E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
İMKB (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası), 25’inci yılını kutluyor. 26 Aralık 1985’te kurulan İMKB, 25 yılda 5 başkan tarafından yönetildi. Söz konusu dönemde hisseleri borsada işlem gören şirket sayısı 80’den 355’e ulaştı. İMKB’nin piyasa değeri de bu süreçte 1 milyar dolardan 314 milyar dolara çıktı.
Kuşkusuz bu başarılarda bütün başkanların emeği var. Şu anda İMKB’nin başkanlık koltuğunda, bu göreve 2 Kasım 2007’de başlayan Hüseyin Erkan oturuyor. 3 yıldır bu görevi yürüten Erkan’ın başlangıç öyküsü hayli ilginç...
Erkan, 1990’lı yıllarda Tezal Menkul Değerler’in ortaklarından biridir. 1994’teki ekonomik kriz üzerine şirketteki hisselerini zararına satarak Londra’da iş aramaya başlar. Tam da o dönemde Değer Menkul Değerler’in kurucusu olan ve yine kendisi gibi sektörün içinden gelen Tuncay Artun, İMKB başkanlığına atanır. Artun, Hüseyin Erkan’ı İMKB’de kendisiyle birlikte çalışmaya davet eder. Erkan, bu davet karşısında şaşırır ve “Ben ne anlarım kamu yönetiminden. Tamam, bu sektörün içinden geliyorum ama İMKB de nihayetinde bir kamu kuruluşu” yanıtı vererek endişesini dile getirir. Artun ise tam da bu sebeple kendisini istediğini, çok iyi yabancı dil bilen, yabancı yatırımcılarla iletişimi kuvvetli, tecrübesi olan, piyasanın içinden birine ihtiyacı olduğunu belirtir. İMKB’ye gelmesi halinde “Dış İlişkiler Müdürlüğü” kuracağını söyler ve Hüseyin Erkan’a düşünmesi için üç gün süre tanır.
Bu teklif karşısında şaşıran, biraz da ürken Erkan, üç gün boyunca başta ailesi olmak üzere fikrine güvendiği yakın dostları ve arkadaşlarına danışır. Sonuçta başka bir ülkede tanımadığı insanlarla bir maceraya girmek yerine, tanıdığı bildiği arkadaşının teklifini kabul edip İMKB’de çalışmanın daha hayırlı olacağı kararına varır.
Böylece, o dönemde Karaköy’de bugünkü Altın Borsası’nın arkasında kiralanan küçük bir hanın içinde Tucay Artun’la çalışmaya başlarlar. Önce Artun’un isteğiyle dış ilişkiler müdürlüğü, ardından kısa bir süre de araştırma müdürlüğü yapar. Daha sonra da Avrasya Borsaları Federasyonunu ve Uluslararası Pazar Müdürlüğü ile Serbest Bölge’yi kurar. 12 yıl sonra ise bildiğiniz gibi İMKB Başkanlığı görevini üstlenir...
Evet, yılın bitmesine iki hafta kala İMKB’nin bugününü ve geleceğini, son üç yılı başkan olmak üzere 15 yıldır İMKB’de çalışan Hüseyin Erkan’la konuştuk. Erkan, İMKB’nin Ataşehir’e taşınmasından yatırımcı seferberliğine, GİP’ten (Gelişen İşletmeler Piyasası) İMKB’deki şirket sayısının yeterli olup olmadığına bütün sorularımıza içtenlikle yanıt verdi...
2-3 hafta önce İMKB’nin İstinye’deki binasına yaptığınız yatırımları anlatırken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, borsa binasının Ataşehir’e taşınacağını açıklamıştı. Nedir bu taşınma hikayesi?
Aslında bu bizim Sayın Başbakan’la daha önce konuştuğumuz ancak kamuoyuyla paylaşmadığımız bir konuydu. Şimdi bu açıklamayla çalışmalarımız hız kazanacak. Başbakan’ın Ataşehir’in bir finans merkezi olarak çok daha hızlı gelişmesi için çalışmaları var. Bildiğim kadarıyla Ziraat Bankası, Halk Bankası yerlerini ayırttı. O bölgede Takasbank ve MKK (Merkezi Kayıt Kuruluşu) için bizim de arsa arayışımız vardı. Hatta SPK ile birlikte bir proje geliştirebilir miyiz diye düşünüyorduk. Çünkü sonuçta biz deprem bölgesindeyiz. İMKB’nin güvenlik ve altyapı olarak İstinye’nin kopyası, ikiz bir operasyon merkezine ihtiyacı var.
Yani İstinye’deki binanın kalmasını istiyorsunuz...
Bildiğiniz gibi hemen her ülkede borsaların prestijli ve şehir merkezinde binaları var. Şehir merkezinde olmaları gerekiyor çünkü, gelen giden çok oluyor. Bu nedenle İstinye binamızın kalmasını istiyoruz. Ancak son kararı yönetim kurulumuz ve genel kurulumuz verecektir. Bur yandan da İstinye’deki binamızda işlem salonunu yenileme projemiz devam ediyor. Medyayı da bunun içine almak istiyoruz. Ayrıca bir merkezimiz de İstanbul dışında, Anadolu’da bir şehirde devreye girecek. Gerektiğinde dakikalar içinde borsayı yeniden devreye sokabileceğimiz ayrı bir merkezimizin de mutlaka olması gerekiyor. Havaalanı, telekom altyapısı ve deprem açısından en güvenli yerin seçimi için dışarıdan bir şirketten danışmanlık alıyoruz. Şu anda bu konuda fizibilite çalışmalarımız sürüyor. Peki İMKB’nin özelleştirilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
İyi bir model olması gerektiğini düşünüyorum. Evet ‘A.Ş.’ olsun. Ancak yüzde 100 kamu sermayeli bir KİT olmamalı. Hızlı ve anlık kararlar alınmasını gerektiren, ekonominin nabzını tutan bir yer burası. Karma bir yapının daha doğru olacağını düşünüyorum. Öz düzenleyici bir fonksiyonu var borsaların. Bunun devam etmesi gerekiyor. Bu nedenle ‘A.Ş.’ olmanın ardından halka arz ya da stratejik bir ortağa satış olabilir. Veya sadece aracı kurumlar gelip alabilir.
Biraz da teknik konulara değinelim isterseniz. MKK’ya (Merkezi Kayıt Kuruluşu) kaydolmamış hisselerin kaydedilmemesi, aksi halde hakkının yanacağı yönündeki açıklamaları nasıl yorumluyorsunuz? Hukukçular, mülkiyet hakkında zaman aşımı olamayacağını, bunun ancak kamu yararına durumlarda sınırlandırılabileceğini, aksinin anayasaya aykırı olacağını ileri sürüyor...
Hukukçuların dedikleri doğru. Bu konuda yasal bir boşluk varsa doldurulması gerekiyor. Tabii ki yatırımcıların hakkı yanmamalı. Ama bunlar da bir şekilde MKK’ya kaydedilecek. Fiziki hisse senedi hem zor hem de riskli. Şu anda altyapısı çok iyi bir olan MKK’mız var. Yatırımcı isterse ufak bir ödeme yaparak sonradan hatıra olarak bastırabilir. Bu kapsamdaki hisse senedinin toplamda yüzde 1’in altında olduğunu düşünüyorum. Benim tahminime göre de miras konuları, ailelerin bölünmesi gibi durumlar sonucu ilgili kişilerin bunları kayda sokması sorun olmuş.
Yatırımcı seferberliği kapsamında neler yapmayı düşünüyorsunuz?
Gördüğümüz kadarıyla yatırımcı açısından ciddi bir bilgi eksikliği var. Oysa genel olarak bakıldığında uzun vadede en iyi yatırım aracı Hisse senedidir. Alternatif yatırım araçlarıyla kıyaslandığında şu anda konjonktür de borsayı ön plana çıkarıyor. SPK, İMKB ve MKK ile ortak bir çalışma yaparak “finansal okur-yazarlığı” yaymak için çalışma yapıyoruz. Bunun için yatırımcı eğitimleri önemli. Mutlaka medyayı, üniversiteleri, çeşitli eğitim kurumlarını kullanacağız. Uzun vadeli yatırımın özendirilmesi, yatırım yaparken nelere dikkat edilmesi gerektiği gibi başlıkları bir araya toplayıp, eğitici mesajlarımızı yaygınlaştıracağız. Bu kapsamda temettü geliri yüksek hisse senetlerinden oluşan bir endeks üzerinde düşünüyoruz. Ya da bu endekse dayalı yatırım fonları veya şehir endekslerine dayalı fonlar çıkarılabilir.
Peki küçük yatırımcının güvenini yeniden kazanmak için ne yapmayı planlıyorsunuz?
Şirketin kötü yönetimi ya da sektörün gidişatının iyi olmaması gibi nedenlerle yatırım kötüye gidebilir. Tasarruf sahipleri, bu şirketin kötüye gidişi hakkında İMKB kanalıyla yeterli bilgiyi alıyor ama hala elinde tutuyorsa, bunun telafisi borsanın sorumluluğunda olmamalı. Çünkü siz kâra da zarara da ortak oluyorsunuz. Yatırımcının biraz daha bilgili olması lazım. Tabii burada istisnai durumlar var. TMSF’nin haklı olarak iştirakleriyle birlikte tamamına el koyduğu bazı şirketlerde küçük yatırımcı mağdur oldu. Demirbank, Çukurova Elektrik, Kepez Elektrik gibi. Ama TMSF sadece el koymuyor, kaynak da aktarıyor. Tabii bu konu bizi aşıyor. Ancak SPK’nın TMSF ve BDDK ile bu kapsamda çalışmalarının devam ettiğini biliyorum. Sonuç olarak bir iki kötü örnek dolayısıyla bütün piyasayı suçlamak haksızlık olur.
Opsiyonların önümüzdeki günlerde VOB’da işlem görmesi bekleniyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Yeni bir yazılım programı aldılar ve altyapılarını kuruyorlar. SPK’nın hangi enstrümana izin vereceği daha belli değil. Biz de başlıyoruz. SPK’ya başvurumuzu yaptık. Daha doğrusu üç yıldır yapıyoruz. Tabii hisse senedine dayalı vadeli ve hisse senedine dayalı opsiyonlar bizim spot piyasamızla doğrudan ilişkili işlemler. Bu işlemlerin İMKB’nin dışında olması piyasayı olumsuz etkiler. Endekse dayalı işlemlerde VOB’u destekleriz. Şu anda tek bir endeksle VOB, İMKB’nin yüzde 70’ine yakın işlem hacmi yapıyor. Kotasyon müdürlüğümüzde her şirket için ayrı bir uzman çalışıyor ve şirketleri yakından takip ediyoruz. Bunun için ciddi bir kaynak ayırıyoruz. Alt piyasası bizde olan hisse senedi ve tahvil gibi enstrümanların bizim kendi içimizde oluşturulacak bir vadeli piyasada işlem görmesinin daha doğru olacağına inanıyoruz. Bazı endekslerimizi VOB’a verdik. Birden fazla sektörel endeksimiz var, onları da verebiliriz. Spot piyasayla doğrudan ilişkili ve fiziki teslimat gerektirdiği için hisse senedine dayalı işlemlerin İMKB’de yapılması gerekiyor. Onlar nakdi teslimatla yapmayı planlıyorlar. Oysa kontrat sayısının halka açık oranla sınırlı olması gerekir. Siz nakdi uzlaşma yaparsanız çok spekülatif bir piyasa oluşturursunuz. Bu da spot piyasayı olumsuz etkiler. Bizim ticari bir kaygımız yok. Tamamen doğru yapılanma üzerine bir değerlendirme yapıyoruz.
Biraz da ileriye yönelik projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
KAP (Kamuyu Aydınlatma Platformu) projesi çok ciddi bir yapılanma. Şu anda bütün dünya, İMKB şirketleriyle ilgili bilgilere bizim piyasamızla birlikte eş zamanlı olarak ulaşabiliyor. İngilizce sitemizin ilk fazı tamamlandı. İkinci fazıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Şu anda bütün yatırımcılar KAP’tan şirketlerle ilgili verilere ulaşabiliyor. Önümüzdeki dönemde bu verilerin veritabanından, analize daha uygun bir formatta (XBRL-eXtensible Business Reporting Language) alınabilmesini de sağlayacağız.
İMKB’nin nerdeyse üçte ikisi KOBİ’lerden oluşuyor. Bir de üstüne GİP’i kurdunuz. Burada hedefiniz nedir?
Evet, aslında bizim bir de İkinci Ulusal Pazarımız var. Ancak bu tip KOBİ ve KOBİ türü şirketler, sadece sermaye artışı yoluyla piyasaya gelebilecek. Ve GİP’te (Gelişen İşletmeler Piyasası) işlem görmeyi kabul edecek. Söz konusu şirketlere biz kayıt ücretinde yüzde 90’a yakın bir indirim yaptık. Burada amaç, sermaye artışı yoluyla halka arzı özendirmek. KOSGEB de bu şirketlere halka açılma için gerekli fonu temin edecek. Piyasayı geçen ay kurduk. Şu anda bir başvuru var. 9 Piyasa danışmanına izin verdik. SPK, bunların aracı kurumlar, bağımsız denetim şirketleri ve risk sermayesi yatırım ortaklıkları arasından seçilmesini istedi. Çünkü onların elinde birçok şirket var. Böylece İMKB’ye daha fazla şirketin girmesi sağlanacak. Piyasa danışmanı, şirketi halka arz ederken ve kamuyu aydınlatma yükümlülüklerini yaparken onların yanında olacak. Piyasa yapıcısı ise o şirket için likidite sağlayacak. Alış satış fiyatı, miktarı ve kotasyonu girecek. Hedefimiz, sermaye piyasasına yeni şirketleri kazandırmak ve şeffaflığı artırmak. Söz konusu şirketler belli bir sürede gerekli büyümeyi sağlarsa İkinci ya da Birinci Ulusal Pazara da geçebilecek.
Bu kadar çok KOBİ’nin bir anda İMKB’ye gelmesi sizce bir risk oluşturmuyor mu?
GİP, işlem görmeye başladığında bir belge çıkaracağız. Yatırımcıların GİP’ten hisse senedini almadan önce bu piyasanın özelliklerini ve risklerini anlatan bir belge imzalaması gerekecek. Sonra “Ben bunu bilmiyordum” demesinler diye. Ayrıca bu piyasada işlem gören şirketlerin hiçbiri ortak satışı yapamayacak. Adı üstünde ‘Gelişen İşletmeler Piyasası’ ve sadece sermaye artırımı yoluyla İMKB’ye gelebilecekler.
Halka açıklık oranı ve tedavüldeki hisse adedi düşük hisselere yeni yaptırımlar getirdiniz. Bu kadar yaptırımdan sonra ‘C’ grubu hisselerde işlem hacmi dörtte bire indi. Bunlar şimdi nasıl işlem görecek?
Evet, SPK ile bunlar üzerine çalışıyoruz. Bu hisseler halka açıklık oranı ve tedavüldeki hisse adedi düşük olduğu için manipülasyona çok kolay alet olabiliyordu. Gözetim çalışmaları da hep bunlar üzerineydi. Amacımız böyle bir adım atarak manipülasyonu önlemekti. Belki de likiditenin azalması, hissenin olması gereken işlem hacmine ulaşmasını sağladı. Ama tabii ki likiditenin azalması hoş bir şey değil. Ayrıca bu bir ceza gibi algılandı. Ama bu bir ceza değildi. Amaç, gerçek işlem hacmine ulaşmaktı. C gurubu hisselerde işlem hacmini artıracak bazı işlemler yapmayı düşünüyoruz.
Halka arz seferberliği kapsamında 2011 hedefleriniz neler?
Seferberlik sayesinde bu yıl şu ana kadar 22 şirket İMKB’ye geldi. Yılı 25 şirketle kapatırız. Bu yıl İstanbul ve Bursa’da olmak üzere iki ayrı zirve yaptık. Ancak anladığım kadarıyla bir yıl içinde iki ayrı zirve aracı kurumları da zorluyor. 2011’de Ankara’da da bir zirve yapmayı planlıyoruz. Ardından İzmir ve Gaziantep’i düşünüyoruz. Tabii zirveler haricinde sanayi ve ticaret odalarıyla birçok toplantı yapıyoruz. Önümüzdeki yıl 25-30 şirketin daha İMKB’ye gelmesini, halka arz tutarının da miktar açısından bu yılın en az iki katına çıkmasını öngörüyoruz.
Sağlanan veri akışı için bundan sonra İMKB’nin yatırımcılardan para alacağı söylentileri doğru mu?
Biz değerli bir bilgi veriyoruz. Bugüne kadar bu değerli bilgi, kullanan için de kullanmayan için de açık ve bedavaydı. Bundan sonra kullanıcı başına para alacağız. Aracı kurumlar, bu parayı müşteriden tahsil edemediğini söylüyor ve itiraz ediyor. Ancak dünyadaki en önemli veri bilgidir. Biz bunu ‘derinlikli bilgi’ ve ‘yüzeysel bilgi’ olarak ikiye ayıracağız. En iyi alış, en iyi satış, en son fiyatı, satış miktarı gibi derinlikli bilgilere ulaşmak isteyenler, kullanım başına aylık 12 TL ödeyecek. Diğer bir deyişle, bu bilgilere ulaşmak amacıyla açılan her bilgisayar başına aracı kurum ya da yatırımcı, bu miktarı aylık olarak ödeyecek. Öte yandan, TV ile veri kuruluşlarından en son işlem fiyatı ve endeks değeri için daha önce aylık 2 bin 400 TL alıyorduk. Bu veriler için bundan sonra yayıncı kuruluşlardan bin 500 TL alınacak ve geniş kitlelere sayı sınırlaması olmadan ücretsiz sunulabilecek.
Hisse senetleri piyasasında gerçekleşen işlem sorgularında alıcı ve satıcı tarafların gösterilmemesi de piyasadan çok tepki alıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Biz hiçbir şeyi sadece değiştirmiş olmak için değiştirmiyoruz. Piyasadaki yansımalarını etkilerini inceleyip, yanlış giden bir şeyler varsa değişiklik yapıyoruz. Burada da amacımız yanlış ve kirli bilgiyi önlemekti. Örneğin X aracı kurumdan işlem yapılıyor ve bu direkt yabancı işlemi olarak yorumlanıyor. Halbuki değil. Belki kendinden kendine işlem yapıyor. Emir iptalini bu nedenle getirdik.
Sizce Türkiye’yi 2011 yılında nasıl bir ekonomi bekliyor?
2011’de Türkiye ekonomisinin istikrarlı gidişatına devam etmesini bekliyorum. Zaten 2010 yılı ilk üç çeyreğinde gerçekleşen büyüme oranları da bu beklentimizi teyit ediyor. Bankacılık sistemimizin güçlü olması, kamu borçlarının GSMH’ya oranının her geçen yıl düşmesi, imalat sanayiindeki kapasite kullanım artışı, kredi derecelendirme kuruluşlarının ülkemize vermiş oldukları derecelendirme notunu neredeyse yatırım yapılabilir seviyeye çıkarmaları ve yabancı yatırımcıların şirketlerimize gösterdiği ilgi, Türkiye’ye olan iyimser bakış açısının yansımalarını gösteriyor. Üstelik seçim yılına girecek olmamıza rağmen... Biz de kurum olarak bu konjonktürde ekonomik katma değere katkımızı artırmayı, atmakta olduğumuz adımlarımıza yenilerini eklemeyi planlıyoruz.
İdil Taraklı/Para Dergisi
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
bir takım hisseleri bir gecede c grubu olarak açıklayarak küçük yatırımcının parasını bir gecede erittiniz..büyük yatırımcı zaten bişekilde hangi hissenin c hangisinin a grubuna alınacağına bi şekilde öğreneceği için olan küçük yatırımcıya olacak.. sonra da insanları hisse senedi almaya davet edeceksiniz...
Hüseyin başkanım şu kimin alıp sattığını gizleyen programı değiştirin , bu durum sadece büyüklere yarıyor.
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (19:23)