İMKB’ye kadın giremez!

İstanbul Solaris Danışmanlık Şirketi tarafından İMKB’de işlem gören 338 şirketin 2210 yönetim kurulu üyesi üzerinde yapılan araştırma, kadınların iş hayatında geri kalmışlığını gözler önüne seriyor.
İMKB’de işlem gören şirketlerdeki kadın üye ve yönetici sayılarının sunulduğu araştırmaya göre, 338 şirkette yer alan kadın yönetim kurulu başkanı sayısının 16 olduğu görülürken, 16 başkanın 14’ü aile fertlerinden oluşuyor.
İMKB KURUMSAL YÖNETİMDE SINIFTA KALDI
Araştırmayı yöneten Solaris Danışmanlık Şirketi’nin kurucusu Belgin Aytekin, çalışmayı yapma nedeninin yönetim kurullarındaki durumun tespiti için olduğunu belirtiyor. Kurumsal derecelendirme kuruluşlarının yaptığı derecelendirmelerde şirketlerin en düşük not aldığı bölümün yönetim kurulu uygulamalarının bulunduğu kısım olduğunu söyleyen Aytekin, araştırmanın en dikkat çekici kısımının ise yönetim kurullarındaki kadın üye oranı olduğunun altını çiziyor.
İMKB’de işlem gören 338 şirketin yarısı, bünyesinde kadın üyeye yer veriyor gibi gözükse de istatistikler dikkatle incelendiğinde çoğu şirketin ‘göstermelik’ kadın üye bulundurduğu göze çarpıyor. Diğer bir dikkat çeken unsur ise, kadın üyelerin yarısından fazlasının aile hissedarlarından oluşuyor olması. İMKB şirketlerinde yönetim kurulu başkanı olan kadın üye sayısı 16 ile sınırlı olurken 14’ü aile üyesi.
Yönetim Kurulu Başkanları, aile ferdi kadınlardan oluşan 16 şirketin isimleri ise şunlar:
Doğan Gazetecilik, Viking Kağıt, Atlas Menkul Kıymetler Yatırım Ortaklığı A.Ş., Altın Yunus Çeşme, Pınar Et, Pınar Su, Pınar Süt, Metro Menkul Kıy. Yatırım Ortaklığı A.Ş., Euro B Tipi Menkul Kıymetler Yatırım Ortaklığı A.Ş., Marmaris Altın Yunus, Merkez B Tipi Yatırım Ortaklığı A.Ş., Brisa, Martı Otel, Park Elektrik Madencilik, Hürriyet gazetecilik, Akbank.
Yönetim Kurulu Kadın Başkanı aile dışından olan iki isim ise, Euro B tipi Menkul Kıymetler Yatırım Ortaklığı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Seda Şahin ile Park Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı Nalan Erkarakaş olarak karşımıza çıkıyor.
KADINLAR NEDEN YÜKSELEMİYOR?
OECD raporuna göre Türkiye'deki çalışan kadınların, toplam kadın iş gücüne oranı Avrupa ülkeleri arasındaki en düşük düzeye sahip. 1990’lı yıllarda yüzde 33`ü bulan kadın istihdam oranının, 2010 yılında yüzde 25’lere kadar gerilemesi kadınların hızla işgücünden geri çekildiğini ortaya koyuyor. İstihdamda kadın oranın azalmasına bağlı olarak da yönetim kademelerindeki kadın oranı hızla düşüyor.
Kadınlara yönelik çalışma hayatında pek çok engel olduğunu belirten Aytekin, iş ve ev hayatını bir arada götürebilmek için kadınların çok fedakarlık yapması gerektiğini belirtiyor. Fedakarlıkların sonuçlarının her zaman olumlu olmadığına değinen Aytekin, çocuk sahibi olma ihtimalinin dahi terfi etmeye engel teşkil ettiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor:
''Erkek çalışanlarla yarışta hep bir kaç adım geriden gidiyorsunuz. İş hayatında en çok göze giren çalışan, o iş yerinden en geç ayrılandır. Bu yanlış bakış açısı sizin iş saatleri dahilinde ne kadar verimli çalıştığınızdan çok o iş yerinde ne kadar zaman öldürdüğünüzle ilgileniyor. Sonuçta eve geç gitmeniz evdeki dengelerinizi bozarken sizi de hırpalıyor, veriminizi düşürüyor. Çocuk sahibiyseniz çocuğunuzu birilerine emanet etmeniz gerekiyor. Bu da içten içe bir suçluluk duygusu oluşturuyor. Siz üst seviyede okumuş bir anne olarak çocuğunuzu ilkokul seviyesindeki kişilerin yetiştirmesine izin veriyorsunuz, daha doğrusu buna mecbur kalıyorsunuz. İşten ayrılmanız halinde tekrar başlamanız çok zor oluyor. Tüm kapılar yüzünüze kapanıyor. Yaş sınırı 30- 35'i geçilmişse hele iş bulmak iyice zorlaşıyor. Çocuk sahibi değilseniz bunun da ezikliğini ayrı hissediyorsunuz. Çocuğunuz büyüdükçe "anne benle ilgilenmiyorsun" mesajları başlıyor. Çünkü yükselebilmek için çok çaba gerekiyor, uzun mesai saatleri, eve akşam saat 8-9'dan önce girememek, vs. Siz eve geldiğinizde çocuğunuzun uyku saati geliyor. Yemek, ev işleri, ilgilenmeniz gereken bir koca, anne baba , kardeş vs bunları hiç saymıyorum bile. Bütün bunlara rağmen alınamayan terfiler, küstürülmeler, ya ikinci çocuğu yaparsa bakışları... Dikkat edin üst sıralara tırmanabilen kadın yöneticiler genelde ya bekar ya da çocuksuz. Hep bir fedakarlık var ve bu fedakarlığı yapacak olan hep kadınlar. Erkek eve gelince yemek hazır, eşi çocuklarla ilgilenmiş, doyurmuş, yatırmış, oturup Tv izleyebilir,kendine zaman ayırabilir. Hangisi daha başarılı olabilir sizce?''
NELER YAPILMALI?
Gerçek anlamda kurumsallaşan şirketlerin çalışma düzeninde kadın-erkek kavramının olmadığına değinen Aytekin, kurumsallaşmanın öneminin kadınlar için bu nedenle önemli olduğunu belirterek yapılması gerekenler şöyle sıralıyor:
• İstihdamda cinsiyet değil bilgi birikimi ve deneyim öne çıkartılmalı, yöneticilik vasıfları dikkate alınmalıdır.
• Şirketlerin modern ve eşitlikçi yönetim yapılarına kavuşması sağlanmalı, şirketlerin kurumsallaşması teşvik edilmelidir.
• Kadın aynı zamanda bir “anne”dir. İş hayatından soyutlanması yerine iş hayatına katılımını destekleyecek çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda en büyük ihtiyaç şirket içi kreşlerdir. Bu husus şirketler tarafından sosyal sorumluluk projeleri kapsamına alınmalı ve her şirkete bir kreş kampanyası başlatılmalıdır.
Gazeteport

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.