E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaEmtia ve Döviz PiyasalarıPetroldeki düşüşün nedenleri---

Petroldeki düşüşün nedenleri

Petroldeki düşüşün nedenleri
14 Temmuz 2015 - 16:25 borsaningundemi.com

Destek Menkul Değerler Stratejisti Ahmet Mergen petrolü analiz etti

Uzun süredir sınırlı bir alan içinde gidip gelen petrol fiyatlarında Temmuz ayında başlayan ve ayın ikinci haftasına girilirken yaşanan sert düşüş tüm piyasaları sarsarken herkesin aklına “ Neler oluyor ? Yoksa yeniden küresel kriz geri mi dönüyor ?” sorularını geri getirdi. Son 5 ayın en büyük düşüşü yaşanırken fiyatta yüzde 8’ e yakın kayıp gerçekleşti. Yatırımcılar düşüşün neden kaynaklandığını araştırırken sebepler değişiklik göstermektedir. Bunlar:
1.Çin Şanghay borsasında yaşanan sert geri çekilme zararları katlarken borsadaki senetlerin %43’ ünün işleme kapatılması boyutuna erişen düşüş yarattığı panikle yaşanan düşüşün düzeltme boyutunu aşarak daha büyük problemlere sebep olabileceği korkusunu arttırdı. Çin’ deki büyüme hızının gerilemesi dünyanın ikinci büyük petrol ithalatçısında ( grafikte verildiği gibi birinci sırada ABD bulunmaktadır )  petrole olan talebin azalabileceği kanısı oluşturunca piyasalarda satıcılar baskın çıktı. Mayıs ayı itibarıyla geçen seneye göre petrol ithalatı % 10 küçülmüş durumda ve bu da satıcıları cesaretlendirmekte. Çin ve Hindistan büyük petrol ithalatçısıdır. Ham petrol fiyatındaki her %1 lik düşüş Çin’ in 2.2 milyar dolar tasarruf etmesi anlamına gelmektedir. Petrol’ün varilindeki 10 dolarlık düşüş ise Hindistan’ a 13 milyar dolarlık tasarruf sağlamaktadır. Petrol fiyatlarındaki düşüş enflasyonu düşürürken, bütçe açığının azalmasına ve mali dengelerin düzelmesine yardımcı olabilir ama diğer yandan da büyümenin ve ona bağlı olarak tüketimin (MB’ larının artmasını çok istediği veri )  hız kaybettiği anlamına gelmektedir. Piyasa oyuncuları da tüketimin azalabileceğini hissettiklerinde satışa geçer. 
2. Uzun süredir içinde bulunduğu ekonomik durgunluktan kurtulamayan ve daha çok yakın zaman önce her ay 60 milyar euro’ luk tahvil alımı içerir 18 aylık bir program uygulayacağını açıklayan Avrupa Merkez Bankası  şimdi de yeni bir problemle, daha doğrusu yıllardır halı altına süpürülmüş olan problemin artık gizlenemeyecek hale gelmesi ve ortaya çıkması ile yüz yüze kalmış durumdadır. Zaten hop oturup hop kalkan Avrupa bölgesindeki iki ana oyuncu olan Almanya ve Fransa’ nın da tansiyonu Yunanistan’ ın temerrüde düşmesi ve kendilerine sunulan borç ödeme planını referandum sonrasında reddetmesi ile tam anlamıyla doruğa çıktı. Euro’ nun geleceğinin tehlikeye girdiği bu ortamda Avrupa’da euro bölgesinin ortaya çıkan bu yeni gelişmelere bağlı olarak bir kez daha derin bir resesyona girme ihtimali petrol tüketiminin ( daralmaya yüz tutacak ekonomilerde doğal olarak tüketim de azalacaktır ) şimdiki seviyelerin çok altında kalacağını düşündürünce satışlar arttı. Toplantı üstüne toplantıların gerçekleştiği şu günlerde Yunanistan’ın yeni bir anlaşmaya vardığı ve şimdilik bu konuda liderler toplantısında Yunanistan’ın Avrupa Birliğinden çıkmaması ( bazılarının inandığı gibi geçici bir süre bile olsa ) sağlanmış gözüküyor. 


Grafik 1. 2013 senesindeki verilere göre dünyadaki petrol ithal eden ülkeler sıralamasıdır. Sıralamada 2015 senesinde de üst taraflarda fazla değişiklik yaşanacağı düşünülmemektedir.
Piyasa analistlerine göre Yunanistan probleminin bankalarda para kalmayacak hale dönüşmesi ve Avrupa Merkez Bankasından da para bulamaması petrol fiyatları için olumsuz görünmekte idi. Sebebine gelince; Yunanistan’ın euro’ bölgesinden çıkma riski Avrupa’ nın enerji ihtiyacı hakkında şüpheler yaratmakta idi. Ülke olarak ufak çapından dolayı enerji fiyatına direk etki etmesi beklenmemekte ise de Yunanistan’ ın arkasından diğer problemli ülkelere sirayet edebilecek isyankar tavırlar Avrupa bölgesinde genel bir durgunluğa sebep olabilir korkusu ile petrolde satışların tetiklendiği söylenmektedir. 
3.Tüm bu dertler yetmezmiş gibi Temmuz 7 tarihi son gün olmak üzere İran ve ABD arasındaki görüşmelerin olumlu şekilde sonuçlanacağı, ABD’ nin İran’ı son yıllarda geliştirdiği nükleer programının kontrol edilmesi konusunda ikna edebileceği piyasalarda arzın daha da çoğalabileceği endişelerini arttırdı. ABD’ nin İran’ ı dünya ticaretinin içine çekme çabaları ve diğer taraftan da Rusya ile olan dayanışmasını zayıflatmaya yönelik taktikleri içinde İran’ın en büyük ihracatı olan petrol konusunda ambargoyu ortadan kaldırabileceği düşüncesi bile fiyatlar üzerinde negatif etki yarattı. 6 dünya devi ile İran arasında olumlu olduğu söylenen görüşmeler devam ederken İran’ın nükleer çalışmalarının kontrol altında tutulması en önemli pazarlık konusunu oluşturmaktadır. Üretim maliyeti ( verilen grafikte de görüleceği gibi ) çok düşük olan İran’ ın kendi ekonomisindeki açıkları kapatmak amacıyla tüm hızıyla piyasaya satış tarafında geleceğini hisseden piyasa oyuncuları satışa döndü ve daha da dönebilir. Her ne kadar üstünde anlaşma sağlanmış gözüken son tarih ( 7 Temmuz ) yetkili kişilerce daha ileriye atılabilir ve uzatılabilirse de piyasalar o riski görmeden ham petrolde 57-60 dolar arasındaki fiyatlardan satışları gerçekleştirmeye başladı. Bilindiği gibi İran 2011 senesinde günde 2.5 milyon varil olan ihracatının 2014 senesinde 1.0 milyon varile indiğini gördüğünden ve gelir olarak da petrol ihracatına ümitsizce ihtiyacı olduğundan anlaşmaya fazla gönüllü olabilir. Bazı piyasa analistlerine göre İran 2015 sonu - 2016 başı  arasında yaklaşık günde 700000 varillik ekstra ürünü piyasaya arz edebilir. Bu da fiyat üstünde şimdiye kadar hesaplanmayan yeni bir baskı oluşturacaktır. Son düşüşün 60-65 dolar civarında tahmin edilen fiyatlara göre plan yapan petrol üreticilerinin üstünde bir negatif etki yaratıp yaratmayacağını söylemek için erken olsa da bazı üreticilerin devre dışı kalabileceği tahmin edilmektedir. Günlük piyasaya sunulacak ürün ne kadar varil olursa olsun gene de halen doygun olan piyasada fiyatları olumsuz şekilde etkileyebilecek ekstra arz olarak satıcıları haklı çıkarabilir. 

Grafik 2. Dünyada değişik üretim tarzlarına göre değişik ülkelerin petrol üretme maliyetlerini gösterir grafik.
Son iki aydır yaklaşık rakamlarla “61.60” ve “56.50“ aralığında seyreden fiyatta yatay bant içindeki gidip gelmeler bir anda sonuçlanırken 56.50’ in altına sarkan fiyatta geçtiğimiz Ocak ayından beri en büyük ( yaklaşık %10 luk kayıp yaşandı ) kıyım gerçekleşmiş oldu.  Brent petrol fiyatları da geçtiğimiz Nisan ayından beri ilk defa bandın dışına taşarak “60.00” doların altına indi. Temmuz’un ilk Çarşamba günü düşüş beklenen ham petrol stoklarında beklenenin aksine artış gelince o andan itibaren tetiklenen satışlar bir türlü durulmadı ve fiyat “56.50” in altına hızla çakıldı. Diğer yandan hazırlanan raporlara bakılacak olunursa piyasalarda ABD ham petrol üretiminin yeniden hız kazanmaya başladığına ait sinyaller alınmış durumda. Şimdiye kadar fiyatları belli bir seviyede tutan talep tarafında da bir gerileme görülen piyasada ham petrol fiyatı “60.00” ın üstünde tutunamadı. Fiyatın “52.50” civarına geldiği izlenirken “50.00” in altına inilmesi ve “47.00” civarına kadar da gerilemesi konuşulmaktadır.   
Grafik 3. petrol üreten ülkelerde üretim kapasitesini gösterir grafik

Dünyada son zamanlardaki ekonomik büyümelere göz atacak olursak Merkez Bankalarının büyük çabalarına rağmen ekonomiler hala çok zayıf ve ağır aksak ilerlemektedir. Bazı yerlerde büyüme görülürken diğer taraflarda büyüme çok düşük seviyede gerçekleşmektedir. Merkez Bankaları üzerlerine yıkılan ekstra yükün sorumluluğu altında tüm dünyada likidite sağlayarak kalkınma ve büyüme rakamlarını yukarıya çekmek için büyük çaba göstermektedir. Ekonomilerden gelen veriler büyük dikkatle takip edilmektedir.
Avrupa’da 2014 senesinde büyük borçlara ve düşük yatırımlara bağlı olarak yavaş gelişen bir büyüme gerçekleşirken ABD’ de ev satışları, azalan işsizlik, artan büyüme hızı ile kalkınma daha hızlı hareket içindedir. Bu bakımdan da  dolarda faiz artışı tarihi piyasalarca takip edilirken faiz artışının dünyadaki diğer ekonomileri tahrip etmemesi için azami ihtimam gösterilmektedir. Japonya’daki büyüme ise büyük çabalara rağmen 2014 senesinin ikinci yarısında tüketim vergilerinin artması dolayısıyla sendelemiş görülüyor. Gelişen ekonomilerde ise Çin’ de yavaşlama izlenirken diğer Asya ülkelerinde ve özellikle Hindistan’ da güçlü ekonomik kalkınma ve büyüme beklenmektedir. Çin’ de yavaşlama sinyallerinin kalıcılık kazanması halinde tüm dünyada tehlike çanları çalabilir. Petrol fiyatlarını da olumsuz etkileyebilecek düşük büyüme verileri ekonomilerin sıhhati bakımından çok önemlidir. Eğer ekonomik büyüme yavaşlarsa tüketici talepleri düşer ve bunun da fiyat üzerinde etkisi olumsuz olarak değerlendirilir.

Tahminlere göre 2015 ve 2016 senelerinde küresel büyüme Çin, ABD, Hindistan ve diğer Asya Ülkelerinin itici gücüne dayanacaktır. Bahsedilen ülkelerdeki büyüme uzun vadede ham petrol tüketimini artırabilir. Ham petrol tüketiminin çoğunlukla taşımacılık ve endüstriyel alanda gerçekleştiği düşünülürse bu alanlardaki tüketim ekonomik ve üretime dayalı gelişmelere bağlı olacaktır. Büyümeyi etkileyebilecek parasal değişiklikler, politikalar dolaylı yoldan olsa da petrol tüketiminde , ona bağlı olarak da petrolün fiyatında etkili olmaktadır. Tüketimin artışına yönelik parasal tedbirler petrol fiyatlarında arz artmadığı taktirde yükelişe sebep olacaktır. 

EIA ( Energy İnformation Administration ) OECD ticari stokları 2015 senesi tahmin edilen stoğu 2.71 milyar varildir.  

ABD ve OECD ham petrol stoklarının  beklenenden daha fazla artışı ya üretim fazlalığını, ya da tüketimdeki zayıflamayı ifade ettiğinden fiyatlarda düşüşe sebep olacaktır. Tam tersine stokların beklenenden daha az artışı zayıf arz veya artan talebe işaret edeceğinden fiyatlar konusunda yukarı yönde harekete sebep olabilir.   

Petrol kuyuları: 

Petrol kuyularındaki artış petrol ve gaz üreten şirketlerin güveninin artması anlamına gelmektedir. Kuyuların sayısının artışı üretimin artmasına işaret edeceğinden fiyatlarda düşüşe sebep olabilir. Petrol kuyularının sayısı 2014 Ekiminden beri devamlı düşüşte olup sayı olarak 1609 dan 1499’ a inmiş haldedir. 2014 ün başından beri petrol kuyularının sayısı yaklaşık %8 oranında ( 121 ) artış gösterirken Aralık ayında ise petrol kuyusu delme işlemleri azalma göstermiştir. Petrol fiyatlarının düşme riski petrol kuyularının sayısında düşüşe sebep olacaktır. Ham petrol fiyatı 2014 senesinde %53 değer kaybetmiştir. Ham petrol fiyatları düştükçe üreticiler kuyu açma işini terk edebilir zira düşük kar marjıyla çalışmak işlerine gelmeyecektir. Maliyetinin altında iş yapılamayacağından arz uzun vadede azalacak ve fiyatları yukarıya itecektir. Petrol fiyatlarının artacağına inanan üreticiler kuyu açma işlemlerini artıracaktır zira yükselecek olan üretimle daha fazla kar etme şansını değerlendirmeye çalışacaklardır. Azalan kuyu işlemleri de üreticilerin geleceğe dair güvenlerinin azaldığına işaret etmektedir. Fiyatların düşeceğine inanan üreticiler kuyu açma çalışmalarını azaltmaktadır. 

Genellikle ABD doları emtia fiyatlarında etkili olduğu gibi petrol fiyatlarında da etkisini göstermektedir. Emtiaların fiyatlandırılması çoğu zaman dolarla yapıldığından doların değerini etkileyebilecek faiz artışı-indirimi,parasal genişlemeler gibi parasal hamleler petrol fiyatında da etkili olabiliyor. Değersiz dolar ham petrol üreticileri için olumlu olurken, değer kazanan dolar petrol üreticileri için olumsuz olacaktır. Dolar değer kazandıkça ham petrol fiyatları aşağıya gitmektedir.   

Ahmet MERGEN
Destek Menkul Değerler

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)