E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiKira artışına formül arayışı---

Kira artışına formül arayışı

Kira artışına formül arayışı
16 Mart 2022 - 07:40 borsaningundemi.com

Enflasyondaki hızlı yükseliş ev kiralarında limitleri zorluyor. Mart ayında yıllık artış yüzde 26’lara dayanırken, sektör temsilcileri artışlara geçici olarak bir tavan sınırın getirilmesini önerdi.

Yeni konutta arzın azalmasının yanı sıra mevcut üretimin de üst segmentte gerçekleşmesi ve hızlı yükselen enflasyon, kiralık ev piyasasında fiyatları uçurdu. Gelirlerdeki artışın kira zamlarının gerisinde kalmasıyla kira ödeme riski yükselirken, sektör temsilcileri kiralara geçici olarak zam sınırlaması getirilmesini önerdi. Konutta kira artışlarının yeni kiracıları ve 5 yılı dolan kiracıları daha fazla zorladığı, bu nedenle mahkemelerin uyarlama ve tahliye davalarıyla dolduğuna dikkat çekilirken, sektör uzmanları artışlara yüzde 25-26 gibi bir sınır getirilmesi, 5 yılı dolan kiracıdan bölge rayiç bedeli isteme süresinin 7 ila 8 yıla çıkarılması ve kira yardımı gibi desteklerle sorunun çözülebileceğine işaret ediyor.

"Konut, yatırım enstrümanı olmaktan çıkar"
Türkiye’de yaklaşık 6 milyon kiracı, buna karşın 3 milyon ev sahibi olduğunu belirten İstanbul Gayrimenkul Değerleme Kurucu ve Yönetici Ortaklarından Ahmet Büyükduman, “Zaten ev sahipleri mağdur. Çünkü yaşam giderleri yüzde 55 oranında artmış. Gelirleri ise yasal artışla yüzde 26 artmış gibi görünüyor. Bu durumda kaybedenler de mülk sahipleri oluyor. Eğer bunu daha da kısıtlayacak önlemler getirilirse bu sefer de konut bir yatırım enstrümanı olmaktan çıkar ve piyasada kiralanacak ev bulunamayabilir” değerlendirmesinde bulundu. Tavan kira uygulamanın uzun vadede kiralık konut piyasasını zayıfl atacağına vurgu yapan Büyükduman, “Arkasından kiraya verilecek konutun kalitesinin düşmesine neden olacak. Dolayısıyla uzun vadede kiralık krizini daha derinleştirecek” dedi. Büyükduman, tek çözümün konut arzının artması ve orta vadede kamu otoritesinin konut üzerindeki kiralardan alınan vergileri düşürmesinin çözüm olacağını belirtti.

"Kira gelirine endeksli üretim artırılmalı"
Avukat Ali Güvenç Kiraz, kira sorunu konusunda yapılması gerekenleri ise şöyle anlattı:

● Kira gelirine endeksli konut üretimini teşvik etmek ve bu konuda ciddi bir düzenleme yapmak,

 
Farklı niteliklerle kullanılan taşınmazların konuta dönüştürülmesi konusunda mevzuat değişiklikleri yapmak, vergi, harç vb. desteği sunmak,

Kentsel dönüşümde riskli alan bazlı kentsel dönüşümün önünü hızla açmak ve bu alanlarda dönüşümü bir an önce başlatmak,

Konut almakta zorlanan üniversite mezunu gençler, dar gelirliler veya yeni evliler için düşük kira bedeli ödeyebilecekleri sosyal konutlar üretmek.

"Zamda tavan uygulaması kiracı-mülk sahibi ilişkisini zedeler"


“DÜZENLEME FAYDALI OLACAK”
Konuyla ilgili değerlendirme yapan İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Nizamettin Aşa, daha önce ÜFE'ye endeksli artışlar nasıl 12 aylık TÜFE'ye endekslendiyse, kira artışlarına bir tavan sınır getirilebileceğini söyledi. Yeni kiraya geçişlerde ve 5 yılı dolan kiracılarda önemli sorunlar yaşandığına dikkat çeken Aşa, “10 bin ila 12 bin liralara varan kiralar isteniyor. Bunu herkes ödeyemez. Belki bir kısım da başta çok mağdur olduğu için ödeyecek ama sonrasında ödeyemeyecek. Mal sahibi ‘10 bin TL’ye vermek varken niye 6 bin TL’ye vereyim’ diyebilir. Ama ödeme gücü de dikkate alınmalı. Zaten 10-15 bin TL kira ödeme gücü olan gidip ev satın alıyor. Çünkü bir kişi gücünün çok üstünde ev tutuyorsa bu yakında ‘Ben kira ödemeyeceğim’ anlamına geliyor” diye konuştu. 5 yıllık kiracılara da rayiç bedellere yönelik uyarlama davaları açıldığını,10 yılı dolanlarda ise tahliyeye yönelik sürecin başlatıldığını kaydeden Aşa, konut arzının azaldığı bu döneme özel uyarlama süresinin geçici şekilde 5 yıldan 7-8 yıla, tahliye sürelerinin de 10 yıldan 12 ila 15 yıla çıkarılabileceğini ifade etti.

“YÜZDE 25,6 BİLE ÇOK YÜKSEK”
İstanbul Emlak Brokerleri Kulübü (İSTEB) Başkanı Ulvi Özcan da devletin kiradaki aşırı artışlara önce operasyonel olarak müdahale etmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Uzun vadede de sağlıklı bir konut politikası için çalışmalar yapmalı. Kira artışlarında son ay açıklanan yüzde 25,90 bile kiracı olan popülasyonca kabul edilebilir bir oran değil. Ayrıca kiracıların bulunduğu evler boşalsa mülk sahipleri çok daha yüksek fiyatlarda kiraya vereceklerini düşündüklerinden aradaki hukuk da bozulmuş durumda. Kiracıların çoğu halen kiracı oldukları evlerin benzerlerini yakın fiyatlara bulamayacaklarını bildiklerinden bulundukları evlerden çıkmak istemiyorlar.”

“BİRDEN FAZLA EVİ OLANA VERGİ DÜZENLEMESİ GELMELİ”
Ulvi Özcan, devletin konut kredileri ile ilgili yaklaşımını da gözden geçirmesi gerektiğini belirterek, “Devletin konut kredileri ile ilgili daha seçici davranması gerektiğini düşünüyorum. Bugün tek bir evi olmayan da 22 evi olan da kredi kullanabiliyor. Birden çok evi olanların konut kredilerinde ödemesi gereken harç ve vergilerde düzenlemeler yapılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“TÜFE ORANLARINDA DÜZENLEME OLABİLİR”
Kanun koyucunun, sözleşme süresi bittikten sonra yeni dönem kira bedeli artışının Borçlar Kanununun 344. Maddesine göre 12 aylık TÜFE ortalamasına göre yapılmak zorunda olduğunu belirten Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, “Örneğin mart ayında yenilenen bir kira sözleşmesi için artış oranı yüzde 25,98’dir ama enflasyon oranı yüzde 48,69 olarak gerçekleşti. Dolayısıyla aslında kanun koyucu kiracıyı bir ve beşinci yıllar arasında koruyor. Kira zammına sınır getirilmesi zaten çok sıkıntılı olan mal sahibi-kiracı ilişkisini ciddi zedeler ve tarafl arı farklı yollara itebilir. Bu nedenle tavan sınır getirmekten daha çok geçici bir süre ile 12 aylık TÜFE oranı üzerinden bir düzenleme yapılabilir. Kalıcı olan düzenleme konut ve işyeri gelirleri ile geçinen mal sahiplerinin mahvına sebep olabilir” dedi.

BU ENFLASYON ÖNCEKİLERE BENZEMİYOR
Kronik enflasyon ile yaşadığımız dönemlerde de bugünküne benzer bir tabloyla karşı karşıya kalındığını, ancak bu dönemdeki temel farkın kiracıların gelirlerinin enflasyonla aynı oranda artmaması olduğunu belirten Kiraz, “Bundan dolayı kira bedelleri neredeyse ödenemez bir yere doğru gidiyor” dedi. “Konut üreticileri yeniden konut üretmez, devlet kira garantili konut üretim konusunda destek vermez ve nüfusun ihtiyaç duyduğu gayrimenkullerin yabancıya satışı bu şekilde devam ederse kısa vadede kira bedellerinin düşme ihtimali gözükmüyor” diyen Kiraz, “Bu da doğal olarak artışların en az 1-2 yıl daha devam edeceğini bize gösteriyor” diye konuştu.

“TOPLUMSAL İNFİALE NEDEN OLABİLİR”
Emekli gelirine ek olarak kira geliri edinen veya emekli olmayıp sadece kira ile geçinen kişiler olduğunu belirten Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, bunun yanında kira gelirini ticari kazanç haline getirenler olduğunu da belitti. Bu nedenle bu işi ticari olarak yapmayan grupları koruyacak bir düzenlemenin faydalı olacağını aktaran Koçal, “Dolayısıyla mevcut kiracılara bir düzenleme gerekiyor. Yeni kiracılar için de bir tavan uygulaması olabilir. Bunun yanı sıra tek maaşlı asgari ücretli, ya da kirada oturan emekli kişilere Avrupa’daki gibi kira yardımı desteği devreye alınabilir. Aksi taktirde ev sahipleri ile kiracıların birbirine girdiği, toplumsal infial söz konusu olabilir. Bundan sonra sorun daha da büyüyecek. Mahkemeler kiracı ve ev sahibi davalarıyla dolacak. Mahkemeye verildiğinde davanın sonuçlanması 1 ila 1,5 yılı bulacak. Bu süre sonunda kriz daha da büyüyecek. Çünkü süre sonunda tahliye istenecek, kiracı çıkmayınca adli kolluk çıkaracak. Çıkan kiracı yeni ev bulamayacak. Bu açıdan bu toplumsal bir sorun” ifadelerini kullandı.

“TOKİ VE BELEDİYELER UCUZ KONUT YAPMALI”
Türkiye’de ilk defa asgari ücretin yılın 1’inci ayında açlık sınırıyla kafa kafaya geldiğini söyleyen Koçal, "Geçmiş yıllarda bu süre 4 ila 6'ncı aylarda olurdu. Dolayısıyla bölgeye, metrekareye, bina yaşına, emlak vergisi sınıflarına göre tavan sınır, kar marjı uygulaması getirebilir. Örneğin 5 yıl sonunda güncelleme yapılacaksa bunun da bir limiti olmalı. Ancak burada tek bir evi kirada olan insanları da korumak gerekir" dedi. Koçal, sorunun temelli çözülmesi için TOKİ ve belediyelere ait şirketler aracılığıyla yeni konut üretimi sağlanarak tüketiciye ucuz kiralama imkanı sunulması gerektiğine dikkat çekti.

Mart ayı kira artış oranı belli oldu

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (12)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • E.g.16 Mart 2022 12:40

    BELEDİYELERE SOSYALKONUT YAPIP DÜŞÜK GELİRLİLERE TAŞINANLARA KİRAYA VERME MECBURİYETİ GETİRİLMELIDİR ÖRNEĞİN BELEDİYE EMLAKÇI KOMİSYONU ALMAKSIZIN KEFİL ŞARTI ARAMAKSIZIN BİR KIRA TUTARINDA DEPOZİT ALARAK ASGARİ ÜCRET KADAR GELİRİ OLANA GELİRİNİN %15 İ TUTARINDA 630 TL BEDELLE KİRAYA VERMELİDİR TOKİ KİRALIK KONUT ARZI YARATAMADIĞINDAN TASFİYE EDİLMELİDİR

  • öneriye bak16 Mart 2022 11:40

    bunu yazanın ya dairesi yoktur yada hiçbirşey bilmiyordur insanlarımız gayrimenkule yaşamlarını garantiye almak için alıyor aldığı maaş ve emekli maaşı yetmediğinden kendisine yeni kaynak oluşturuyor zaten çok gayrimenkulu olan kira gelir vergisindeki skalada zaten çok vergi ödüyor yıllarca bu ülke mütahitler kazansın diye politika geliştirdi neymiş alt sektörleri destekliyormuş mb sadece konutlar daha çok satılsın diye faizler 19 dan 14 e çekti şimdi çıkmış biri diyiyorki şunu yapın bunu yapın önce yabancıya mük sorununu ve mülteci olayını çözün gerisi çorap söküğü gibi gelir birde bakış açını değiştirmeni öneriyorum sayın yazar

  • hasan16 Mart 2022 11:35

    Kira Artışını durdurmak çözüm olur mu tam bir saçmalık. Yeni veren istediği fiyatı verecek diyeri az kalacak.Enflasyon olmuş %80  Çözüm gelirleri arttırmak. 3500 TL alan emekli zaten ancak karton kolide kalabilir. Gelir artmadan ekonomi bu haldeyken çözümü yanlış yerde aramamak lazım.

  • Suat16 Mart 2022 10:40

    Eski kiracılar düşük kira veriyor.Bu durumdada ev sahibi madur oluyor.Bu maduriyetde giderilmeli.

  • Ali16 Mart 2022 09:08

    Kira vergisi kalkarsa kira fiyatı yüzde 10 düşer. Bir kirayı vergi olarak veriyoruz.

  • BORSACI16 Mart 2022 08:39

    1 torba çimento bir içinde 12 TL den 72 TL ye çıkmış ise kiralar halen dünyada en ucuz konumunda olan ülke türkiyedir.birde bunun yanı sıra demir fiyatları hal keza yüzde 400 artmış ise kiranın düşmesi degilde artmaması mucize.

  • Ali16 Mart 2022 08:34

    Emlak vergisi kadar kira olsun o zaman. Kiralar halen düşük ev fiyatlarına göre.

  • Hehe16 Mart 2022 08:33

    Laz müteahhitleri nasil zengin ederiz diye yeni calisma yapsin laz parti

  • Bir bilen16 Mart 2022 08:32

    Her konuda olduğu gibi hükümet bu konuda da önlem almakta geç kaldı. Kira sorunu inanılmaz boyutlara ulaştı. Artan malzeme ve arsa fiyatları nedeniyle bundan sonra müteahhitler ev arzını kolay kolay artıramaz. O nedenle bence kısa dönemde yapılabilecek 3 şey var;  1- Elinde yatırım amaçlı evleri olanların oturdukları ev hariç diğer evlere çok ciddi vergi getirmek (bu tür kişiler evlerini satarsa onlara da vergi avantajı vs. sağlayarak satmaya teşvik etmek), 2- Birden fazla ev sahibi olanlara asla bankadan konut kredisi vs vermemek 3- Kiracıların ödediği kira bedellerini tıpkı hayat sigortası, sağlık sigortalarında olduğu gibi bir kısmını ya da tamamını GELİR VERGİSİ MATRAHLARINDAN DÜŞMEK (en hızlı şekilde bu karar alınabilir ve kiracıların hemen rahatlamasını sağlar) . 

  • hasan16 Mart 2022 11:37

    Gelir artmadan hiç birşey olmaz emekli alıyor 3500- 5000 TL. Ev sahipleri bedava evlerini kiraya vermezse zaten açlıktan ölecek millet.

  • NİHAT BOZDEMİR.16 Mart 2022 08:14

    olan hep garibana olur. söyleyin varmı garibanın hakkını savunan

  • Kaçkar KAPLANI16 Mart 2022 08:14

    Ev sahipleri nasıl mağdur oluyor? Anlaşılan bu yazıyı hazırlayan ev sahibi olan birisi. Ev sahipleri hiç kira getirisi olmasa bile ev fiyatları enflasyonun 3 katı arttı. yani kira almadan bile 3 kat kazandılar. Artı üstüne bir de kira getirisi olanların bu krizde en kazançlı grup olduğunu anlamamak ve zarar ediyorlar demek mantıklı değil.