O isim Nilüfer Bulut. Türkiye İş Kadınları Derneği ile dikkat çeken Bulut, medyada yaratıcılık çok az diyor. İşte Sabah gazetesinden Tuluhan Tekelioğluna verdiği röportajı. Onunla röportaj yapmak zor. Kabul etmiyor. Büyük sosyal sorumluluk projelerinde görünüyor ve sonra kayboluyor... Bir yanıyla gizemli, bir yanıyla idealist... Onu son gördüğümde bir elinde mikrofon, Pakistan için para toplamaya çalışırken kalpten bir şekilde, "Hanımlar ne paralara ne çantalar alıyoruz, hadi eller cebe," deyiverdi. Protokolu bir kenara iterek, bir-iki saat içinde iş dünyasından ciddi miktarda parayı Pakistan'a yardım için bir araya getirdi. Değişime açık, risk almayı seviyor ve korkmuyor. Önce kurucusu olduğu Türkiye İş Kadınları Derneği'yle dikkat çekti, şimdi de talip olduğu Cine 5'le, Türkiye'nin ilk kadın medya patronu olmaya aday. Nilüfer Bulut adını yakında daha sık duyacaksınız... Çok kısa sürede Türkiye'de istihdam yaratan pek çok kadını bir araya getirdiniz, örgütlediniz. Amacınız neydi? - Amacım, sermaye sahibi bir kadın kitlesi yaratmak. Maalesef çalışma hayatında kadının adı da silik kalmış. İş hayatındaki toplam kadın sayısı yüzde 24,6 gibi bir oranda... Son 10 yıldır bütün enerjimi bu alana yönlendirdim. İş hayatına erkek grupları içinde başladım. Siyasi kampanyalar yapan bir reklam şirketinin başındaydım. Erkeklerle bir problemim yok ama kadınları gözlemlediğimde, bir atalet gözüme çarpıyor. 'Toplantı sabah olursa gelebilirim, akşama gelemem, çocuğum var kocam var,' gibi bahanelerin arkasına saklanıyorlar. Oysa kadınlar erkeklerden daha güçlü, daha iradeli... Kadınların ticarete etik ve ahlaki değerler getireceğine inanıyorum. Erkekler o kadar sözünde durmuyor ki. Özel hayatlarında sözlerinde durmadıkları gibi ticari hayatta da durmuyorlar. Topluma model olacak kadınları öne çıkararak bir yol açmak istiyorum. Kadınlara iş hayatında özgüvenin aşılanması gerekiyor. Çok iyi eğitimler alıyorlar, ancak özgüven eksikliğimiz çok fazla. - Sizdeki bu güç aileden mi geliyor? - İş hayatına erkeklerin belindeki silahları görerek giren bir kadınım... Ürken bir kadın değilim. Eğer bir işe ne zaman başlayacağınızı, kimi dinleyeceğinizi ve yapmanız gereken en önemli şeyin ne olduğunu bilerek girerseniz, başarı ve güç sizinledir. Aslında güç, kişiliğinizden gelir. - İş hayatında babanızın soyadını taşıyorsunuz... - Evet. 11 sene önce boşandım. - Yatırımlarınız hangi alanda? - İnşaat, sağlık ve ambalaj sektöründeyim. - Kendinizi birkaç kelimeyle tarif etmenizi istesem... - Cesur, korkusuz, değişime açık ve büyük düşünen biriyim. Risk almayı severim. Kafama koyduğumu, anında hayata geçiririm. Aslında duygusal bir yanım da var. Her kadın gibi (gülüyor). İnsan, yolunu araştırma ve düşünmenin gücüyle bulur. Bu yol benim hayata ve insanlara karşı duvarlar örmeme sebep oldu. Siz başarılı olur ve bunu ortaya koyarsanız pozisyonunuzdaki yükseliş insanlar tarafından en büyük tehlike olarak algılanır. Bu nedenle projelerimi hayata geçirip, sonra o duvarın arkasına çekiliyorum. - 11 yıldır yalnız geçen bir hayat... Kolay olmasa gerek. - Aslında yalnızlığı seven biriyim. Atlarım, kitaplarım, çocuklarımla bir arada olmak en büyük mutluluğum. Aşka da duvar ördüm galiba (gülüyor). İnsanın insanı sevmesi belki de zorlukların en büyüğü. Günümüzde ilişkiler o kadar kirlenmiş ki, bu kirli dünya bana ait değil. Bütün enerjimi kızlarıma ve iş hayatıma verdim... Benim için yeni bir ilişki, ancak çok büyük bir aşkla olabilir. Güven, aşk ve dostluk üzerine kurulu. - Duvarlarınızı ne zaman yıkacaksınız? - Yıkmayı göze aldığım kişi çıktığı zaman (gülüyor). - Niye medya sizi daha yakından tanımıyor? - Günümüzde medya ne yazık ki insanları çok çabuk tüketiyor. Çok göz önünde olmak benim yaşam tarzıma uygun değil. Onun için ben medyada çok fazla olmak istemiyorum, röportaj vermiyorum zaten. Türkiye iş Kadınları Derneği'nin projelerinin duyurulması için, o konularla ilgili demeçler veriyorum. Bunu yeterli görüyorum. - TİKAD bir gün bir TÜSİAD olabilir mi? - Baktığınız zaman bir siyasi parti gibi çalışıyoruz aslında. Adaletli gelir dağılımına ve dünya barışına yönelik projeler geliştiriyoruz, çözüm önerileri sunuyoruz. Ülke ve dünya sorunlarıyla yakından ilgilenen, etkin bir sivil toplum kuruluşuyuz. Ekip ruhuyla hareket ediyoruz. Mesela 'Ululuslarası alanda terör ve savaşı anneler çözecek' diye bir kampanya başlattık. Bu konuda Colin Powell'ı konuşma yapması için İstanbul'a getirdik. 'Nasıl Irak'a savaş açarsınız?' diye sorabildik... TİKAD'ı, yıllar sonrasında TÜSİAD gibi, başına kim gelirse gelsin vizyonu, misyonu hiç değişmeyen, yoluna devam eden bir sivil toplum örgütü olarak görmeyi çok arzu ediyorum. - İş hayatında kadınlar için pozitif ayrımcılığı savunan bir dernek midir TİKAD? - Tabii ki... Ama kanunlar ne kadar hak verirse versin, zihinsel değişim sağlanamadığı sürece kadınların öne geçmesi mümkün değil. Oysa ki kota koyarak değil, mücadele ederek kapasiteli kadınların, mücadeleci kadınların orada olduğunu görmek istiyorum ben. Dünyayı bir sahne olarak kabul edersek, kadın ve erkeklerin bu sahnenin oyuncuları olarak ayrılmaması gerekir. Ancak ne yazık ki sanayi devrimiyle kadına biçilen roller ve konumlar değişime uğramış, kadın değersizleştirilmiş, güçsüz kılınmış ve kullanılmıştır. O nedenle kadınların örgütlenmesini ve kendi değerlerine sahip çıkmasını önemsiyorum. NİLÜFER BULUT Kadınların ticarete etik ve ahlaki değerler getireceğine inanıyorum. Erkekler sözünde durmuyor. Özel hayatlarında sözlerinde durmadıkları gibi ticari hayatta da durmuyorlar. Beş kardeşiz. Babam beni ağabeylerimden farklı tutmazdı. Kamyonun direksiyonuna geçmiş bir kız çocuğuyum... Yalnızlığı seven biriyim. Atlarım, kitaplarım, çocuklarımla olmak en büyük mutluluğum. İnsanın insanı sevmesi belki de zorlukların en büyüğü. Günümüzde ilişkiler o kadar kirlenmiş ki, bu kirli dünya bana ait değil. O SALONDA BELLİ BİR PARA TOPLANMALIYDI - Pakistan'a destek gecesinde bazı iş adamlarının bağışlarını beğenmediniz. Yükseltmelerini istediniz... - 300'e yakın kişi vardı. Bir kere orada belli bir para toplanmalıydı. TİKAD Onursal Üyesi Semahat Arsel, 500 bin lira bağışladı. Tülin Demirören, 250 bin lira bağışladı. Varyap İnşaat, Cengiz Holding, Kalyon İnşaat, Ciner Grup, Avrupa Konutları ve TİKAD'ın üyeleri yaklaşık 3 milyon lira bağışta bulundular. Teşekkür ediyorum. Ancak Pakistan'ı yakından takip ettikten sonra bu yardımların yeterli olmadığını açıkça gördüm, devamının sağlanması gerektiğinin altını çizmek istiyorum. CİNE 5 KANALINA TALİBİM - Geçen ay Meral Tamer'in TİKAD'la ilgili bir yazısı vardı. Emine Erdoğan'ın papatyaları demiş... Kırıldınız mı? - İşte basından uzak duruşum ve kırılganlığım bundan... Benim basına karşı güvenim yok artık. Enerjimi ülkem ve kadınlar adına kullanmak istedim. Bizi yakinen tanımıyor olanlar, önyargıyla yaklaşıyor... Bu derneği kurduktan sonra hakkımda inanılmaz yazılar yazıldı. Bütün bunlar işte, Emine Hanım'ın papatyaları vs. Emine Hanım'ın zekası, aklı, birikimi, ülkesi için yapmak istedikleri bir Meral Tamer'in ya da bir başkasının çok önünde... Emine Erdoğan'ı, Cumhuriyet döneminin en faal başbakan eşi olarak görüyorum. Emine Hanım sosyal sorumluluk projelerimize inandığı için TİKAD'a destek verdi. Ben milli duygularla ülkesini seven, ülkesinin sorunlarına duyarlı bir kişi olarak yetiştim. Anneannem ve babaannemle onların tarihte yaşadıkları acıları, gözyaşlarını dinleyerek büyüdüm. Bana hep şunu derlerdi: 'Kızım sen bir şey olmak için çalışma, hiçbir şey ol ama yaptıkların insanlara faydalı olsun.' Bu felsefeyle hareket ediyorum. Kişisel olarak çok fazla önde olmak istemiyorum. - 10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz? - Bireysel hedefler belirlemedim. Toplumsal hedeflerimin getirdiği noktada olacağıma inanıyorum. İş hayatımda da medya ve bilişim sektörlerine yatırım planları içerisindeyim. Verimli olduğuna inandığım sektörleri de inceliyorum. - Cine 5'e talip oldunuz... Medyaya giren iş adamları bile çok para kaybediyor. Bu büyük bir risk değil mi? - Tematik kanalların gelecekte daha karlı olacağını düşünüyorum. Cine 5'e talibim. TMSF ile anlaşmada bir ortak nokta bulursak medya sektörünü düşünüyorum. MEDYADA YARATICILIK ÇOK AZ - Cine 5 için biçilen değer 45 milyon dolar. Kendi kaynaklarınızla mı giriyorsunuz ihaleye? - Bu ihaleye yabancı bir yatırımcıyla giriyorum. Türkiye artık o kadar önde ki para bulmakta zorluk çekilmiyor. Herkes ülkemize yatırım yapmak için sırada bekliyor. Yeter ki siyasi istikrarı kaybetmeyelim. - 'Yakın gelecekte beni medya patronu olarak göreceksiniz,' mi diyorsunuz? - Kısmet... Her şeyi yaparsınız ama eğer kısmet değilse olmaz, ben elimden gelen her şeyi şu an yapıyorum. Tabii ki yatırımcı olarak yaptığınız yatırımlardan para kazanmak istersiniz ancak amacım medyadan sadece para kazanmak değil, izlenen, saygın, başarılı bir kanal oluşturmak. - Nasıl bir kanal yapmayı hayal ediyorsunuz? - Eğlence kanalı düşünmüyorum. Eğer CİNE 5 olursa, bu kanalı, haber ağırlıklı, kültür sanat ve tasarımın ön plana çıktığı bir kanal yapma fikrim var. Herkes birbirinin taklidi şeyler yapıyor. Yaratıcılık çok az medyada... O kadar yaratıcı ve ses getiren projeler yaparsınız ki bir anda bütün kanallar 'Bu da nereden çıktı?' deyiverir. Kendime güveniyorum. Hiçbir enstrümanı çalmak zor değildir. Sadece doğru tuşlara basmanız yeterli. Doğru insanlarla çalışınca bu sektörde de başarılı olacağıma inanıyorum. - Kimi örnek alarak yürüdünüz hayatta? - İdolüm babamdı... Maalesef onu üç ay önce kaybettik... Babam bana her zaman bir Çin atasözü olan 'İnci kıyıda bulunmaz, almak istiyorsan denize dalmalısın kızım,' derdi. Bu sözüyle benim hep özel olduğumu hissetmemi ve özgüven içerisinde yetişmemi sağladı. Onu kaybettiğim gün, büyüdüm.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.