Özelleştirildiği 1995 yılından itibaren peş peşe yeni yatırım projelerini hayata geçiren Kardemir, bir yandan üretim teknolojilerini yenilerken diğer yandan yeni yatırımlarla Türk sanayisine öncülük etmeyi sürdürüyor. Türkiye'de üretilmeyen ürünleri de üre¬terek, küresel rekabet gücüne sahip en az 3 milyon ton çelik üretmek" vizyonunu benimseyen şirket, 5 No.lu Yüksek Fırın yatırımının önümüzdeki günlerde tamamlanmasıyla bu hedefine ulaşmış olacak. Filyos Bölgesinde kurulması düşünülen entegre demir çelik tesisi yatırımı için ön çalışma yapan Kardemir, bu büyük projenin gerçekleştirilmesinde görev almaya hazır.
Borsa İstanbul Magazine Dergisi'ne Kardemir'in yatırım stratejileri ve 2015 yılı beklentilerini anlatan Genel Müdür Vekili Metin Altan, kapasite artırımına yönelik yatırımlar ve bu kapasiteyi katma değeri yüksek ürünlere çevirecek yatırımların hayata geçmesiyle şirketin daha rekabetçi ve güçlü olacağını söyledi.
-Kardemir, üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik başlattığı yatırım¬larından birini daha tamamlayarak Türkiye'de en büyükler arasında ikinci¬liğe yükseldi. Bundan sonraki yatırım stratejiniz ve Kardemir için öngördü¬ğünüz gelişim süreci hakkında bilgi verebilir misiniz? -Şirketimiz, "Türkiye'de üretilmeyen ürünleri de üreterek, küresel rekabet gücüne sahip en az 3 milyon ton çelik üretmek" vizyonunu benimsemiştir. Son 4 yılda büyük bir yatırım hamlesi başlatan şirketimiz, bu hedefe ulaşma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.
Yatırım çalışmaları kapsamında, yıllık 1 milyon 200 bin ton kapasiteli 3 No.lu Sinter Makinası 30 Kasım 2014 tarihi itibarıyla devreye alınmış, yine yıllık 1 milyon 200 bin ton kapasiteli 5 No.lu Yüksek Fırının da önümüzdeki günlerde devreye alınması planlanmaktadır. 1939 yılından 2010 yılına kadar yıllık 1 milyon ton sıvı ham demir üretim kapasitesine ancak ulaşabilmiş olan Şirketimiz, 5 No.lu Yüksek Fırın ile 3 milyon ton/yıl üretim kapasitesine ulaşacaktır.
Çelikhane yatırımları kapsamında 120 ton kapasiteli üçüncü konvertör 21 Kasım 2014 tarihi itibarıyla devreye alınmış olup, 90 ton kapasiteli mevcut iki konvertörün kapasitelerinin 120 tona çıkartılmasına yönelik yatırım çalışmalarına devam edilmektedir. Yatırım çalışmaları devam eden iki büyük yatırımımız, Çubuk ve Kangal Haddehanesi ile Demiryolu Tekeri Üretim Tesisi yatırımlarıdır. Bu yatırımlar, Şirketimizin "Katma değeri yüksek ürünler üretme stratejisinin" önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Çubuk ve Kangal Haddehanesi, ağırlıklı olarak otomotiv ve makine imalat sanayisine hitap edecek şekilde yıllık 700 bin ton üretim kapasitesine sahip bir tesis olacaktır. Tesisin 2015 yılının ilk yarısında devreye alınması planlanmaktadır.
Demiryolu Tekeri Üretim Tesisinde, ülkemizde üretimi olmayan ve yurtdışından tedarik edilen, yük ve yolcu vagonlarının, yüksek hızlı tren vagonlarının, hafif raylı sistemlerin ve lokomotiflerin tekerleri üretilecektir. Tesisin 2016 yılının ilk yarısında devreye alınması planlanmaktadır. Şirketimizin demiryolu ulaşım sektöründe milli bir marka olma hedefine hizmet edecek önemli bir yatırımdır. Her iki tesiste de, mevcut durumda ülkemizde üretilmeyen ve yurtdışından tedarik edilen katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi hedeflenmektedir.
-Yılın ilk dokuz ayında karlılığınızı iki katına çıkarmayı başardınız. Bunun altında yatan temel nedenler nelerdir? Bu başarıyı sürdürülebilir kılmak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? -Bu karlılıkta birçok etken söz konusudur. Bunların başında şirketimizin sürdürmekte olduğu yatırımlarının biten bölümlerinin sağladığı ilave kapasite büyüklüğü, teknolojik verimlilik, sürekli iyileştirme faaliyetleri, enerji yatırımlarımız, dinamik satış ve satınalma ve yönetim sistemlerinde sağladığımız uygulamalar gibi birçok etken bu karlılığı da beraberinde getirmiştir. Sürdürmekte olduğumuz kapasite artışına yönelik yatırımlar ve bu kapasiteyi katma değeri yüksek ürünlere çevirecek olan yatırımların realize olması, şirketimizi daha rekabetçi ve güçlü kılacaktır.
-Yatırımlarınızda çevreye uyumun önemi nedir? Çevreye duyarlı bir üretim için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi belgesine sahibiz ve standartların gerekliliklerini tüm faaliyetlerimizde yerine getirmekteyiz. Yatırımlarımızda, temiz üretim teknolojilerinin seçimi, yatırımların çevresel etkilerinin değerlendirilerek bu etkilerin kontrolüne yönelik önlemlerin alınması birinci önceliğimizdir. Çevre mevzuatı açısından yatırım çalışmaları proje aşamasındayken Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci içerisinde yatırımın çevresel etkileri incelenerek alınacak olan önlemler belirlenmektedir. Yatırımın inşaat çalışmaları öncesinde taslak projelerle birlikte gerekli izinler tamamlanmaktadır.
Üretim prosesimizde, geri kazanımın en üst düzeyde tutulması, doğaya en az atığın verilmesi, ekolojik dengenin korunması çalışmalarını yasal mevzuatlara uyumun ötesinde bir duyarlılıkla hayata geçirmekteyiz. Temmuz ayında devreye almış olduğumuz Atıksu Arıtma Tesisinde 1.000 m3/saat seviyesinde su arıtılmaktadır. Arıtılan suyun proses suyu olarak geri kazanımı yönünde de test çalışmalarımız devam etmektedir. Toz toplama sistemleri, elektro filtreler, arıtma sistemleri gibi birçok çevre yatırım yaptık. Son 10 yıl içinde, çevre alanında yaptığımız yatırımların tutarı 250 milyon TL seviyesindedir.
-Demir çelik sektörüne paralel ya da farklı alanlarda yeni yatırım düşünceleriniz var mı? -Demir çelik sektörü, ülkemizin gelişmesine katkı sağlayan önemli bir sektördür. Ülkemiz sanayisinin en büyük sektörlerinden biri olan demir çelik sektörünün sürdürülebilir üretim yapısını ve rekabet üstünlüğünü güçlendirerek devam ettirmesi ülkemiz sanayisinin geleceği için büyük önem taşımaktadır. 2023 yılında, 2 trilyon dolarlık bir ekonomiye ulaşarak Dünyanın ilk on büyük ekonomisi arasında yer almayı, 500 milyar dolar ihracat yapmayı hedefleyen ülkemiz için demir çelik sektörü can damarı niteliğindedir. Zira ülkemiz sanayisinin büyümesine bağlı olarak demir çelik tüketimi de önemli ölçüde artacaktır. Ülkemiz çelik sektöründe üretimin önemli bir kısmı hurdadan üretim yapan elektrik ark ocaklı tesisler tarafından gerçekleştirilmektedir. Yurtiçi hurda kaynaklarının kısıtlı olması sebebiyle ihtiyaç duyulan hurdanın büyük bir kısmı ithal edilmektedir. Ülkemiz zaman içinde dünyanın en büyük hurda ithalatçısı konumuna gelmiştir. 2013 yılında dünya hurda ithalatının yüzde 21'ini ülkemiz yapmıştır. Hurda ithalatının ülkemiz cari açığında önemli bir etkiye sahip olması sebebiyle, Ekonomi Bakanlığınca, demir çelik sektörünün hurdaya olan bağımlılığım azaltmak amacına yönelik entegre tesis yatırımlarını özendirilmesi yönünde çalışmalar yürütülmektedir.
Şirketimiz de, Filyos Bölgesi'nde kurulması düşünülen entegre demir çelik tesisi (6-10 milyon ton/yıl üretim kapasitesinde) yatırımı için ön çalışmalar yapmakta olup, bu büyük projenin gerçekleştirilmesinde görev almaya hazırdır.
Yaklaşık 100 yıllık bir geçmişi olan Filyos Projesi son açıklamaların ardından gerçekleşme aşamasına çok yaklaştı. Bu açıklamalar kapsamında Kardemir olarak projeye ilişkin görüşleriniz nelerdir? Filyos Projesi, proje kapsamında yapılacak liman ve oluşturulacak endüstri bölgesi Şirketimiz için büyük önem arz etmektedir. Zira tesisimizin deniz kıyısında olmaması lojistik faaliyetlerimizde büyük sorunlara yol açmaktadır. Filyos'ta yapılacak liman Şirketimiz için can damarı niteliğindedir. Limanı Şirketimizin dünyaya açılacak bir penceresi olarak değerlendiriyoruz. Limanın alt yapısı devlet tarafından yapılacak, ihaleye çıkıldı ve yüklenici firma belirlendi. Ardından üst yapının ihalesine çıkıla-cak. Üst yapı için yap-işlet-devret modeli düşünülmekte. Şirketimiz limanın işletimine talip. Limanda elleçlenecek yükün çok önemli bir kısmı zaten Şirketimize ait yükler olacaktır. Endüstri Bölgesinde ise kapasitesi 6-10 milyon ton/yıl seviyesinde olacak bir entegre tesis kurulması kapsamında aktif olarak rol almak istiyoruz. Bu kapasitedeki bir tesis ülkemizin en büyük demir çelik tesisi olacaktır.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.