Krizde yabancı seçici davrandı

Geçtiğimiz yıl yaşanan kur şoku sonrasında hisse senetlerinde ciddi sirkülasyonlar yaşandı. Yaşanan bu sirkülasyonlarda yabancılar beklemeye geçebilecekleri hisse senetlerine çekildi.

Betası yüksek mali sektör hisselerinden uzak duran yabancılar ağırlıklı olarak defansif sanayi hisselerinde pozisyon aldı.

Yabancıların Türkiye’deki pozisyonunda neler değişti? 2018 Ağustos - Mayıs 2019 tarihleri arasındaki yabancı paylarındaki değişimlere baktığımızda yabancıların; demir çelik, ulaştırma, banka hisselerinde paylarım azalttıklarını Holding, dayanıklı tüketim, metal eşya, iletişim ve savuna hisselerindeyse paylarım artırdıklarını görüyoruz.

Yabancı yatırımcının borsadaki payı yüzde 64,01 seviyesinde bulunuyor. Yabancılar hisse değiştiriyor... Gitmiyor ya da gidemiyorlar. Geçtiğimiz ay uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin kredi notunu bir basamak düşürerek Baa3’ten B1’e indirdi. Görünümü ise negatif olarak bıraktı. Hemen ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı karara tepki gösterirken Türkiye ekonomisinin temel göstergeleriyle bağdaşmadığını söyledi. Analizin nesnelliği ve tarafsızlığı soru işareti yaratmakta, denildi. Moody’s’in kararına rağmen yabancılar Borsa İstanbul’daki yüzde 64’lük paylarını korudu. Öte yandan gerek S-400 geriliminin sürmesi gerekse ticaret savaşları yurt içerisinde kirpi sendromunun yaşanmasına neden oluyor. Nakitte kalmayı tercih eden ve alım yapmayan yatırımcıların sayısı arttı.

Diğer taraftan Ortadoğu’daki gelişmeler ve ülkeler arasında artan tansiyon, piyasaları diken üzerinde tutuyor. Ancak İstanbul seçimleri geride kaldı. Yerel seçimlerin geride kalmasıyla ortaya çıkan 4,5 yıllık seçimsiz dönem ekonomik, sosyal ve siyasi reformların yapılması için büyük bir fırsat veriyor. İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen de benzer bir yorumda bulunurken “Borsa İstanbul’un gelişmekte olan piyasalara göre yüzde 55’i geçen iskontosunda kalıcı bir düşüş sağlanması ve değerlemelerin normalleşmesi için seçim sarmalından çıkılması gerekli ama yeterli değil.” diyor. Gürleyen “Kalıcı bir iyileşme sağlanması için S-400 savunma sistemlerinin alınması konusunda ABD ile aramızdaki gerginliğin çözülmesi ve yeni dönemde doğru ekonomi politikaların uygulanacağı konusunda piyasaların güveninin yeniden kazanılması gerekiyor.” diyor.

Bundan sonrasındaysa portföy yönetimlerinde likit, defansif ve muhafazakar anlayışın öne çıkması kadar, riskli varlıklara daha fazla şansın tanınacağı bir sürece girilmekte. Fiyatlardaki dip seviyeler biriktirme döneminin de geldiği yönünde sinyaller üretiyor. Orta ve uzun dönemli yatırım yapmayı düşünenler için hisse senetleri fiyatları çok uygun seviyelerde bulunuyor. Kısa dönemli alım satım stratejileri bir süre daha korunabilir. Endekslerde yaşanan sert düşüşler kısa dönemli fırsatlar yaratmıyor değil. Ancak bu durum stop-loss çalıştırılarak kısa dönem için tepki alınılan olarak değerlendirilebilir. Ciddi pozisyon alımları için ekonomide yapısal reformların hayata geçmesi izlenmeli. (Zeynep Aktaş/Fortune Türkiye Dergisi)

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.