E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaEmtia ve Döviz PiyasalarıMerkez Bankası bundan sonra ne yapmalı---

Merkez Bankası bundan sonra ne yapmalı

Merkez Bankası bundan sonra ne yapmalı
24 Ocak 2014 - 03:31 borsaningundemi.com

Müdahaleye rağmen döviz kuru bu seviyede kalırsa Merkez Bankasının müdahalede başarısız kaldığı düşüncesi yaygınlaşır, bu da spekülatif atağı tetikler

Merkez Bankası, uzun bir aradan sonra piyasalara doğrudan müdahalede bulunarak doların yükselişini durdurmaya çalıştı. Doların 2.30 TL'yi görmesiyle başlayan müdahale sonunda 2.27'ye gerileyen dolar, kapanışta tekrar 2.29 TL seviyesine ulaştı. Merkez Bankası'nın müdahalesi önümüzdeki günlerde doların seyrini nasıl etkiler? Merkez Bankası faiz silahını niçin kullanmıyor? Merkez Bankası'nın bundan sonraki adımları piyasalarda nasıl algılanır? Ekonomist Uğur Gürses, Hürriyet'teki yazısında, geçmişteki krizlerden de örnekler vererek bu sorulara yanıt getirdi. İşte o yazı:

EYVAH EYVAH 2.30

Merkez Bankası’nın bankalara 2 kere doğrudan müdahale ederek döviz satması şunu açığa çıkardı; tarihsel olarak en yüksek seviye olan 2.30’luk bir dolar kurunun ‘şişmiş’ bir kur seviyesi olmadığı, bu seviyelerden bile yüklü döviz alım talebi olduğu ortaya çıktı. Bazen attığınız bir adım, uyguladığınız politikanın tüm defolarını ortaya çıkarır. Bankacılar, dün sabah dolar kurunun 2.30’a gelmesiyle Merkez Bankası’nın doğrudan müdahaleye başladığını söylüyor. Ne yazık ki 2.27’nin altına düşse de kalıcı olamadı ikinci defa doğrudan müdahaleye rağmen 2.30’un üzerine çıktı.

3 MİLYAR DOLARA YAKIN

Doğrudan müdahale, Merkez’in telefonla bankaları arayarak ilan ettikleri alış kurlarından bankalara döviz satması demek. Her bir işlemde 5 milyon dolar satan Merkez Bankası’nın, öğlen saatlerine gelindiğinde en az 2 milyar dolar sattığı tahmin ediliyordu. Akşama doğru 3 milyar dolara kadar uzanan tahminler de vardı. Üstelik 200 milyon dolarlık da döviz satış ihalesi yapıldı. Normal koşullarda, fiyatı aşırı yükselmiş bir döviz kuru seviyesinde müdahale eden bir merkez bankasının piyasaya girerek doğrudan müdahale etmesi durumunda, çok az bir satışla kurun sert biçimde düşmesi beklenirdi. Nitekim Türkiye’nin serbest kur rejimi tarihine bakıldığında, birkaç kez sadece 9 milyon dolarlık satışla aşırılıkları sakinleştirdiğine tanık olduk. Ancak dün öyle olmadı.

Dünkü müdahale, para politikasının defosu üzerinde duran şalı kaldırdı. Dün Merkez Bankası, belki de tarihin en yüksek doğrudan döviz müdahalesini yaptı ama döviz kurunu pek de sakinleştirdiği söylenemez. Merkez Bankası, ne zaman ne kadar süreyle uygulayacağı bilinmeyen yüzde 9’luk bir faiz icat etti, bunu da açıklama metninde nereye saklayacağını bilemedi. Ne yazık ki, faiz artırmakta geciken, öteleyen ve itibar kaybeden bir merkez bankasının kaderi belli; kaçındığı faiz artışının kat ve kat fazlasını yapmak zorunda kalmak. İşte bizim Merkez Bankası, bu durumu en yakın 2011’de yaşadı ve gördü. Faizi yarım puan aşağıda tutmak uğruna, sonunda faizi iki katına çıkarmak zorunda kaldı. Aynı şeylerle farklı sonuç beklemek hata.

2 müdahaleyle gelen yeni rekor

DOLAR dün saat 11:10’da 2.2970 TL ile Euro da 3.1340 TL ile tarihi rekora imza atarken Merkez Bankası’ndan döviz piyasalarına doğrudan müdahale geldi. Bu müdahale doları 2.2680 TL’ye kadar geriletse de gün sonunda dolar rekora yakın seviyeye, 2,29 TL’ye çıktı. Merkez Bankası bu yükselişe yine doğrudan döviz satarak müdahale etti. Bu ikinci dalga müdahale de yeterli olmayınca dolar 2.3030 TL, Euro ise 3.1520 TL ile rekor kırdı. Borsa İstanbul’da ikinci seansta sert satışlar geldi ve günü yüzde 2,88 kayıpla 65 bin 429 puandan kapadı. Gösterge tahvil faizi yüzde 10,50’ye çıkarak son iki senenin en yüksek seviyesine çıktı.

BUNDAN SONRA NE YAPMALI?

YÜKLÜ müdahaleye rağmen döviz kuru bu seviyede kalırsa Merkez Bankası’nın müdahalede başarısız kaldığı, ‘tutamadığı’ düşüncesi yaygınlaşır, bu da ilave spekülatif atağı tetikler. Daha sonrası ise malum; Merkez Bankası doğrudan döviz satmadığı zaman, ‘rezerv kaygısı’ dile getirilir. Kur yükseliş sarmalına girer. İşin doğrusu, doğrudan müdahale noktasına gelen Merkez Bankası’nın faiz silahını yüklü biçimde kullanmadan başarılı olması pek de mümkün görünmüyor. Hem 2006, hem de 2011’deki deneyim bunun teyidi. Ayrıca, dış dengeler açısından daha borçlu bir durumdayız. Merkez Bankası günde yüzde 1.5-2 artan döviz kuruna karşı, satın alınan dövizin karşılığı olan parayı piyasaya hala yüzde 6-7 ile vermeye devam ettikçe, giderek pahalılaşan bir paranın ucuz finansmanını sürdürüyor olacak. Bir merkez bankası kendi parasının değerini faizi belirleyerek korur en önce.

Merkez Bankası tek bir faiz oranından piyasaya para vermeli.

Faizini ‘artık yeni bir artış olmaz’ denilebilecek ve beklentileri tamamen bitirecek bir seviyeye çekmeli.

Bu faiz oranını uygularken, 
aynı zamanda piyasaya döviz likiditesi girişi sağlayacak zorunlu karşılık düzenlemesi yapmalı.

Döviz satım ihalelerinde satışları aynı gün vadeye çekmeli.

Bu satışlara kimi zamanlarda ‘sterilize edilmemiş’ doğrudan müdahaleler eşlik etmeli.

2006’DA BASKIYA KARŞI FAİZ ARTTI

KUR baskısına karşı Merkez Bankası 8 Haziran 2006’da faizleri 1.75 puan artırdı. Baskı devam edince 13, 23 ve 26 Haziran’da toplam 2.1 milyar dolar müdahale yapıldı. Yetmedi, 26 Haziran’da 2.25 puanlık faiz artışı yapıldı.

NEDEN BU NOKTAYA GELİNDİ?

EYLÜL ayından bu yana farkındayız ki; artık dünyada gelişen ülkelere eski sermaye akışları olamayacak. Herkes farkında ki, en yüksek cari açığı yıllardır sürdüren, dış borçluluğu en çok artan özel kesim ülkemizde. Açık pozisyonu olan şirketler döviz alıyor. Yabancı sermayenin en çok kamu tahvili aldığı ülkeler arasında biz geliyoruz. Çıkmak isteyen tahvil yatırımcısının satmak için likidite bulamadığı biliniyor. Dolayısıyla faiz riskini azaltamayan yatırımcı, döviz alarak risklerini azaltmak istiyor. Bir de başkan Başçı’nın, faizleri kullanmak yerine sözle durumu idare etmeye çalışması, kur seviyesi işaret etmesi, bunun da çokça aşılması ve geri dönmemesi, riski olanların ‘asabını bozdu’. Üstüne de siyasal kriz eklenince, bu tablo ortaya çıktı.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (9)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Borsacı24 Ocak 2014 12:53

    Ya bu arkadaş geçen TUSIAD a danışmanlık yapıyordu, hatta gelip brifing vermişti. Ön görüleri ters gittiği için mi saldırıyor, yoksa merkeze söz geçiremedikleri için mi belli değil. Ishak Alaton dün konuşma yaptı ve TUSIAD'ı eleştirdi. Siyasete bu kadar müdahale etmemeleri lazım. Merkez bağımsız. TUSIAD şubesi değil.

  • MEHMET24 Ocak 2014 12:11

    BAŞÇI BİR 40 BİN BİR 80 BİN AYLIĞI ALIP YATIYORDUN DEĞİL Mİ BİR HALT TA YEDİĞİN YOK TU ŞİMDİ DE SEYRET

  • MUSTAFA24 Ocak 2014 11:14

    TATLI RÜYALAR BİTTİ ARTIK DİĞER KRİZLER ARAYACAZ BUNDA BİLİN

  • Borsacı24 Ocak 2014 10:59

    Dalgalı kurda bu tip şeyler normal. Sanırsın dolar 2,30 olunca dünyanın sonu geldi. Piyasa da alıcı ve satıcı var. Türk Milleti aklını başına almazsa 5 lirada olur 10 lira da olur. Ama akıllı olursa 1 liraya kadar iner. Aynı malın yerlisini kullanmayı öğrenmek lazım. Japonya'ya yıllarca ABD mal satamadı. Yarı fiyatına olan KODAK yerine FUJI aldılar.

  • doğru söyle24 Ocak 2014 09:23

    HALA MERKEZ BANKASI BAŞKANI OLARAK DURMASINI HAYRETLE KARŞILIYORUM. BAŞBAKANIN DEDİĞİ GİBİ BUNA ÜÇ KOYUN VERSEN KAYBEDER GELİR NASIL OLUYORDA MERKEZ BANKASININ BAŞINDA DURDURUYORLAR GÜLÜNÇ HALLERE DÜŞTÜK.

  • utkual201024 Ocak 2014 08:43

    Bizi yönetenler tutturmuş,faiz lobisi diye bir şey 6 aydır milleti aldatıyorlar.Hiç ağızlarından duydunuz mu Döviz lobisi duymazsınız,duyamazsınız umarım anlıyorsunuzdur.

  • utkual201024 Ocak 2014 08:38

    Bir borsa forum sitesinde 18 Ocakta dolar hafta sonunda 2300-2350 dedim adamlar demediğini bırakmadı.Sadece Gülüyorum.

  • iş bilmez24 Ocak 2014 08:23

    diyoruz ki bunlar işi bilmez, gitisinler imamlık yapsınlar...11 yıldır miras yediler, acil durum nedir, b-c-d planları nedir onu bile sorsan sadece bakarlar

  • vatansever24 Ocak 2014 05:23

    güzelim ülkeyi bu duruma getiren şerefsizler kına yaksın...