E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaŞirket HaberleriKRİZLER AVRUPASI...---

KRİZLER AVRUPASI...

KRİZLER AVRUPASI...
05 Temmuz 2010 - 02:19 borsaningundemi.com

2001 yazıydı. Genç bir gazeteci olarak, Belçika’ya tayin edilmiştim. Görevim, TRT’nin Brüksel Bürosu’nu kurup yönetmekti.

Türkiye’deki benzersiz krizi yerinde yaşamış, ülkenin bir anda nasıl allak bullak olduğunu görmüş biri olarak, üstelik de büronun mali-idari sorumluluğu da bende olduğundan, büro adına yapılan işlemlerde özel bir hassasiyet gösteriyordum. Dönemin en büyük bankalarından birine gittim. Hesap açtırmak için karşımdaki uzmanla konuşurken, “Mevduat garanti sınırı nedir? Burada bir banka batma tehlikesi yaşarsa ne tür adımlar atılıyor? Sizin banka olarak önlemleriniz nelerdir?” diye sordum. Karşımdaki orta yaşlı uzman, gözlüklerinin üzerinden devirdiği çok bilmiş gözlerini kısarak yanıtladı. “Beyefendi burası Avrupa! Türkiye’ye, başka yerlere benzemez. Burada bir banka kolay kolay batmaz!” Uzunca bir süre, biz de öyle olacağını düşünmüştük ki, şu son krizin ilk etkileriyle bankalar seri halde sallanıp yıkılmaya, devletler tarafından kurtarılmaya, alelacele satılmaya başlayınca neyin ne olduğunu gördük. Aynı uzmana yıllar sonra, çok farklı bir nedenle, rastlayınca o sözlerini hatırlattım. Bankanın satış işlemleriyle uğraşmaktan olacak o kadar yorgun düşmüştü ki cevap verecek hali yoktu. Üstelik orta yaşı yavaş yavaş aşıp, yaşlılık sınırına yaklaştığından mıdır yoksa o çok güvendiği bankasının satışının ardından işini koruyup koruyamayacağını bilmediğinden midir, bilinmez; O gereksiz bilmişlik hali de pek kalmamıştı. Çok üstelemedim. Evet, 21 yüzyılın başları ekonomik, siyasi ve toplumsal olarak Avrupa için hiç de parlak bir dönemi işaret etmiyor. Ekonomik krizin dağıtıcı etkisi dalga dalga yayılırken, sorunlar giderek kabarıyor. Kriz işsizliği; İşsizlik, ırkçılığı, yabancı düşmanlığını, popülizmi, aşırı sağı körüklüyor. Avrupa’nın üzerine kurulduğu çok yönlü toplumsal mutabakat birçok açıdan sarsılıyor. Batan finans kuruluşlarını kurtaran devletlerin, kamu açıklarını kontrol almak adına, şimdi maliyetleri orta sınıfın üzerine yıkmaya başlaması sosyal devleti ve klasik Avrupa sosyal mutabakatını yavaş yavaş öldürüyor. Birkaç yıl içinde milyonlarca yeni işsiz yaratılması kaçınılmaz görünüyor. Demografik dengesizlik, başta sosyal sistemin devamı olmak üzere, birçok yaşamsal konunun, 20-30 yıl içinde iyice içinden çıkılmaz bir hal alacağını gösteriyor. Avrupa Birliği yönetimi de çok parlak günler yaşamıyor. Evet, Konsey Daimi Başkanı ve Komisyon Başkanı çaba sarf ediyor, AB çapında kontrol ve eşgüdüm girişimleri yoğunlaşıyor ama büyük üyeler arasındaki ekonomik, siyasi çekişmelerin önünü almak kolay olacağa benzemiyor. Temmuz başı itibariyle dönem başkanlığı da el değiştiriyor. Bayrak devir teslimi yapılıyor; Ama kimler arasında? Ekonomik çöküş sıralamasında adı Yunanistan’ın hemen ardından gelen İspanya’nın bıraktığı dönem başkanlığını, siyasi krizlerin müzmin efendisi, bölünme eşiğindeki Belçika alıyor. Avrupa’nın hal-i pür melali, yakın- orta vadede pek ümit vermiyor. Bütün bunları yerinde yaşayınca, Türkiye’nin dış politikadaki dengeleme ve aktif alternatif arayışlarını anlamak kolaylaşıyor. Tabii bu arayışların, ülkenin ve halkın uzun vadeli çıkarlarını da gözeterek, mevcut önemli bağları zedelemeden, dikkatle ve diplomatik hassasiyetle yaşama geçirilmesi gerekiyor. Avrupa Birliği ile yoğun ilişkiler belki de Türkiye’nin kaderi. Ama bu ilişkileri de çok dikkatle ve sorgulayarak yürütmek şart. Zira, şu anda muhtemelen işsiz kalmış olan Avrupalı yaşlı banka uzmanının ve onun çocuklarının işsizlik parasını vermek isteyen çok sayıda Türk vatandaşı bulunduğunu sanmıyorum. CAN İZBUL-Gazeteport

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)