Türkiye İstatistik Kurumu, işsizlik oranını yüzde 9.8 olarak açıkladı. Ancak evde engelli bakımı için sosyal yardım alanların da istihdam içinde sayılması tartışma yarattı. Konuyla ilgili Şebnem Turhan'ın Hürriyet'teki haberi şöyle:
Evde yürüyemez durumdaki kardeşinizin bakım sorumluğu sizdeyse ve devletten her ay 830 TL sosyal yardım alıyorsanız ama bir işte çalışmıyorsanız, devlete göre de işsiz mi sayılırsınız? Hayır. Evde engelli bakımı için sosyal yardım alan 500 bin kişinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından istihdam kapsamında sayıldığı ortaya çıktı. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) dün yayımladığı İşgücü Piyasası Bülteni’nde bunun ‘tartışmaya açık bir uygulama’ olduğunun altını çizdi. TÜİK yetkilileri ise engelle bakımı için sosyal yardım alan kişilerin yaklaşık 5 yıldır istihdamda sayıldığını bu durumun yeni bir uygulama olmadığını söyledi. Sözkonusu 500 bin kişi istihdamda değil ‘iş arıyor’ olarak değerlendirilseydi Türkiye’nin önceki gün açıklanan işsizlik oranı yüzde 9.8 değil yüzde 11.5 olacaktı.
TİSK’in uygulamanın tartışmalı olduğuna dikkat çeken raporunun ardından TÜİK yetkilileri ile görüştük.
TÜİK yetkisi şöyle konuştu: “Devlet bakan kişiye para veriyor ve ‘benim yerime sen bak’ diyor. Başka bir yerden yoksa bu kişilerin sigortası bulunmuyor, bu yüzden kayıtdışı istihdamda sayıyoruz. Biz istihdam rakamını ulusal hesaplar kapsamında yapıyoruz. İstihdam için bir katma değerinin olması lazım. Evde bakım hizmeti yapanların da hizmet katma değeri olduğu için istihdam olarak sayılması yanlış değil. İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri başlığı altında ve ücretli istihdam kapsamında değerlendiriyoruz.”
İŞSİZ SAYISI FIRLIYOR Türkiye İstatistik Kurumu yaklaşık 5 yıldır sosyal yardım alan ve sayıları 500 bine yaklaşan kişiyi sigortaları ve emeklilikleri olmasa da veya başka bir işte çalışıyor olsalar da istihdam içinde kabul ediyor. Bu durumda Türkiye’nin 27 milyon 342 bin olan istihdam edilen kişi sayısına bu 500 bin kişinin de dahil olduğu anlaşılıyor. 500 bin kişinin TÜİK verilerindeki yeri ise ‘insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri iktisat kolu.’ Bu kalemde TUİK verilerinde 1 milyon 47 bin kişi istihdam ediliyor. Yani yarısı evde bakım için sosyal yardım alan kişilerden oluşuyor.
Önceki gün açıklanan verilere göre Türkiye’de 2 milyon 970 bin işsiz var. İşsizlik oranı ise yüzde 9.8. TÜİK, sosyal yardım alanları istihdam olarak saymasaydı ve bu kişiler iş arasaydı bu durumda tüm işsizlik hesabı değişecekti.
İstihdam 26 bin 842 kişiye düşerken, işsiz sayısı 3 milyon 496 bin kişiye yükselecek bu durumda işsizlik oranı ise yüzde 11.5 olacaktı.
Dünya Gazetesi Yazarı Alaattin Aktaş 30 Nisan’da konuya ilişkin yazdığı köşe yazısında çelişkiye dikkat çekmiş ve şöyle demişti:
“Devlet, sosyal bir yaklaşım sergilemeyip, bu kişiler için “Ne haliniz varsa görün” dese, bu 450 bin kişi (2014 yılı için) istihdamda sayılacak mıydı, sayılmayacak mıydı? Bu 450 bin kişi çalışmak istese ve iş bulamasa işsizlik artacak mıydı, artmayacak mıydı? Yanıt verilmesi gereken sorular bunlardır...”
İSTİHDAM DEMEK ZOR BAHÇEŞEHİR Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Gökçe Uysal’a göre 500 bin kişinin istihdamda sayılması tartışmalı bir durum. Uysal 500 bin sayısının hiç de az olmadığına dikkat çekerek üç farklı şekilde durumu şöyle yorumladı:
1- Engelli bakımı için sosyal yardım almak için gerekli şartlar bu kişilerin işgücü piyasasında çalışmasına da engel değil. Dolayısıyla bu sosyal yardımı alanların istihdamda görünüyor olmalarında çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Örneğin, küçük de olsa bir kısmı hem başka bir işte ücretli çalışıyor, hem de bu yardımı alıyor olabilir.
2- Diğer taraftan istihdam ücret karşılığı insan gücünüzü bir üretime ayırmanızdır. Bu bağlamda bu yardımı alan bireylerin engelli bakımı (harcadıkları emek) karşılığında bir ücret aldıklarını düşünebiliriz. Ayrıca Hanehalkı İşgücü Anketi’nde TÜİK sadece kayıtlı çalışanları değil kayıtdışı çalışanları da sayıyor. Keza kendi hesabına çalışanlar ya da ücretsiz aile işçileri de kendi ya da ailelerinin kararları doğrultusunda sağlık ve emeklilik konusunda çeşitli haklardan yoksun çalışıyor olabilirler. Onları istihdamda sayıyorsak, ki saymalıyız, sağlık sigortası ve emeklilik gibi haklardan yoksun diyerek bu grubu istihdam dışında tutmak doğru olmaz. Diğer taraftan bu bireyler devlet tarafından istihdam ediliyor da değiller. Devletin onlara ödediği sosyal yardım bir maaş gibi duruyor ancak ortada bir iş ilişkisi kurulmuş değil. Bu açıdan istihdamdan söz etmek doğru olmayabilir.
3- Normalde devlet ile kurulan iş ilişkisinde sağlık, emeklilik, kıdem gibi hakların korunması gerekir. Bireyler kendi hesabına ya da aileleriyle (ücretsiz aile işçisi) bir iş ilişkisi kurduklarında bu tarz hakların yenmeyeceği düşünülerek belki de sorun edilmez. Ama bu durumda devletin ödediği, aşağı yukarı net asgari ücret kadar bir tutar var. Ancak bir iş ilişkisi kurulmamış. O zaman istihdam demek zorlaşıyor.
İŞSİZ SAYISI VE İŞSİZLİK ORANI NASIL DEĞİŞİR? 500 bin yardım alan istihdamda iken
İşgücü (bin kişi) 30.311
İstihdam (bin kişi) 27.342
İşsiz (bin kişi) 2.970
İstihdam oranı (%) 52.4
İşsizlik oranı (%) 9.8
500 bin kişi istihdamdan çıktığında
İşgücü (bin kişi) 30.311
İstihdam (bin kişi) 26.842
İşsiz (bin kişi) 3.496
İstihdam oranı (%) 46.3
İşsizlik oranı (%) 11.5
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.