Dün sona eren G20 Liderler Zirvesi’nde ekonomi ikinci planda kaldı. Paris’te yaşanan terör saldırılarının ardından zirvenin bir numaralı gündem maddesi terörle mücadele oldu. Ve saldırılar nedeniyle ekonomi ve ticaret konusunda verilen mesajlar arka planda kaldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan sonuç bildirgesinde, G20 ülkelerinin toplam ekonomik büyüklüğünü 2018’e yüzde 2 oranında büyütme hedefi devam ediyor.
Erdoğan, sonuç bildirgesini açıkladığı basın toplantısında küresel barış sağlanmadan güçlü bir küresel ekonomiden bahsedilemeyeceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan zirvede gıda güvenliğini de ele aldıklarını da açıkladı.
İŞTE ERDOĞAN’IN SONUÇ BİLDİRGESİ MESAJLARI
İŞSİZLİK CİDDİ SORUN 2015 yılında gerçekten yoğun küresel gündemimiz vardır. Karşı karşıya kaldığımız sorunların çoğu küresel ölçekte işbirliği gerektiriyor. G-20 platformu sadece üye ülkeler değil tüm dünya için önemli bir imkandır. Gençler arasındaki yüksek işsizlik oranları pek çok G-20 ülkesi için ciddi sorundur. Uzun süreden beri gündemde yer alan bu konuda ilk defa sayısal bir hedef üzerinden anlaştık. Buna göre istihdam piyasasından dışlanma riski fazla olan gençlerin oranını 2025 yılına kadar yüzde 15 düzeyinde azaltmayı kararlaştırdık.
5 KONU ÜZERİNDE DURDUK Bu yıl küresel büyüme beklentiler altında seyir izliyor. Gelişmiş ülkelerde nispi toparlanma gözlenirken bu defa gelişmekte olan ülkelerle yavaşlama emareleri görülmeye başladı. Liderler olarak küresel ekonominin bu görünümünü de değerlendirdik. Alınabilecek tedbirleri tartıştık. Küresel ekonomiyi etkileyen temel sorunlar arasında 5 husus üzerinde durduk. Emtia fiyatlarında, özellikle petrol fiyatlarındaki düşüş; ikincisi gelişmekte olan ülkelerdeki sermaye hareketlerindeki yavaşlama; üçüncüsü küresel ticarette yavaşlama ve bunun büyüme önündeki ciddi engel olmasıdır. Dördüncüsü döviz kurlarında görülen sert hararetlerin finans piyasalarında yol açtığı dalgalanmalardır. Beşincisi devam eden
jeopolitik risklerdir.
YATIRIMLARDA DURGUNLUK VAR Son yıllarda yaşadığımız önemli sıkıntılardan biri de yatırımlardaki durgunluktur. Zirvede büyüme hedefine ulaşabilmek için yatırımların canlandırılması gerektiği konusunda görüş birliği içinde olduğumuzu memnuniyetle gördük. Bu çerçevede G-20 ülkeleri somut ve kapsamlı yatırım stratejileri hazırladılar. Bu yatırım stratejisinin hayata geçirilmesinin 2018 sonuna kadar küresel düzeyde yatırım miktarı 4.4 trilyon dolar arttıracağı hesap ediliyor. Altyapı yatırım ihtiyacını sadece kamu kaynakları kullanarak karşılamanın mümkün olmadığın biliyoruz.
FAİZLER DİKKATLE İZLENMELİ Amerika Birleşik Devletleri’nde faiz oranlarının arttırılmasının küresel ekonomi etkileri üzerinde durduk. Bu durumun özellikle gelişmekte olan ülkelere muhtemel yansımalarının ve finansal piyasalara sonuçlarının dikkatle izlenmesi gerektiğinin altını çizdik. Liderler olarak sayısal reformların makro ekonomik politikalarla desteklenmesi gerekliliğini vurguladık. Kamu maliyesi politikalarının uzun vadeli istikrarı zedelemeyecek şekilde büyüme ve istihdamı destekleyici olmasına gayret edilmesi gerektiğini not ettik. Zirvede büyüme stratejilerinin etkin bir şekilde uygulanması gerektiği konusunda mutabık kaldık. Dönem başkanlığı olarak ‘artık konuşma değil uygulama zamanı gelmiştir’ dedik. Verilen taahhütlerin uygulanması için kapsamlı ve güçlü izleme mekanizması oluşturduk. Böylece 2018 yılını kadar yüzde 2.1 ilave büyümeyi yakalamak için büyüme stratejileri kapsamında taahhütlerin uygulamasını etkin izleyebileceğiz.
İSLAMİ FİNANS VURGUSU Kamu ve özel sektör arasında etkin işbirliği tesis edilmesi önemlidir. Türkiye olarak bizim ve diğer bazı G-20 üyelerinin kamu özel işbirliği modellerini uygulama konusunda önemli birikim var. Kamu özel işbirliği modellerinin daha etkin kılınması için çalışmalarımızı sürdürmeyi kararlaştırdık. Alternatif finansman araçları kapsamında İslami finansın da gündeme alınması gerektiğine inanıyoruz. Mevcut durumda KOBİ’ler büyük şirketlere kıyasla finansmana erişim ve küresel ticaret sistemine entegrasyonda dezavantajlıdır. G-20’nin 2008 krizinin ardından üstlendiği en önemli rol küresel finans piyasasında dayanıklılığın arttırılması olmuştur. Finansal sistemlerin en önemli aktörleri olan bankacılık, sigortacılık şirketlerinin krize sebebiyet vermemesi için sağlam düzenleme çerçevesini tesis etmiş durumdayız. Önümüzdeki dönemde bu alanda ciddi adım atacağız.
G-20 zenginler kulübü değildir Cumhurbaşkanı Erdoğan G-20’nin bir zenginler kulübü olmadığını belirterek “Bizler sadece belirli refah seviyesini yakalayan toplumlar değil aynı zamanda kalkınma çabaları devam eden ülkeleri temsil ediyoruz. Düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkelerin halinden anlıyoruz. Bu noktada söyleyecek sözümüzün olması gerekir. Kültür ve medeniyet değerlerini adalet üzerine bina eden ülke olarak kapsayıcılık ilkesini bu doğrultuda ısrarla savunmaya devam edeceğimizi belirtmek isterim” dedi.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.