E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemKatılım bankaları bankacılığın gölgesinden kurtulmalı---

Katılım bankaları bankacılığın gölgesinden kurtulmalı

Katılım bankaları bankacılığın gölgesinden kurtulmalı
25 Mayıs 2017 - 14:44 borsaningundemi.com

Canikli:Katılım bankaları bankacılığın gölgesinden kurtulmalı, bunun için özgün araç ve yöntem geliştirmeli

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Türk ekonomisinin güçlü büyüme performansıyla özdeşleşmiş olduğunun uluslararası alanda da kabul edildiğini belirterek, "Böyle bir yapıya her zaman ilgi duyulur. Yatırımcıların da böyle bir ekonomik ortamda yatırım yapmaları her zaman kolay olur." dedi.

Canikli, Türkiye Katılım Bankaları Birliğinin (TKBB) 16. Olağan Genel Kurul Toplantısında yaptığı konuşmada, katılım bankacılığının bugün ulaştığı gücün önemli olduğunu, ancak bunun hedefledikleri noktada bulunmadığını söyledi. 

Katılım bankacılığının çok daha hızlı bir şekilde piyasaya girmesini ve daha büyük pay sahibi almasını istediklerini belirten Canikli, "Gelişmenin hedeflediğimiz doğrultu, oran ve hızda olmamasını da normal karşılamak gerekiyor. Çünkü Türkiye açısından dünyaya göre çok daha yeni bir sistem ve finansal enstrümanlar söz konusu. Bu sistemin toplumun zihninde ön yargılardan arındırılması, kabulü ve realize edilmesi bir miktar zaman aldı." diye konuştu.

Canikli, 16 Nisan'da Türkiye'nin yeni bir yönetim yapısıyla tanıştığını ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin devreye girdiğini ifade etti. 

Bunun bütün piyasalar ve özellikle finansal piyasalar açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Canikli, "Çünkü yönetimde istikrarı ve güçlü yönetimleri garanti etmeyen sistemlerde ya da bu konuların çokça tartışıldığı ortamlarda finansal sistemin güçlenmesini beklemek gerçekçi bir yaklaşım değil. Onun için bunun altyapısı, olmazsa olmazı, güçlü yönetimlerin her zaman veya büyük oranda garanti edileceği sistemlerin hayata geçirilmesidir. 16 Nisan'da yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bu çerçevede değerlendirilmelidir." görüşlerini aktardı. 

Nurettin Canikli, bundan sonra Türkiye'de iç ve dış faktörler ve şartların boyutu ne olursa olsun istikrarlı ve güçlü yönetimin her zaman garanti altına alındığına işaret etti. 

Yatırımcıların yatırım kararlarını vermesinde yönetimde istikrarın çok önemli belirleyici bir faktör olduğuna dikkati çeken Canikli, "Dolayısıyla bunun garanti altına alınmış olması bu coğrafyada yatırım kararı alacak herkesin daha rahat bir şekilde, siyasi istikrarsızlık beklentisi içinde olmadan yatırım kararı almasına büyük katkı sağlayacak. O nedenle burada çok ısrarcı olduk. Artık bundan sonra bütün piyasalar açısından Türkiye'nin önü açıktır." değerlendirmesinde bulundu. 

 "TÜRKİYE EKONOMİSİNİN ŞARTLARA UYUM KAPASİTESİ GÜÇLÜ"

Finansal aracılar ve bütün finansal ürünlerin temel hedefinin üretim yapacak olan reel sektörün finansal ihtiyaçlarını gidermek ve onu desteklemek olduğunu belirten Canikli, "Finansal organizasyonlar ve kurumların hiçbiri kendi başına amaç değildir. Reel sektöre, üretime destek olabildikleri ölçüde kıymetlidir, önemlidir, anlamlıdır. Faizli ya da faizsiz finansman dünyası eğer başlı başına bir amaç olarak görülmeye başlıyorsa orada gerçek anlamda sıkıntı vardır." ifadelerini kullandı. 

Hedefin büyüme ve toplumun zenginleştirilmesi olduğunu dile getiren Canikli, bu açıdan bakıldığında Türkiye'nin son 15 yılda ortaya koyduğu güçlü büyüme performansını kesintisiz sürdürdüğünü kaydetti.

Canikli, 2016'nın 3. çeyreğinde yaşanan daralmanın bir istisna olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu dönemde ekonomiyi olumsuz etkileme imkanı olan çok sayıda iç ve dış şokla karşı karşıya kalındığını, çok kısa sürede yaşanan hadiselerin büyüklüğü dikkate alındığında aslında daralmanın son derece sınırlı olduğunu söyledi. 

Hemen akabinde 2017'nin son çeyreğinde yüzde 3,5 gibi büyüme rakamının yakalandığına işaret eden Canikli, "Bu da Türkiye ekonomisinin şartlara uyum kapasitesinin ne kadar güçlü olduğunu gösteren önemli bir tablodur. Türkiye ekonomisinin en belirgin vasfı, şartlar ne olursa olsun güçlü büyüme potansiyelini taşıyan dinamiklere sahip olması ve çok kısa sürede istisnai sıkıntıları bertaraf ederek tekrar güçlü büyüme kulvarına dönebilme kapasitesidir." yorumunu yaptı. 

"TÜRKİYE'NİN BÜYÜME TAHMİNLERİ YUKARI YÖNLÜ REVİZE EDİLİYOR"

Başbakan Yardımcısı Canikli, finans dünyasının bu güçlü büyümeye verdiği desteğin de son derece önemli olduğuna değindi.

Finans sistemi reel sektörü bu kadar etkili şekilde desteklemeseydi bu güçlü büyüme performansının ortaya çıkmasının mümkün olmayacağını ifade eden Canikli, şöyle konuştu: 

"Bunların en sıcaklarından biri de Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli ciddi bir kredi hacminin uygulanmaya konulmasıdır. Bu da esasında bu dinamik yapının önemli  göstergelerinden biridir. Talebin düştüğü, firmaların önemli bir bölümünün mali yapılarının, nakit akış tablolarının bozulmaya başladığı ve bu nedenden dolayı firmaların artık üretimden çekilme durumuyla karşı karşıya kaldığı bir anda bu araç devreye sokuldu ve çok etkin şekilde kullanıldı. KGF destekli 250 milyar liralık kredi potansiyelinin çok kısa sürede uygulanması ve muhtemel bir olumsuz tablonun ortaya çıkmasının engellenmesi nedeniyle finans sistemine teşekkür ediyorum."

Canikli, Türkiye'nin güçlü büyüme performansının devam edeceğini vurgulayarak, şöyle devam etti: 

"En sıkıntılı dönemlerde, en zor şartlarda dahi bundan taviz vermeyen Türk ekonomisi güçlü büyüme performansıyla özdeşleşmiş olduğunu artık kabul ettirmiştir. Uluslararası derecelendirme kuruluşları da başlangıçta farklı değerlendirme yapmalarına rağmen bugün geldikleri sonuç itibarıyla Türkiye'nin bu özelliğini kabul etmiştir. Hepsi şimdi yeniden Türkiye'nin büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize ediyor. Kendi tahminlerinde bu kadar keskin farklılık olmasın diye bunu biraz yavaş yapıyorlar tabi. Ama önemli olan bunun bir kez daha uluslararası alanda da tespit edilmesi ve kabullenilmesidir. Çünkü güçlü büyüme olgusunun Türkiye ekonomisinin dinamiklerinin kendi iç mekanizmasıyla her şart altında ortaya koyduğu kabul edildikten sonra diğerleri ayrıntıdır. Çünkü böyle bir yapıya özellikle her zaman ilgi duyulur. Yatırımcıların da böyle bir ekonomik ortamda yatırım yapmaları her zaman kolay olur."

“TÜRKİYE İÇİN EN KÖTÜSÜ GERİDE KALDI”

Nurettin Canikli, Türkiye'nin bu görünümü destekleyen istikrarlı ve hiç taviz verilmeyen makro göstergelere sahip olduğunu söyledi.

Bunların en önemlisinin mali disiplin olduğunu anlatan Canikli, "15 yıldan beri bu konuda hiç taviz verilmedi. Bütçe disiplini, mali disiplin adeta ekonomide bir kırmızı çizgi olarak uygulandı. Şartlar ne olursa olsun bugüne kadar bundan hiç geri adım atılmadı." dedi.

Şartlar ne olursa olsun 2017 bütçesinin de hedeflenen yüzde 2'lik bütçe açığı rakamları seviyesinde kalacağını aktaran Canikli, "Diğer göstergelerdeki enflasyon, işsizlik ve faiz oranlarıyla ilgili bir miktar bozulmaları da yine yaşadığımız iç ve dış şoklarla ilişkilendirmek gerekiyor. Bunların hepsi geçici. Çok kısa süre içerisinde düzelme eğilimine girecek ki girmeye başladı. Yıl sonu itibarıyla bu 3 göstergede de tek haneli rakamlara inmiş olacağız. Bundan herhangi bir tereddüdümüz yok." diye konuştu. 

Geçici durumların ortaya çıkardığı sıkıntının geride kaldığını belirten Canikli, şunları kaydetti: 

"Türkiye ekonomisini olumsuz yönde etkileme potansiyeli olan bütün iç ve dış şokların tamamının en kötüsü geride kaldı. Güvenlik de dahil olmak üzere. Dip noktaları 2016'da gördük. Şu anda dip noktasında çıkışa geçmiş vaziyetteyiz. Bundan sonraki tahminlerimizi ve yorumlarımızı bu çerçevede yapmak gerekiyor. Para piyasalarında 2016'daki gibi bir dalgalanma yaşanmayacaktır. O dalgalanmalar, büyük oranda tahminleri alt üst eden gelişmeler geride kaldı. İçeride ve dışarıda herkes hesabını kitabını buna göre yapsın. Bundan sonra piyasalarda normal seyir içerisindeki gelişmeler yaşanacaktır."

Türkiye'nin bölge ülkeleriyle olan ilişkilerindeki iyileşmede de eğilimin yukarı yönlü olduğunu aktaran Canikli, bölgedeki çatışmadan kaynaklanan ve Türkiye'yi de etkileyen olumsuzlukların bunda sonra daha da azalmaya devam edeceğini söyledi. 

Canikli, "Bu açıdan bakıldığında 2016'ya göre daha iyi bir noktadayız. Önümüzdeki günlerde inşallah daha da yumuşak ve sorunların azaltıldığı, çözüldüğü bir noktaya girmiş olacağız." görüşlerini aktardı. 

"KATILIM BANKACILIĞI, BANKACILIĞIN GÖLGESİNDEN KURTULMALIDIR"

Katılım bankacılığının, faizsiz finans sisteminin özü itibarıyla bankacılığın gölgesinden kurtulması gerektiğini vurgulayan Canikli, "Bankacılık sisteminin arkasından gelmek yerine kendi özgün araçlarıyla onlarla birlikte yürümek durumundadır. Bunu bir eleştiri olarak kabul etmeyin. Faizsiz finans sistemi bankacılık sisteminin ürettiği araçları bir miktar makyajlayarak ve dönüştürerek büyük oranda takip ediyor. Kolay olmadığını biliyorum. Ama bundan başka çare de yok." ifadelerini kullandı.

Canikli, bunun hem daha özgün araçların geliştirilmesi hem de yöntemin daha özgün olduğunun kamuoyuna anlatılmasıyla başarılabileceğini söyledi.

Faizli finansal ürünlere hassasiyeti olan insanların yatırımlarını sisteme dahil etmek suretiyle ilave kaynak üretme açısından katılım bankalarından beklenti olduğuna işaret eden Canikli, yastık altında farklı formatlarda yüksek kaynakların bulunduğunu belirtti.

Canikli, bu kaynakların konvansiyel bankacılık marifetiyle sisteme dahil edilmesinin kolay olmadığını ancak yastık altındaki kaynakların katılım bankacılığı kanalıyla sisteme girebileceğini dile getirdi.

Faizsiz finans sisteminin yurt içi ve yurt dışından kaynak bulma konusunda konvansiyonel bankalara göre daha büyük imkanları olduğuna dikkati çeken Canikli, bunun daha aktif şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini ve katılım bankalarından beklentinin büyük olduğunu ifade etti.

Canikli, kamu otoritesinin katılım bankacılığına sınırsız desteğini bir kez daha anımsatarak, şunları kaydetti:

"Sistemde olmayan kaynakları sisteme dahil etmek için hem araç hem de yöntemleri bulmanız gerekiyor. Bu konuda daha agresif bir yaklaşım bekliyoruz. Hedef ve beklentilerimizi daha kısa sürede yakalamak için bankacılığın gölgesinden kurtulmanız lazım. Kendi ayakları üzerinde durabilen ve bağımsız bir faizsiz finans sistemi olarak, konvansiyonel bankalarla anılmaksızın bir sistemi oluşturmanız gerekli. Bunu herkes sizlerden bekliyor."

"BANKALAR ARASINDA KAYNAK KAPMA YARIŞI VAR"

Nurettin Canikli, gayrimenkul sertifikalarının bankaların yükünü azaltacak çok önemli bir faizsiz finans aracı olduğunu vurguladı. 

Gayrimenkul sertifikasını çok küçük tasarruf sahiplerinin de alabileceğini belirten Canikli, bölgesel dönüşüm ve alt yapı projelerinin finansmana da imkan sağlayacak şekilde büyük yatırımcıların ilgisini çekebileceğini söyledi.

Canikli, zaman zaman bankalar arasında mevcut kaynağı kapma yarışı ortaya çıktığını, bu yöntemle yeni bir kaynağın oluşmadığını aksine mevcut kaynağın maliyetinin yükseltildiğini ifade etti.

Mevduat kapma yarışı yoluyla faizlerin artırılması gibi bir tabloyu istemediklerini ve bunun hiç kimseye faydası olmayacağını dile getiren Canikli, "Maliyetlerin en aza indirilmesi temel hedeflerimizden bir tanesi. Bunu takip etmeye devam edeceğiz." dedi.

Canikli, döviz cinsinden ve yurt dışında ihraç edilmek koşulu ile katılım bankalarının da aktiflerini kısmen ya da tamamen menkulleştirerek satma imkanına sahip olacağını söyledi.

Hem konvansiyonel hem de katılım bankalarının aktiflerini menkulleştirmek suretiyle "yurt dışına" ve "döviz cinsinden" olmak şartı ile ihraç edebileceğini vurgulayan Canikli, bunun için yurt dışından talep olduğunu, konuya ilişkin çalışmalarda sona gelindiğini ve yakın zamanda somut olarak hayata geçirileceğini aktardı.

Canikli, bu yeni kaynakla birlikte bankacılık sektörü üzerindeki kaynak baskısının da azalacağına işaret etti. 

İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) ülkelerinin katılımıyla uluslararası bir gayrimenkul borsası kurmak için tüm çalışmaları tamamladıklarını anımsatan Canikli, İslami Kalkınma Bankası'nın bu konuda da büyük katkıları olacağını ifade etti.

 "TÜRKİYE ORTA GELİR TUZAĞINDA BEKLEME HAKKINI YETERİ KADAR KULLANDI"

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, 16 Nisan'dan sonra Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini ve beklentilerin de arttığını söyledi.

Yeni döneminin ana parametrelerinden ilkinin "daha güvenli bir Türkiye" olduğunu ve bundan sonra da daha güvenli olacağını belirten Canikli, diğer bir parametrenin ise "daha özgür bir Türkiye" olduğunu ifade etti.

Canikli, insanların özgürlük kavramı içerisinde olumlu anlamda değerlendirebilecekleri bütün düzenlemeleri yaptıklarının altını çizdi.

Ancak burada algı anlamında bir problemin bulunduğuna işaret eden Canikli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bütün kısıtlamaları kaldıracağız. 'Bir taraftan özgürlük deyip, diğer taraftan OHAL'i devam ettiriyorsunuz' diyebilirsiniz. OHAL ile bu kavram çatışmıyor. Klasik anlamda OHAL'in özellikle temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasıyla ilgili düzenlemeleri hayata geçirilmiş olsaydı bu düşünce doğru olabilirdi. OHAL uygulandığı dönemde hiç bir vatandaşın kendi özgürlük alanında bir kısıtlama olmamıştır ve olmayacaktır. OHAL dönemlerinde kamuya temel hak ve hürriyetleri sınırlandırma imkanı vermesine rağmen biz bu konuda en ufak bir kullanım yapmadık. Hiç bir vatandaşımız OHAL'in bu yönünü hissetmemiştir ve hissetmeyecek. OHAL'i biz aslında kamuya ilan ettik."

Canikli, yeni dönemin ana parametrelerinin üçüncüsünün ise "daha zengin bir Türkiye" olduğunu belirtti.

Türkiye'nin orta gelir tuzağında bekleme hakkını yeteri kadar kullandığını ve yeteri kadar geciktiğini ifade eden Canikli, "Bundan sonra orayı aşmamız gerekiyor. Özellikle uzun vadeli ve daha düşük maliyetle finansman ayağını hallederek, teknoloji yoğun, bizi üretim sıçramasına, bir başka kulvara taşıyacak olan yeni üretim araç ve yöntemlerini devreye sokacağız. Çok hızlı bir şekilde kişi başına milli geliri 20 bin doların üzerine çıkaracak yeni üretim modeli ve araçlarına geçmemiz gerekiyor. Bunun içini dolduracak çalışmalar şu anda yoğun şekilde yapılıyor." değerlendirmesinde bulundu.

"ALT GELİR GRUBUNUN MİLLİ GELİRDEN ALDIĞI PAY SÜREKLİ YÜKSELİYOR"

Nurettin Canikli, yeni dönemdeki dördüncü parametrenin de "gelirin daha adil şekilde dağıtıldığı bir Türkiye" olduğunu ifade ederek, "2002 ile kıyasladığımızda gelir dağılımında çok önemli gelişmeler oldu. Özellikle alt gelir grubunda bulunan insanların milli gelirden aldığı pay sürekli yükseliyor. Bu trend devam edecek ve daha adil bir Türkiye'yi inşallah oluşturacağız." dedi.

Bu hedeflere ulaşmak için katılım bankalarının da üzerilerine düşeni yapmaları gerektiğini anlatan Canikli, daha kolay, daha uzun vadeli ve daha düşük maliyetle finansmana erişim imkanlarının sağlanması yöntemiyle katılım bankalarının bu sürece destek vermesi gerektiğini ifade etti.

Canikli, bunun da kolay olmadığını bildiklerini belirterek, "Finansman alanında geleneksel yöntemlerle gelebildiğimiz yer burası. Bunun ötesine geçmeliyiz. Çünkü üretimde kulvar değişikliği sonucunu doğuracak olan üretim yöntemi uzun vadeli finansmana ihtiyaç duyuyor ve rekabet edebilmesi için daha düşük maliyetli finansman imkanının sağlanması gerekiyor. Dolayısıyla katılım bankaları da dahil sistem de bunu sağlayacak araçlarını hayata geçirebilmeli. Bu konuda sizlerden daha fazla talepte bulunmaya devam edeceğiz. Bu talebimizi de somut olarak hissedeceksiniz. Zaten biz son dönemlerde KGF destekli ve KOSGEB kredilerinin kullandırılmasında da birebir çalışıyoruz artık. Bu yöntemin tadını aldık, devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Canikli, KGF kredilerinde bazı amaç dışı kullanımlar olduğuna yönelik kendilerine bilgiler geldiğini, bunları araştırdıklarını söyledi.

Boyutunun büyük olduğunu düşünmediklerini ama küçük de olsa amacı dışında kullanılmasının bir problem olduğunu vurgulayan Canikli, "Onun için burada tedbirleri alacağız ve amaç dışı kullanımlarla ilgili müeyyideler ne ise onları tatbik edeceğiz. Orada en ufak bir tereddüdümüz olmayacak." diyerek sözlerini tamamladı.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Olur26 Mayıs 2017 08:09

    Abidik gubidik adamları bankacı diye müşteri karşısına çıkarmayın, gölge kalmaz, güneş açar...

  • İhlas finans mudileri adına25 Mayıs 2017 18:51

    İhlas finans mudileri mağduriyeti perişan halleri durumları ahı eninleri ne zaman dindirilip çözülecek 15 senedir bekliyoruz