E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaAracı Kurum RaporlarıMAKROEKONOMİ-PPK NİSAN 2010 (ZİRAAT ARAŞTIRMA)---

MAKROEKONOMİ-PPK NİSAN 2010 (ZİRAAT ARAŞTIRMA)

MAKROEKONOMİ-PPK NİSAN 2010 (ZİRAAT ARAŞTIRMA)
14 Nisan 2010 - 15:18 borsaningundemi.com

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), Nisan ayı olağan toplantısında da gecelik borçlanma faizini değiştirmeyerek %6,5’ta tuttu. Böylece, Kasım 2009’dan beri faiz oranları sabit kalmaya devam etti. Bu karar piyasanın genel beklentisine paralel olsa da son zamanlardaki güçlü ekonomik aktivite verileri ve artan enflasyondan ötürü bazı yabancı aracı kurumların bu toplantıda da faiz artırımı beklediklerini eklemekte fayda var. Biz ise genel olarak da PPK notundaki tonun piyasadaki beklentilere paralel ve kısmen de olsa ılımlı bir para politikasına işaret ettiğini düşünmekteyiz.


PPK notunda ekonomik aktivitedeki toparlanmanın devam ettiği, iç talepteki kademeli artışa rağmen dış talebe dair belirsizliklerin devam ettiği ve imalat sanayinde kapasite kullanımının kriz öncesi seviyelere ulaşmasının zaman alacağının düşünüldüğü söylemi önceki aylarda olduğu gibi korunmuş. PPK ayrıca enflasyonun bir süre daha hedefin önemli ölçüde üzerinde dalgalı bir seyir izleyeceği ve bu yılın son çeyreğinden itibaren geçici etkilerin ortadan kalkmasıyla düşüş eğilimine girip 2011 yılının ilk aylarında hedefle uyumlu olacağını eklemiş. Çekirdek enflasyondaki artışın ise baz etkisinden dolayı Nisan ayında da süreceği ama yine de bu göstergenin hedefin altında seyredeceği düşüncesi yinelenmiş. Sonuç itibariyle de politika faizlerinin bir süre daha ‘mevcut’ düzeylerde ve ‘uzun süre düşük düzeyde’ tutulmasının gerekebileceği ifade edilmiştir.


Dün akşam açıklanan faiz kararı ardından Merkez Bankası bu sabah da kriz zamanında uyguladığı likidite artırıcı önlemlerin geri çekilme aşamalarını anlattığı Çıkış Strateji’sini açıkladı. Buna göre Banka, strateji dahilinde piyasaya gereğinden fazla yapılan fonlamayı azaltmaya ve teknik faiz operasyonlarını bir bütün olarak değerlendirip aşamalı bir uygulamaya gitmeye karar verdiğini açıkladı. Bu çerçevede Merkez Bankası, Türk Lirası likiditesini sıkılaştırma anlamında ilk etapta piyasaya fonladığı repo miktarında kademeli düşüşe gidecek ve bu dönemde gecelik borçlanma faizi para politikası faizi olma niteliğini sürdürecektir. İki aşamadan oluşan ikinci etaptaysa teknik faiz ayarlama sürecine geçilecektir. Bu etabın ilk safhasında bir hafta vadeli repo ihaleleri sabit faiz oranından miktar ihalesiyle gerçekleştirilmeye başlanacak; repo gecelik borçlanma faiz oranının 50 baz puan üzerinde (%7) tespit edilecek bir hafta vadeli repo faizi, yeni politika faizi olacaktır. Likidite açığının bankanın öngörülerine paralel artması halindeyse bir haftalık repo ihale faiz oranıyla gecelik vadeli işlemler borçlanma oranı arasında fark artırılarak, ikincil piyasa gecelik faiz ortalamasının bir hafta vadeli repo faizi seviyelerinde oluşması hedeflenecektir. Banka ayrıca likidite açığı yüksek seviyelerde kaldığı sürece üç ay vadeli repo ihalelerinin piyasayı fonlama aracı olarak kullanılmaya devam edileceğini ve Türk Lirası zorunlu karşılık oranlarının ancak likidite açığının önemli ölçüde azalması ve/veya kredi koşullarının iyileşmesi halinde artırılabileceğini belirtti. Döviz likiditesi tarafındaysa, Çıkış Stratejisi, döviz cinsi zorunlu karşılık oranlarının kademeli artırımı (2008 sonunda bu oran %11’den %9’a indirilmişti), döviz depo piyasasındaki borç verme oranlarının artırılması ve Merkez Bankası’nın döviz depo piyasasında aracılık işlevine son verilse de bankaların kendi borçlanma limitleri ölçüsünde Merkez Bankası’ndan vadesi üç aydan bir aya indirilerek döviz depo alabilmelerini içeriyor.’ 


Merkez Bankası’nın faiz kararı ve Çıkış Stratejisi önemli ölçüde piyasa beklentileriyle uyumlu oldu ve son zamanlarda enflasyona yönelik yukarı yönlü artan risklerle birlikte oluşan daha sert bir strateji öngörülerini boşa çıkardı. Bununla birlikte açıklanan stratejide kademeli stratejilerin zamanlamasına dair belirsizliğin mevcudiyeti de kısmen ılımlı bir söyleme işaret etmekte. Sonuç olarak, Merkez Bankası’nın da raporunda belirttiği üzere faiz kararlarında esas alınan çekirdek enflasyon rakamları hedeflerin altında, kapasite kullanım oranları kriz öncesine göre hayli düşük seviyede iken ve de bankacılık sektörünün kredi hacminde olağanüstü bir artış yakın ufukta gözükmezken Banka’nın faiz artırımına üçüncü çeyrekten önce başlamayacağı düşüncemizi koruyoruz.

 

http://www.ziraatyatirim.com.tr/raporlar/MakroEkonomik_Analizler/MA_PPK-14-04-10.pdf’ 
’ ’ ’ ’ ’ ’ ’ ’ 

ZİRAAT YATIRIM
ARAŞTIRMA VE KURUMSAL FİNANSMAN BÖLÜMÜ

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)