Kılıçdaroğlu: Ben yalandan rahatsızım

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Kılıçdaroğlu, CHP'nin darbe girişimi raporuna muhalefet şerhi için "Bu şerh başlı başına bir rapordur. Bu rapora girmeyen ama CHP'li vekiller tarafından savcılara verilen özel dosyalar var" dedi.

Katar krizi ve rabia konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eleştirilerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, "Ben tek vatan, tek milletten değil, yalandan rahatsızım. Bunlar ne söylediklerini de unutuyorlar. 3 Kasım 2013 Kızılcahamam AK Parti kampında Erdoğan, "Rabia işareti zulme baskıya karşı işarettir" diyor. Şimdi inkar ediyor" diye konuştu.

AİHM'in KHK'larla ilgili başvuruya yönelik OHAL Komisyonu'nu adres gösteren kararını da eleştiren Kılıçdaroğlu, "AİHM'e seslenmek istiyorum; Sizde de vicdan var mı acaba? O insanlar öldükten sonra mı karar vereceksiniz?" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;

TERÖR OLAYLARI

'Evet oyu verin, terör bitecek' diye sabah akşam propaganda yaptılar. Terörün niye bitmediğini Evet diyenlerin sorması gerekiyor.

ZEYTİNLİK ALANLARLA İLGİLİ TARTIŞMALAR

Zeytin ağacını kurtarmak için imza kampanyasına destek vereceğiz. Zeytinden ne istiyorsunuz? Bu ülkenin duyarlı vatandaşları, çiftiçileri varsa zeytini yok ettirmeyeceğiz. Adı üretim reformu! Neyin üretimini yapıyorsun?

DARBE KOMİSYONU RAPORUNA MUHALEFET ŞERHİ

Muhalefet şerhini arkadaşlarım kamuoyu ile paylaştı. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyor. Bu şerh başlı başına bir rapordur. Bu rapora girmeyen ama CHP'li vekiller tarafından savcılara verilen özel dosyalar var. Bizim amacımız 15 Temmuz darbe girişimini kimler yaptı? Bir daha bu tür olaylarla karşılaşmayalım. 26 Temmuz'da komisyon kuruldu. 3 Ağustos'ta Adalet ve Kalkınma Partisi grup başkanvekili 'erken' dedi. Komisyon kuruldu, ana aktörler iktidarın isteği üzerine gelmedi. Hayatını kaybeden 249 şehidin yakınlarına sesleniyorum. Bu darbenin ortaya çıkmaması için elinden geleni yapan Adalet ve Kalkınma Partisi'ne hala güvenecek misiniz? Bir musibet bin nasihatten evladır. Komisyonun başına FETÖ'yü öven adamı getirdiler.

"DARBE BİLİNİYORDU, ÖNLENEMEDİ"

Bu komisyondan bir şey çıkmayacağı zaten belliydi. Eski genelkurmay başkanları, MİT müsteşarları geliyor, yenileri gelmiyor. Niçin ayrıntılar ortaya çıkacak. Bunu söyleyince kızıyorlar? 'Siz FETÖ'yü mü detekliyorsunuz' diye. Hayır biz Türkiye Cumhuriyeti'ni destekliyoruz. Savcı darbeyi araştıracak, onu görevden alıyorlar. Biz gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyoruz. Bu davalar mahkemelerde görüşülürken canlı yayınlansın. Efendim, 'onlar doğruları söylemiyor' diyorlar. Elinde delillerin varsa bütün yalanlarını çıkarırsın ortaya. Darbe biliniyordu, önlenemedi ama bu darbeden bir fırsat çıkardılar. 20 Temmuz'da başka bir darbe çıkardılar. Madem 17-25, neden o süreçte sayın Fehmi Koru'yu Pensilvanya'ya gönderdiniz. Yani "biz elini öpüyoruz, istirham ediyoruz, sayın Fehmi Koru arzu edersen sana başbakanlık uçağını tahsis edeyim." Bu darbenin siyasi ayağı yok mu? Baklavacı buldunuz, çikolatacı buldunuz, esnaf buldunuz, sanayici buldunuz ama siyasetçi yok. Yok mu? Elbette var, onlar iktidar sahipleri.

"ANNELERİN KABAHATİ VAR; İYİ BİR DAMAT, KAYINPEDER BULMANIZ LAZIMDI"

Darbe olunca ne olur, 71'de, 80'de yaşadık. Darbe olduktan sonra Türkiye neleri yaşadı? 20 Temmuz'dan sonra Türkiye neleri yaşıyor? Darbe olduğunda Meclis devre dışı bırakılır. 20 Temmuz'dan sonra TBMM büyük ölçüde devre dışı bırakıldı. O nedenle biz 20 Temmuz'u bir darbe sürecinin başlangıcı olarak görüyoruz. OHAL kararnameleri sadece ve sadece bu süreci sorgulamak için mi çıkıyor? Yapılması gereken çok şey bu kararnamelerle çıktı. Buna yolu Anayasa Mahkemesi açtı. Korkunun egemen olduğu bir adalet sistemi. Buradan AYM üyelerine seslenmek isterim. Önünüzde gazetecilerin dosyası var, niye karar vermiyorsunuz. Saraydan gelecek talimatı mı bekliyorsunuz, oradan gelecek talimatı bekliyorsanız, siz yargıç değilsiniz. Hava Harp Okulu öğrencileri mi darbe yaptı. Komutan diyor ki; "Çıkın" Biraz da annelerin kabahati iyi bir damat, iyi bir kayınpeder bulmanız lazımdı. Darbe dönemlerinde hukuk, anayasa askıya alınır.

"BU ORTAM 20 TEMMUZ ORTAMIDIR"

20 Temmuz'dan sonra ikinci bir darbe girişimi ve sonuçlarını yaşıyoruz. Keyfilik ve ihbarcılık her darbe döneminde olur, bu darbe döneminde de keyfilik ve ihbarcılık var. 150'nin üzerinde gazeteci hapiste. Üstelik bunların bir kısmı bütün hayatları boyunca Fetullah Gülen cemaati ile mücadele etmişler. Şimdi onlar FETÖ'cü diye içerideler. Damatlar serbest bırakılıyor. Sabit ikametgah gerekçesiyle serbest bırakılıyor. Gariban olan içeride kalıyor. Kadri Gürsel'in evi yok mu? Var. Murat Sabuncu'nun yok mu? Var. Ahmet Şık'ın, Ali Bulaç'ın yok mu? Var. Onlar niye serbest bırakılmıyor. Çünkü, kayınpederleri kayınpeder değil. Paraları yok. Parası olanın, kayınpederi olanın serbest bırakıldığı bir ortamda adaleti sağlayamazsınız. Bu ortam darbe ortamıdır, 20 Temmuz ortamıdır. Adil Öksüz de serbest bırakıldı, onun da kuvvetli bir dayısı var. Bu dönemde adalet, hukuk, yargı da çalışmaz.

AİHM'E TEPKİ: GECİKEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR

AİHM karar vermiş. Komisyondan geçtikten sonra dilekçeler bize gelecek deniyor. Siz hangi komisyondan söz ediyorsunuz. 5 ay bekledik oraya üye atansın. Geciken adalet adalet değildir, onlara söylüyorum. AİHM bu konuma düşmemeli, bu konuma düşerse o kurum da saygınlığını yitirir. Hangi komisyon. Komisyonun kuruluş gerekçesi o dilekçeler senin önüne erken gelmesin diye. 12 Eylül darbe döneminde ne yaşanıyorsa, bugün katmerlisi yaşanıyor. Hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Her darbe kendi hukukunu yaratır. Gayri meşru bir anayasa ile şu anda görev yapıyorlar. YSK'daki bir çetenin öngörüsü ile gayri meşru bir anayasayı dayattılar. Bu anayasa yürürlükte olabilir ama meşru değildir. Her şey gayri meşrudur. Bunu da herkesin bilmesini isteriz. Üniversitelerde de kıyımlar yapılıyor.

AİHM'E SESLENİYORUM; SİZDE DE VİCDAN VAR MI ACABA!

Hak arayan iki genç arkadaşımız açlık grevi yapıyorlar. İnsan hakları heykelinin önünde işini geri istiyor. Oturuyor orada, buna bile tahammül edemiyorlar. Neden? Diktatörler nedeniyle. Sonra alıp hapse attılar. AİHM'e seslenmek istiyorum; Sizde de vicdan var mı acaba? O insanlar öldükten sonra mı karar vereceksiniz?

RABİA YANITI

Bir kişi var ki gerilimden besleniyor. Geçen hafta dedim ki, Arap dünyası kavga edebilir ama Türkiye taraf olmamalıdır. Mısır, BAE ve Suudi Arabistan, İhvan'ı terör örgütü olarak görüyorlar, o nedenle simgesini kullanma dedim. 7 Haziran, Erdoğan konuşuyor; "Şu işaretin içeriğinde ne var" diyor. Haklıysanız zaten hakaret etmenize gerek yok. Haksızsanız hakaret ederek acaba ben haklılığımız kanıtlayabilir miyim? Kanıtlayamazsınız kardeşim. Ben tek vatan, tek milletten değil, yalandan rahatsızım. Bunlar ne söylediklerini de unutuyorlar. 3 Kasım 2013 Kızılcahamam AK Parti kampında Erdoğan, "Rabia işareti zulme baskıya karşı işarettir" diyor. Şimdi inkar ediyor. Sen ne biçim adamsın kardeşim. Kardeşim sordum da bunun neresi yerli, neresi milli diye sordum. Sen benim ne dediğimi biliyor musun, sen önce otur onu düşün.

"RAKKA'YA GİDERİM" DEDİ

"Bir dönem Gazze'ye gideceğim" dedi. "Alnından öperim" dedim. "Ben senin dudaklarında alnımı kirletmem" dedi. İyi git o zaman. "Rakka'ya giderim" dedi. Git. Bilal Bey'i de en öne koyarsın elinde bayrakla, okla gidersiniz Rakka'ya. Sen bu ülkede sözde Cumhurbaşkanısın gidersin. Hani Rakka'ya gidiyordun. Şimdi bundan şikayet ediyorlar. Sendin "Ben Rakka'ya gideceğim" diyen. "Tutmayın beni Rakka'ya gideceğim" tutan yok ki. Israrla bir sorunun cevabını soruyorum; Sayın Erdoğan senin için namus ve şeref kavramı ne anlama geliyor. Ramazan ayında soruyorum.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.