E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaAracı Kurum RaporlarıİMKB neden negatif ayrışıyor?---

İMKB neden negatif ayrışıyor?

İMKB neden negatif ayrışıyor?
27 Ağustos 2012 - 10:52 borsaningundemi.com

Eylül ayında İMKB'yi nasıl bir seyir bekliyor?

Gedik Yatırım Yurtiçi Satış Müdürü Eral Karayazıcı tarafından hazırlanan “İMKB neden negatif ayrışıyor?” başlıklı Pusula Raporu:
11 haftadır süren yükseliş trendini takiben geçen hafta borsalar ortalama % 1,3 değer kaybetti. Yaz döneminin son haftasına adım atarken gelen bu satış dalgası yatırımcı ve analistler arasında araba bal kabağına mı dönüyor tartışmalarını beraberinde getirdi.
Peşinen söyleyelim; biz borsalarda ve diğer varlık fiyatlarında yaşanan yükseliş trendinin ocak sonuna kadar devam edeceği yönündeki beklentimizi koruyoruz.
Bu görüş önümüzdeki 5 ay boyunca borsaların hiç düşmeden yükseleceği yönünde bir beklenti olarak kabul edilmemeli. Aksine önümüzdeki 2 aylık kesitte her seferinde araba bal kabağına mı dönüyor korkularını tetikleyecek haftalık bazda % 2 - 4 ‘lük geri esnemelerin de yaşandığı yaz dönemine göre daha inişli – çıkışlı ama ana eğilimin yukarı olduğu bir seyir bekliyoruz.
Piyasaların eylül - ekim dönemini beklentilerimiz paralelinde geçirmesi durumunda kasım ayı içinde standart % 2 - 4 ‘lük geçici yumuşak düzeltmelerin ötesinde çok daha ciddi ( 2 hafta süreli ve yukarıdan aşağı % 10 ‘u bulabilecek ) bir düzeltme yaşanabileceğini düşünüyoruz. Ancak kasım ayına daha çok var, bugünkü pusulada eylül – ekim dönemine yönelik olumlu beklentilerimizin dayanaklarını aktaralım.
Eylül ayında piyasalar
Eylül – ekim döneminin temel beklentisi Avrupa cephesinin İtalya ve İspanya’nın borçlanma maliyetlerini düşürecek kapsamlı bir plan açıklaması olacak. İşe yarayıp yaramayacağı açıklandıktan sonraki dönemin konusu. Biz AB çözüm planı beklentisinin gerçekleşene kadar piyasalar üzerinde satışları dizginleyici, alışları besleyici yönü ile olumlu havaya güçlü katkısını sürdürmesini bekliyoruz.
Nitekim borsaların hele de AB merkezli satış yediği bir haftada İspanya faizinin yükselmemesi ( % 6,44 başladığı geçen hafta içinde % 6,15 görüp % 6,41 kapandı ) ve Avrupa’nın sancağı olan Euro’nun dolara karşı % 1,5 yükselerek pozitif eğilimi sürdürmesi bu beklentimizi destekliyor.
Yunanistan faktörünün ise piyasalar üzerinde kısa vadede bir etki göstereceğini düşünmüyoruz. Avrupa cephesi bu konuyu ekim başına öteleyerek hem Yunanistan’ın fırsatçı yaklaşımına prim vermiyor, hem de diğer borç stoku yüksek ülkeler için kötü örnek teşkil edecek kararlar almaktan ( şimdilik ) kaçınıyor.
IMKB’ ne yönde ayrışıyor?
Dünyanın hemen her ülkesinde işlem yapan uluslararası fonlar alış yapacakları ülke ve şirketleri öncelikle üç kritere göre seçiyorlar.
1. Yüksek ve sürdürülebilir büyüme: Büyüyen ekonomilerin şirketleri satışlarını ve bu paralelde karlılığı arttırarak daha fazla para ederler, her yatırımcı ortak olacağı şirketin bu konuda kuvvetli olmasını arzu eder.
2. Pozitif beklenti: Piyasaların en geleneksel özelliği beklentisi olan ülke ve şirket hisselerinin alış ordinolarında mutlak öncelik almasıdır. Bu faktör beklenti gerçekleşene kadar ilgili hisse marketine yeni alıcılar çekeceği için, alış yapacak aktörler kendilerini takiben yeni alıcı bulma şansı yüksek ülke ya da şirkette pozisyon almayı tercih ederler. Aynı gerekçe ile beklentili ülke ya da şirketler satış işlemlerinde sonlara bırakılır ve taşınan pozisyonlarda öncelik alırlar.
3. Asgari ilk 2 faktör kadar önemli olan diğer bir tercih kriteri iskontodur. İster yerli ister yabancı olsun tüm yatırımcılar muadillerine göre ucuz kalıp yukarı yönlü dalgalarda yükseliş marjı daha fazla ve aşağı yönlü dalgalarda geri esneme marjı daha az olacak ucuz hisse ya da ülkeyi alır, pahalı hale geleni satarlar.
IMKB ilk 2 kritere göre haziran başından beri yabancı yatırımcılardan büyük rağbet görüyor. Gerek diğer pek çok ülkeye göre yüksek büyüme hızına sahip olması, gerek ise önümüzdeki 12 ay içinde kredi notunun yükseleceği ve yatırım yapılabilir ülke kategorisine alınacağı yönündeki beklenti uluslararası fonların IMKB pozisyonlarını arttırmasına neden oluyor.
Ancak IMKB, üçüncü tercih kriteri olan ucuz olma özelliğini haziran – temmuz kesitinde diğer ülke borsalarına kıyasla daha fazla yükselmesi nedeni ile yitirdi ve bu faktör ağustos ayında IMKB ‘nin kısıtlı da olsa negatif ayrışma yaşamasına neden oldu.
Yukarıda yer alan tabloda da görüleceği üzere IMKB geride kalan 4 haftalık kesitte ( bu hafta düşüşe katılmamasına rağmen ) en iyi performans sıralamasında 36 borsa içinde 29. sırada yer alıyor. Bu eriyotta  Hisse marketleri ortalama % 4,5 yukarı gitmeyi başarırken IMKB % 1,9 değer kazandı.
Bu üzüntü kaynağı olacak bir durum değil. Aksine yeniden pozitif ayrışma yaşayarak dünya orsalarından daha yüksek getiri sağlayabilmek adına ihtiyaç duyulan bir sindirim süreci yaşanıyor.
Geçen haftayı 58.500 kapatan Bovespa ( Brezilya ) ‘dan mayıs sonunda % 6 kadar daha düşük değerle işlem gören IMKB temmuz sonunda Bovespa’nın % 18 kadar üzerine çıkarak kümülatif % 24 pozitif ayrışma gerçekleştirmişti.
Ancak ağustos ayında bu primin dörtte biri geri verildi ve cari kapanışlar ile IMKB Bovespa’nın % 12 üzerinde işlem görüyor. Benzer biçimde haziran ayında Dax ( Almanya ) endeksinden % 15 fazla getiri sağlayan IMKB temmuz – ağustos periyotunda aynı şekilde daha az yükselerek bu primin de dörtte birini geri verdi.
Özetle her ne kadar medyada IMKB ‘nin pozitif ayrışmaya devam ettiği yönünde değerlendirmeler yer alıyorsa da, ağustos ayında IMKB kısıtlı da olsa ( ortalama % 4 ) negatif bir ayrışma gösteriyor ve bu durum ağırlıkla dünyadaki yükseliş trendinde ilk atak yapan marketlerden biri olması ve bunun getirdiği pahalılıktan kaynaklanıyor. Aynı durum ABD için de geçerli, son 4 haftanın performansında Dow Jones endeksi 36 market içinde 32. sırada yer alıyor.
IMKB’ de hareket genele yayılıyor mu ?
Haziran – Temmuz kesitinde IMKB ‘de yükseliş ağırlık banka hisseleri olmak üzere endeks 30 özelinde gerçekleşmiş, alım dalgasının genele yayılmıyor olması bireysel yatırımcıların erzenişlerine konu olmuştu. İki hafta önce yayınladığımız pusulada ağustos ayının ikinci haftası itibarı ile pozitif havanın genele yayılmaya başladığına işaret etmiş ve önümüzdeki haftalarda bu eğilimin sürmesini ve güçlenmesini beklediğimizi, Hisse seçimlerinin öneminin artacağını, hisse senedi yatırımlarında endeksin değerinin ve seyrinin ikinci plana düşeceğini ve hisse bazı hareketlerin daha da güç kazanacağı bir sürece girdiğimizi düşündüğümüzü paylaşmıştık.
Şimdilik IMKB beklentilerimize paralel hareket ediyor. Endeks geride kalan iki haftayı binde sekizlik ılımlı yukarı bir seyirle geçirirken hisse bazı hareketlerin yaygınlaştığını ve IMKB 30 dışına kaydığını örüyoruz.
Üç günlük kısa haftada endeks 30 hisselerinin % 13’ü asgari % 1,5 yukarı giderken bu oran endeks 100 dışı hisselerde % 34 oldu. Biz bu seyrin eylül ayı genelinde devam edeceğini düşünüyor,
IMKB 100 endeksinin yukarı yönlü ataklarının tempo kazandığı haftalarda dahi endeks 100’ün ndeks 30’a girmeyen 70 üyesi ve ulusal pazarda işlem görüp endeks 100 ‘de yer almayan 246 hisse senedinin de yükseliş dalgalarında ( elbette iyi kötü ayrımına konu olarak ) sahne almaya devam edeceğini tahmin ediyoruz.
Strateji
Borsalarda eylül ayında yaz dönemine nazaran daha inişli – çıkışlı ama ana rota olarak yukarı eğilimli bir seyir bekliyoruz. Bu periyotta geçici dalgaları tetiklemeye aday ilk faktör ABD Merkez Bankası olacak.
FED’in ABD ekonomisinde büyümeyi desteklemek için hamle yapıp yapmayacağı, yapacaksa da hangi boyutta bir hamle olacağı sorularının yanıtları çok kısa vadeli hareketlerde belirleyici olacak.
Ancak biz sonbahara asıl damgasını vuracak başlığın Avrupa olacağını düşünüyoruz. Bu cephede ana konu borç kardeşleri İspanya & İtalya ikilisini yüksek faiz kıskacından kurtarmak olacak.
Bu konuda ekim ayı içinde kapsamlı bir plan açıklanmasını bekliyoruz. Bu plan belirlenirken mutlaka pazarlıklar ve bu pazarlık sürecinin gereği negatif piyasa etkisi gösterecek açıklamalar da göreceğiz. Biz bu görüşme zincirinin sonunda tozun dumana karışacağı Avrupa’nın parçalanacağı bir final beklemiyor, aksine mali birlik başlığı ekseninde kalıcı çözüme yönelik önemli adımlar atılmasını bekliyoruz.
Bu bakıma hele de Türkiye’nin not artırımı beklentisinin son derece güçlü seyredeceği sonbahar kesitinde porföylerde hisse senedi oranını azaltmak için acele edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. IMKB ‘nin eylül ayında negatif ayrışmadan yavaş yavaş uzaklaşmasını ve dünya borsalarına paralel hareket etmesini bekliyor, en geç ekim ayından ( FITCH Türkiye’nin kredi notu konusunda kararını kasım ayında vereceğini açıklamıştı ) itibaren Moody’s veya FITCH cephesinden not artırımı geleceği yönündeki beklenti ile yeniden pozitif yönde ayrışma yaşanacağını düşünüyoruz.
USD/TRL
Bu cephede TL lehine seyrin ılımlı ve uzun soluklu biçimde sürmesini bekliyoruz. 1,8035 ve 1,82 seviyelerini direnç konumuna getiren USD/TRL de her ne kadar 1,76 seviyesi kısa vadeli destek olsa da eylül ayı içinde 1,70 seviyesinin test edilmesi olasılığını dikkate alarak tepki yükselişlerine pozisyon açmak için acele edilmemesi gerektiğini,
Ana rota itibarı ile önümüzdeki 5 aylık kesitte USD/TRL de gerilemenin 1,60 seviyesine kadar sürebileceğini düşünüyoruz.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Hadi be27 Ağustos 2012 14:18

    Hadi oradan, Fitch veya Moody's Ekim - Kasım'da not arttıracakmış. Bunlardan biri Ekim - Kasım'da not arttırsın ben de ...