CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti içindeki muhalefetten yükselen "CHP sol şeridi bıraktı" seslerini yanıtladı. Serpil Çevikcan'ın Milliyet'te yayımlanan ve Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı seçimi değerlendirmesi ve parti içi muhalefetle ilgili görüşleri şöyle:
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından parti içi muhalefetin çağrılarına kurultay resti ile karşılık veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Süleyman Seba’nın cenazesi nedeniyle gittiği İstanbul’dan dönüşünde güncel gelişmeleri ve kurultayı konuştuk. CHP lideri, Başbakan Erdoğan’ın, Köşk’e çıktığında muhalefetin davetlerine icabet etmemesi halinde, yeni davette bulunmayacağı sözlerine, “Zahmet edip çağırmasın” yanıtını verirken, kurultaydan sonra artık parti içi muhalefete karşı toleranslı davranmayacağını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, sorularımıza şu yanıtları verdi:
‘Böyle olacağını biliyordum’ Kurultay kararı aldınız, aslında gitmeyebilirdiniz, Gitmemeniz için de gerekçe vardı. - Gereksiz tartışmaların önünü kesmek. Yine delegeleri şu veya bu şekilde imza atmaya zorlamak gibi bir sürecin dışına çıkartmak istedim. Talep varsa kurultay yapalım. Talebi yerine getirmek benim görevlerim arasında. Önümüzde acil sorun da yok. Madem ki talep var. Ve bu talep eski milletvekillerinden, mevcut vekillerden geliyorsa yerine getirelim. Demokratik kurallar içinde yarışalım.
Seçimden sonra kurultay talebinin gelmesini bekliyor muydunuz?
- Bekliyordum. Nitekim geldi. Bilinen bir olaydı. Sadece benim bildiğim bir olay da değil. CHP ile ilgilenen gazeteciler, sanatçılar, politikacılar herkes biliyordu.
Kurultay, Türkiye gündemine taşınan partiiçi tartışmaları sona erdirecek mi? - Sona erdirmesi lazım. Tartışmalar sona ersin diye yapıyorum zaten.
Bu kurultay sadece genel başkan seçimine mi odaklı olacak? 2015 seçimine giderken hangi vaat ve projelerle gideceğinizi de anlatacak mısınız? - 2015 seçimlerine hangi vaat ve projelerle gideceğimiz konusunda bir çalışma yapılıyor zaten. Onu açıklamak doğru değil. Bir ekip çalışıyor. Elbette Türkiye’de var olan sorunların çözümüne yönelik kendi görüşlerimizi dile getireceğiz. Halka anlatacağız. Ancak bu kurultay 2015 seçimlerinde izleyeceğimiz programı anlatacağımız bir kurultay değil. Kendine özgü koşulları olan bir kurultay.
Kendine özgü derken neyi kastediyorsunuz? - Yaşadığımız Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası gösterdiğimiz adayın kazanamasından kaynaklanan bir huzursuzluk vardı. Bunlar şu veya bu şekilde toplanmasını istiyordu. ‘Buyrun imzayı getirin’ dedim. Anlaşılıyor ki toplayamayacaklar. ‘İmza toplamadan toplayın’ dediler ben de topluyorum.
‘Kimse CHP sağa kaydı diyemez’ Genel başkanlığa soyunacağı anlaşılan isimler CHP’nin tazelenmeye ihtiyacı olduğunu, programından saptığını, sol yerine sağa baktığını söylüyor. Örneğin Rıza Türmen, Selahattin Demirtaş’ı örnek vererek, solda bir lider olduğunu, O’nun söylediklerini CHP’nin sahiplenmesi gerektiğini söyledi. İdeolojik eleştiriler var size. - Türmen ile konuştum. Söylediklerinin doğru yansıtılmadığını söyledi. CHP’nin sağa kaydığı şeklindeki düşünceyi doğru bulmuyorum. Nasıl sağa kayar; programda değişikliik yaparak kayar. Söylemlerde değişiklik olmadı. Taşeronluğun kaldırılması, Kürt sorununun çözümü önerileri konusunda söylediklerimize bakınca bunlar sosyal demokrat parti söylemleri. Her evde bir sigortalı olacak vaadimiz. Bunlar sağ partinin söylemi mi? Bunlara bakın. Sorun şu; kişiye göre karar veriliyor sağ veya solda olduğumuz. Mansur Yavaş MHP’den geldi, aday oldu, karşı çıkıldı. Biz bir partiyiz. Sağdan oy gelmeyecek de nereden gelecek? Dışarıdan oy mu ithal edeceğiz? Biz kitle partisiyiz. Dışarıdan oy kazanmak zorundayız. Geniş halk kesimlerine anlatılması gereken politikalarımız var. Kimse sağa kaydı diyemez. Geniş kitlelere bunları ne kadar anlatabiliyoruz onlara bakmak lazım. AKP sola kaydı diyen var mı; yok. Oysa oraya da soldan Ertuğrul Günay vs. birçok isim geldi. AKP’ye sola kaydı diyen yok, CHP sağa kaydı deniliyor, niye?
‘Eylül’de toplarız’ Sizin ‘partiye kazandırdığıma pişmanım’ dediğiniz isimler, ‘CHP’de biat etmek, hükmetmek yoktur’ dediler, ne diyorsunuz? - O tartışmaların içine girmek istemiyorum.
Kurultayın tarihini belirlediniz mi? - Pazar günü MYK’yı toplayıp bir değerlendirme yapacağız. Salon tutulacak, gündem belirlenecek. İlandan sonra belli süre lazım. Çalışmalar yapılıyor. Eylül ayı içinde yapmayı düşünüyoruz.
Kurultayı çok bekletmek istemiyor musunuz? - Tabi, artık bu tartışmaların sona ermesi lazım. Bizim 2015’e hazırlık yapmamız lazım.
Kurultayda, parti yönetimi değişecek mi? - Şu anda o konuda verilmiş karar yok.
Blok listeyle mi seçime gideceksiniz? - O konuda da verdiğimiz bir karar yok, bakacağız.
‘Ne istedilerse yaptım’
Kurultayda ele alınacak konular neler?
- Genel Başkan seçimine yönelik bir kurultay. Adaylar çıkıp konuşmalarını yapacak. Partinin ufku için elbette söyleyeceklerimiz olacak. Onlar da bir şekliyle kendi düşüncelerini, öngörülerini, perspektiflerini anlatacaklar.
Bu kurultay CHP’deki tartışmayı bitirir mi? Bu tartışmaların yaşandığı son kurultay mı olacak?
- Son kurultay değil ama tartışma son bulmalı. Ne istedilerse yaptım. ‘Kurultay’ dediler ‘hay hay’ dedim. Ama artık kurultay sonrası bir tek şeye kilitlenilmeli.
‘Artık tolerans yok’ Bu kurultayda bir tasfiye olacak mı? - Tasfiye gibi bir amacım yok. CHP’nin oya ihiyacı var. Çalışmaya ihtiyacı var. Tartışmalar olabilir. Bugüne kadar hep toleranslı davrandım ama bu kurultaydan sonra bu artık bitiyor. Tolerans yok artık. Hepimiz çalışacağız. Parti içi kısır tartışmaya izin yok. Özgürlük alanları güvence altına alınır. Sınırsız özgürlük yoktur. CHP’de de kurumsal bir kimlik var. Özgürlükçü bir partidir ama özgürlük sınırlarını iç tüzük, kurallar ve gelenekler belirler. Herkes buna uymak zorundadır.
‘Baykal istediği oyu kullanabilir’ Grup Başkanvekili Muharrem İnce, sizi sert bir dille eleştirerek kurultay isterken, ‘Ben yalnız değilim’ diyerek eski Genel Başkan Deniz Baykal’ı işaret etti. Baykal’ın muhalif hareketin arkasında olması sizde bir kırgınlık yarattı mı? - Hayır, kırgınlık yaratmaz. Siyasette anormal diye bir şey yok. Parti içinde olan bir kişi. Seçimde istediği oyu kullanabilir. Muharrem Bey’in açıklaması o yönde (Baykal’ı kastediyor.) Herhalde kamuoyunu yanıltacak bir ifade kullanmamıştır.
Muharrem İnce, yalnız olmadığını söylerken, Atatürk, İnönü ve Ecevit’in de yanında olacağını söyledi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? - Her CHP’li Atatürk, İnönü, Ecevit, Baykal’a ve tüm sosyal demokrat liderlere saygı duyar.
‘Zahmet edip çağırmasın’ Başbakan Erdoğan, önceki gün soruları yanıtlarken, “Muhalefeti bir kere iki kere çağırırım. Cumhurbaşkanlığı makamının bir mehabeti var. Ondan sonra da davet edecek halimiz yok” dedi, nasıl değerlendiriyorsunuz? - Zahmet edip çağırmasın.
Başbakan’ın Meclis’teki yemin törenine katılacak mısınız? - Bunu değerlendireceğiz.
Başbakan, Ak Parti resepsiyonunda, sizden ‘genel müdür’ diye söz etti. Cumhurbaşkanı olarak farklı bir üslup mu bekliyorsunuz? - Farklı bir üslup beklemek gibi bir yanılgı içinde değiliz. Kaç balkon konuşması yaptı. Neler söyledi. Ne söylüyorsa aksini yapan bir adam.
Cumhurbaşkanı Gül ile zaman zaman görüşüyordunuz. Devlet sorunu olan konularda davet ediyordu. Bundan sonra Cumhurbaşkanı ile ilişkiniz nasıl olacak? - Cumhurbaşkanı seçildikten sonra AKP Genel Başkanı üslubuyla konuşuyorsa ve hâlâ toplumu germeyi bir üslup olarak kullanıyorsa hayır gelmez bu insandan Türkiye’ye.
Başbakan Erdoğan, Subayevleri’ndeki evinde kalmayacağını söyledi. Yeni yapılan Başbakanlık binasını da kullanabileceği mesajını verdi. Nasıl değerlendiriyorsunuz? - O saray ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirsin. Oradaki yolsuzlukları öğrensin. Arzu ediyorsa Sayıştay raporunu göndereceğim.
‘AKP’deki çatlak dışarıya yansımaz’ MHP lideri Devlet Bahçeli, ‘AKP içindeki ayrışma gün yüzüne çıkmışken, gözler CHP’ye çevrildi. CHP’li milletvekilleri biraz acele etmedi mi’ dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? - Bahçeli’nin açıklaması konusunda yorum getirmek istemem. Ama bu algının geniş kitelelerde olduğunun farkındayım. AKP yapısını iyi bilenler bu parti içindeki huzursuzlukların dışarı yansımadığını bilirler. AKP kendi içinde kavga edecek ve dışarı yansıyacak düşüncesi doğru değil. Kendi içlerinde pek kavga etmezler. Çünkü bir rant partisi. AKP’de tek yol sessiz kalmak. O yüzden bu kadar derin çatlak olmaz. Çatlak var ama dışarı yansımaz. CHP’li vekiller çıkıp basın toplantısı yapıyor ama AKP’de böyle şey beklenemez. Kendi içlerinde sorun olduğu doğrudur. Ama bu CHP’de olduğu gibi dışarı şeffaf yansımaz. Çünkü biz rant partisi değiliz. Düşünce partisiyiz.
En güçlü başbakan adayı olarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun adı geçiyor. - 49 vatandaş hala rehine. Nasıl oturuyor o koltukta? IŞİD camileri, peygamber türbelerini bombaladı. Tek kelime çıkmadı. Tam tersine IŞİD’i savundu. Zaten Türkiye’nin Ortadoğu ve dünyada yalnızlaşmasına yol açan aktörlerden biri de bu. İlk kez Türkiye bu kadar yalnızlaştırıldı.
‘Biat edecek muhalefet istiyor’ Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgi eleştiriler sıralıyorsunuz, başbakan olması muhtemel Davutoğlu ile ilgili düşünceleriniz de böyleyse, muhalefetle ilişkiler nasıl yürütülecek? - Erdoğan’ın seçilmesinin ülkeye kriz getireceğini söylemiştik. Önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bizim oturacağımz yer parlamento. Yasalar gelir konuşuruz. Ama kapalı kapılar arkasında biraraya gelmek istemeyiz. Bilgi vermek isterlerse kapımız açık.
Başbakan’a başarılar dilediniz, hiç temasınız oldu mu? - Üslubu belli olduğu için biz de ‘zahmet edip davet etmesin’ diyoruz.
Başbakan ısrarla Türkiye’de yeni bir muhalefete ihtiyaç olduğunu söylüyor. - Zaten memnun olmadığı için kendisine partisi gibi biat edecek bir muhalefet arıyor ama yanılıyor. Kirli dosyalarının hesabını vermek zorundadır. Bunları dile getirmeyecek bir muhalefet istiyor. Yeni muhalefetten kastı o. Biz kul hakkı yiyenden hesap soracağımızı söyledik.
Tıpış tıpış gelmeli Başbakan Erdoğan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun katılması halinde, adli yıl açılış törenine gelmeyeceğini söyledi, nasıl karşıladınız? - Baro, yargının üçüncü ayağıdır. Savunmayı temsil eder. Dünyanın kuruluşundan beri savunma temel insan hakkı. Savunmayı temsil eden biri gelecekse ben gelmeyeceğim. Hala savcılık makamı mısın, iddia makamımısın? Cumhurbaşkanlığı makamının işlevlerini bilmiyor. O kapasitesi yok. Feyzioğlu o törene geldiği zaman tıpış tıpış gelmeli.
Başbakan kalırsa hukuka darbe olur YSK kesin sonuçları ilan etti. Başbakanlık yetkisini hâlâ taşıyor mu? Cumhurbaşkanı’nın bir kişiyi başbakan vekili olarak ataması lazım. Atamazsa ve Erdoğan başbakan olarak kalırsa hukuka karşı darbe olur. Kenan Evren’den farkı kalmaz. Bütün hukuku askıya almış olur. Seçim hukuku, anayasa hukuku askıya alınmış olacak. Bu darbe kafasıdır.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.