Hükümet ve F.Bahçe arasındaki ipler geriliyor

Fenerbahçe ile hükümet arasındaki gerilim tırmanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı, Kenan Evren Lisesi arazisine karşılık  3 okul ve 1 spor salonunun zamanında teslim edilmediğini öne sürdü. Sarı-Lacivertliler ise yükümlülüklerini yerine getirdiklerine dair Maliye Bakanlığı’ndan onaylı belgeleri yayınladı. Ayrıca Yıldırım’a devlet yetkililerine hakaretten soruşturma açıldı. Topuk Yaylası ve Pendik Projesi için de kriz kapıda.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun sarı lacivertli kulübe gönderdiği "Seçimleri bekleyin" mesajı beklenen yanıtı bulmadı.

İşte Cumhuriyet'te yer alan o haber;
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile restleşen Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'a Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan mesaj geldi. Fenerbahçe yönetiminden kaynakların anlattığına göre Davutoğlu Yıldırım'a şu notu gönderdi: Bu işi seçimlerden sonra çözeriz. Ancak şu süreçte özellikle hükümeti yıpratacak Fenerbahçe camiasına karşıymış gibi gösterecek açıklamalardan kaçının.

"Seçim sonrasını bekleyemem"
Yıldırım ise Başbakan'ın mesajını getirenlere şu yanıtı verdi: Seçim sonrasını bekleyemem. 31 Mayıs'ta Kongre'miz var. O tarihe kadar olumlu bir adım atılmasını bekleyeceğim. Olmazsa Kongre'de Fenerbahçe taraftarına uğradığımız haksızlığı" anlatacağım. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ise uzun süredir arasının açık olduğu Aziz Yıldırım'ın durduğu noktaya çok sinirlendiği tepkisini de yakın çevresine ilettiği kulislerde konuşuluyor. Yani Erdoğan yaşananlara, Başbakan Davutoğlu kadar 'ılımlı" yaklaşmıyor.

Protokole uyulmadı
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım geçen hafta yöneticilerini yanına alıp Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'ya giderek "Yükümlülüklerimizi yerine getirdik, okulun arazisini bize verin" dedi. Ancak Bakan Nabi Avcı'ın sözleri onları şaşkına çevirdi. Çünkü istenilen okulları yaptık diye düşünüyorlardı. Bakanlık ise 2002 yılında yapılan protokole tam uyulmadığını savundu. Fenerbahçe 3 okul ve bir spor salonu, bir de konferans merkezi yaptırarak yaklaşık 70 milyon lira harcadı. Bakanlığa göre protokole tam uyulmamış ve teslimatlar zamanında yapılmamıştı. Bakanlık "Fenerbahçe'nin öngörülen eğitim birimlerini süresi içinde ve mevzuata uygun formda inşa edip teslim etmediği görülmüştür" demişti. Ve şu açıklamayı yapmıştı:

İlginç çelişki
"Eğitim ünitelerinin toplam maliyeti 18 milyon 480 bin 200 liradır. Buna karşılık Bakanlığımıza ait olup edimlerin tamamlanması durumunda F.Bahçe Kulübü'ne tahsis edilmesi talep edilen taşınmazların değerleri ise toplam 345 milyon 726 bin 200 liradır." Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ise Bakan Avcı'nın kendilerine 3 alternatif sunduğunu belirterek bunları şöyle sıralamıştı: "

1. şart bize 17 milyon TL vermeleri ve bizim tüm haklarımızdan vazgeçmemiz. 2. şart bizim protokol şartlarını yerine getirmediğimizi gerekçe göstererek bizi mahkemeye vermeleri. 3. şart ise 345 milyon TL ödeyip araziyi satın almamız".

Avcı'nın geçmişte yapılan protokolü tanımadığını kaydeden Yıldırım, Bakan 'Muhalefet bana önerge verir' diyor" diye konuşmuştu. Dün Milliyet'ten Türker Karapınar'ın haberiyle; Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın bakanlıkta yapılan toplantı çıkışı bakanlık koridorlarında ağır küfürler ettiği gerekçesiyle hakkında 301. Madde'den (Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetini alenen aşağılama) dava açılması için Adalet Bakanlığı'na başvurulduğu ortaya çıktı. Bakan Avcı dün bir açıklama yaparak "Ben şahit olmadım ama dışarı çıktıktan sonra bir takım yakışıksız ifadeler kullandı, onun gereğini Adalet Bakanlığı yapar zaten" dedi.

Hükümet özellikle Bakanlık cephesiyle Fenerbahçe arasında ipler dün itibariyle hayli gerilmiş durumda. Aziz Yıldırım 2013'teki kongre öncesi konuşmasında "Kenan Evren Lisesi'ne AVM yapılacağını, Fenerland projesi olduğunu, Kalamış'taki marinayı almak istediğini, ayrıca bir de banka kurma niyetini" anlatmıştı. Dönemin Başbakanı Erdoğan açıklanan projelere tepki göstermişti:

Erdoğan sert çıkmıştı
"Banka kuracaksın. Senin bir sürü borcun var. Bu borçla bu izni sana kim verecek. Banka kurmanın bir sürü prosedürü var. Ödenmiş sermayenin 300 milyon TL olması lazım. Böyle bir paran mı var. Sanki bütün bütün izinler alınmış, elindeymiş gibi şuraya marina, şuraya AVM yapacağım diye sözler vermek doğru değil. Bunların projelerini çizdirdin mi, Çevre Bakanlığı'ndan gerekli izni, onayı aldın mı?" Yani tartışmanın geçmişi eski. Fenerbahçe ile Hükümet arasındaki 'gerilen iplerde" son durum bu. Bakalım hangi taraf kazançlı çıkacak?

Aslında Fenerbahçe ile iktidar arasındaki kriz sadece lise arazisinden ibaret değil. Zira Sarı-Lacivertliler, birçok hususta hükümetten olumsuz cevap almanın sıkıntısını yaşıyor. Bu gerilimleri şöyle sıralamak mümkün:

Topuk Yaylası’na Maliye duvarı!
Maliye Bakanlığı’nın, Düzce’de inşa edilen Topuk Yaylası Tesisleri’nin yıkımı için mahkeme süreci başlattığı belirtiliyor. Bakanlık, Sarı-Lacivertli kulübün sportif amaçla verilen araziyi ticari amaçlı (otel ve Fenerium mağazası) kullandığını ileri sürüyor. Aynı şekilde Pendik’teki arazinin de Fenerbahçe’ye verilmesine yine Maliye Bakanlığı’nın engel olduğu dile getiriliyor. Bakanlık geçmişte de Ataşehir’deki kolej arazisinde Fenerbahçe’yi işgalci konumuna düşürmüş sonrasında da araziyi ederinin çok üstünde bir rakama Sarı-Lacivertlilere satmıştı.

Aziz Yıldırım’a 301 şoku
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Aziz Yıldırım için Adalet Bakanlığı’na başvurarak Türk Ceza Kanunu 301. maddeden soruşturma izni talep ettiği öğrenildi. Geçtiğimiz ay sonunda Milli Eğitim Bakanlığı’na Kenan Evren Lisesi arazisini görüşmeye giden Yıldırım’ın bakanlık çıkışında sarf ettiği sözler yüzünden hakkında dava isteminde bulunuldu. Konuyla ilgili konuşan Bakan Nabi Avcı ise “Ben şahit olmadım ama dışarı çıktıktan sonra birtakım yakışıksız ifadeler kullanılmış. Oradaki görevli arkadaşlar da tutanak tutmuşlar. Onun gereğini de Adalet Bakanlığı yapar.” dedi. Yıldırım ise yakışıksız ifadelere ‘iftira’ diyerek cevap verdi. Söz konusu 301. madde, “Türkiye Cumhuriyeti devletini ve hükümetini alenen aşağılamak.” suçunu düzenliyor.

Cihan Oskay yeniden sahnede
Yeniden yargılanma kararı verilen şike davasına halen cinayet hükümlüsü olarak cezaevinde yatan Cihan Oskay’ın tanık olarak eklenmek istemesi kafalarda soru işaretleri bıraktı. Zira Aziz Yıldırım, 30 Nisan 2012’de görülen şike davasında ‘Bu meczubu mu dinleyeceğiz?’ diyerek duruşma salonunu terk emişti. 28 Nisan 2015’te yeniden görülen şike davasının ikinci oturumunda Oskay’ın bir kez daha tanık olarak dinlenmesi talep edilmiş ancak 13. Ağır Ceza Mahkemesi bu isteği reddetmişti. Mahkemenin duruşmayı genel seçimlerden sonrasına yani 8 Temmuz 2015’e ertelemesi de manidar bulundu.

Kongreye siyaset bulaştı
Fenerbahçe’de şike operasyonundan sonra 3 Kasım 2013’te yapılan ilk başkanlık seçimine dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahale ettiği iddia edilmişti. Erdoğan'ın oğlu Kongre üyesi olan Bilal Erdoğan ise genel kurulda Aydınlar’ı açık bir şekilde desteklemişti.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.