BORSAGUNDEM.COM İmparatorluklar başkenti İstanbul sadece tarihi ve coğrafyası ile değil, ticaret yüzüyle, bankerleriyle de önemli bir kent. Yüzyıllar boyunca bu önemini koruyan İstanbul, borsasıyla da ilginç bir geçmişe sahip. Abdülmecid’in Sultanlığı döneminde ‘borsa komiseri’ olarak atanan Abidin Bey’in hazırladığı kitaba göre manipülasyon 150 yıl önce de vardı. Bugünün ‘keriz silkeleme’, dünün ‘hava oyunları’nda, fiyatların şişirilip ‘hilekar’ tarafından küçük yatırımcının nasıl soyulduğunu Abidin Bey bakın nasıl anlattı…
Eski defterleri karıştırırken rastladık, paylaşalım istedik..
KONSOLİDENİN HAVA OYUNLARIYLA SAİR MUAMELATI VE MÜSTEKREZAT MALİYEYE DAİR RİSALE İstanbul borsası renkli tarihiyle, kendine has diliyle, ülkede yarattığı tuhaf etkisiyle Batı borsalarından farklıdır. Endeksler, tıpkı ülke insanının ruh hali gibi çabucak parlar, bir anda sönüverir. Bundan dolayı, "en oynak borsa" olarak da bilinir. 1993'te bilgisayarlı sisteme geçildiğinde "oynak borsaya bu yakışır" diyen Türk brokerların, yeni işlem salonunu Sulukule'den getirdikleri dansözlerle açması bu bakımdan oldukça manidardı.
İlk İstanbul Borsası Komiseri Abidin Bey 1870'li yıllarda kendisi de hisse oyunlarına pek düşkün olan Padişah Abdülmecid, sadece göz kulak olsun diye borsaya komiser olarak Abidin Bey'i atamıştı. İşin doğrusu kimsenin umurunda değildi bu atama. Zaten etkili yetkileri de yoktu Abidin Bey'in. Ama O işini ciddiye aldı. Kimi zaman resmi kimlikle kimi zaman da tebdil-i kıyafet dolaştığı Galata sokaklarından topladığı bilgilerle 1875'te, "Konsolidenin Hava Oyunlarıyla Sair Muamelatı ve Müstekrezat Maliyeye Dair Risale" adıyla bugün dahi eşine az rastlanır çapta bir manipülasyon rehberi hazırladı. Ve borsa literatürüne ilk kez bugün "keriz silkeleme" adı verilen "hava oyunları" deyimini kazandırdı.
Abidin Bey, manipülasyonu herkesin kolayca anlaması için hesaplar yaptı, orta oyununun karakterlerini kullandı, hayali kahramanlar yarattı. Hilekar ile Safdil'in manipülasyon muhabbeti Rehber, "hava oyunu" tanımıyla başlar: "Şöyle ki, konsolidin (dönemin tahvili) fiyatı, bugün mesela 50 kuruş iken, zatın biri ümit eder ki fiyatı terakki edecek, diğer bir zat zanneder ki, tenzil edecek. Bilfarz, borsada bir adam çıkar da 10 bin liralık konsolidin havasını 50 kuruşa satarım diye bağırır. Kendisinde ise 10 bin liralık değil, ayrıca belki bir katre konsolidi dahi olmasa caizdir. Karşısına diğer bir kimse çıkar ben kamilen aldım der. Bunun dahi nakdi 10 bin değil, topu 80 veya 100 lirası vardır. Ondan sonra konsolid 50 kuruş 20 paraya çıktı mı, 10 bin konsolidi alırım diyen kazanmış, yani 20 para farkından hasıl olan 5 bin kuruş almış ve satan 5 bin kuruş zarar etmiştir." Abidin Bey bu teknik izahı, küçük yatırımcının anlaması için bir orta oyunu havasında daha da açar. Biri "hilekar" öteki "safdil" adlı iki kişiyi konuşturur:
Hilekar: Buyurunuz efendim, zatı aliniz şimdiye kadar konsolid işlerinde zannederim bulunmadınız.
Safdil: Hayır bulunmadım. Ben konsolid işlerini bilmem.
Hilekar: Yazık efendim. Sair işlerinizde boş yere ömrünüzü telef ettiniz. Geçen gün birisi geldi, adını unuttum. Dört günde onikibin dört yüz lira kazanıp gitti.
Safdil: Bu nasıl oldu, bizim bir İzzet Ağa vardı, o adam konsolid işlerinde batmış. Sen İzzet Ağayı biliyor musun?
Hilekar: Maazallah hiç bilmez olur muyum (aslında bilmiyordur) o biçareyi, ben de acıdım. Lakin ne fayda ki, kahrolası bir iki hilekara çattı onlar adeta akçesini çaldı. Ben doğru bir adamım. Bütün Galata beni bilir. Burasını bildiniz ki cenabınız bu akılla, bu dirayetle konsolid işlerine giripte biraz kaldınız mı, konsolid sizden adeta titreyecek ve o vakit binlerle kazanacağınız liraları göreceksiniz. Bana halk doğru Vasil der. Şimdi çok akçe koymayınız sadece kırk lira denemek için yeter. Kaybetseniz de fazla bir şey etmez lakin kazanırsanız bir günde dörtyüzseksen lira eder.
Safdil: Öyleyse hadi bir şey yapalım. Hem ben şimdi sana doğrusunu söyleyeyim, kendimi övmek gibi olmasın böyle şeyleri akılla çok bulurum. Hem bende başka bir şey daha var, büyük yerlere giderim her ne havadis varsa onlar herkesten önce işitirim. Bu iyi değil mi?
Hilekar: Aman efendim, ne buyurursunuz, nasıl iyi değildir. Bütün iş beyan buyurduğunuz şeylerdedir. Allah için durmayınız, zatınızı biliyorsunuz taktir eder severim (oysa yalan, bir iki saat önce tanımıştır) vakit kaybetmeyelim
Abidin Bey, bu orta oyunu diyalogundan sonra safdil vatandaşın yakasını nasıl kaptırdığını şöyle anlatır: "İşte bu gibi ve daha başka budalaca birçok beyan ve desise ile zavallı adamı baştan çıkarır, kırk lirayı elinden alır. O kırk lira ile şans eseri kazandı mı artık, o biçarenin boynuna elini attı gitti. Zavallı saf adam kırk liradan aldığı zevk ile oynamaya başlar, ta ki varını yok eder. Zarar ettikçe sorar. Bizim liralar gitti, bu nasıl oldu?'
Hilekar yanıtlar: ‘Aman efendim, siz ona bakmayın, sebebi vardır. Londra'daki olayı işitmediniz mi? (Halbuki hiçbir şey olmamıştır) Bir de Amerika'da bir zat vardı ki, dünyanın en büyük tüccarı idi. O iflas ettiğinden zatınız liraları kaybettiniz."
Abidin Bey'den küçük yatırımcıya öğütler Abidin Bey, fiyatların şişirilip küçük yatırımcının başka yöntemlerle nasıl soyulduğunu, bunu kimlerin yaptığını 100 sayfayı bulan rehberinde uzun uzun anlatır. Ve sözlerini şu öğütle noktalar: "Hasıla, tüm vatandaşlarımıza acizane tavsiye ederim ki, parası varsa konsolidin kendisini (devlet iç borçlanma senedini) alıp faiziyle yetinsin. Bu cihete diyecek yok. Lakin havasını oynadın mı (büyük yatırımcı gibi davranmayı kastediyor) harap olmak kaçınılmazdır."
İNSANI ŞAŞIRTANLAR ISAAC NEWTON-ÇAYCI HASAN Borsanın herkesi kendine çeken cazibesi nice ilginç kahramanlar da yaratıyor. Örneğin; yer çekimi kanunu ile insan aklına muazzam bir güç katan Isaac Newton meraklı bir borsacıydı. İngiliz Maliyesi'nin başında olduğu dönemde borsada büyük paralar kaybetti. Kraliçe eğer O'nu maliyeden alıp Bilimler Akademisi'nin başına getirmeseydi, belki de ekonomiyi batıracaktı. Newton başarısızlığını tek cümleyle özetledi: "Gök cisimlerinin hareketini kolaylıkla hesaplayabiliyorum ama hisselerin çılgınlıklarını asla."
Erdemir'in çaycısı Hasan ise kimsenin beklemediği bir başarı sergiledi ve 1989'da borsa milyoneri oldu. Yönetim kuruluna çay servisi yaptığı zamanlarda duyduğu bilgiler sayesinde ciddi paralar kazandı. Dönemin gazetelerine haber olan çaycı Hasan, ocağı kapatıp Ereğli'nin ilk seans salonunu açmıştı.
EDEBİYATA SIĞINANLAR MARK TWAIN-ZİYA PAŞA Borsa nice usta edebiyatçı da yetiştirdi. Ernest Hemingway'in "Tüm Amerikan edebiyatı O'nun paltosundan çıktı" diyerek övdüğü Mark Twain, ömrünün yarısını manipülasyonla zengin olma peşinde geçirdikten sonra yaşadığı hayal kırıklığını, "Ekim, spekülasyon için özellikle tehlikeli aydır. Ondan sonra kasım, aralık, ocak, şubat, mart, nisan, mayıs, haziran, temmuz, ağustos, eylül gelir" sözleriyle ifade etmişti. Ardından zenginlere kafa tutan fakir Tom Sawyer'ın Maceraları'nı kaleme alarak bir edebiyat klasiği yarattı. Tanzimat hareketinin ünlü kalemlerinden Ziya Paşa da spekülasyon peşindeydi. Lakin büyük servetler kaybetti. Meşhur Terkib-i Bend'ni belki de bu yüzden şu beyitle noktaladı: Eyvah bu bazîçede bizler yine yandık/Zîra ki ziyan ortada bilmem ne kazandık.(Eyvah bu oyunda bizler yine yandık, zarar ortada bilmem bu konuda biz ne kazandık.)
İngiltere'nin ikinci büyük finansal krizi tarihe Güney Denizi hisselerinden alan İngiliz şiirinin epik kalemi Alexandre Pope, 21 Şubat 1720'de fiyatların cazibesine kapılıp brokerına şunları yazar: "Her gün şu ya da bu hissenin kazandıracağına dair haberleri dinliyorum, zenginleşme arzusu içinde iki misli keyfim yerine geliyor." Balon sonunda patlar. Yıkılmış olan Pope borsaya tövbe eder ve şöyle yazar: "Güney Denizi'nin tufanı, eski tufanın tersine bir kaçı dışında tüm günahkarları boğdu."
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.