İsrail, Suudi Arabistan'la ilişkileri düzeltebilir

İsrail'in "Hadashot" televizyonunun haberine göre, Netanyahu, ülkesinin diplomatik ilişkisi bulunmayan Suudi Arabistan ile ilişkilerini normalleştirmek için bir dizi çalışma yürütüyor.

NETANYAHU RİYAD'LA NORMALLEŞME İÇİN MOSSAD BAŞKANI'NI GÖREVLENDİRDİ

Başbakan'ın Kasım 2019'da yapılması planlanan genel seçimler öncesi Tel Aviv-Riyad ilişkilerinin düzeltilmesini hedeflediği belirtilen haberde, Netanyahu'nun bu bağlamda gerekli girişimlerde bulunması için Mossad Başkanı Yossi Cohen'i görevlendirdiği kaydedildi. Tel Aviv ile Riyad arasında diplomatik ilişkilerin başlatılmasına yönelik girişimlere ABD'nin de dahil olduğu aktarıldı.

İSRAİL, İRAN'A KARŞI BİRÇOK ARAP ÜLKESİYLE GÖRÜŞTÜ

Haberde ayrıca adı açıklanmayan İsrailli üst düzey bir yetkilinin "Tel Aviv'in İran'a karşı Suudi Arabistan'ın da aralarında bulunduğu birçok Arap ülkesiyle görüştüğünü söylediği" aktarıldı.

İsrail Başbakanlık Basın Ofisi'nden ise haberle ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı. Netanyahu'nun, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin yaptığı açıklamada, "İstanbul'daki konsoloslukta yaşananlar korkunç ama Suudi Arabistan'ın da istikrarı devam etmeli." ifadesini kullanması dikkati çekmişti.
Washington Post gazetesi, geçen ay adı açıklanmayan ABD'li kaynaklara dayandırdığı haberinde, "İsrail Başbakanı Netanyahu'nun, Kaşıkçı'nın öldürülmesinden sonraki süreçte ABD Başkanı Donald Trump'a ulaştığı ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a destek istediği" ileri sürülmüştü.

İSRAİL İLE KÖRFEZ ÜLKELERİ ARASINDAKİ YAKINLAŞMA

Son dönemde başta Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olmak üzere Körfez ülkelerinin İsrail ile yakınlaşması dikkati çekiyor.
İlk önce İsrail Milli Takımı'nın Katar'ın başkenti Doha'da 25 Ekim - 3 Kasım tarihlerinde düzenlenen Dünya Jimnastik Şampiyonası'na katılması gündeme gelmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da 26 Ekim'de ülkesinin diplomatik ilişkisi bulunmayan bir diğer Körfez ülkesi Umman'a resmi ziyaret gerçekleştirmişti.
BAE yönetimi de Uluslararası Judo Federasyonu tarafından başkent Abu Dabi'de düzenlenen Judo Grand Slam Turnuvası'na İsrailli sporcuların kendi bayrakları altında yarışmasına izin vermişti.

İsrailli bir judocunun final maçını kazanması sebebiyle 28 Ekim'de İsrail ulusal marşı, diplomatik ilişkilere sahip olmadığı Körfez Ülkelerinden BAE'nin başkenti Abu Dabi'de ilk kez çalınmıştı.

Turnuvayı izlemek için milli takımla Abu Dabi'ye gelen İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miri Regev, madalya töreninde ülkesinin ulusal marşının çalınması üzerine duygusal anlar yaşayarak gözyaşı dökmüştü.

İsrail İletişim Bakanı Eyüb Kara da 30 Ekim'de BAE'nin Dubai kentinde düzenlenen telekomünikasyon konferansına katılarak bir konuşma yapmıştı.
Ulaştırma Bakanı Yisrael Katz, 7 Kasım'da Umman'da düzenlenen Uluslararası Ulaştırma Konferansı'nda, İsrail, Ürdün ve Körfez ülkelerini birbirine bağlayacak "Barış Demir Yolu Projesi"ni tanıtmıştı.

Netanyahu, geçen ay yaptığı açıklamada, Körfez ülkelerinden Umman'a yaptığı ziyareti işaret ederek yakın zamanda başka Arap ülkelerini de ziyaret edeceğini söylemiş ancak hangi ülkeyi kastettiğini ise açıklamıştı. İsrail basınında yer alan haberlerde ise bu ülkenin Bahreyn olduğu iddia edilmişti.

AYRI CEPHE İSTEMİYOR

Öte yandan İsrail’in Yediot Ahronot gazetesine göre, Netanyahu, partisi Likud’un bakanlarıyla düzenlediği toplantıda, İsrail’in İran ve Hizbullah’a karşı operasyon başlattığı bir zamanda Filistinlilerle de ayrı bir cephe açılmasını istemediğini söyledi.

Netanyahu, İsrail ordusunun Hizbullah’ın tünellerini keşfetmek için çalıştığını belirterek, “Ordu, kuzey sınırlarında büyük bir tehdit teşkil eden Hizbullah’ın tünellerini bir bir keşfetmek ve yok etmek için çalışıyor.” dedi.

İsrail’in ayrıca İran’ı Suriye’den çıkarmaya, Hizbullah’ın da güdümlü füzelerini yok etmeye çalıştığına dikkat çeken Netanyahu, ülkesinin uluslararası toplum nezdinde de Hizbullah’ı mahkum etmeye ve İran’a yönelik ambargonun daha da ağırlaştırılması için diplomatik çaba gösterdiğini vurguladı.
Netanyahu, halihazırdaki durumun İsrail’i Filistinlilerle de ayrı bir cephe açmamaya sevk ettiğinin altını çizerek, “Ancak mecbur kalırsak buna hazırız. Gazze’ye beklenenden daha büyük bir askeri operasyon yaparız. Biz buna hazırlanmak için vakti değerlendirdik. Güvenlik kabinesi de tüm ayrıntılara haiz.” diye konuştu.

TÜNEL İDDİASI

Netanyahu ayrıca, dün İsrail ordusunun keşfettiğini iddia ettiği ikinci Hizbullah tüneli meselesine bir kez daha değinerek, tünelin Lübnan sınırının altından İsrail bölgelerine uzandığı ve bir saldırı tüneli olduğunu belirtti.

İsrail ordusundan dün yapılan yazılı açıklamada, Lübnan sınır hattında başlatılan Kuzey Kalkanı Operasyonu kapsamında Hizbullah’a ait yeni bir tünelin keşfedildiğini iddia edilmişti.

İsrail ordusu, 4 Aralık Salı sabahı Lübnan sınırında Hizbullah'a ait olduğu öne sürülen tünelleri ortaya çıkararak imha etmek için "Kuzey Kalkanı" adıyla operasyon başlatmıştı.

Aynı gün İsrail ordusu basın ofisi, Hizbullah'ın Lübnan'dan İsrail tarafına sızmak amacıyla kazdığı öne sürülen tünellerden birinin fotoğrafını yayınladı.
Ordu açıklamasında, yaklaşık 200 metre uzunluğunda olduğu ifade edilen tünelin 40 metre kadar İsrail topraklarının içine ulaştığı dile getirildi.
Hizbullah ise İsrail ordusunun operasyonu ve tünel iddialarına ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı.
Lübnan'ın güneyinde konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL), İsrail-Lübnan sınırında yapılan incelemelerde bir tünel tespit edildiğini duyurmuştu.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.