Piyasa 3 kritik konuya odaklandı

A1 Capital Menkul Değerler Analisti Engin Deniz Avcı, önümüzdeki dönem için gelişmelerin şimdilik TL’nin aleyhine devam ettiğini söyledi.

Engin Deniz Avcı Foreks'e yaptığı açıklamada, geçtiğimiz iki haftadan bu yana TL varlıklarıyla ilgili konuştukları birçok senaryonun olduğunu ifade ederek, bu hafta sonunda biraz daha şekilleneceğini düşündükleri gündemi şu şekilde değerlendirdi:

"Başbakanın görevden ayrılacağına ya da ayrılmasının isteneceğine ilişkin en küçük bir işaret yokken bir haftada durum tümüyle değişti. İktidar partisinin kongreye gideceği yönünde başlan haberler,
Başbakanın parti başkanlığı için aday olmayacağını açıklamasıyla piyasaları daha da karıştırdı ve gündem tümüyle değişti. İktidar partisinin içinde olmayan kişilerin böyle bir gelişmenin nereden nasıl
ve niçin çıktığını bilmemeleri doğal karşılanabilirdi ancak iktidar partisi içinde görev alan üst kademede için bile bu gelişme sürpriz oldu. Böyle bir siyasal gelişme hangi ülkede yaşanırsa yaşansın ekonomik risk algısının yükselmesi normal karşılanır, bu ülke birde Türkiye olunca üzerine iki kere konuşulması gerekli görülebilir."

Deniz Avcı, Türkiye'yi önümüzdeki süreçte nelerin beklediği sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:

"Bu haberlerden sonra anlık olarak ciddi bir değer kaybı yaşayan TL varlıkları sonucunda Dolar/TL yeniden 2.97 seviyelerine kadar yükseldi. Borsa da ciddi kayıplar söz konusu oldu.

Başbakanın MYK'daki atama yetkisinin elinden alınması sonrası görevinden çekilmesi ve bu eylemin sonucunda iktidar partisinin kongreye giderek parti ve başkanı, dolayısıyla başbakanı değiştirecek olması ekonomi piyasalarında ki risk algısını artırdı. Oluşan risk algısının devam etmesi beklenirken sarsıntı bir süre devam edip yeniden normalleşen bir hava oluştu. Peki bu nasıl oluyor? Terör
olaylarını hatırlamak gerekirse, olayların patlak verdiği yoğun dönemlerdeki kurdaki değişim yüzdesi, olaylar etkisini artırarak devam ederken aşağıya çekildi. Toplum bir süre sonra bu karar ve gelişmelere
öylesine alışıyor ki bu durumu normalleşmeye başlıyor. Bu süreçte de ekonomik verilerin piyasada benzer etkiler bıraktığını görüyoruz.

Ayrıca ekonomi yapıcılarında ortamın normalleşmesi adına ellerinden geleni yaptığı unutulmamalıdır.

Ekonomide de artık sıkça duyduğumuz bize bir şey olmaz algısını biraz da olsa ortadan kaldırıp, hayallerimiz yıkıldıktan sonra ‘’ne olacak bu ülkenin hali’’ toplantısına geçmeden önce neler olabileceği
üzerine senaryolarımızı paylaşalım.

Dokunulmazlıkların kaldırılmasına dair anayasa değişikliği teklifi mecliste gergin bir şekilde tartışılmaya devam ediyor. Teklifin 1. Aşaması 373 oyla kabul edilirken, 2. Aşama ise 374 oyla kabul edildi.
Oylama esnasında bazı CHP milletvekilleri Meclis Başkanı’nın anayasadaki laiklik maddesine ilişkin yorumları protesto ettiler. HDP milletvekillerinin odak olduğu anayasa teklifinde 550 oydan 367 oyun
aşılması halinde değişiklik kabul edilmiş sayılıyor. Referanduma gidilebilmesi için ise 550 oyun en az 5’te 3’ünün yani 330 oyun kararı desteklemesi gerekiyor. 330 ve 367 arası çıkan oylarda halk
referandumu zorunlu. 367 üzeri oylarda ise Cumhurbaşkanı isterse teklifi halk referandumuna taşıyabiliyor."

Çifte Referandum ya da Erken Seçim Görebiliriz

Analist Deniz Avcı, Başkanlık ya da Partili Cumhurbaşkanlığı teklifinin de tartışıldığı son günlerde dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişikliğinin dahil olması halinde Başkanlık Sistemi ve Dokunulmazlıklar adı altında 2 referandum yaşanabileceğine değinerek, piyasada oluşabilecek gerginliğin fiyatlamalarda hissedilerek devam ettiğini söyledi.

Yeni Kabine Merak Konusu

Avcı, dün toplanan Ak Parti MKYK’sının ardından Binali Yıldırım’ın genel başkan adayı olacağının açıklandığını hatırlatarak, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Muhtemel Başbakan Yıldırım’ın da başkanlık sistemine çok sıcak baktığı biliniyor. Fakat kabinede Davutoğlu dışında hangi isimlerin değişebileceği henüz bilinmiyor. Geçtiğimiz seçimlerin ardından
özellikle ekonomi kanadında Ali Babacan değişikliği kaygı yaratmıştı. Fakat Mehmet Ali Şimşek’in de kabinede yer alması güven tazelemişti.

Davutoğlu’na yakın olarak kulislerde konuşulan isimler ve ekonomi tarafında olabilecek değişiklikler ekonomi açısından hala tedirginlik yaratmaya devam ediyor. Davutoğlu’nun yaptığı açıklamalarda verdiği
sinyal ise ekonomi kanadında değişiklik olmayacağı yönünde.

Gündem hareketliliğini korurken önümüzdeki hafta Salı günü TCMB Para Politikası Kurulu toplanacak. Siyasi olarak faiz indirimi yönündeki baskı devam ediyor. Özellikle Cumhurbaşkanı’nın
Davutoğlu’nun görevi bırakacağını açıklamasının hemen ardından yaptığı konuşmada faizlerle ilgili oldukça yüksek olduğu açıklamaları dikkat çekmişti. Son aylarda yapılan kademeli faiz indirimlerinin ardından borçlanma maliyetlerinde azaltma stratejisi ekonomi için canlılık yaratırken, dolar/tl 2.8000 seviyesinin altına kadar gerilemişti."

Bir Yandan da FED Var

Merkez’in faiz indirim politikasının siyasi gündem ve Fed’in Haziran ayında faizleri artıracağı beklentisiyle şimdilik zora girmiş göründüğüne dikkat çeken Deniz Avcı, "Sepet kur beklentiler sonrası hedeflenen seviyelerin üzerinde seyretmeye başladı. Önümüzdeki dönem için şimdilik gelişmeler TL’nin aleyhine devam ederken önümüzdeki hafta dolar rallisinde “tamam mı devam mı” göreceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.