E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaŞirket HaberleriOrtağın şirketten çektiği paraya af---

Ortağın şirketten çektiği paraya af

Ortağın şirketten çektiği paraya af
09 Ekim 2014 - 14:29 borsaningundemi.com

Torba Yasa’daki önemli bir düzenleme ortaklar tarafından şirketten çekilen paralara af getirilmesi

11 Eylül'de yayımlanan Torba Yasa’nın (6552 sayılı) önemli bir düzen­lemesi var. O da şirket kasasın­dan çekilmiş olan paralar ile ortaklar­dan olan fiktif alacaklara düzeltme im­kanı getiren hüküm. Yasanın 74. mad­desinde yer alan bu düzenleme yayım tarihi itibariyle yürürlüğe girdi.

SADECE ŞİRKETLERE

Yasanın, kayıtlarda görülmekle birlikte fiilen işletmede olmayan kasa mevcutları ile ortaklardan olan alacak­lar için af niteliği taşıyan hükümleri sa­dece kurumlar vergisi mükelleflerini kapsıyor. Bu nedenle bilanço esasına göre defter tutsa dahi gelir vergisi mü­kelleflerinin bu hükümlerden yarar­lanması mümkün değil.

HANGİ BİLANÇO

Yasa hükmü, kurumlar vergisi mü­kelleflerinin 31.12.2013 tarihli bilanço­larında görülen kasa mevcutları ve or­taklardan alacaklanyla ilgili. Buna gö­re söz konusu tutarların 2013 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi ekinde verilmiş olan bilançoda yer al­ması gerekiyor.

Özel hesap dönemine sahip mü­kellefler ise 2013 yılı içerisinde sona eren hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi ekinde yer alan bilançoları dikkate alacaklar.

Sırf yasadan yararlanmak için veya başka bir nedenle yasal süresinden sonra verilmiş olan düzeltme beyanna­melerinin ekinde yer alan bilançolar dikkate alınmayacak.

KASADA OLMAYAN PARA

Bazı kurumların 31 Aralık 2013 ta­rihli bilançolarında belli bir miktar ka­sa mevcudu (nakit) olmasına rağmen, aslında bu paranın tamamı veya bir kısmı fiilen kasada olmayabilir. Başka bir deyişle kasadaki para işletmeden çekilmiş olabilir. Yasa bu halde olan kurumlara, işletmeden çekilmiş olan tutarları vergi dairesine beyan ederek kayıtlarını düzeltebilme imkanı tanı­yor.

Örneğin bir anonim şirketin 31 Aralık 2013 tarihli bilançosunda kasa hesabında 300 bin lira olmasına rağ­men, bu paranın 290 bin lirasının işlet­meden çekilmiş olduğunu varsayalım. Yani fiilen kasada bulunmayan tutar 290 bin liradır. Mükellef kurum bu tu­tarı vergi dairesine beyan ederek ka­yıtlarını düzeltebilecektir.

Kayıtlardaki düzeltme işlemi kasa hesabına alacak, karşılığında kanunen kabul edilmeyen gider hesaplarına borç kaydı verilmek suretiyle gerçek­leştirilecektir. Çünkü yasada beyan edilen söz konusu tutarların kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider ka­bul edilmeyeceği açıkça belirtiliyor. Buna göre yukarıdaki örnekte beyan edilen ve kayıtlarda belirttiğimiz şekil­de düzeltilen 290 bin liranın, ilgili dö­nem geçici vergi ve kurumlar vergisi beyannamelerinde matraha ilave edil­mesi gerekiyor.

ORTAKTAN ALACAKLAR

Kurumlar vergisi mükellefleri, 31 Aralık 2013 tarihli bilançolarında yer alan ortaklardan alacak tutarlarını da vergi dairesine beyan ederek düzelt­me imkanından yararlanabiliyorlar.

Ancak işletmenin esas faaliyetiyle ilgili alacaklarının af kapsamına girme­diği unutulmamalı. Yasada, ödünç ver­me ve benzeri nedenlerle oluşan ala­caklar için geçerli olduğu belirtiliyor.

HEM BORÇ HEM ALACAK

Ortaktan hem alacak hem de orta­ğa borç varsa, bu durumda borç ve alacağın netleştirilmesi gerekiyor ve nette alacak kalması durumunda aftan yararlanılabiliyor.

Buna göre tek düzen hesap pla­nında yer alan; kısa ve uzun vadeli or­taklardan alacaklar hesaplarının (131 ve 231 numaralı) toplamından, yine kı­sa ve uzun vadeli ortaklara borçlar he­saplarının (331 ve 431 numaralı) topla­mının çıkarılması sonucu kalan net alacak tutarının beyan edilmesi gere­kiyor.

Örneğin bir kurumun bilançosun­da, işletmeden para çekişi nedeniyle oluşan 200 bin liralık ortaktan alacak tutarı ile ortaklara borç olarak muhasebeleştirilen 80 bin liranın olduğunu varsayalım. Bu durumda yasa kapsamında beyan edilecek net alacak tutarı 120 bin lira olacaktır. Beyan edilen net alacak tutarlarının da kurum kazancından indirilmesi mümkün değil. Bu tutarların ilgili dö­nem geçici vergi ve kurumlar vergisi matrahlarına ilave edilmesi gerekiyor.

TUTAR DEĞİŞTİĞİNDE

31.12.2013 tarihli bilançoda yer alan tutarlar ile beyannamenin verildi­ği tarih itibariyle kayıtlarda yer alan tu­tarların farklı olması durumunda ne yapmak gerekiyor? Bu sorunun cevabı 27 Eylül'de yayımlanan tebliğde ör­neklerle açıklanıyor.

Beyanda bulunulan tarihte kayıt­lardaki tutarlar, 31.12.2013 tarihli bi­lançoda yer alan net alacak tutarından ya da fiilen kasada bu­lunmayan tutardan fazla ise ilgili bilançodaki tu­tarların dikkate alınması gerekiyor. Örneğin; 31.12.2013 tarihli bilanço kasa mevcudunun 300 bin TL, fiilen kasada bu­lunmayan tutarın 290 bin TL ve beyan tarihi itiba­rıyla kasa mevcudunun 400 bin TL olması du­rumda, mükellef yasa kapsamında 290 bin lirayı beyan edecek ve düzeltme işleminde bu tutarı dikkate alacaktır.

Tam tersi durum tebliğde kasaya ilişkin örnekle açıklanıyor. Buna göre beyan tarihi itibarıyla kasada bulunan tutar, 2013 bilançosundaki tutardan düşük ise fiilen kasada bulunmayan tutar esas alınmak suretiyle, en fazla beyan tarihindeki kasa tutarı dikkate alınabilecektir.

VERGİ YÜZDE 3

Ortakların şirketten para almaları normal olarak kâr dağıtımı yoluyla gerçekleşir. Kâr payı alan ortak gerçek kişi veya yabancı ise dağıtılmasına ka­rar verilen kâr payı üzerinden yüzde 15 oranında vergi kesintisi (stopaj) ya­pılır ve kalan tutar ortağa ödenir.

Ortaklar kâr payı almak yerine, 31.12.2013 tarihi öncesinde bir miktar parayı şirketten çekmiş olabilirler. Bu tutarlar için şirketler yukarıdaki şekil­de beyanda bulundukları durumda, sadece yüzde 3 oranında vergi öden­mesi yeterli oluyor.

BEYAN SÜRESİ

Şirketlerin, 31 Aralık 2013 tarihli bilançolarında görülmekle birlikte iş­letmelerinde bulunmayan kasa mev­cutları ile ortaklarından ticari faaliyet­leri dışındaki işlemlerden kaynaklanan net alacak tutarlarını, 31 Aralık 2014 ta­rihine kadar vergi dairelerine beyan etmeleri gerekiyor.

Alacaklar beyannameye, yukarıda yer verilen hesap kalemleri bazında ayrı ayrı yazılıyor. Ayrıca toplam be­yan edilen tutar ve üzerinden yüzde 3

oranında hesaplanan vergi de beyan­namede gösteriliyor. Beyanname ör­neği yasaya ilişkin olarak çıkarılan 1 nolu tebliğin ekinde (Ek 5) yer alıyor.

E-BEYAN ŞART

Kurumlar vergisi beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorun­da olan mükelleflerin bu beyanname­yi de elektronik olarak vermeleri gere­kiyor. Buna göre söz konusu düzenle­meden yararlanmak isteyen anonim ve limited şirket gibi kurumlar vergisi mükellefleri bu beyannamelerini de elektronik olarak verecekler.

Elektronik ortamda beyanname ve bildirim gönderme zorunluluğu bu­lunmayanlar ise beyannamelerini ku­rumlar vergisi yönünden bağlı bulun­dukları vergi dairesine kağıt ortamın­da verebiliyorlar.

ÖDEME

Beyan edilen tutarlar üzerinden hesaplanan vergilerin beyanname ver­me süresi içerisinde yani 31.12.2014 tarihine kadar tek seferde ödenmesi gerekiyor. Bu vergi için taksitlendirme imkanı &bulunmuyor.

VERGİ MAHSUP EDİLEMİYOR

Beyan edilen tutarlar üzerinden ödenen vergilerin ilgili yıl vergi hesap­laması sırasında kurumlar vergisi mat­rahına ilave edilmesi gerekiyor. Ayrı­ca söz konusu vergilerin kurumlar ver­gisi beyannamesinde hesaplanan ver­giden mahsup edilmesi de mümkün değil.

 BEYAN YETERLİ

Yasada, kurumlar vergisi mükel­leflerince "beyan edilen" tutarlar nede­niyle ilave bir tarhiyat yapılmayacağı hüküm altına alınıyor. Tebliğde de bu­nun kapsamı belirlenmiş ve kâr dağıtı­mına bağlı vergi kesintisine yönelik ilave bir tarhiyat yapılmayacak deni­yor.

Tebliğde ayrıca belirtilen süre içe­risinde ödenmeyen vergilerin gecikme zammıyla birlikte takip edileceğine ilişkin bir açıklama da yer alıyor. Ge­cikme zammı oranı halen aylık yüzde 1,4 olarak uygulanıyor.

Yasadaki hüküm ve tebliğdeki açıklamalar birlikte değerlendirildiğin­de, ilave tarhiyat yapılmaması hakkın­dan yararlanılabilmesi için, ilgili tutar­lar ve üzerinden hesaplanan vergilerin zamanında beyan edilmesinin yeterli olduğu anlaşılıyor. Başka bir ifadeyle beyan edilen verginin zamanında ödenmemesi halinde ilave tarhiyat ya­pılmaması hakkından yararlanılamayacağına ilişkin bir düzenleme ve açıklama olmadığından, zamanında beyan eden fakat vergisini zamanında ödemeyen mükellefler için herhangi bir hak kaybı olmayacağı sonucuna varılabiliyor. ilave tarhiyat yapılama­ması imkanlarından yararlanılabilme­si, beyanın yanında, vadesinde ödeme şartına da bağlanmamış olduğundan, bu düzenlemeden beklenen vergi tah­silatının , en azından kısa vadede sağlanması güç görünüyor.

(FATİH KÖPRÜ – EKONOMİST DERGİSİ)

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)