E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiIMF'e göre para politikası sıkıştı---

IMF'e göre para politikası sıkıştı

IMF'e göre para politikası sıkıştı
29 Nisan 2014 - 13:21 borsaningundemi.com

IMF, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde para politikası koşullarının sıkıştığını açıkladı

Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye'de 2013 yılında büyüme hızlı ve iç talep döndürülebilir olurken, son para politikası sıkılaştırması, makro ihtiyati tedbirler ve oldukça büyük döviz kuru ayarlamasının, büyümenin özel iç taleple desteklenmesine neden olmasının beklendiğini belirtti.

IMF bugün İstanbul'da, Orta, Doğu ve Güneydoğu Avrupa (ODGA) için "İlkbahar 2014 Bölgesel Ekonomik Görünüm Raporu"nu (BEGR) yayımladı. Orta, Doğu ve Güneydoğu Avrupa'da dış finansman kalıpları ve risklerine odaklanılan raporda, Avro Bölgesi'ndeki toparlanmanın akabinde bölgenin büyük bölümünde büyümenin hız kazanmaya başladığı ifade edildi.

ODGA bölgesinde, en büyük ekonomiler olan Rusya ve Türkiye'nin dışında, 2014 yılında büyümenin geçen yıla göre iki kat hızlanarak yüzde 2,3 olacağı öngörülen raporda, alışılmamış bir risk dizilimi yüzünden görünüme gölge düşürüldüğü kaydedildi. Rusya ve Türkiye hariç ODGA'nın yabancı banka finansmanında, azalmakta olan portföy çıkışlarının 2009 yılından bu yana ilk kez 2013'ün 3. çeyreğinde negatife döndüğü aktarılan raporda, Rusya ve Türkiye'de diğer ODGA ülkelerinden farklı büyüme modellerinin sergilendiğinin altı çizildi.

"Türkiye'de 2013 yılında büyüme hızlı ve iç talep döndürülebilir olurken, son para politikası sıkılaştırması, makro ihtiyati tedbirler ve oldukça büyük döviz kuru ayarlamasının, büyümenin özel iç taleple desteklenmesine neden olması bekleniyor" denilen raporda, piyasalardaki dalgalanmanın son zamanlarında, genellikle düşük kamu ya da özel sektör borcu ile Rusya ve Türkiye gibi ülkelerin stok sorunlarına ilgisiz olmaları nedeniyle stresle karşı karşıya olduğu ifade edildi.

Raporda, IMF'in nisan ayında revize ettiği Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda, Türkiye'nin reel GSYH büyüme tahminlerinin 2013 yılı için yüzde 4,3, 2014 yılı için yüzde 2,3 ve 2015 yılı için yüzde 3,1 olduğu hatırlatılırken, dış baskılara bir ölçüde yanıt olan para politikasının, yavaşlamaya neden olacağı vurgulandı.

Raporda, Türkiye'nin Reel İç Talep Büyümesi, 2013 yılı için yüzde 6,2, 2014 yılı için yüzde 0,5, 2015 yılı için yüzde 3,1 olarak tahmin edildi. Türkiye'de Reel İhracat Büyümesinin, 2013 yılı için yüzde 0,1, 2014 yılı için yüzde 5,6, 2015 yılı için yüzde 6,1 öngörüldüğü raporda, Reel Özel Tüketim Büyümesi'nin, 2013 yılı için yüzde 3,9, 2014 yılı için yüzde 0,3, 2015 yılı için yüzde 2,5 olması bekleniyor.

Ayrıca Raporda, Türkiye'nin Bütçe açığının GSYH'ya oranı 2014 ve 2015 yılları için yüzde 2,9 olarak, Kamu Borcunun GSYH’ya oranı ise 2014 yılı için yüzde 35,9 ve 2015 yılı için yüzde 36,0 olarak öngörüldü.

"Dış kredi hatlarını güvenceye almak ve hedefli likidite temini faydalı olabilir"

Dış finansman koşullarında 2013 ortalarından bu yana giderek daha fazla dalgalanma yaşandığı vurgulanan raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Yabancı banka finansmanının giderek azalmasına ek olarak, 2009'dan beri ilk kez Rusya ve Türkiye hariç ODGA bölgesine portföy akışları da 2013 3. çeyreğinde negatife dönmüştür. Akışlar 2013 4. çeyrekte düzelmiş olsa da, bölgedeki jeopolitik riskin daha da tırmanması, gelişmiş ekonomilerde para politikasında normalleşmeye giden yolda finansal dalgalanmalara yol açacak başka krizlerin yaşanması ve Avro Bölgesi'nde zayıf büyümenin uzama olasılığı gerçekleşirse baskılar tekrar su yüzüne çıkabilir. Oldukça yüksek dış borç stoku, büyük finansman ihtiyaçları, kayda değer kurdan etkilenme riski ve görece az sayıdaki ortak kredi verene dayanıyor olmaları nedeniyle ODGA ülkelerinin birçoğu dış finansman şoklarından kolayca etkilenebilir durumdadır.

Her ne kadar birçok ODGA ülkesi son yıllarda cari hesap pozisyonlarını büyük ölçüde iyileştirmiş de olsalar, oldukça yüksek dış borç stoku ve buna bağlı büyük yeniden finansman ihtiyaçları nedeniyle dış şoklara karşı hassasiyetleri devam ediyor. ODGA ülkelerinin küresel finans koşullarındaki değişikliklere karşı bu denli hassas olmasının nedeni yüksek seviyede kurdan etkilenme risklerinin bulunması, yerel tahvil piyasalarında yabancı yatırımcı katılımındaki artış, bu piyasalarda yabancı kurumsal yatırımcıların rolünün artmış olması ve görece az sayıda ortak kredi verene bağlı olmalarıdır."

Daha sıkı ve dalgalı dış finans koşullarının ODGA üzerinde net şekilde olumsuz olsa da muhtemelen yönetilebilir bir etki doğuracağına işaret edilen raporda, "Bir yandan ABD’deki hızlanan ekonomik toparlanma ODGA'da büyümeyi desteklese de, küresel para koşullarındaki sıkılaşma ve ABD'de para politikası normalleşmesinin beklenenden hızlı seyretmesi eşliğinde finans piyasalarında oluşabilecek dalgalanmanın aksi etkisi nedeniyle ülkelerin çoğunda bu desteğin faydası görülemeyebilir" denildi.

Avro Bölgesi'nde aktif kalitesi değerlendirmesi ve stres testleri bölgede ciddi etkilenme ihtimali olan ana bankaların üzerinde düşük kaldıraçlama baskılarını yükseltebileceği için bazı ODGA ülkeleri banka akışlarında daha da azalma ile karşı karşıya kalabileceği bildirilen raporda, güçlü politikalar ve tamponların dış şoklara karşı koruma sağladığı ve daha yüksek büyüme potansiyelini açığa çıkarttığı belirtildi.

Raporda, kur ve para politikası esnek olan ülkelerin, piyasa dalgalanması anlarında bunları ana savunma aracı olarak kullanmaya devam etmeleri gerektiği aktarılarak, şunlar kaydedildi:

"Dış kredi hatlarını güvenceye almak ve hedefli likidite temini de faydalı olabilir. Finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve yerli yatırımcı tabanının derinleştirilmesi ülkelerin özel durum şokları ve ortak kredi verenlerden kaynaklanan hassasiyetini azaltacaktır. Bütün ülkeler, özellikle de makroekonomik temelleri daha zayıf olanlar şoklara karşı dayanıklılıklarını artırmak için mali alanlarını yeniden yapılandırma ve krizin açığa çıkardığı eskiden kalma sistemleri ve sorunları çözümleme yoluna giderek, büyümelerinin önünde engel teşkil eden ve işsizlik seviyelerini kabul edilemez derecede yüksek seyretmesine ek olarak kredilerini çalışmaz duruma sokan yüksek miktardaki ödenmemiş borca yol açan yapısal zayıflıklarını giderebilirler. Büyüme potansiyelini destekleyen yapısal reformlar uygulamak daha istikrarlı yabancı yatırımları da çekecektir."

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)