Kredilerde yüzde 25 büyürüz

 Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş, ekonomiyi soğutmaya yönelik tedbirlerin biraz oyunun kurallarını yolda giderken değiştiren ve bankacılığın karlılığını belli ölçüde olumsuz etkileyen faktörler olduğunu belirterek, ''Ben bundan sonra bir adıma ihtiyaç olduğu kanaatinde değilim. Şu anda aşırı soğutmaya ihtiyaç duyulan bir durum yok'' dedi.
Ateş, Denizbank'ın ''Afili Bankacılık'' projesine ilişkin düzenlenen basın toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, not artırımına ilişkin, değerlendirme şirketlerinin bu konuda çok geç kaldıklarını, Fitch'in burada ofisi olmasından dolayı Türkiye'yi daha iyi hissedebildiğini söyledi.
Not artırımlarının devamıyla Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke haline geleceğini vurgulayan Ateş, ''Türkiye, yatırım yapılabilir derecesine geldiğinde varlıklarının değeri artacaktır. Zamanlamada seçim, onların beklediği husus. Dolayısıyla 2011 yılının ikinci yarısında bu konuda olumlu gelişmeler bekliyorum. 2012'ye kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Kalsa da Türkiye'nin önemli bir hikayesi var. Yabancı yatırımlar bu hikayeye yatırım yaptığına inanıyorum. 2B, otoyollar, diğer gündemde olan enerji benzeri çok büyük projeler öyle zannediyorum ki önemli, büyük yatırımcıları Türkiye'ye çekecektir'' şeklinde konuştu.
Türk bankacılık sisteminin de bir transformasyona uğradığını, bu yıl borç stokuna düşen faizlerin yansıyacağını, varlık yaratma anlamında bankalar için devletin artık bir müşteri olmadığını kaydeden Ateş, geriye kredilerin kaldığını, bireysele olan doğrudan bir yönelişin söz konusu olduğunu söyledi.

-''GİDECEK YOL VAR''-

Şu anda bu alandaki kredilerin 160-170 milyar lira civarında olduğuna ve GSYH'ya oranının yüzde 15'i bile bulmadığına dikkati çeken Ateş, şöyle devam etti:
''Bu konu biraz rahatsızlık da yaratabiliyor. 'Acaba çok mu hızlı büyüyor?' Kanaatimce hayır. Önümüzdeki 3 yıl Türkiye için büyüme yılları olacak. Hane halkı geliri de artmaya başlıyor. Bireysel müşteriler artıyor. Kredi kartı, banka kartı adetleri artıyor. Yüzde 30'ların üzerinde konut kredilerinde artışlar var. Bireysel kredilerde de... Bu trendin süreceğini düşünüyorum. Dünyada 'batmak veya desteklenmek için çok büyük' kavramı var. Onun üzerine bizde de tartışmalar var. Bana göre orada gidecek yol var. Buna rağmen Merkez Bankası belli soğutma tedbirleri ya da krizden çıkış tedbirleri adı altında zaten munzamları eski haline eşitledi, faizlerini kaldırdı. Hazine her açtığınız şubeye ortalama 4 bin lira harç getirdi. Tüketici kredilerinden alınan KKDF yüzde 10'dan 15'e çıkarıldı. Bunlar biraz oyunun kurallarını yolda giderken değiştiren ve bankacılığın karlılığını belli ölçüde olumsuz etkileyen faktörler oldu. Ama Türk bankacılık sistemi, bu yıl içinde kredi portföyünü büyüterek yıl sonunda geçtiğimiz yılki karın biraz üzerinde, 21-22 milyar liranın biraz üzerinde karlılık yapacak. Ben bundan sonra bir adıma ihtiyaç olduğu kanaatinde değilim. Şu anda aşırı soğutmaya ihtiyaç duyulan bir durum yok. Türkiye büyüyor.''

-''HARÇLAR OLMAZSA DAHA İŞTAHLI OLURUZ''-

Bankalara yönelik aracılık maliyetlerine işaret eden Ateş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Yeşil damla diye şubelerimiz var. Ancak örneğin Iğdır veya Viranşehir'e hizmet götürmek için bin liraya kiraladığım yere aylık 3 bin lira veya 4 bin lira harç ödemek durumunda kalıyorum. Bu da biraz tedirgin ediyor. Bu nedenle açmadığımız şube var. Normalde harç olmazsa fizıbıl çıkacak. Özellikle küçük, tarıma yönelik yerlerde... Bakıyoruz hizmet götürmek lazım, para da kazanılabilir, onları tefecinin elinden de kurtarabilirsiniz. Ama harç 2 bin lira, 3 bin lira... Şubenin kirası 36 bin lira ediyor. Sayın Maliye Bakanı'na talebimi bizzat ilettim. Yani İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde harç kalabilir. Geri kalan şehir ve ilçelerde, bankacılık hizmetinin götürülemediği şehirlerde harç olmasın ki istihdam yaratalım. Biraz bunu desteklemek adına küçük nüfuslu yerlerden bu harcın kaldırılması, ille de alınacaksa büyük nüfuslu yerlerde daha fazla harç alınması bence daha adil olur. Harçlar olmazsa tabii ki daha iştahlı oluruz. Sayın (Mehmet) Şimşek açık cevap vermemekle birlikte, bunun gözden geçirilebileceğini ifade etti.''

-''KREDİLERDE SEKTÖR YÜZDE 20, BİZ YÜZDE 25'LERDE BÜYÜRÜZ''-

Hakan Ateş, 2011 yılında Türk bankacılık sisteminin kredilerde yüzde 20'lerde, mevduatta yüzde 15'in üzerinde büyüyeceğini tahmin ettiklerini, Denizbank olarak da kredilerde yüzde 25'lerde, mevduatta yüzde 20'lerde büyümeyi hedeflediklerini bildirdi.
Ateş, 2011 yılında 2 bine yakın eleman almayı öngördüklerini ifade etti.
Deniz Emeklilik'in satışına ilişkin ise Ateş, ''Aslında 2013'e kadar vaktimiz var. Ama bu yıl bir bankayı yetkilendirme aşamasını tamamlar tamamlamaz SPK'ya bildirimde bulunacağız. 2011 içinde de tamamlamayı hedefliyoruz'' dedi.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.