E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaKulisİlhami Koç’tan bedelli değerlendirmesi---

İlhami Koç’tan bedelli değerlendirmesi

İlhami Koç’tan bedelli değerlendirmesi
04 Aralık 2014 - 13:56 borsaningundemi.com

Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Başkanı İlhami Koç Borsagundem.com’a çarpıcı açıklamalar yaptı

SERAP SÜRMELİ-BORSAGUNDEM.COM

Temmuz 2014’te Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Başkanlığı’na seçilen İlhami Koç, altı ayda yapılan çalışmalarla ilgili olarak “Yol haritamızı tamamladık, alt kırılımlarında neler var onu çıkarıyoruz” dedi. İlhami Koç, son günlerin önemli gündemi halka açık şirketlerin n yüksek oranlı bedelli sermaye artırımı kararları için de “Bir şirket herhangi bir yatırımdan dolayı ya da büyük bir işten dolayı yeni bir sermaye ihtiyacı varsa gidip ortaklarından sermaye talep etmeli. Neden yeni sermaye istediğini de ortaklarıyla paylaşmalı. Ortaklar ondan sonra katılmak isterse katılırlar, katılmak istemezlerse katılmazlar” dedi. TSPB Başkanı İlhami Koç’la IIRC – Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi Yüksek Konsey toplantısında konuştuk. Koç, borsagundem.com’a Türkiye’nin tasarruf eksikliğinden, 2015 yılında başlayacak yeni düzenlemelere kadar çarpıcı açıklamalarda bulundu.
  
“BİRLİĞİN İÇ ORGANİZASYONUNU VE YENİ YAPISINI OLUŞTURMAK”
 
-Yaklaşık 6 aya yakın süredir Birliğin başkanlığını yapıyorsunuz? Bu sürede birlik olarak neler yaptınız?

 
İlhami Koç: Biz iki şey yapmaya çalıştık. Bir tanesi Birliğin iç organizasyonunu ve yeni yapısını oluşturmak. İkincisi de önümüze bir yol haritası çıkarmak. İkisini de tamamladık. Yol haritasının alt kırılımlarında neler var onu çıkarıyoruz. Onlarla ilgili eylem planları ve neler yapabiliriz.  Şu anda çalışmalarımız o tarafta.
 
“BİRİNCİ HEDEFİMİZ GERÇEKLEŞTİ”
 
-Birliğin Sapanca’daki organizasyonunda konuşulan ve tartışılan konularda ne gibi çözümlere gidildi?

 
İlhami Koç: Zaten oradaki amaç sektörün sorunlarını toplu olarak belirleme, toplu olarak tartışma fırsatı yaratmak ve bir sonuca ulaşmaktı. Birinci hedefimiz gerçekleşti. İkincisi de çıkan sonuçları burada takip etmek.
 
Şu anda üzerinde çalıştığımız bir iki şey var biraz onlardan bahsedeyim. Bunlardan biri tasarruf eksikliği. O ülkenin genel sorunu. Mevcut tasarrufların yapısında problem var. Nedir onlar? Uzun vadeli tasarruflar bile kısa vadeli araçlarda değerlendiriliyor. Kısa vadeli araçlar dediğimizde, para piyasası araçları. İşte kısa vadeli hazine bonoları, repo, kısa vadeli banka mevduatı.
 
Bakın tasarrufun doğal bir adresi var ama o adrese gitmiyor. Yani temel problemlerimizden birisi bu! Bu neden kaynaklanıyor? Geçmişte bizim jenerasyon ki şu anki tasarruf sahibi jenerasyondan bahsediyoruz, bunlar yüksek enflasyon, yüksek borç ve yüksek faiz döneminden geçti. Ve yeni dünyada da tasarruf alışkanlıklarını değiştiremiyorlar. Ne yapılabilir? İki şey var bizim yapmamız gereken. Orta vadede eğitim. Yani finansal okur yazarlık. Burada görev yalnız Birliğe değil, başta basına düşüyor. İkincisi de kişilerin kısa vadeli tasarruflarını uzun vadeye doğru çekebilecek bir takım adımların atılması. Burada aslında en büyük adım atıldı. O da Bireysel Emeklik Sistemi ve devletin verdiği teşvik. Ama bunun dışında başka neler yapılabiliri çıkardık ve Maliye Bakanlığı’yla paylaştık. Paylaştıktan sonra da Maliye Bakanlığı her bir alt kalemde çalışma gruplarıyla çalışma başlattı ve bizde oraya katılıyoruz. 
 
“BEN İSTANBUL’UN FİNANS MERKEZİ OLACAĞINA KALPTEN İNANIYORUM”
 
İkinci üzeride durduğumuz şey ise, İstanbul’un finans merkezi olmasıyla ilgili neler yapılabilir. Ve inanın ben buna kalpten inanıyorum, İstanbul Finans Merkezi olacak. Ben bunu 90’lı yılların sonlarından beri söylüyorum. Bakın bu tarihsel bakış açısıyla bu kaçınılmaz. Eğer dünyada belirli yerlerde finans merkezleri olacaksa, bizim bölgemizde İstanbul’dan başka bir yer yok zaten. Bu coğrafyada başka nerede olacak? Moskova mı olacak? Tahran mı olacak?  Yani alternatif yok. Bir kere Avrupa’nın ortasıyla Çin’e kadar olan bölgede İstanbul’dan başka bir yer yok. Dolayısıyla ben sonuna kadar inanıyorum. Çünkü bu İstanbul’un doğal avantajı. Bu nasıl olur, ya da nasıl çekebiliriz. Bu da bir takım tatlandırıcılar ve önünü tıkayan ufak tefek şeyleri açarak olur. Yoksa bugünden yarına zaten olmaz. Bu zaman gerektiren bir şey. Ama dediğim gibi ben İstanbul’un finans merkezi olacağına kalpten inanıyorum. 
 
“NEDEN YENİ SERMAYE İSTEDİĞİNİ ORTAKLARIYLA PAYLAŞMALI”
 
-Halka açık şirketler yüksek oranda bedelli sermaye artırımı kararları alıyor. Örnek Afyon Çimento yüzde 3233 oranında. Trabzonspor yüzde 300 oranında. Sürekli yatırımcıdan para talep edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu şirketlerin bunun karşılığında yatırımcıya ne vermeleri gerekir? Ya da yatırımcı bunun karşılığında ne beklemeli?

 
İlhami Koç: Teorik olarak konuşacağım. Bedelli sermaye artırımları yüksek enflasyon dönemlerinde sıkça yapılan bir şeydi. Sık sık bedelli sermaye artırımı yapılırdı. Çünkü sermayeler enflasyon karşısında eriyordu. Bu ortadan kalktıktan sonra (biliyorsunuz uzun süreden beri yüksek enflasyon yok)  bedelli sermaye artırımı tamamen şuna dayalı olması gerekiyor çünkü, başka ülkelerde böyle çalışılıyor. Şirketlerde fazla sermaye olmaması gerekir. Herhangi bir yatırımdan dolayı ya da büyük bir işten dolayı yeni bir sermaye ihtiyacı varsa gidip ortaklarından sermaye talep etmeli. Neden yeni sermaye istediğini de ortaklarıyla paylaşmalı. Ortaklar ondan sonra katılmak isterse katılırlar, katılmak istemezlerse katılmazlar. Aslında temel felsefe bu. Şöyle düşünün büyük bir banka başka bir bankayı satın alıyor. Dikkat edin aslında o bankada diğer bankayı satın alacak kadar fazla sermaye bulunmaz. O satın alma için hissedarlarına gider ve hissedarlardan onay alır, ondan sonra o satın alma için hissedarlarına acil sermaye artırımı yapar. Bizde de gitmesi gereken yol aslında burası.
 
Kısaca özetleyecek olursak şirket gidip yatırımcıya ben şöyle bir işe kalkışıyorum, bunun için şu kadar sermayeye ihtiyacım var, bu bedelin şu kadarını sizden sermaye olarak talep ediyorum, bu kadarını gerekiyorsa bankadan borç alacağım, bunun getirisi şirketimize şu şekilde yansıyacak diyecek ve hissedarlarından para talep edecek. Hissedarlarından katılan katılır katılmayan hissesini satar. Belki de o hikaye inanan başka birisi gelir, hisseyi alır o katılır. Buna da böyle bakmak lazım. 
 
“YENİ DÜZENLEMELERİN BİR KISMI 2015 BAŞINDA, BİR KISMI DA ORTASINDA BAŞLAYACAK”
 
-Yeni yapılanma, 2 Ocak’tan sonra aracı kurumlara, yatırımcıya, piyasalara ne getirir?

 
İlhami Koç: Burada herkes katıldı mı katılmadı mı bunun cevabını bende tam olarak bilmiyorum. Ama bildiğim şu var. Buna herkes hazırlanıyor ve çoğunlukla hazır. Bakın yeni dönemde bizi birkaç şey bekliyor. Bu yeni Sermaye Piyasası Kanunu’yla bağlantılı yeni düzenlemelerden sonra, bir kısmı 2015 başında, bir kısmı da ortasında başlayacak. Bunların bir tarafı aracı kurumların yetkilendirilmesi. İkincisi, banka aracı kurumlarındaki ilişki, acente ilişkisinden emir aracılığı diye başka bir formata doğru dönüyor. Bu aracılık tarafında dediğim gibi. Asıl portföy yönetim şirketlerinde iki büyük önemli değişiklikler var.  Bir tanesi kuruculuk vasfı artık bankalar ve aracı kurumlardan, portföy yönetim şirketlerine geçiyor. Bundan sonra ürünün kendisi portföy yönetim şirketlerine ait olacak. Eskiden portföy yönetim şirketleri başkalarının kurduğu fonları yönetiyorlardı. Şimdi sadece kendileri kurabiliyorlar ve sadece kendileri yönetecekler. Ve kendileri satış, pazarlamasından sorumlu olacaklar. Bundan sonra her şeyin sorumlusu portföy yönetim şirketleri olacak. Artık bankalar, aracı kurumlar dağıtım ağı olarak çalışacaklar. Portföy yönetim tarafında ikinci gelişme ise 9 Ocak 2015’de başlayacak TEFAS. Bundan sonra artık yatırım fonlarını insanlar kendi kurdukları fonları satmayacaklar. Bir ana platform var. Herkes oraya üye olmak zorunda… Ve fonlar bir müşteri herhangi bir bankaya gittiği zaman başka bir kurumun fonunu da oradan alabilecek. Ama bakın bunların faydalarını kısa sürede beklemeyelim. En az bir altı ay geçtikten sonra bakmak lazım. Çünkü bunlar zaman gerektiren şeyler. 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (6)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • hüseyin halit aksoy05 Aralık 2014 21:07

    sayın ilhami koç paranın doğal adsese gitmediğini söylüyorsun ama insanların borsa ya inancı kalmadiki Çukurova elektrik kepez elektrik Demirbank sabah daha bir çok şirkette insanların birikimleri bir gecede yok oldu onun için para doğal adrese gitmiyor gitmezde bu sorunlar halledilmedikçe

  • hüseyin halit aksoy05 Aralık 2014 20:58

    İstanbul finans merkezi olacakmış daha siz o kadar borsa mağdurunun mağduriyetini bile çözmediler orası finans merkezi değil söğüşleme ve haksız el koyma merkezi olur ancak.

  • emekci05 Aralık 2014 17:00

    ne finansal okur yazarlığından bahsedıyor bu adamlar hala anlamış degılım. borsadaki kac sırket ıcın araştırma raporu yazılıyor da bız okumuyoruz.tas çatlasa 60sırkey ıcın araştırma raporu bılnaco analıcı var. gerısı borsa kulıslerı. once fınansal urun ortaya koyun, ondan sonra okumuyorlar dıyın

  • KERVAN05 Aralık 2014 05:46

    Kervan Yatırım Holding ,bu borsada işlem görüyor hala ve hala bir çağrı yaptırılmadı. Kapatın borsayı girsin.Zamanında şirketin birleşmesine onay verenler şimdi çağrı yapsınlar. Ver onayı olan küçük yatırımcıya olsun. Ne güzel dünya.

  • bu mudur ..04 Aralık 2014 16:48

    küçük ve orta ölçekli Aracı Kurumlar kapanmış , başkanın umurundamı , onlar sırma köşkde otursun biz işden çıkacak yaklaşık 2,000 kişi ve AİLESİ NE OLACAK ONUN DERDİ DEĞİL , ALLAHA HAVALE EDİYORUZ ..

  • kartaly32304 Aralık 2014 14:38

    yav zaten finans merkezi olmuş türkiye..üretim politikası hariç her türlü parasal politikalar ve sömürüler var...bankacılık...yansanayi.ithalat.partizanlık...kredi ve borç yönetimine entekreli borsa.faiz..döviz(kur farkı)sonuç ucuz işçilik ve sömürüler.DAHA NE OLSUN....