E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaAracı Kurum RaporlarıMüzik döndükçe dansa devam (Egemen)---

Müzik döndükçe dansa devam (Egemen)

Müzik döndükçe dansa devam (Egemen)
21 Ocak 2013 - 09:01 borsaningundemi.com

Büyüme rakamlarındaki iyileşmenin şirketlere kar artışı olarak yansımaması halinde realizasyonlar görülebilir

 Başlıktan da anlaşılacağı üzere piyasalara para akmaya devam ettikçe varlık fiyatlarındaki yükselişler de devam edecektir. Peki sadece para mıdır bu denli yükselişlere neden olan? Elbette ki hayır! Son birkaç aydır ötelenmiş olan PIIGS sorunlarının çözüme ulaşacağı, ABD’deki bilindik mevzuların çözümleneceği, Çin’in ekonomik büyümesinin sürdürülebilir olacağı varsayımları… Her gelen makro verinin bundan sonraki süreçte varlık fiyatlarına doğrudan etki yapması beklenmelidir. Bu beklentilerle geride bıraktığımız yılın son çeyreğinde yerel ve uluslar arası kurumlardan gelen 2013 tahmin ve hedeflerine yılın daha ilk ayında ulaşmış bulunuyoruz.
    Avrupa tarafına baktığımızda Yunanistan ile ilgili yakın gelecekte bir sorun öngörmüyoruz. Bununla birlikte makro verilerde iyileşmeler dahi görülebilir. Ancak, Yunanistan geçtiğimiz yıla damgasını vurmuşken, 2013 yılına da İspanya’nın damgasını vurabileceğini düşünüyoruz. Bu yıl içinde 160milyar¬ borç yenilemesi olmak üzere toplamda 220milyar¬ borçlanmayı hedefleyen İspanya için şu aşamada bir sorun görünmüyor. İhalelerde faizler düşmeye devam ederken hedeflenen borçlanmalar gerçekleştiriliyor. Ocak ve nisan ayı dışında haziran ayındaki borçlanmalara da dikkat etmek gerekiyor. En yoğun borçlanma planlarının bu aylarda olduğu görülmektedir. Kamu maliyesi ve bütçe açığı penceresinden bakıldığında, İspanya’nın yılın tamamında düşük faizle borçlanmayı sürdürmesi gerekiyor. İlk çeyrek itibariyle sorun görünmese de global piyasalarda gelişecek ani bir şok dalgası rüzgarı tersine çevirebilir. İtalya kanadında ise Monti’nin istifası ile birlikte azınlık hükümetiyle erken seçime hazırlanırken şimdilik bir sorun görünmüyor. Önceki hafta notunun düşürüleceği ile ilgili dedikodular nedeniyle 10 yıllık tahvil faizleri hızla yükselen Fransa’da, dedikodular gündem etkisini yitirmiş olsa da faizlerinin düşmemesi ve tahvil faizlerinin kısa vadeli düşüş trendini yukarı kırmış olmasını hayli dikkat çekici buluyoruz! Önümüzdeki haftalarda yeni bir sürpriz yaşanmasını riskler arasında bulundurmakta fayda var.
    21 Ocak haftasında global piyasalara Asya damgasını vuracak. Haftanın son günü Çin’de açıklanan büyüme rakamlarının son 7 ayın düşüş trendini kırdığı gözleniyor. %7.9 GSYH, %15.2 perakende satışlardaki artış rakamları sürdürülebilirlik tartışmalarını önümüzdeki günlere de taşıyabilir. Diğer taratan bazı yorumlarda Çin verilerinin güvenirliği konusunda tartışmalara rastlanıyor. Bunca yıldır güvenliği sorgulanmayan verilerin birden bire sorgulanır hale gelmesi de ilgi çekici olsa gerek. Güvenirlik konusundaki tartışmalar her makro veri sonrasında biraz daha alevlenebilir. Asya demişken, Japonya tarafından bahsetmemek olmaz. Çünkü, 21-22 Ocak tarihinde BOJ para politikası toplantısı gerçekleştirecek. Seçildiğinden bu yana BOJ ’u yakın markaja alan başbakanın BOJ yetkilileri ile %2 enflasyon hedefi konusunda uzlaştığı yönünde bilgiler geliyor. Bu da demektir ki %2 enflasyon oranına ulaşılana kadar 9 bölgenin 8 ‘inde zayıflık tespit eden Japonya MB limitsiz para basmaya devam edebilir. Piyasalarda buna benzer birkaç alternatif daha konuşuluyor. Böylesi bir kararda Yen biraz daha değer kaybedebilir. Ancak, beklentilerin altında alınacak bir politika kararı, Tokyo borsası başta olmak üzere Asya ve ardından global piyasalarda bir miktar kar satışlarını tetikleyebilir.
    ABD kanadında hafta içinde açıklanan ve kafa karıştırıcı makro veriler hakimdi. 2008 Lehman Brothers krizinden bu yana en düşük haftalık işsizlik maaşı başvuruları ile konut başlangıçları verilerine karşın, iş dünyası aktivitesinin beklentilerin çok altında kalması endişe kaynağı oluşturdu. Emtia piyasalarında yaşanan dar banttaki dalgalanmanın sebebi de makro verilerdeki karışık seyirdir. Diğer taraftan önümüzdeki haftalara damgasını vuracak borçlanma tavanı konusunda da gelişmeler var. Hafta sonu ile önümüzdeki hafta bu konu piyasalar için sıcak bir gündem maddesi olabilir. Seçimlerde Romney’in başkan yardımcısı adayı ve aynı zamanda senatör olan Paul Ryan, konu
ile ilgili olarak ilginç açıklamalar yaptı. Buna göre Demokratların borçlanma limitinin kabul edilebilir olduğunu ifade etti ve Cumhuriyetçilerin bu hafta sonunda yapacakları toplantıda görüş birliğine varmasına beklediğini söyledi. Böylesi bir gelişme önümüzdeki haftadan itibaren piyasalardaki ralli havasını BOJ rüzgarı öncesinde bir miktar daha alevlendirebilir.
    Türkiye’ye baktığımızda not artırım beklentileriyle endekslerde tarihi seviyelerin her gün revize edildiğini görüyoruz. Kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen açıklamalarda not artışıyla ilgili bir işaret görülmezken, artırım olamayacağı konusunda da yorum yapmaktan kaçınmaları beklentilerin sıcak tutulmasına ve körüklenmesine neden oluyor. Önümüzdeki haftadan itibaren 2012 son çeyrek ve yıllık bilançolarının konuşulmaya başlamasını bekliyoruz. Büyüme rakamlarındaki iyileşmenin şirketlere kar artışı olarak yansımaması halinde realizasyonlar görülebilir. "
Egemen Menkul Kıymetler

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)