Ülker'in Onur Ekspresleri satın almasıyla dikkatleri üzerine çeken indirim marketleri pazarında yabancılar çıkışı, yerlilerin ise kıran kırana rekabeti yaşanıyor. Yabancı ortaklı Diasa'nın satışıyla Carrefour, Şok satışıyla Migros'un sahibi BC Partners pazardan çıktı.
Dünya'nın haberine göre, market sayısı bakımından pazarın lideri durumundaki BİM, Topbaş ailesine ait. BİM'de yüzde 3.5 oranında yabancı ortak Abdulrahman El Khereiji'nin hissesi var. Şirketin yüzde 27'si Topbaş ailesine ait. Kalan yüzde 69.36 ise halka açık. Böylece, BİM’deki küçük hisse dışında, pazarın market sayısı bakımından lideri olan BİM de dahil, yabancı oyuncu kalmamış durumda. Sektör uzmanları yabancıların çekilişini 'yoğun rekabete' bağlıyor. Yetkililer, "Yabancılar, hızla büyüyen indirim mağazacılığı sektörüne yoğun fiyat rekabeti nedeniyle ilgi göstermiyor" dedi.
Türkiye Perakendeciler Federasyonu Genel Koordinatörü Gurbet Altay da sektörde yaşanan yabancı çıkışı ile ilgili olarak, "Yerel perakedenin çok büyük ataklar yaparak rekabetçi yapısını güçlendirmesi en önemli sebep. İkinci sebep, yabancıların karlılıklarının düşmesi. Yabancılar bu nedenle perakendeden daha karlı olan enerji gibi sektörlere yönelmeye başladı" dedi.
Ülker atağa kalktı 2012'de toplam perakende yüzde 9.2, yerel perakende yüzde 11 büyüdü. Pazardaki bu hızlı büyüme, geleneksel perakendeciler olan bakkaların sayısının hızla düşmesine neden oluyor.
Sektördeki tek trend yabancıların çıkışı değil. Yerliler arasında da ciddi yarış var. Bu yarışı en çok ateşleyen unsur da Ülker’in hızlı girişi. Discount (indirim) gıda perakdenciliği sektöründe Ülker çıkarması yaşanıyor. Daha önce Şok Marketlerini satın alan, Ülker markasıyla tanınan Yıldız Holding, ardından DiaSa'yı 320 milyon lira bedelle satın almıştı.
2 bini geçen üç oyuncu Ülker son olarak Onur Ekspres Marketçilik'in hisselerinin tamamını satın aldı. Ülker grubu bu satın almayla Özen Grup'a ait Onurex indirim marketlerinin 119 mağazasını 33 milyon lira bedelle bünyesine kattı. BİM ile arayı hızla kapatan Ülker'in pazardaki market sayısı 2 bin 582'ye ulaştı. Pazarın en büyük oyuncusu olan BİM'in 3 bin 751 mağazası var. Yani Ülker, BİM’in ensesinde görünüyor. Bir satın alma daha yaparsa veya market yatırımlarını hızlandırırsa BİM’i yakalaması mümkün. Pazarda market sayısı 2 bini geçen üçüncü oyuncu A101. Aydın Holding'e ait A101'in ise 2 bin 32'den fazla mağazası var.
İki yeni marka Sektöre giren iki yeni marka var. Bunlardan bir tanesi Ciner grubuna bağlı Park Holding çatısı altında kurulan UCZ. Bu zincir Mayıs 2012'de açıldı. UCZ'nin martketlerinin sayısı 900'ün üzerinde.
Diğer marka, Anadolu grubuna ait 'Ekomini'. Ekomini, agresif büyümesiyle 705 mağazaya ulaştı. Özel bir proje uyguluyor. Franchise modeli ile yayılıyor. Legoraf sistemi uyguluyor. Efes Pazarlama Dağıtım ve Ticaret çatısında hayata geçirilen Ekominilerde bakkal konseptli mağazaların büyüklükleri 25 ila 100 metrekare arasında. Çoğu gece yarısına kadar açık.
İttifak Holdinge ait Adesem indirim mağazalarının sayısı ise 69. Sektörün hızlı büyümesi pek çok irili ufaklı yatırımcıya da pazara çekiyor. Bunlardan bir tanesi olan EPSO indirim marketleri 6 Eylül'de açılacak. Giderek daha fazla büyük yerli grubun küçükleri topladığı pazarda yabancı oyuncu yok. Yabancılar, hızla büyüyen indirim mağazacılığı sektörüne yoğun fiyat rekabeti nedeniyle girmiyor. Diğer yandan pazardaki hızlı büyüme geleneksel perakendeciler olan bakkaların sayısının hızla düşmesine neden oluyor.
15 milyar ciro İndirim marketleri Türkiye'de yaklaşık 15 milyar dolarlık büyüklüğe ve 9 bine yaklaşan satış noktasına ulaşmış durumda. Sektörün toplam gıda perakendesinden aldığı pay yüzde 15'lere gelmiş durumda. Pek çok grup hipermarketlerle ulaşamadığı müşterilere indirim marketleri ile ulaşmaya çalışıyor. Çünkü indirim marketleri hipermarketlere göre daha küçük alanlarda kurulu. 200-300 metrekarede ve mahalle aralarında açılabiliyor. Ayrıca tüketicilerin satın alma davranışlarındaki değişme, yani birkaç ürün satınalabilmek için büyük hipermarketlerde saatler harcamaktansa küçük marketleri tercih etme eğilimleri şirketleri indirim mağazacılığına yatırım yapmaya yöneltiyor.
Kâr ‘private label’da İndirim mağazacıları, 'private label' yani kendi bünyelerinde ürettikleri ürün portföyleri ile maliyetlerini düşererek 'ucuz'lukta sorun yaşamıyorlar. Sektörden yetkililer tam da bu nedenle discount mağazacılığının karlı bir işe dönüştüğünü ifade ediyor. Örneğin Deloitte'in Türkiye Kurumsal Finansman bölümü tarafından hazırlanan 'Perakende Sektörü Değerlendirmesi 2013' raporuna göre pazardaki güçlü indirim perakendecilerinden olan BİM, gelirinin yüzde 66'sını özel markalı ürünleri araclığıyla elde ederken, A101'de ise bu oran yüzde 35 düzeyinde. Ayrıca, hipermarketlere kıyasla daha az eleman çalışıtırarak da maliyetlerini önemli ölçüde düşürebiliyorlar.
'Yerel marketler, ulusallarla arayı açıyor' Perakendede çok çarpıcı bir gelişme var. Araştırma şirketi Ipsos'un yakından izlediği tüketim harcamaları değişimi, kanallardaki gelişme dikkat çekici bir deşişimi ortaya koyuyor. 2009 yılından sonra, endeksler izlendiğinde, ulusal marketleri geçen yerel zincirler, geçen yıl, 2012 Mayıs - Haziran döneminde de indirim marketleri solladılar. 2009 yılı 100 kabul edildiğinde şu anda ulusal zincirlerin endeks değeri 115 civarında, indirim marketlerinin 165, yerellerin ise 180'in üzerinde. Bu endeks değerlerine göre ulusal büyük zincirler son 3 yıldır sadece 15 puan ilerlemişler. Ancak indirim marketleri ve yerel zincirler, son 3 yıldır hızlı yükselişini sürdürüyor. Dikkat çekici olan, 2009 başında indirim marketleri, yerellerden daha hızlı pay alıyor ve 2012 yılı ortalarına kadar da bu böyle devam ediyor. Ancak bu tarihten sonra yerel marketlerin büyümesi, indirim marketleri de kesin biçimde geçiyor. Ipsos'un Hane Tüketim Endeksi'nin saptadığı dikkat çekici veriler, değişimler şöyle:
- Alışveriş sıklığındaki düşüş durdu Ipsos yöneticisi Kıvanç Bilgeman, perakendedeki deşişimi analiz ederken, "2012’ye kadar hanelerin alışverişlerinde modern kanallara doğru yönelmesinin bir sonucu olarak, alışveriş sıklığı her geçen yıl düşmekte idi ancak bu trend 2012'de durdu" dedi. Geçen yıl da düşüş olmuş, 2010'da hanelerin alışveriş sıklığı "250 kere" olmasına karşın, 2011'de 248'e gerilemişti. 2012'de düşüş durdu ve hanelerin alışveriş sıklığı "252 kere" olarak saptandı. Kıvanç Bilgeman'ın analizine göre, alışveriş sıklığındaki düşüşün durması kanal paylarındaki deşişimle ilgili. Bilgeman, "Bu deşişimi belirleyen faktör yerel zincir ve indirim marketlerinin kuvvetlenmesi ve ulusal zincirlerdeki pay kaybı oldu" dedi.
- Haftada 5 kez hızlı tüketim alışverişi yapılıyor Ipsos'un saptamalarına göre, 2012 yılında ortalama bir hane (Sebze, meyve, sigara ve paketsiz ekmek harcamaları hariç) yaklaşık haftada 5 kere hızlı tüketim ürünleri alışverişi yaptı ve her alışverişinde 12.1 TL ödedi.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.