E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaŞirket Haberleri'KURU BIRAK VERİMLİLİĞE BAK'---

'KURU BIRAK VERİMLİLİĞE BAK'

'KURU BIRAK VERİMLİLİĞE BAK'
23 Temmuz 2010 - 08:13 borsaningundemi.com

MB Başkanı Yılmaz, TL'nin gelişmekte olan rakip ülkelerin paralarına karşı değerlenmediğini söyledi

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Türk Lirası’nın gelişmekte olan rakip ülkelerin para birimlerine karşı değerlenmediğini söylerken, verimlilik artışının önemini vurguladı. Yılmaz, “Önümüzdeki dönemde, yüksek verimlilik artışı sağlayan ülkelerin para birimleri daha iyi performans sergileyecek” dedi. MERKEZ Başkanı Durmuş Yılmaz, değerli Türk Lirası’nın ihracatı olumsuz etkilediğinden yakınanlara ‘Kuru bırak, verimliliğe bak’ mesajı verdi. Serbest piyasa koşullarına göre işleyen bir ekonomide, reel kur seviyesini kontrol etmenin mümkün olmadığını söylerken, TL’nin rakip ülkelere karşı değerlenmediğine dikkat çekti. Yılmaz, önümüzdeki dönemde verimliliğini artıran ülkelerin para birimlerinin daha olumlu performans sergileyeceğini savundu. Siyaset bile etkiler Konya’da düzenlenen 19’uncu Dünya İşletmecilik Kongresi’nde yaptığı konuşmada, döviz kuruna ilişkin açıklamalar yapan Durmuş Yılmaz, şu noktalara dikkat çekti: “Kısa vadede döviz kurunun değeri, para ve maliye politikaları, uluslararası sermaye hareketleri, hatta siyasi gelişmeler ile güncel konuların etkisinde belirleniyor. Ancak orta ve uzun vadede para biriminin değerini belirleyen en önemli etken o ülkenin iktisadi performansı. Bu performansın en önemli belirleyicisi ise verimlilik artışı. Gelişmiş ülkelere karşı reel kur endeksinde meydana gelen artış, Türkiye ekonomisinde verimlilik artış hızının bu ülkelere oranla daha yüksek gerçekleşmesinin doğal bir sonucu. OECD verilerine göre 2003-2008 döneminde Avrupa ülkelerine kıyasla Türkiye’de, çalışan başına verimlilik artışı yaklaşık 6 kat daha yüksek oldu.” Kontrolü mümkün değil Yılmaz, şunları söyledi: “2003 yılına kıyasla Türk Lirası’nın gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı reel olarak değer kazandığı, gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine göre ise önemli bir değişiklik göstermediği görülmektedir. Bu durum esasında beklenen veya beklenmesi gereken bir gelişmedir. Sabit kur rejimi altında, döviz kurunun nominal seviyesini kontrol etmek mümkün. Ancak serbest piyasa koşullarına göre işleyen bir ekonomide, takip edilen kur rejimi ve kur politikası ne olursa olsun, reel kur seviyesini kontrol etmem mümkün değil.” Ayrıştırıcı özellikler Önümüzdeki dönemde, ülkelerin ayrıştırıcı özellikleri ön plana çıkacağına dikkat çeken Yılmaz, şu öngörüleri aktardı: “Bu bağlamda riskliliği düşük, iktisadi temelleri sağlam, yüksek büyüme potansiyeline sahip ve en önemlisi yüksek verimlilik artışları sağlayan ülkelerin para birimlerinin daha olumlu performans sergileyeceğini düşünüyoruz. Makroekonomik istikrarın korunması ve yapısal reformların hayata geçirilmesi durumunda Türkiye de bu ülkeler arasında yer alacaktır.” Değerli Türk Lirası gelecek nesillere değerli bir miras DURMUŞ Yılmaz, 2002-2007 arası dönemde şahit olunan yüksek büyüme hızının; fiyat istikrarı ve mali disiplini temel alan politika uygulamalarının ne derece önemli olduğunun bir ispatı olduğunu anlatırken, şöyle konuştu: “1990’lı yıllardan bu yana ekonomimizi olumsuz etkileyen yüksek dolarizasyon olgusunun bu dönemde kırılarak, paramızın tekrar itibar kazanması, kurumların ve vatandaşlarımızın yabancı para cinsi yerine, Türk lirası cinsi yatırım ve borçlanma araçlarına itibar göstermesi, 2001 sonrası izlenen politikaların gelecek nesillere bıraktığı değerli bir mirastır.” Faizde tek hane seyri sürecek EKONOMİK karar alıcıların kafasındaki yüksek reel faiz beklentisinin yerini makul oranlara bırakmasının da önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan Durmuş Yılmaz, şunları söyledi: “Mali disiplinden ödün verilmemesi ve yapısal reformların hayata geçirilmesi halinde, ekonomimizde denge reel faizin önümüzdeki dönemde de düşük, tek hanede kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz.” Avrupa ekonomisi Türkiye için risk oluşturuyor DURMUŞ Yılmaz, küresel ekonomiye ilişkin risklerin, Türkiye’yi de olumsuz etkileme potansiyeli taşıdığına dikkat çekti. Türkiye’nin dalgalı kur rejimi, bankacılığın yapısı, para politikası, mali disiplin gibi faktörlerle ekonomik krize önemli bir direnç gösterdiğini anlatmakla birlikte, son aylarda özellikle Avrupa ekonomilerinin tekrar bir yavaşlama sürecine girdiğine ilişkin sinyaller alındığını hatırlatan Yılmaz, şu değerlendirmeyi yaptı: “Uluslararası ekonomilerde yaşanan çalkantılar, beklentiler kanalı ile de ülkemizde yurtiçi talebi olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. Küresel finans piyasalarında yaşanan sorunların, dış finansmana erişimi kısıtlaması ihtimali de bulunmaktadır.” Hürriyet

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)