı başlayan küresel mali piyasalar ABD’den gelecek yoğun veri akışı (TÜFE enflasyonu, haftalık işsizlik maaşı başvuruları, Phil FED endeksi, mevcut konut satışları, öncü göstergeler) ve İngiltere’de açıklanacak olan perakende satış rakamları ile şekillenecek. Yine de piyasaların dün akşamki tepki iyimserliğinden hızlı bir dönüş yapamayacağını düşünerek bu sabah Asya’da var olan satış baskısının Avrupa işlemleri ile hafifleyeceğini öngörüyoruz. Salı günkü PPK toplantısı öncesinde faizler üzerindeki aşağı yönlü baskı korunabilir. Aynı beklenti TL’yi zayıf kılmaya devam ediyor. Ancak, TL’nin diğer gelişmekte olan ülke paraları karşısında anlamlı bir değer değişimi göstermeyeceğini tahmin ediyoruz. Hisse senetleri, yurt dışındaki düşüşlerin etkisi ile güne değer kaybı ile başlayacaktır. Ancak, günün geri kalan kısmında yurt dışına paralel bir seyir olacağını ve bunun da negatif olmayabileceğini öngörüyoruz.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.