E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaMartın son haftasında gündem volatilite---

Martın son haftasında gündem volatilite

Martın son haftasında gündem volatilite
27 Mart 2023 - 13:45 borsaningundemi.com

Küresel piyasalar bankacılık sektörü ve enflasyon gündemi nedeniyle fiyat oynaklıklarının hakim olduğu mart ayını geride bırakmaya hazırlanıyor. Yatırımcılar piyasalardaki çift yönlü kırılganlığa dikkat çekiyor

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Küresel finans piyasaları volatilitenin hüküm süreceği bir haftaya hazırlanıyor. ABD’li ve Avrupalı bankalarla ilgili yatırımcı endişelerinin hakim olduğu mart ayı bu hafta sona erecek. Bankalarla ilgili endişeler ay boyunca merkez bankalarının enflasyonla mücadele politikalarına da zarar vermişti.

Yeni haftada traderlar Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in cumartesi günü yaptığı açıklamaya odaklandı. Putin Belarus’a taktiksel nükleer silahlar konuşlandırmayı planladıklarını dile getirdi.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkan Yardımcısı Luis de Guindos'un bankacılık sektöründeki belirsizlik nedeniyle ECB’nin faiz politikasında “toplantıdan toplantıya” karar verilecek bir yaklaşımı benimseyeceğini açıkladı. Açıklamanın ardından euro-dolar kuru çok az değişti.

Son bir ayda güvenli liman varlıklarına olan talep arttı. Özellikle Japon Yeni son dört haftadır yükselişte. Bankaların mali durumuna ilişkin endişeler ve olası bir ABD resesyonu piyasaların gerilemesine sebep oldu. Deutsche Bank’ın hisselerinde cuma günü yaşanan düşüş bankalara ilişkin korkuları yeniden alevlendirdi.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, tüm bu olumsuzluklara rağmen Avrupa Merkez Bankası'nın finansal istikrar için gerekenlerin yapılacağını açıklaması ve Alman hükümetinin Deutsche Bank için 'Çok kârlı' olduğunu belirterek endişeye gerek olmadığını söylemesi Avrupa borsalarının pozitif açılışında etken oldu.

Bloomberg’ün haberine göre, ABD'li yetkililer bilançosunu desteklemek için daha fazla zaman tanımak amacıyla First Republic Bank'a destek sağlayıp sağlamamayı ve bu desteğin nasıl sağlanacağını tartışıyor. Ayrıca, Valley National Bancorp ve First Citizens BancShares'in bu ayın başlarında iflas eden Silicon Valley Bank’le aynı kulvarda yarıştığı söyleniyor. İsviçre'nin bankacılık düzenleyici kurumu ise Credit Suisse Group’un olası bir soruşturma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı.

ABD’nin en üst düzey düzenleyici kurumları cuma günü yaptıkları açıklamalarda bazı bankaların stres altında olduğunu kabul etti. Ancak genel finans sisteminin sağlam olduğu da vurgulandı.

Bankacılık sektörüne ilişkin sıkıntıları, tahvil yatırımcılarının para politikasına yönelik beklentileri önemli ölçüde değiştirmesine neden oldu. ABD Merkez Bankası’nın (FED) mayıs ayında faizleri tekrar yükselteceğine dair bahisler terk edildi. Yatırımcılar bir sonraki değişimin haziran ayı gibi erken bir tarihte faiz indirimi şeklinde olacağını öngörüyor. Ayrıca ECB ve İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) faiz artışı ile ilgili beklentiler de azaldı.

Bloomberg haberinde küresel yatırım yönetimi firması Brandywin’ın Portföy Yöneticisi Jack McIntyre, “Merkez bankaları sıkılaştığında her şey çok fazla kırılıyor. Aşırı negatif olamazsınız zira her şey çok hızlı bir şekilde değişiyor. Şu anda iki yönlü risk var. İspat seviyeleri muhtemelen biraz daha düşük” ifadelerine yer verdi.

Piyasalarda öngörüler bulanık

Hafta içerisinde yayınlanacak ekonomik veriler ABD enflasyonunun inatla yüksek kalmaya devam ettiğini gösterebilir. Yatırımcılarsa merkez bankalarının hem fiyat istikrarını hem de finansal istikrarı korumak için ipte yürümek zorunda olduğunu hatırlayabilir.

Para politikasına ilişkin bu bulanık öngörülerin yanı sıra kısa vadeli ABD Hazinesi tahvil getirilerindeki volatilite de 2008’den bu yana olan en yüksek seviyelere yaklaştı. Yatırımcıların faiz artışı beklentilerini terk etmesiyle, 2 yıllık tahvil getirileri cuma günü %3,55’e gelerek eylül ayından bu yana en düşük seviyeye geriledi. Mart ayı başında 2007’den bu yana ilk kez %5’i gören 2 yıllık tahvil faizleri 100 baz puandan fazla düştü.

Yen bu ay %4 civarında yükselerek diğer büyük ekonomilere göre en hızlı artışı gösterdi. Diğer büyük ekonomilerde volatilite ve düşen tahvil getirileri para birimlerini olumsuz etkilerken Japonya politika faiz avantajından faydalandı. Avustralya ve Yeni Zelanda Doları gibi emtia bağlantılı para birimleri ise düşük performans gösterdi.

Columbia Threadneedle Investments'ın Faiz Stratejisti Ed Al-Hussainy, FED’in sıkılaştırma politikalarının ekonomiyi yavaşlattığını ve bu sebeple tahvil rallisi beklediğini söyledi. Ancak Al-Hussainy’e göre, volatilite ve fiyat hareketlerinin hızı piyasalardaki kırılganlığı vurguluyor:

“Bu fiyat hareketlerinin önümüzdeki dokuz ay boyunca gerçekleşmesi üzerinden kendimizi konumlandırmıştık. Ancak bu dokuz gün içinde gerçekleşti. Şikayet etmeyeceğim ancak bu hareketlerin bu denli hızlı bir şekilde gerçekleşmesinden endişeliyim.”

 

Emtia piyasasında iyimserlik hakim

 

Altında yeniden resesyon korkusu

 

Piyasaların kaderini belirleyen 4 kritik dinamik

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)