Piyasa yorumu (HSBC Yatırım)

Küresel mali piyasalar dün Merkel-Sarkozy görüşmesi öncesinde göreceli olarak sakin bir seyir izledi. Son haftalarda yaşanan sert dalgalanmalar sonrasında piyasaların dinlenme çabasına yöneldiği açık bir şekilde hissediliyor. Panik havasının giderilmesi sonrasında mali piyasaların yeniden normalleşme sürecine girdiğini söyleyebiliriz. Ancak, Euro Bölgesi ve ABD’deki ekonomik sorunların kısa vadede çözümlenmesinin zorluğu, piyasaların normalleşmede bile tedirgin kalmasına yol açıyor. Dün küresel bazda hisse senetleri ve emtialarda önemli sayılabilecek bir hareket olmadı. Genel risk algılamalarının bozuk olması kıymetli madenleri desteklemeye devam ederken gelişmekte olan ülke paralarında da sınırlı olmakla birlikte değer kayıplarına yol açtı. Türk mali piyasaları kendi içerisinde ayrışmaya devam ediyor. TCMB’nin haftaya Salı günü düzenleyeceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında yeni bir faiz indirimine gidebileceği beklentisi faizler üzerinde olumlu etkiye yol açmaya devam ediyor. Dün bu kapsamda gösterge bileşik faiz %8.0 seviyesinin altına geriledi.
Hazine’nin dün düzenlediği borçlanma ihalesinde beklentilerin altında bir tutarda gerçekleşen satış miktarı ve dolayısıyla borçlanma maliyeti de bu eğilimi destekledi. TCMB’nin faiz indirimine ek olarak zorunlu karşılık oranlarında da indirime gidebileceği beklentisi hisse senedi piyasasını olumlu etkiledi. Dün küresel Hisse senedi piyasalarında genel olarak hafif çaplı bir satış baskısı etkiliyken İMKB-100 endeksi, özellikle mali sektör hisselerine gelen satışlarla birlikte günü %1.1 oranında yükselişle tamamladı. Ancak, faiz indirim beklentisi TL’yi olumsuz etkilemeye devam etti. TCMB’nin 100 milyon dolarlık satım ihalesine rağmen TL dün döviz sepeti karşısında 2.18’e yükselerek rekor seviyeye bir kez daha temas etti.
USDTRY kuru ise sabah sabah saatlerinde 1.7650’den işlem görse de gün içerisinde kurumsal kaynaklı dolar alımları ile 1.78’li rakamlara yükseldi. Bu da gösteriyor ki, cari işlemler açığı kapsamındaki reel döviz talebi kur üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturmaya devam ediyor. Merakla beklenen Almanya Başbakanı Merkel ile Fransız meslektaşı Sarkozy’nin toplantısı çok da beklentileri karşılayamadı. Merkel-Sarkozy görüşmesinin kısa vadeli çözüm önerileri yerine uzun vadede birliği daha da kuvvetlendirecek yapısal hususlara odaklandığı açık bir şekilde görülüyor. Parasal birlikten mali+siyasi birliğe gidilmesi için yapılması gerekenler ön plana çıkarılmış. Bu da gösteriyor ki, Euro Bölgesi’ndeki krizin aşılmasında günü kurtarmaya yönelik bazı tedbirlerden ziyade Birlik’i daha güçlü ve geniş kapsamlı bir yapıya dönüştürme çabaları var. Bunlar mali piyasalardaki kaygıları azaltmasa da orta-uzun vadeli bakış açısı ile olumlu şeyler. Zaten, mali piyasaların toplantı sonucuna olumsuz bir tepki vermemesini de bu kapsamda ele alabiliriz. Bu kapsamda önümüzdeki dönemde atılacak adımlar dikkatle izlenecektir. Dün ABD hisse senedi endekslerinde sınırlı oranda kayıplar oldu. Bu sabah Asya piyasalarında karışık bir seyir hakim. Çin ve Japonya’da hafif kayıplar varken ikinci boy kaplanlar artıda işlem görüyor. Bugün ABD’de açıklanacak ÜFE enflasyonu, Euro Bölgesi TÜFE enflasyonu, İngiltere’de son faiz toplantısı tutanakları ile istihdam raporu yakından takip edilecek. Türkiye’de Salı günkü PPK toplantısı yaklaştıkça yeni bir faiz indirimi olacağı beklentisi bonoları desteklemeye devam edebilir. Bu beklenti ve munzam karşılıklarda indirim olabileceği söylentileri hisse senedi piyasasında pozitif bir ayrışmaya yol açabilir. Ancak, bu saydıklarımızın Türk Lirası için çok da olumlu olmadıklarını eklemekte fayda var. Bu nedenle de TL’deki zayıf eğilimi devam edeceğe benziyor. TCMB’nin TL’deki zayıf seyri sınırlamak adına 100 milyon dolarlık satım ihalesine bugün de devam edeceğini bekliyoruz.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.