E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Küresel ekonomi pandemi sürecinde merkez bankalarının uyguladığı kolay para politikaları sayesinde ayakta kalabildi. Ancak borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre Morgan Stanley Asya’nın eski Başkanı ve Yale Üniversitesi Ekonomisti Stephen Roach bu politikaların küresel ekonomiyi bir enflasyon tuzağının içerisine çektiğini belirtiyor. Roach Financial Times’taki yazısında ‘sıralama tuzağı’ dediği bu uygulamaların 1970’lerdekine benzer bir enflasyon krizini getireceğini söyledi. İşte Roach’un o yazısı:
Ekonomi tarihinin erken ve karanlık bir döneminin yankıları daha da yükseliyor. 2020'nin başlarında 1970'lere benzer bir stagflasyon riski konusunda uyardığımda, endişelerim öncelikle tedarik tarafındaydı. Bugünse tam bir küresel arz şoku yaşanıyor: enerji ve gıda fiyatları yükseliyor, nakliye rotaları tıkanıyor ve istihdam kıtlığı yaygınlaşıyor.
Sorunlar hakkındaki popüler bir teori, arz kesintilerinin ve fiyat artışlarının, sonuçta kendi kendini iyileştirecek olan pandemi ile ilgili geçici aksaklıklardan kaynaklandığı yönünde. Ancak 1970'lerin başındaki enflasyonist yığılma da geçici olaylara odaklanılmasıyla gerçekleşmişti: OPEC petrol ambargosu ve El Niño Kasırgası’nın sebep olduğu hava durumuna bağlı engeller.
Sonrasında ise, tıpkı şimdi olduğu gibi, merkez bankaları enflasyonun geçici olduğu müjdesini vaaz etmişlerdi. 1970'lerde, dönemin ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Arthur Burns araştırma personellerinden geçici faktörleri popüler fiyat endekslerinden temizlemelerini istemişti. FED'in sadece en dipteki enflasyona cevap vermesi gerektiğine ikna olan Burns, geriye fazla bir şey kalmayıncaya kadar çekirdek enflasyonun en derin seviyesine kadar gitmeyi sürdürmüştü. Burns ancak dibe ulaştığı zaman bir enflasyon sorunu olduğunu kabul etmişti.
Ben de o zamanlar yeni metrikler geliştiren ve kimsenin okumadığı parlak raporları yazan ekipte, çekirdek enflasyonun ilk ölçütünü oluşturmak için yapılan bu acınası çaba içerisinde yer alan personelin bir parçasıydım.
Mevcut merkez bankası çalışanlarının nesli çok daha bilgili. 1970'lerde bizim oluşturduklarımızdan daha sofistike modeller kullanıyorlar. Nominal faiz oranlar üzerine daha az, reel veya enflasyona göre ayarlanmış oranlar hakkında daha fazla düşünüyorlar. Aynı zamanda daha da şanslılar. Küreselleşmenin doğasında var olan asimetriler, Çin gibi gelişmekte olan ülkelerin tüketimden çok üretime odaklanmasıyla birlikte piyasaya talepten daha fazla arz enjekte etti.
Ama bugünün merkez bankacıları önemli bir konuda el yordamıyla ilerliyor: Bilanço yaklaşımı için nefes kesen bir parasal genişleme ile desteklenen para politikası uygulayarak faiz oranı hedefleme araçlarını terk ettiler. Burada 1970'lerde görülmeyen ciddi bir risk yatıyor. Merkez bankaları, varlıkları ile şu anda enflasyona zarar veren arz ve talep güçleri arasındaki bağlantılar hakkında hiçbir ipucuna sahip değil.
Bu da onları bir "sıralama tuzağı" olarak bilinen bir kavrama yönlendirdi. Bu kavram kısaca enflasyon gibi sürprizlere önce varlık alımları üzerinden sivri bir şekilde yanıt verme, ardından da bebek adımlarıyla gösterge politika faiz oranını yükseltme hedefi anlamına geliyor. Ancak toplam talebin merkez bankası bilanço ayarlamalarının gerçek para maliyetine çok daha az duyarlı olması muhtemeldir. Bununla birlikte para politikası eylemlerinin etkilerini göstermesi için uzun bir gecikme süresi vardır. Bu durum, politika tepkilerini geciktirerek daha önceki düşük enflasyon oranlarını telafi etmek üzerine tasarlanmış yeni bir "ortalama enflasyon hedefi" yaklaşımını benimseyen FED için özellikle endişe verici.
Diğer sorun ise günümüzün bozulmuş tedarik zincirlerinin hızlı bir şekilde tamir edilememesidir. Araştırmalar, küresel değer zincirlerini bir araya getirmek için önemli zamanın gerektiğini ve yeniden yapılandırılmasının daha da fazla zaman aldığını gösteriyor. Yakın zamanda kurulan Beyaz Saray Tedarik Zinciri Görev Gücü raporu, işçileri yeniden vasıflandırmak, Amerikan üretimini canlandırmak ve araştırma geliştirme harcamalarını artırmak da dahil olmak üzere ABD tedarik zinciri dayanıklılığını sağlamak için uzun bir öneri listesi getirdi. Bu önerilerin herhangi birine karış çıkmak zor. Ancak bu önerilerin hepsi, 2021'in acil tedarik şokunu ele alamayan uzun vadeli düzeltmelerdir.
Tedarik tarafında son 18 ayda yaşananlar beni şaşırtmadı. Küresel değer zincirleri, küresel ticaret ve büyümenin lokomotifi ve aynı zamanda önemli bir dezenflasyon kaynağı haline gelmişti. Ancak, artan verimlilik arayışında, bu zincirler aşırı bir şekilde gerildi ve giderek daha kırılgan hale geldi. Korumacı politikalar arttıkça şirketlerin üretimlerini merkezlerine geri çağırması da siyasi tepkilere duyarlı hale geldi.
Daha büyük sürpriz talep tarafında. Çok az kişi küresel ekonominin Kovid kaynaklı kilitlenmeden bu kadar olağanüstü bir canlılıkla geri döneceğini tahmin edebilmişti. Ekonomilerdeki toparlanmaların yavaşlaması toplam talep seviyesini bozulmuş bir arz tarafını rahatsız edici derecede yüksek seviyede bırakacaktır. Bana kalırsa bu durum kalıcı bir enflasyon sorunu anlamına geliyor.
Sıralama tuzağının en büyük riski de bu. Ne kadar parlak ve şanslı olsalar da bugünün merkez bankacıları nesli de 1970'lerde sorunlu olduğu kanıtlanan aynı inkar duygusuna kapıldı. O zorlu dönemin deneyimlerinin ve kurumsal hafızasının eksikliği nedeniyle, para politikasında yeni bir hata riski hafife alınamaz.
Alınacak ders ne mi? Enflasyonun yakında zirve yapması pek mümkün görünmüyor. Şu anda geçici görünen şey düşündüğümüzden daha uzun sürecek. Bununla birlikte finansal piyasaların ikinci bir stagflasyondan kaçınabilmesi için çok daha fazla parasal sıkılaşma yapılması gerekecektir.
Çip krizi üç yıl daha sürebilir
Jim Cramer: Wall Street'teki engeller fırsatlara dönüştü
Kavcıoğlu: Artan rezervler TCMB'nin gücünü gösteriyor
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
Reisin hesabı körükledi
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (13:04)