Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, uluslararası değerlendirmelerde Türkiye'nin uygulamalarının şeffaflık düzeyinin çok daha iyi bir noktaya geldiğini belirterek, "İmarla ilgili sorunları da içerek şekilde bir şeffaflık paketi üzerinde çalışılıyor. Paketin detaylarını Başbakanımız Ahmet Davutoğlu en kısa zamanda kamuoyuna açıklayacak" dedi.
Babacan, finans sektörünün temsilcileri ile temaslarda bulunmak için geldiği New York'ta Anadolu Ajansı muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin dönem başkanlığını üstlendiği G-20'nin en önemli gündem maddelerinden birinin şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele ile ilgili konular olduğunu ifade eden Babacan, "Gelişmiş olan ya da gelişmekte olan her ülkede bu konularda daha iyi bir uygulama ihtiyacı var" diye konuştu.
Babacan, G-20'de 11 çalışma sahasından birinin de şeffaflık ve yolsuzluk ile mücadele olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin 2002'den bu yana şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele konularında önemli adımlar attığını belirten Babacan, "Uluslararası değerlendirmelerde Türkiye'nin uygulamalarının şeffaflık düzeyi şu anda çok daha iyi bir noktaya gelmiş durumda. Bu yeterli mi? Bu da değil diyoruz. Daha da kendimizi iyileştirmek için adımların atılması gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
Babacan, bu konularda daha fazla düzelme için imarla ilgili sorunları da içerecek şekilde bir "şeffaflık paketi" üzerinde çalıştıklarını belirterek, paketin detaylarını Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun en kısa zamanda kamuoyuna açıklayacağını söyledi.
Paketteki imara yönelik düzenlemelere de değinen Babacan, Türkiye'de inşaat sektörünün gelişmesini ve milli gelirden aldığı payın artmasını istediklerini belirtti. Babacan, "Öte yandan, hem yerel yönetimlerimizde hem de imar yetkisi olan merkezi kuruluşlarımızda mevzuatla ilgili düzeltilmesi gereken, iyileştirilmesi gereken hususlar var" dedi.
Yapılanların şeffaf olması gerektiğini ifade eden Babacan, şunları kaydetti: "İmar değişikliklerinin mutlaka şeffaf bir zeminde götürülmesi önemli. Bunun yanında da imar uygulamaları ile beraber bir de rant kavramını bir arada düşünmek gerekiyor. Bu oluşan rantın nerede nasıl vergilendirileceği önemli. Belediyenin alacağı pay, merkezi hükümetin alacağı vergi önemli. Öte yandan, yine bu oluşan rantın toplumda ya da inşaat sektöründe adil bir paylaşımı da çok önemli. Hem ölçüsüz olmamalı bu rant, mutlaka diğer sektörlerle, diğer iş sahaları ile mukayeseli, ölçülü bir ranttan bahsediyor olmalıyız hem de bunun daha adaletli bir paylaşımından bahsediyoruz."
Bu konudaki çalışmalara bazı bakanlıklar, imar yetkisi olan kuruluşlar ve bazı belediye başkanlarının da katıldığını dile getiren Babacan, "Belediye başkanlarımızın çoğu da mevcut uygulamalardan son derece rahatsız. Onlar da istiyorlar ki kanunla düzenlenmiş bir alan haline gelirse bunlar, belirsizlikler kanunla giderilirse bizler de çok rahat ederiz" diye konuştu.
"Oyun sahasını düzeltmek ve rekabet sahasını eşitlemek istiyoruz" Babacan, ekonomik fırsatlara erişimde de şeffaflık ve eşitlik gerektiğini vurgulayarak, şimdikinden daha iyi bir uygulamayı gelecek yıl hayata geçirmeyi umut ettiklerini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, belli başlı gayrimenkul projelerine bakıldığında, bunların önemli bir kısmının aslen sanayici olan ve inşaat sektörüne de giren firmaların projelerinden oluştuğunu ifade etti.
İnşaat sektöründe proje bazında rekabetten arındırılmış uygulamalar görülebildiğini ve böylece normalden çok daha fazla rant oluşabildiğini anlatan Babacan, "Bunları biraz daha normalleştirmek gerekiyor. Bizim yapmak istediğimiz herhangi bir sektörün önünü kapatmak diğer sektörün önünü açmak değil, oyun sahasını düzeltmek ve rekabet sahasını eşitlemek" dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, petrol fiyatlarında her 10 dolarlık düşüşün enflasyona etkisinin yarım puan olduğunu belirterek, "Petrol gelecek yıl 102 dolar değil de 72 dolar olursa bu enflasyonun beklediğimizden 1,5 puan daha aşağıda oluşmasını sağlar" dedi.
Petrol fiyatlarında görülen düşüşün Türkiye'ye çok yönlü faydaları olduğunu belirten Babacan, "Petrol fiyatları 10 dolar düştüğünde bizim cari açığımız milli gelire oranla yarım puan düşüyor, Cari açık açısından yaklaşık 4,4 milyar dolarlık tasarrufumuz var bu işten" diye konuştu.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün enflasyona da olumlu etkileri olduğunu ifade eden Babacan, şunları kaydetti:
"Her 10 dolarlık düşüşün enflasyona etkisi yarım puan. Örneğin gelecek yıl petrol fiyatları ortalama 72 dolar olursa, biz hesabımızı 102 dolara göre yaptık, 102 dolar değil de 72 dolar olursa, bu enflasyonun beklediğimizden 1,5 puan daha aşağıda oluşmasını sağlar. Cari açığın beklediğimizden 1,5 puan daha düşmesini sağlar. Büyüme konusunda ise her 10 dolarlık düşüş büyümeye 0,3'lük katkıda bulunuyor. Petrol 102 değil de 72 dolar olursa bunun büyümemize etkisi yüzde 0,9 olacak olumlu yönde.
Petrol fiyatları düşse bile rehavete kapılmayacağız ve tüm ekonomi politikalarımıza petrol fiyatları hiç düşmemiş gibi devam edeceğiz. Petrol fiyatları hiç düşmemiş gibi bütçe disiplinine devam edeceğiz. Petrol fiyatları hiç düşmemiş gibi ülkemizdeki tasarruf programlarının artması için gayret göstereceğiz, reform irademizi aynen sürdüreceğiz."
Babacan, cari açığın risk faktörü olmaktan çıktığını söylemek için de erken olacağına işaret ederek, petrol fiyatlarının yine yükselebileceğini söyledi.
Yapısal reformların da cari açığın düşürülmesinde önemli olduğuna dikkati çeken Babacan, ihtiyatlı olunması ve reform iradesinin asla gevşetilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
"TTIP'nin kapsamı genişletilmeli" Başbakan Yardımcısı Babacan, ABD ile AB arasında görüşmeleri süren Transatlantik Ticaret İşbirliği Anlaşması'nda (TTIP), Türkiye'nin de yer alması için yapılan çalışmalar konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Bunun ABD ile AB'yi tek bir alan haline getirecek çok önemli bir anlaşma olduğunu ifade eden Babacan, "Dünyanın bir numaralı ekonomisi ile AB'nin birleşmesi dev bir piyasa ortaya çıkaracak. Böylesine büyük bir piyasanın, böylesine büyük bir yapının Türkiye olarak dışında kalmamız düşünülemez" dedi.
Babacan, Türkiye'nin burada yer alması için ABD ile ayrıca bir serbest ticaret anlaşması yapabileceği gibi, Türkiye'nin AB'ye 29. ülke olarak eklenebileceğini anlattı. Türkiye'nin, bu konuda AB'ye üyeliği bulunmayan ancak Avrupa'nın bir parçası Norveç ve İsviçre ile de temasta olduğunu ifade eden Babacan, "Türkiye gibi Norveç ve İsviçre'nin de böylesine bir yapının içinde olmasını olumlu görürüz ve bunun için gereken her türlü çabayı gösteririz" diye konuştu.
Şartları yerine getiren Balkan ülkelerinin de bu yapıya girmelerinin bu ülkelere fayda sağlayacağını anlatan Babacan, diğer tarafta da Kanada ve Meksika'nın TTIP içinde yer almasının kapsamı daha genişletebileceğini ve daha faydalı olabileceğini belirtti.
Babacan, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile gümrük birliğini geliştirmek için bir çaba içinde olduğunu dile getirerek, sanayi ürünlerine ek olarak, tarım ürünleri, hizmetler ve kamu alımlarının da içinde olduğu bir gümrük birliği için çalıştıklarını söyledi. Bu aşama gerçekleştirilmeden sadece sanayi ürünlerine açık olacak bir TTIP'ye dahil olmanın amacına ulaşmış bir adım olmayacağına işaret eden Babacan, daha kapsamlı bir çalışmayı elzem gördüklerini ifade etti.
Fed'in olası faiz artırımı ABD Merkez Bankası'nın (Fed) tahvil alımlarını sonlandırmasına ilişkin de Babacan, tahvil alımının sonlandırılmasının ardından ABD'de faiz artırma dönemi başlayacağını ancak bunun ne zaman gerçekleşeceğinin ve hangi hızda olacağının henüz belli olmadığını söyledi.
Önümüzdeki bir-iki yılın bunun çok tartışılacağı ve spekülasyonların ortaya atılacağı bir dönem olacağını anlatan Babacan, "Her bir haber ve her bir adımın da piyasalar üzerinde az ya da çok etkisinin olacağı bir dönem olacak. Yani bir miktar piyasalarda oynaklığa sebep olacak. Buna hazır olmalıyız" dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, cari açığın düşürülmesi için alınan önlemler ile Merkez Bankasının rezervlerinin son derece önemli olduğunu ifade ederek, "Serbest kur rejimi burada önemli bir şok absorbe etme mekanizması olarak çalışmaktadır. Bankacılık sistemimizin sağlam olması, bütçe açığının düşük olması, kamu finansman yapısının kuvvetli olması çok büyük bir artıdır" diye konuştu.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.