Proje sahasında kurulan mahkemede, projeye ilişkin değerlendirme yapılırken, birkaç metre ileride toplanan çevreciler, eylem yaparak santralin kurulmasına karşı çıktı.
Şarköy'ün Kızılcaterzi Köyü mevkiinde kurulması planlanan doğalgaz çevrim santrali, Şarköy Çevre ve Doğayı Koruma Derneği'nin; alınan ÇED Olumlu Raporu'na itiraz etmesiyle başlayan dava sürecine takıldı. Bilgin Enerji Yatırım Holding bünyesinde yer alan grup şirketlerinden Sarp Elektrik Üretim A.Ş'nin kuracağı santralin, ÇED Olumlu Raporu'nun, bilimsel ve teknik anlamda bir çok eksikler içerdiği, gerçeklerden uzak ve düzmece olduğunu öne süren Şarköy Çevre ve Doğayı Koruma Derneği Başkanı Hakan Sadunoğlu, konuyu yargıya taşıdı.Dava sürecinin başlamasıyla birlikte Kızıcaterzi Köyü mevkiindeki proje sahasına gelen mahkeme heyeti incelemelerde bulundu.
Konuya bakan Şarköy Hakimi'nin başkanlığında, bilirkişi heyetinin de katıldığı mahkemeyi, erken saatlerde bölgeye gelen ve santralin yapılmasına karşı çıkan bazı çevreciler de uzaktan izledi. Döviz ve pankart açarak santral projesini protesto edenleri, jandarma keşif sahasına girmelerini engelledi.
KEŞİF BAŞLADI... Hakim, proje sahasında kurulan mahkemede; canlı, tabiat, deniz ve orman varlığı üzerinde gerekli arazi çalışmasının yapılmadığı yönünde raporlar düzenlendiğini işaret ederek, şirketin temsilcileri ile avukatına, yapılacak doğalgaz santralinde alınacak önlemlerin; doğada oluşacak olumsuz etkileri gidermek için yeterli olup olmadığını sordu.
Mahkemede söz alan Şarköy Çevre ve Doğayı Koruma Derneği Başkanı Hakan Sadunoğlu, firmaya verilen 'ÇED Olumlu Raporu'nun, gerçeklerden uzak ve düzmece olduğunu ileri sürdü. Bilirkişi raporlarının incelendiğini ve çok ciddi eksikler tespit ettiklerini ifade eden Sadunoğlu, konuyu yargıya taşıdıklarını ve raporun iptalini istediklerini anımsattı.
Bölgenin orman sınırları içersinde yer aldığını, proje sahasının üst bölgelerinde çok sayıda çam ağacının bulunduğuna dikkat çeken Sadunoğlu; ÇED Olumlu Raporu'na itiraz etmelerinin başlıca sebepleri arasında, proje sahasının 1. Derece SİT alanı üzerinde olması, bölgede Arkeolojik alanların bulunması ve sahanın tek zeytin yetiştirme alanı olarak kullanılması olduğuna dikkat çekti.
Şarköy'ün ve Kızılcaterzi'nin 'birinci derece deprem kuşağı' üzerinde yer aldığına vurgu yapan Sadunoğlu, "30 yıl içerisinde burada büyük bir deprem riskinin olduğu ve tsunami riskinin de yüzde 62 olduğu tespit edilmiş. Yani böyle büyük bir yatırım, böyle büyük bir riskle çok mantıklı değil. Gözden kaçmış olamaz. Deniz suyuyla yapılacak soğutmanın deniz yaşamını olumsuz etkileyecek olması göz ardı edilemez. Burada, soğutma için denizden saatte yaklaşık 60 metreküp deniz suyu çekilecek. Yer altı sularına hiç değinmiyorum. Peki burada deniz suyunda en az 3 derece ısınma söz konusu olacaksa, unutulmamalıdır ki 1 derecelik ısınma bile deniz hayatını ve deniz canlılarını büyük ölçüde olumsuz etkiliyor. 3 derecelik ısınmanın sonuçlarını düşünün" şeklinde konuştu.
'HALK BİLİNÇLİ VE İSTEMİYOR' Dernek Başkanı Sadunoğlu, bölge halkının geçimini yıllardır sadece tarım, hayvancılık ve turizm gelirleriyle sağladığını, bundan sonra da bölgede termik santral gibi bir tesisi istemediklerini bildirdi.
Kömür, petrol ve doğalgazla çalışan, elektrik üreten bütün sistemlerin termik santral olarak kabul edildiğini ve halkın yanlış bilgilendirilmediğini ifade eden Sadunoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Halk çok bilinçli bir şekilde 'santral istemiyoruz' diyor. Bakın, proje sahasının 1 kilometre yakınında binden fazla yerleşim yeri var. ÇED raporunda 'zararlı gazların etkisi araştırıldı' deniyor. Burada araştırılan hiçbir şey yok. Burası, 'dünyanın en zengin oksijen bölgesi' olarak kabul edilen bir bölge. Bunun sebebi de, 12 çeşit hava akımının olması. Bunlar araştırılmış mı? Zehirli gazlar asit yağmurlarıyla beraber yayılacak. 'Burada doğalgaz kullanılacak' diyorlar. Biz zaten doğalgazlı olmasına karşıyız. Kömüre zaten karşıyız. Kaloriferli evler arttı. Şarköy’de rüzgarsız bir günde nefes alamazsınız. Şimdi burada da saatte 160-170 bin metreküp doğalgaz tüketilecek. Bu rakam neredeyse, Tekirdağ gibi bir ilin aylık doğalgaz tüketimine eşdeğer. Madem dışarıya çok zararsız bir misyonu var, neden dünyada da bu tarz doğalgazla elektrik üreten termik santrallerin en yakınlarında çimento fabrikaları var. Bundan çıkan küller bir numaralı hammadde."
'BAKANLIK 33, ÇED RAPORU 8 ÇEŞİT VAR DİYOR' Turizmin, Şarköy için son derece önemli olduğunu ve hızla büyüyen bir ilçe olduğunu işaret eden Sadunoğlu, ilçenin turizm açısından 'Trakya’nın incisi' konumunda olduğunu, normal nüfusunun 17 bin olmasına rağmen, tatil dönemlerinde bunun 300 bini aştığını kaydetti.
"İleriye dönük düşünmemiz lazım" diyen Sadunoğlu, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın 2006-2007 yılı raporunda, yörede bulunan kurbağa ve semendirler başta olmak üzere neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu 33 türün bulunduğunu; ancak şirketin ÇED Olumlu Raporu'nda bu türlerin '8' olarak yer aldığını belirtti. 'Şarköy'de Karaca yok' denilmesine karşı çıkan Sadunoğlu, bölgede Karaca'nın olduğunu söyledi.
'ENERJİ POLİTİKASINA KARŞI DEĞİLİZ' Devletin enerji politikasına karşı olmadıklarını, doğru yerde, doğru tesislerin, doğru yatırımlarla yapılması gerektiğini de desteklediklerini ifade eden Sadunoğlu, "Benim, bir çevreci olarak, karşıdaki rüzgar santrallerine de karşı çıkmam lazım. Yani ne kadar da olsa bölgede bir yeşil alan tahribatı var. Kuşların göç oranını da etkiliyor bu. Fakat biraz mantıklı olmak lazım. Bu bölgede zaman zaman enerji sıkıntıları da yaşadık. Ama şuanda ki rüzgar enerjileri bile, Şarköy’ün ihtiyacını fazlasıyla karşılıyor. Tabii ki amaç sadece Şarköy değil, Türkiye genelini düşünmemiz lazım. Yenilenebilir elektrik enerjileri bulunmasından yanayız. Bu tarz doğayı tahrip edecek enerjilere biz karşıyız. Biz bu bölgenin böyle kalmasını istiyoruz. Elimizden geleni de yapmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
'ÖZ DOĞAYLA KARDEŞ YAŞAYAN BİR FİRMAYIZ' Yatırımcı şirketin müdürü inşaat mühendisi Fatih Cavlı ise 500 milyon euroya mal olacak doğalgaz santralinde, depremden sonra patlama veya çatlama gibi bir hususun söz konusu olmayacağını, santralde bir depolama yapılmayacağını bildirdi. Doğalgazın mevcut boru hattından alınacağını ve bölgede bir tane boru hattının var olduğunu işaret eden Cavlı, tesisin ise deprem olması durumunda veya en ufak bir sarsıntıda, sisteminin otomatik olarak kilitlendiğini söyledi.
Cavlı, şöyle devam etti: "Bizim burada ki sistemimiz çok daha modern olacak. Zaten depolamamız olmadığı için patlama, çatlama, etrafa zarar verme gibi bir durumumuz yok. 500 milyon euroluk yatırımın içerisinde bunların atlanması, bu değerlerin dikkate alınmaması söz konusu değil. Bizim firmamız, öz doğayla kardeş yaşayan bir firma. Türkiye de şu anda en fazla rüzgar santrali olan firma. 2011 yılında ICCI’dan, Uluslararası Eneri Fuarı'nda çevre ödülü aldık. Kurumlar bize bu lisansı verirken bölgenin ihtiyacına bakıyorlar. Çünkü bu bölgede, 'elektrik ihtiyacı var mı', 'üretilecek elektriğin sisteme bağlantısında bir kısıt var' mı diye TEİAŞ’a soruyor. Onlar da 'yok' diyor. 'Benim burada enerjiye ihtiyacım var. Ben şurada bu kadar kapasiteyle santral sisteme entegre edebilirim' diyerek görüş veriyor. Bunun üzerine bize lisans veriyorlar."
'BİLİRKİŞİNİN İTİRAZ RAPORU YETERSİZ' Şirketin Avukatı Onur Çelik ise itiraza konu olan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu savundu. Çelik, "Maalesef ilk bilir kişi incelemesinde, varsayımlar, öngörüler üzerine tahminler yapıldığı görüldü. Özellikle işletme dönemindeki varsayımlar, depremsellik üzerine. Sanki binanın teknik özelliğini bilmeden varsayımlar üzerine bir bilirkişi raporu hazırlandı. Yetersiz olduğu burada olmamızda da belli." dedi.
ÇED raporunda, şirket tarafında üzerine düşen görevin yapılıp yapılmadığı, başvuruların, bakanlıkların tarafından nasıl incelendiği ve nasıl somut verilere dayandırıldığının ve teknik analizlerinin yer aldığını işaret eden Avukat Çelik, şöyle devam etti:
"Bunların göz önünde bulundurulmasını istiyoruz. Yani subjektif değerlendirmelerin değil de sadece ÇED raporundaki objektif değerlendirmelere göre sizin (mahkeme heyetinin) objektif bakarak, bunu değerlendirmenizi istiyoruz. Bunun dışına çıkılmadığı vakit, somut verilerin yasal oranların her şeyinin yasal olduğunu göreceksiniz. Bizim en büyük ricamız bu."
Proje sahasında yapılan değerlendirmenin ardından mahkeme heyeti, tesislerin kurulacağı bölgede incelemelerde bulundu.
Şirketin danışmanı, makine yüksek mühendisi Zorlu Yalnız ise gelişmeleri şöyle değerlendirdi: "Şarköylü bir mühendis olarak ben işin içindeyim. Kurulmak istenen santral, kesinlikle doğayı olumsuz etkileyecek bir santral değil. Projenin danışmanı olarak çalışmaları yakından takip ediyor ve denetliyorum. Zannediyorum ki 1 ay içinde mahkeme kararını verecektir."
Öte yandan bölgede protestolarına devam eden eylemciler, jandarmanın ikazıyla olaysız biçimde dağıldı.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.