TBMM’ye önceki gece sunulan 35 maddelik teklifle şüphelilerin ev ve işyerlerine arama yapabilmek için ‘somut delile dayalı kuvvetli şüphe’ yerine ‘makul şüphe’ yeterli sayılacak. Oya Armutçu ve Mesut Hasan Benli'nin Hürriyet'teki haberine göre Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar’ için de ‘Somut delile dayalı’ şartı aranmadan dinleme, teknik takip yanında gizli soruşturmacı da görevlendirilebilecek. Teklifle yapılan bazı değişiklikler satırbaşları ile şöyle:
Yoldan çevirip arayabilecek Mevcut hali CMK’nın 116. ‘Şüpheli ve sanıkla ilgili arama’ maddesi “Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda somut delillere dayalı kuvvetli şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir” şeklinde.
Teklifteki hali 116. maddedeki ‘somut delillere dayalı kuvvetli şüphe’ ibaresi ‘makul şüphe’ şeklinde değiştirildi. Gerekçede, “Uygulamada ortaya çıkardığı güçlükler yanında kurumun amacını ve işlerliğini zayıflatması nedeniyle somut delillere dayalı kuvvetli şüphe, makul şüphe şeklinde değiştirilmiştir” denildi. CMK’daki 2004’teki düzenlemeye geri dönüldü. Madde, “Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir” diye düzenlendi. Oysa bu yıl şubat ayında yapılan değişiklikle şüpheli veya sanıkla ilgili arama kararları verilebilmesi zorlaştırılmıştı. Teklif yasalaşırsa eskiden olduğu gibi sadece ‘makul şüphe’ olması arama için yeterli olacak.
Neden yapıldı Kobani’deki IŞİD saldırılarını protesto eylemleri sırasında Bingöl’de İl Emniyet Müdürü’ne yönelik suikast girişiminde il emniyet müdür yardımcısı ve bir komiserin şehit edilmesi olayının yaşandığı gün Bingöl Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, il çapında arama tarama kararı çıkarılması talebiyle sulh ceza hâkimliğine başvurmuştu. Ancak, mahkeme bu talebi CMK’ya göre reddetmişti. Bu ret kararına Emniyetin, kırsaldan şehir merkezine gelen teröristleri tespit ve takip etme imkânı bulamamasını gerekçe gösterilmişti.
Nasıl etkileyecek Bu düzenleme, Kobani ve Gezi gibi yaygın sokak eylemlerinin yanı sıra ‘Paralel yapıya’ yönelik soruşturmaları da etkileyecek. Örneğin polis, eylem yapacağı gerekçesiyle hakkında ihbarda bulunulması ya da istihbarat olması durumunda bir kişinin, evini, işyerini, arabasını ‘makul şüphe’ gerekçesiyle arayabilecek. Polis şüpheli gördüğü kişiyi eskiden olduğu gibi yoldan çevirip üstünü ve çantasını arayabilecek. CMK genel nitelikli arama kararına izin vermiyor. Ancak bu düzenleme ile mahkemeden alınan kararla örneğin “Kobani’yi destek eylemleri yapılacağı istihbaratı ve makul şüphe” diye kolayca arama kararı alınabilecek. Basit hatta genel arama anlamına gelebilecek şekilde ‘makul şüphe’ ile polis arama kararı çıkarabilecek.
MAL VARLIĞINA EL KOYMANIN KAPSAMI GENİŞLİYOR Mevcut hali CMK’nın 128. maddesindeki, “Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma” maddesi “Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa ait taşınmazlara el koyma hakkı tanıyordu. Silahlı örgüt (TCK 314) veya bu örgütlere silah sağlama (TCK 315) suçlarında da aynı şekilde malvarlığına el konuyordu.
Teklifteki hali TCK’da sadece 314 ve 315. maddede sayılan suçlardan malvarlığına el konulma kararı verilebilirken getirilen teklifle bu kapsam daha da genişletiliyor. CMK 128/17’ye eklenmesi istenen hükümle, “Anayasayı ihlal”, “Yasama organına karşı suç”, “Hükümete karşı suç”, “Hükümete karşı silahlı isyan”, “Silahlı örgüt”, “Silah sağlama” ve “Suç için anlaşma” soruşturmalarında da malvarlığına el konulma kararı verilebilecek.
Ne anlama geliyor CMK’daki malvarlığına el koyma tedbirinin uygulanabileceği katalog suçlar listesi yeniden düzenleniyor. ‘Paralel yapı’ başta olmak üzere bu tür yapılarla ilgili soruşturmalarda malvarlıklarına mahkeme kararıyla el konulabilecek.
Geriye iletişim takibi ve ajan yerleştirme Mevcut hali CMK’nın “İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması” düzenlemesi 21 Şubat’ta 6526/12 maddesiyle değiştirilmişti. Değişiklik, “Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, ağır ceza mahkemesi veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl mahkemenin onayına sunar ve mahkeme, kararını en geç 24 saat içinde verir. Sürenin dolması veya mahkeme tarafından aksine karar verilmesi hâlinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır. Bu fıkra uyarınca alınacak tedbire ağır ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oy birliği aranır” şeklindeydi. Dinleme, iletişimin tespiti, kayda alma ve sinyal bilgilerinin ağır ceza mahkemelerinde ancak ‘somut delile dayalı kuvvetli şüphe’ halinde karar verilebileceği düzenlenmişti.
Teklifteki hali CMK 135/1’deki “Tespit edilir” ibaresi çıkarıldı. Dinleme kararları talep edilirken, kararda yüklenen suçun türü, hakkında tedbir kararı uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişimin bağlantısının tespite imkan veren kodu ve tedbirin süresinin belirtilmesi zorunlu hale getirildi. Kanun teklifinde hakkında dinleme kararı talep edilecek katalog suçların kapsamı da genişletildi. Anayasal düzene karşı işlenen suçlarda hakkında dinleme kararı talep edilebilecek. CMK 139 ve 140. madde değişikliği ile de “Devletin güvenliğine karşı suçlar” ve “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar” da, gizli soruşturmacı görevlendirilebilecek ve şüphelilerin teknik araçlarla takip edilecek.
Ne anlama geliyor Şu anda hâkimin yapabileceği soruşturma işlemleri için, savcıların bu işlemin yapılacağı yerin sulh ceza hâkiminden karar almaları gerekiyor. Ancak bu madde değişikliği ile örgütlü suçlarda savcılara, soruşturmanın yapıldığı yerdeki sulh ceza hâkiminden de karar alabilme imkanı verilmesi öngörülüyor. Örneğin Ankara’da sürdürülen bir soruşturma kapsamında, başka bir ildeki bir yerde arama yapabilmek için o ilin sulh ceza hâkimi yerine, soruşturmanın başladığı yerdeki sulh ceza hâkimliğinden karar alınabilecek. Bunun da ‘Paralel yapı’ ile mücadele soruşturmalarında yargının ve polisin işini kolaylaştıracağı savunuldu. Telefonla kimin kimi aradığı, ne kadar konuşulduğu, elektronik posta ve internet yoluyla mesajlaşmaların tespit edilmesi için herhangi bir şüphe veya delil şartı aranmayacak. Kişilerin iletişimi geriye doğru sınırsızca tespit edilebilecek. Böylece, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere paralel yapı soruşturmalarında, mahkemeden teknik takip kararlarına bile gerek kalmadan geriye dönük iletişimin takibi yapılabilecek.
Ajan yerleştirilebilecek Kanun teklifinde gizli soruşturmacı görevlendirilecek suçların kapsamı da genişletildi. Anayasal düzene ve devlete karşı suçlarda da gizli soruşturmacı diye nitelendirilen ancak kamuoyunda ajan denilen kişilerin görevlendirilmelerinin yasal zemini de yaratılmış oldu.
‘Tehdit’ eden savcıya 5 yıl Mevcut hali TCK 106’daki ‘tehdit’ suçu mağdurun şikayeti üzerine 6 aya kadar hapis ve adli para cezası öngörüyor.
Teklifteki hali Mevcut maddede olmayan “Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle” ve “Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle” kriterleri bu suça eklendi. Eylemin cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası şeklinde artırıldı. Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, hürriyetine, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit eden kişi mağdurun şikayeti üzerine, 6 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacak. Tehdidin; kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle ve kamu görevlisinin sahip olduğu nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle yapılması halinde 2-5 yıl hapis verilecek.
Ne anlama geliyor Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bolu Savcılığı’na getirilen 17 Aralık soruşturmasını yürüten Zekeriya Öz’ün attığı tweet’lerin dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a tehdit olduğu ve hiçbir savcının soruşturma açmadığı eleştirisi yapmıştı. Bu kapsamda Savcı Öz başta olmak üzere, hükümete dönük açıklamalarda bulunan Cemaat’e yakın olan hâkim ve savcılar gibi kamu görevlilerine önce soruşturma izni verilip, ardından 2-5 yılla ‘tehdit’ten dava açılabileceği savunuluyor.
Noter polise bilgi verecek Kanun teklifinden Noterlik Kanunu’nun Yönetmelik başlıklı 198. Maddesine, “Elektronik İşlemler” başlıklı 198/A maddesi eklendi. Söz konusu madde (…Noterler tarafından yapılan tüm işlemlere dair bilgi ve belgeler Türkiye Noterler Birliği’nin bilişim sisteminde kaydedilir ve saklanır. Bu bilgi ve belgeler, mevzuat çerçevesinde yetkili kişi ve kurumlarla paylaşılabilir…) ibaresi var.
Ne amaçlanıyor Güvenlik kurumlarının, noterlerde işlem yapan vatandaşların bilgilerini talep etmesi halinde her türlü bilginin söz konusu kurumlarla paylaşılmasının yolu açılmış oldu.
Avukatın dosya alma hakkına sınırlama Mevcut hali CMK 153’te 21 Şubat’ta yapılan düzenleme ile avukatların dosyadan belge alma hakkı genişletilmişti.
Teklifteki hali Müdafinin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilecek. Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında, kısıtlama uygulanmayacak. Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilecek; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilecek.
7 özgürlükte geri adım TCK ve CMK 2004’de, Ak Parti döneminde tamamen yenilendi ve AB yasaları da dikkate alınarak demokratik adım olarak adlandırılan düzenlemeler yapıldı.
17 Aralık Operasyonu sonrası 21 Şubat’ta da arama ve dinleme kararları daha da zor şartlara bağlandı. Ancak önceki gün verilen teklifle AK Parti döneminde getirilen özgürlük olarak görülebilecek, ‘İletişim özgürlüğü’, ‘kişi dokunulmazlığı’, ‘konut ve işyeri dokunulmazlığı’, ‘kişisel verilerin korunması’, ‘malvarlığı dokunulmazlığı’, ‘ifade özgürlüğü’ ve ‘savunma hakkı’ndan geri atım atıldı. Bunlardan, ‘arama, dinleme, malvarlığı, savunma hakkı’na getirilen iyileştirmelerin ömrü ise sadece 8 ay oldu. 42 yıllık Noter Kanunu’nda da özgürlüklerden geri adım sayılacak düzenleme yer aldı. Bu düzenlemeler özetle şöyle:
TEHDİT SUÇUNA KAMU GÖREVİ RÖTUŞU: AK Parti döneminde 2004’te kabul edilen TCK ile madde yeniden düzenlenmişti. Şimdi tehdit suçunun kapsamı genişliyor.
SOMUT DELİLE DAYALI KUVVETLİ ŞÜPHE YERİNE MAKUL ŞÜPHE: AK Parti döneminde çıkarılan CMK 2004’de ‘makul şüphe’ kriteri getirildi. 21 Şubat 20014’te ise ‘Somut delile dayalı kuvvetli şüphe’ şartı getirildi. Teklifle yeniden delil yerine şüpheye dönüldü.
MALVARLIĞINA EL KOYMA GENİŞLETİLDİ: 2004’teki CMK ile yapılan düzenleme değiştirilerek malvarlığına el koyma suçlarının kapsamı genişletiliyor.
DİNLEMENİN KAPSAMI DA GENİŞLETİLDİ: 2004 CMK’sı ile dinleme ve teknik takip mahkame kararına bağlandı ve konuyla ilgili ilk düzenlemeler yapıldı. 21 Şubat 2014’te dinleme kararları alınması zorlaştırıldı. Teklifle hem dinleme yapılacak katalog suçların kapsamı değiştirildi hem de karar alımı kolaylaştırıldı.
AVUKATIN DOSYA ALMA HAKKINA 8 AY SONRA YENİDEN SINIRLAMA: 21 Şubat 2014’te avukatlara dosya inceleme için getirilen haktan 8 ay sonra vazgeçiliyor.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.