Bursa'da 2 gün süren Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde, yaptığı espriler, kendi başarı öyküsünden yola çıkarak söyledikleri büyük ilgi gören Chobani Yogurt kurucusu ve CEO'su Hamdi Ulukaya, başarı öyküsünü anlattı. Barış Balcı'nın Hürriyet'te yer alan Ulukaya röportajı şöyle:
Capital ve Ekonomist dergisinin düzenlediği Uludağ Ekonomi Zirvesi 2014’ün belki de en renkli konuşmacısı Chobani Yogurts kurucusu ve CEO’su Hamdi Ulukaya oldu. Ulukaya’nın kendi hikayesi için “Bu hikayeler sadece Amerika’da çıkıyor” demesi Zirve’nin diğer oturumlarında da yankı buldu. Gerçekten de Ulukaya’nın girişimcilik hikayesinde ABD’de ve Türkiye’de yaşadığı farklılıklar dikkat çekiyor. Ulukaya ile Türkiye’deki girişimciliğe bakışın değişmesi gereken yönlerini, ABD ve Türkiye’deki gelecek planlarını konuştuk.
Yakın zamanda Chobani’ye farklı bir yön vermek için fonlarla görüştünüz. Bu görüşmeler hangi aşamada? Biz şirketin ileriye yönelik önünü açma, potansiyelleri yakalama için finansal yeniden yapılanma içine girdik. Daha hızlı büyüyüp yatırımlar yapabilmek için bu kararı aldık. Bunun şekli daha tam belli değil. Şirket ortaklığını düşünmüyoruz. Büyüme fonları ile işbirliği olanakları arıyoruz. Bunun yüzdesi henüz belli değil. Bu tamamen Amerikan yatırımlarımıza yönelik bir hamle. Çünkü Amerika’da yoğurt pazarı hala az gelişmiş konumda. Çok büyük potansiyeller mevcut. İnovasyonlarımız yoğundur hattımızda çok yenilikçi ürünler var. Bunları desteklemek için finansal yapılandırmaya ihtiyaç duyduk. Ama tek amacım bu değil, şirketi ABD merkezli büyütecek adımları atacağım.
Amerika’da alınacak yol olmasına rağmen Türkiye de demografik yapısı itibariyle gıda sektöründe önemli potansiyel vaat ediyor. Türkiye pazarına hiç girmeyi aklınızdan geçirmediniz mi? Geçmez mi? Türkiye tabii benim memleketim. Benim markamın burada olmasını çok isterim. Somut bir şey yok henüz ama hayalimde var. Şu an Van’da çiftlik var, eğitim amaçlı. Bildiklerimi gördüklerimi paylaşmak için. Daha öncesinde TİGEM’in olan çiftliği başka bir şahıstan devralmıştım. Son zamanlarda ilgilenmemiştim ama duyduğum kadarıyla orada bir baraj yapılması isteniyormuş. O yüzden devlet geri almak istiyormuş. Şu an konu sanırım mahkeme aşamasında. Sonucunda devlet geri alabilir, hakkıdır, biz de eğitimimizi başka türlü yaparız.
AMERİKA’DA FABRİKA ALIRKEN ‘İSİMSİZSİN’ DENMEDİ TİGEM demişken 2006’da Iğdır’da bir arazi ihalesinde en yüksek teklifi vermiştiniz Ancak sermaye yapınız-yatırım uyumsuzluğu ve o dönem “bilinen bir isim” olmamanız gerekçesiyle ihale size verilmedi. Türkiye’de o dönem size olan yaklaşımı nasıl görüyorsunuz? İşte bu mantığın değişmesi lazım. Bana Amerika’da fabrikayı alırken “senin New York’ta bir geçmişin yok, isimsizsin, gazetelerde de haberin yok o yüzden sana kredi yok” demedi. Benim büyük şirket olmam için TİGEM’in ya da bir başkasının böyle davranması yanlış. Türkiye’de her kapıyı çalanı potansiyel girişimci olarak görmemiz lazım, hatta onlara öncelik vermemiz lazım, ki yeni girişimciler çıksın. Bunun zıttı çok yanlış bir düşünce, bunun Türkiye’de değişmesi lazım.
“BİZİM YOĞURT TÜRK AĞIZ TADINA UYAR” Türkiye’deki mevcut siyasi durumun yatırım ortamını etkilediğini düşünüyor musunuz? Benim bir yabancının gözüyle Türkiye’ye bakmam zor. Türkiye’yi her zaman takip ediyorum. Ama benim dostlarım, işadamı arkadaşlarımla konuştuğumda onların Türkiye’ye kısa vadeli bakmadıklarını gördüm. Daha uzun vadede baktıkları zaman bu sıkıntılar üst dalgalanmalardır. Bunlar gerçek girişimciyi etkilemez. Türkiye’de çok büyük potansiyel var. Türkiye onların baş listesinde. Benim yatırım yapmamamın sebebi ABD’de benim alanımda daha büyük potansiyel olması. Türkiye’de çok güçlü yoğurt markaları var. Başka bir iş alanında olsaydım ilk Türkiye’ye gelirdim. Türkiye’de yoğurt ürünleri çok güzel. Bizim ürünler de Türk ağız tadına uyar.
Gelecekte kendinizi nerede görüyorsunuz? Biz Chobani’yi yoğurt yapan bir şirket olarak görmüyoruz. Biz lezzetli, doğal ve herkese yönelik olduğu müddetçe her ürünü yapabiliriz. Chobani’nin markası buna müsait. Chobani’nin sonraki 5 yılında ürün gamını geliştireceğiz. Ama şimdilik bunları açıklamayayım.
“TÜRKİYE’NİN AMERİKA KAPISI İZMİR” Türk işadamlarının Amerika’da başarı için ne tavsiye ediyorsunuz? Amerika’da çok başarılı Türk işadamları var. Egeli işadamlarını bu açıdan çok başarılı buluyorum. Çin’de bir kopuş var, ABD’ye dönüş var. Bu tersine dönüşten bazıları Türkiye’de durabilir. Yerel değeri ne varsa, farklı kılan ürünleri yapıp başarılı olabilir. İnsan iletişimi olarak Türklerin Asyalılar kadar bir sıkıntısı yok. İzmir ve Egeli işadamları çok güzel ilişkiler kuruyorlar. Bence Türkiye’nin Amerika kapısı İzmir. Bence Tükiye’de İzmir ve Gaziantep üzerine girişimcilik kümelenmesi kurulabilir. İzmir ve Gaziantep’te odalar, STK’lar ya da üniversiteler yapısı altında girişimcilik inisiyatifi kurulabilir. Bu inisiyatife elimden geldiğince destek veririm. Buraların tarihsel derinliği var. Yerelliğini tutarak küreselleşmeye çok açıklar.
HER GİRİŞİM BAŞARILI OLACAK DİYE BİR ŞEY YOK Kardeşiniz Muzaffer Ulukaya İstanbul’da peynir işi yapmıştı Mega Center’da ve kapattı...
Benim buradaki aile işleriyle fazla bilgim yok. ABD’ye gittikten sonra da olmadı. Kardeşlerim tabii onlar ama onların kendi işleri sonuçta. Girişimcilik hep başarılı olacak diye bir şey de yok. Aile bağlı olduğumuz bir unsur ama herkes kendi yaptığı ile sorumlu.
SOCHİ’YE GİDEMEYEN YOĞURTLARI BAĞIŞLADIK ABD’li Whole Foods organik ürünler market zincirinden çıkarılmıştınız. Bunun olumsuz etkisi oldu mu markanıza?
Chobani Amerika’da yoğun ilgi gören bir marka. Gıdada bir markanın bu kadar ilgi görmesi çok nadir görülür. Biz Whole Foods’ta çok fazla yer almıyorduk. Sadece bir bölümündeydik. Bir de Whole Foods, WalMart ya da diğer zincirler raflarından bir ürünü indirip, çıkarabilirler. Ama bize olunca büyük haber oluyor. Yoksa bizim Whole Foods ile 2-3 milyon dolarlık bir işimiz vardı. Biz bilinen marka olduğumuz, bazı süper marketler de özel markalarla çalışmak istediği için bazen öyle kararlar alabiliyorlar.
SOCHI'DE DE SKANDAL OLMUŞTU Orada da aynı şey oldu. Olimpiyatlara sponsorsak bizim o ürünleri sporculara göndermemiz lazımdı. Ancak Rusya-ABD arası ticari anlaşmalardaki sınırlamalara takıldık. Bizim ABD olimpik takımlarıyla sponsorluğumuz sadece marka sponsorluğu değil sporculara yoğurt tedarik ediyorduk. Sochi’ye de yollamak istedik, olmayınca yoğurtları bağışladık.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.