E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaHane halkının sermaye piyasalarına ilgisi artacak mı? ---

Hane halkının sermaye piyasalarına ilgisi artacak mı?

Hane halkının sermaye piyasalarına ilgisi artacak mı?
02 Eylül 2019 - 12:44 borsaningundemi.com

Türkiye den hane halkı varlıklarının sadece yüzde 13'ü sermaye piyasası araçlarında. Peki, halkın ilgisi sermaye piyasalarına artacak mı?

Sermaye tüm dünyada yüksek ilgi görürken Türkiye’deki birikim sahiplerinin sadece yüzde 13’ünün radarında yer alıyor. TSPB’nin yeni Başkanı Alp Keler, “Türkiye ekonomisinin istikrarlı ve sürdürülebilir büyümesi ve orta gelir tuzağından çıkması için sermaye piyasalarının gelişmesinin hızlandırılması gerekiyor." diyor. Gelişmiş ülkelerdeki finansal varlık dağılımı ise sermaye piyasaları üzerinden yükselmekte. 2017 verilerine göre Amerika’daki hane halkı, finansal varlıklarının yüzde 78’ini sermaye piyasası araçlarında değerlendiriliyor. Kore’de yüzde 44, Brezilya'da yüzde 47, Türkiye’de ise sadece yüzde 13lük bir pay, sermaye piyasası araçlarında değerlendiriliyor. Keler, “Türkiye olarak bu dağılımı geliştirmemiz ve çeşitlendirmemiz gerekiyor." diyor. Hükümet kanadında da sermaye piyasalarının geliştirilmesi gerektiği yönünde oluşmuş bir fikir var. Geçtiğimiz yıl sonunda TSPB’nin 20. Olağanüstü Genel Kurulunda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yurt içi tasarrufların sigorta şirketleri, bireysel emeklilik sistemi ve benzeri kurumsal yatırımcı tabanının genişletilmesi suretiyle artırılmasının, yerel sermaye piyasalarının uluslararası piyasalarda gözlenen dalgalanmalara karşı dayanıklılığını artırdığını, dile getirdi. Albayrak, sermaye piyasası mevzuatının, herkesin anlayabileceği şekilde sadeleştirilmesi ve daha fazla sayıda KOBİ’nin sermaye piyasalarından faydalanmasını sağlayacak bir dönüşüm ortaya koyulması gerektiğini, vurguladı. Temennilere baktığımızda sermaye piyasalarının gelişme potansiyeli oklukça yüksek ve gelişmesinin önünde bir engel yok. Ancak buna rağmen mevcut seviyeyi yeterli görmek mümkün değil. Alp Keler sermaye piyasalarının büyümesinin oldukça önemli olduğunu belirtirken nedenini şöyle anlatıyor: “Çünkü sermaye piyasalarının büyümesi ve derinleşmesi ekonominin de istikrarlı büyümesine, istihdamın artmasına ve topyekûn Türkiye’nin gelişmesine çok ciddi katma değer sağlayacaktır." Kuşkusuz sermaye piyasalarında bir gelişim yaşanması gerekiyor. Ancak sorun bunun nasıl gerçekleşeceği noktasında düğümleniyor. Alp Keler bu konudaki görüşlerini şöyle dile getiriyor: “Türkiye’nin sermaye piyasalarını geliştirmek için üç alanda değişime, dönüşüme ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz: Birincisi yatırım ve ortaklık kültürünün oluşturulması, İkincisi şirketlerin (fon talep edenlerin) sermaye piyasalarına bakış açısını geliştirmesi, üçüncüsü ise yatırımcılara cazip fırsatlar sunan, aynı zamanda ülke ekonomisine katkı sağlayan sermaye piyasası araçlarının çeşitlendirilmesi."

Keler in saydığı her bir madde başlı başına üzerinde çalışılması gereken ciddi ayrıntılar içeriyor. Bunun en büyük nedeni ise Türkiye’de hane halkı yatırımı dediğinde akla döviz, altın ve mevduatın gelmesi. Yüzde 13lük sermaye piyasası yatırımcısı içinse potansiyel yüksek kazanç geliyor. Keler: “Bizde uzun vadeli yatının, 6 ay en fazla 1 yıl olarak tanımlanırken dünyada 5, 10 hatta 20 yıl olarak düşünülür." diyor. TSPB başkanı bu söyleminde haklı olmasına rağmen hemen hatırlatmak gerekiyor ki, Türkiye’deki yabancıların da elde tutma sürelerinde ciddi bir gerileme söz konusu. Yabancıların hisse senetlerini elde tutma süresi 2014 yılında ortalama bir yılken şimdi altı aya inmiş durumda. Keler, “Öncelikle yatırımcıların kısa sade yerine uzun sadeli sağlıklı, sürdürülebilir gelir sağlama anlayışıyla yatırımlara yönelmesi gerekiyor. Bu kültürü her alanda oluşturup yaygınlaştırmalıyız." diyor. Bir yatırını kültürünün oluşması için ülkedeki finansal okuryazarlığın artması, sermaye piyasalarını tercih eden yüzde I3liik kesimin de bu piyasalardaki işlemlerinde yüksek risk yüksek kazanç beklentisiyle hareket etmemesi gerekiyor. Bu noktada sağlıklı bir yatırımın yapılması oldukça önemli. Peki, sağlıklı bir yatırım nasıl gerçekleşecek. Elbette, varlıkların çeşitlendirilerek, düzenli ve uzun vadeli yatırım yapılması ile bu mümkün.

Sermaye piyasalarını derinleştirecek önemli faktörlerden biri de ortaklık kültürü. Keler “Türkiye’de ortaklık kültürünün de geliştirilmesi gerekiyor. Bu noktada Amerika, Kore, İngiltere gibi pek çok ülkede çalışanların şirketlere ortak olduğunu görüyoruz. Bu durumun Türkiye’de oluşturulması ve yaygınlaştırılması için adımların atılması gerektiğine inanıyoruz." diyor ve şöyle devam ediyor: “Öncelikle bu ülkelerde görülen pay sahipliği, pay opsiyonu, teşvik ve prim programlarının Türkiye’de de hayata geçirilmesi, sistemin büyümesi için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Aynı zamanda kamu kuramlarının özelleştirmesi tercihinde daha geniş, tabana yaygın yöntemler tercih edilmelidir. Ortaklık kültürünün gelişmesine destek olacak alanlardan bir diğeri de girişim sermayesi ekosistemidir. Bu ekosistemde ortaklık kültürü doğal olarak mevcut olduğu için sistem büyüdükçe sermaye piyasası ortaklık kültürü de gelişecektir."

Sermaye piyasalarının gelişebilmesi için en önemli konulardan bir tanesi ürün çeşitliliğinin sağlanması. Mevduata ve dövize alternatif ürünler gerçekleştirilmesi gerekiyor ki buraya park etmiş birikim sermaye piyasalarına akabilsin. BES, yatırım fonlan, varlığa dayalı menkul kıymetler (VDMK), özel sektör tahvilleri, kira sertifikası, menkul kıymetleştirme, girişim ve gayrimenkul fonları ve ortaklıkları gibi yaratılan değerin paylaşılması oldukça önemli. 11. Kalkınma Planında ortaya konan Türkiye sermaye piyasalarına yönelik hedeflerin gerçekleşmesi ancak bu konuda hem hükümetin hem de TSPB gibi sektörün öncü kuruluşlarının çok aktif çabaları ile gerçekleşecektir. Burada sektördeki oyuncuların sektörü büyütme adına bir seferberliğe gitmesi hem finansal okur yazarlık, hem de tasarruf bilincinin oluşmasına katkıda bulunacaktır. Bu noktada özellikle mevzuatın sadeleştirilebilmesi önemli. Çok üründen ziyade anlaşılabilir ürünlerle tasarruf sahiplerine gidebilmek piyasaya katılımı teşvik etmede daha anlamlı olacaktır. (Zeynep Aktaş / Fortune Turkey Dergisi)

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Vedat02 Eylül 2019 17:33

    Zeynep hanım elinize saglık yazınız güzel ama suya sabuna dokunmamışsınız izocam denizli cam cimbeton çimentaş bursa çimento nuh çimento marshall kent gıda daha bir sürü hisse var küçük yatırımcı spk eliyle magdur ediliyor bu konulara deginseniz küçük yatırımcı olarak sevinirim

  • Milletin keyfine kalmadan02 Eylül 2019 14:24

    Aslında benim için pasif kalmayacağım bir yatırım aracı olsa da onunla ilgilensem diye düşünüyorum yani ben de bu yatırım aracında aktif olsam bu bağlamda aklıma sadece *Ticaret geliyor :)) Dolar-döviz ve Altın yatırımında yapabildiğimiz tek şey ekrana bakmak, elalem birşey yapsında kazanalım diye bakıyoruz (çaresizce). Yatırım tavsiyesi değildir.