E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemMacron’un Türkiye'yle derdi ne?---

Macron’un Türkiye'yle derdi ne?

Macron’un Türkiye'yle derdi ne?
07 Temmuz 2020 - 12:59 borsaningundemi.com

Suriye ve Libya'da çıkarları tehdit altına girince "gemi tacizi" iddialarıyla Türkiye üzerinde siyasi baskı yaratmaya çalışan Fransa, NATO nezdinde beklediği desteği bulamayınca dikkatini Avrupa Birliği'ne çevirdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Fransa en son Doğu Akdeniz'de taciz iddiasında bulundu. Bunun doğru olmadığını ispatladık. NATO da böyle bir delil yok diyor. NATO ve AB söyleyemez ama biz çok açık söylüyoruz. Fransa dürüst davranmadı. Dürüst davranmadığını ispatladık. Fransa'nın Türkiye'den açık net şekilde özür dilemesi gerekiyor. AB'den ve NATO'dan da onları yanılttığı için özür dilemesi lazım." ifadeleriyle uluslararası basında yer alan "Fransa NATO'dan umduğunu bulamadı" yönündeki yorumları doğruladı. 

Böylelikle Fransa, üye dayanışması kisvesi altında Türkiye karşıtlığına destek arayışını AB platformlarına taşımaya başladı.

Fransa NATO’dan umduğunu bulamadı

Türkiye'nin Libya'da Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından tanınan hükümetle yaptığı anlaşmalardan sonra sahadaki durumun hızla değişmeye başlamasının ardından Fransa Libya'da destek verdiği gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter'in güç kaybetmesinden rahatsız olmaya başladı.

Fransa, tıpkı geçen yıl Suriye’de çıkarlarının tehdit edilmesinden sonra Londra'da düzenlenen NATO liderler toplantısı öncesinde ittifakın gizli savunma planlama bilgilerini basına sızdırarak Türkiye'ye baskı uygulamayı amaçladığı gibi bu sene de benzer bir taktiğe başvurdu.

Libya'daki güç dengelerinde hızla değişen dinamiklerin Paris'i huzursuz etmesiyle Fransa, geçen haftalarda Türk donanmasının NATO misyonu yürüten Fransız gemisini taciz ettiği yönünde bir iddiayı basına sızdırdı.

Türk tarafı, NATO görevindeki Fransız gemisine, talebi üzerine Türk donanması tarafından yakıt ikmali dahi yapıldığını bildirerek, Fransız iddialarının asılsız olduğunu somut delillerle kanıtladı.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, askeri makamlarının olaya ilişkin gerçekleri tespit etmek için bir çalışma yürüteceğini açıkladı. NATO yetkilileri, raporun gizli olduğunu, müttefikler arasında ele alınacağını belirtti.

Resmi Türk makamlarının yanı sıra uluslararası basın da Fransa'nın istediği sonucun NATO'nun bu raporundan çıkmadığının altını çizdi.

NATO'dan umduğunu bulamayan Fransa, yayımladığı bir mektupla NATO'nun Deniz Muhafızı Harekatı'na katılımını askıya aldığını duyurdu.

Fransa AB'de üye dayanışması arayışına girdi

NATO'da Yunanistan'ı yanına çeken Fransa, Türkiye'nin de üyesi olduğu ittifakta aradığını bulamayınca, dikkatini AB'ye çevirdi.

Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'yle "üye dayanışması kisvesi" altında Doğu Akdeniz'de Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ın meşru haklarını göz ardı eden AB'nin Fransa'ya istediği desteği sağlaması zor olmadı.

Fransa'nın çabaları sonucu Türkiye, 13 Temmuz'da düzenlenecek Dış İlişkiler Konseyinin gündem maddesi haline getirildi.

Paris, 17-18 Temmuz’da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını çerçevesinde alınacak ekonomik tedbirlerin görüşüleceği "bütçe zirvesine" de Türkiye’yi dahil etmeye çalıştı ancak başarılı olamadı.

Öte yandan, Türkiye'ye karşı hasmane tutumuyla ün salan ve sık sık teröristlere dahi ev sahipliği yapan Avrupa Parlamentosu da (AP) "Türkiye düşmanlığı gemisine" derhal bindi.

AP'de bu hafta düzenlenecek komite toplantılarında Türkiye-Yunanistan sınırındaki sığınmacı durumu ele alınacak. Aynı zamanda perşembe günü yapılacak AP Genel Kurulunda "Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki olumsuz rolü" görüşülecek.

Macron’un Türkiye'yle derdi ne?

Türkiye’nin AB üyeliğine başından beri karşı olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un son dönemdeki hasmane tutumunun doğrudan Ankara’nın faaliyetlerinden ziyade kendi çıkarlarıyla ilişkili olduğu düşünülüyor.

Macron, üç yıl önce cumhurbaşkanlığını devraldığından bu yana ülke, derinleşen ekonomik ve sosyal sorunlar nedeniyle protestolarla çalkalanıyor.

Geçen hafta istifa eden başbakanın yanı sıra toplam 15 bakanın görevinden ayrılması nedeniyle Macron, aynı zamanda siyasi istikrarsızlıkla da boğuşuyor.

3 yıldır uyguladığı ve sokakları hareketlendiren ekonomik ve sosyal politikalar nedeniyle popülaritesini ciddi şekilde düşüren Macron ve partisinin yerel seçimlerde aldığı sonuç da ülkede siyasi güç oluşturamadığına işaret ediyor.

Son dönemlerde Türkiye karşıtlığının özellikle aşırı sağcı kesimler nezdinde prim yaptığını gözlemleyen Macron’un hasmane tutumu bu çerçevede daha fazla anlam kazanıyor.

Öte yandan, Türkiye'nin Suriye’de terörle mücadele kapsamında attığı adımlar ile Libya'da meşru hükümete verdiği destek, Macron'un dış politika çıkarlarıyla çakışıyor.

Macron'un geçen sene düzenlenen NATO liderler toplantısı öncesinde, Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı sayesinde Fransa tarafından da desteklenen terör örgütü YPG/PKK'ya karşı elde ettiği başarıdan rahatsız olduğu için "NATO’nun beyin ölümü" tartışmasını başlattığı düşünülüyor. Fransa’nın yine aynı dönemde NATO'nun gizli savunma planlama bilgilerini de Türkiye üzerinde baskı kurmak için sızdırdığı belirtiliyor.

Fransa’nın şimdiki saldırgan tutumu ise Libya’da Paris aleyhine değişen dengelerle açıklanıyor.

Libya'da ekonomik ve jeopolitik çıkarlarını darbeci general Hafter'le koruma peşinde olan Fransa'ya, Hafter’in özellikle petrol alanında bazı vaatlerde bulunduğu dile getiriliyor.

Fransa, bu nedenle de Hafter’e destek veren Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’ın müdahalelerine de sessiz kalıyor.

AB'nin Libya'da sözde BM silah ambargosunun uygulanmasını sağlamak için başlattığı İrini Operasyonu da Fransa’nın ilgi alanına giriyor. Öyle ki İrini Operasyonu'nun Hafter'e silah nakliyesini kolaylaştırdığı düşünülüyor.

Öncülüğünü Fransa'nın çektiği bir grup NATO'nun AB'nin İrini Operasyonu'na destek sağlamasını istiyor. Nitekim Fransa'nın NATO'nun Deniz Muhafızı Harekatı'ndan geçen hafta çekilme kararı da ittifak üzerinde bu alanda baskı kurma niyeti taşıyor.

Ekonomik ve siyasi çıkarları darbe alan Macron'un NATO nezdinde bulamadığı desteği, AB'de aramaya önümüzdeki dönemde de devam edeceği öngörülüyor. AB'nin ise üye dayanışması yerine gerçeklere dayalı bir politika yürütmesi gerektiği ifade ediliyor.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (7)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Murat07 Temmuz 2020 15:14

    Kuş beyinli Arap. Rus ve mısırın dalkavuklugunu yapıyor. Beyinsiz olduğu için bu salağı ortaya şurup oynatiyorlar. Asıl babaları. Rusya. Mısır ve Arap soytarilari

  • ALİ HAYDAR TANRIKULU07 Temmuz 2020 17:31

    arap ülkelerinin sonları yaklaşmakta büyük krizler yaşayacaklar 20 kalmaz derim.elektrikli ve yenilebilir kaynaklar devreye girdikce.

  • Yorum07 Temmuz 2020 14:04

    Bu adam fransanın cumhurbaşkanı degil ultra zenginlerin cumhurbaşkanı bilmeyenler için

  • oktaydoğaner07 Temmuz 2020 14:02

    bir zamanlar da aynı bu soytarı gibi politika izleyen sarkozi salağı vardı.

  • gulbaba07 Temmuz 2020 13:58

    KENDİSİ ŞUAN AB'NİN SÖZCÜLÜĞÜNÜ YAPMAKTA VE İÇLERİNDEN GEÇİRİP DIŞA VURAMADIKLARI KORKULARINA TERCÜMAN OLMAKTADIR; NASIL VE NEDEN DERSENİZ PETROL'E VE DOĞALGAZ'A ULAŞMIŞ SÜPER ZENGİN VE SÜPER ORDUYA SAHİP BİR TÜRKİYE ONLAR İÇİN YENİ BiR OSMANLI İMPARATORLUĞUDURDA ONDAN.... gulbaba

  • AHMET ÖZBIR07 Temmuz 2020 13:42

    Seviyoruz seni Macron reyiz. Türkiye Fransa kardeştir.

  • HASAN TOSUN07 Temmuz 2020 13:23

    makron sonun geldi,fransa halkı ipini çekecek,onun için acaba türkiyeye saldırırsam ipten inermiyim diyorsan nafile