E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiGelişmekte olan piyasalarda gerilim artıyor---

Gelişmekte olan piyasalarda gerilim artıyor

Gelişmekte olan piyasalarda gerilim artıyor
05 Kasım 2021 - 15:15 borsaningundemi.com

Gelişmiş ülkelerin piyasaları 2021’in başından bu yana ortalama %20 yükselirken gelişmekte olan piyasalarsa sabit kaldı. Yatırım uzmanları büyük merkez bankalarının olası faiz artışı kararlarının negatif etkisinden endişeleniyor

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Gelişmekte olan piyasa hisse senetleri, 2013'te ABD Merkez Bankası’nın sıkılaştırma politikalarından bu yana ilk kez gelişmiş ekonomilerdekilerin bu denli gerisinde kalıyor. Yatırımcılarsa para politikalarında beklenen sıkılaşmanın gelişmekte olan ülkelerin varlık sınıflarından uzaklaşmayı tetikleyeceğinden endişe ediyor.

Financial Times’ın haberine göre, ABD’li finans devi MSCI’ın Gelişmekte Olan Piyasalar (EM) Endeksi içeriğinde temettü ödemelerini de dahil etmesine karşın 2021 yılında çoğunlukla düz bir seyirle ilerledi. Endeksteki zayıf performans MSCI’ın yılın başından bu yana %20’nin üzerinde getiri sağlayan gelişmiş ülkeler endeksiyle taban tabana zıt durumda. Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, gelişmiş ülkelerdeki getirilerde ise ABD ve Avrupa borsalarının güçlü performansları sürükleyici oldu.

Yıl boyunca EM tahvilleri de zayıf performans gösterdi. Yatırımcıların tahvil tutarak elde ettiklerinden daha fazla faiz getirisi alması bu zayıf performansın en önemli nedenlerinden oldu. JPMorgan’ın yerel para birimleri cinsinden ihraç edilen tahvilleri takip ettiği endeksi ABD doları bazında yıl başından bu yana %8,1 oranında düşüş gösterdi. Gelişmiş piyasa para birimlerinde ihraç edilen tahvilleri takip eden endeksse sadece %1,5 oranında düştü.

Analistler, ABD Merkez Bankası’nın (FED) bu hafta korona virüs krizi teşvik önlemlerini geri çekme planlarını açıklamasının ardından piyasa koşullarının daha da kötüleşebileceği uyarısında bulunuyor. 2013 yılında, FED’in ekonomik destek önlemlerini hafifletmeye başlama kararı, piyasalarda ‘taper tantrum’ olarak adlandırılan bir öfke nöbetine neden olmuştu. Finansal piyasalardaki geniş çaplı bir sarsıntının bir parçası olarak gelişmekte olan piyasa varlıklarında sert satışlar görülmüştü.

Danske Bank’ın Küresel Makro Araştırmalar Başkanı Minna Kuusisto konuyla ilgili açıklamasında, “Merkez bankalarının harekete geçmeye zorlanmasıyla küresel büyümenin yavaşlaması ve enflasyonun yükselmesi senaryosuna doğru gidiyoruz. Bu genel olarak gelişmekte olan piyasalar için ciddi bir şekilde olumsuzluk yaratacaktır” dedi.

Diğer riskler arasında geçtiğimiz yirmi yılda gelişmekte olan ülkeler arasındaki ekonomik büyümede anahtar rolü oynayan Çin ekonomisinde beklenenden daha keskin bir yavaşlama ve bir çok yoksul ülkede korona virüse karşı aşılanmalarda yaşanan ciddi gecikmelerin ekonomik toparlanmayı tehdit altına alması yer alıyor.

Yine de bu yılki zayıf getirilere ve önümüzdeki risklere rağmen, yatırımcılar gelişmekte olan piyasa varlıklarına para yatırmaya devam etti.

Geçen yılın Mart ayında pandeminin başlangıcı sırasında, yabancı yatırımcıların gelişmekte olan piyasa tahvillerinde ve hisse senetlerinde 90 milyar dolarlık panik satışı gerçekleştirmişti. O tarihten bu yana EM varlıklarına net yatırım akışları pozitif kaldı. Uluslararası Finans Enstitüsü'ne göre, Ekim ayında 25 milyar dolar olmak üzere bu süre boyunca neredeyse 790 milyar dolarlık yatırım EM ülkelerine yeniden akın etti.

Bu durumun bir sebebi, salgın sırasında FED ve diğer gelişmiş ekonomi merkez bankaları tarafından küresel finansal piyasalara pompalanan trilyonlarca dolar. Gelişmekte olan piyasalardaki pek çok hükümet, genellikle teklif edilenlerden daha düşük faiz oranlarıyla yeni tahvil çıkarma fırsatını yakaladı. Küresel ekonominin başka bölgeleriyle karşılaştırıldığında görülen cazip yatırım oranları ve yatırımcıların verim açlığı bu yatırımları teşvik etti.

Ancak tüm bu yatırımlar borsaları yükseltmek için yeterli olmadı. Analistler, bu durumun sebeplerinden biri olarak, dünya genelinde yükselen enflasyon tehdidi ve yüksek enflasyonun da tahvil getirileri oranlarını gelişmiş piyasalardakine göre daha yükseğe itmesi olduğunu belirtiyor.

Bank of America Gelişmekte Olan Piyasalar Stratejisti ve Ekonomisti David Hauner konuyla ilgili açıklamasında, “Fiyatlar gelecek beklentilere göre hareket eder. Yatırımcılar tekrar tekrar dipten almayı denese dahi küresel faiz oranları yükseldi ve bu da fiyatları zayıflattı” açıklamasında bulundu.

Gelişmekte olan birçok piyasalardaki politika yapıcıların büyük çoğunluğu bu yılın başlarında sıkılaşma politikalarını uygulamaya başladı. Bazıları tüketici fiyat enflasyonunun hızlanması karşısında faiz oranlarını agresif bir şekilde yükseltiyor.

Sadece bu hamleler bile kendi başına büyümeye engel oluşturacaktır. Ancak gelişmekte olan ekonomiler önemli bir çıkmazda. Zira enflasyonu yönlendiren faktörlerden biri, kısmen pandemiye bağlı aksaklıklardan kaynaklanan artan enerji fiyatları. Rusya gibi bazı ülkeler yüksek enerji fiyatlarından fayda sağlamaya devam ediyor. Ancak gelişmekte olan birçok pazar daha yavaş büyüyen dünyada daha yüksek yakıt fiyatlarından zarar görebilir.

Kuusisto enerji fiyatlarındaki artış konusunda özellikle Hindistan’ın, Türkiye’nin ve Mısır'ın savunmasız kaldığını belirtiyor. Ancak ekonomiste göre, enerjideki fiyat artışının büyümeye ek bir engel oluşturması nedeniyle Avrupa, Asya ve Latin Amerika'daki gelişmekte olan ülkelerin çoğunun önümüzdeki aylarda zarar göreceği konusunda uyardı.

Ekonomist, “Piyasalar enflasyona odaklanıyor, ancak büyümedeki durgunluğu göremiyor. Artan enerji fiyatlarına ve gelişmekte olan piyasalar üzerindeki etkilerine gerçekten dikkat edip etmediklerine emin değilim” dedi.

Bu da EM hisse senetlerini ve tahvillerini özellikle ABD’den ve diğer gelişmiş ekonomilerden gelecek yükselen faiz oranları tehdidine maruz bırakıyor. Söz konusu durum EM piyasalarındaki riskli varlıkların cazibesini azaltabilir.

Birçok analist taper tantrum krizinin bir kopyasıyla karşı karşıya kalma olasılığının bulunmadığını söylüyor. Zira yatırımcılar bu sefer hazırlıksız yakalanmayacak. Ayrıca, birçok gelişmekte olan ekonominin döviz rezervlerinin ve daha dayanıklı tahvil profillerinin krizlere karşı güçlü tamponlar oluşturduğuna dikkat çekiliyor. EM ülkeleri dövizle borçlanmaya veya kısa vadeli borçlanmalara daha az bel bağlıyor.

Ancak pandemi bu savunmaların bir kısmına meydan okudu. Ticaret dengeleri artan emtia fiyatlarından etkilenirken, çoğunluğu yabancı yatırımcılardan alınan ve kısa vadeli borçlar birikti ve birçok ülkeyi geri çekilmelere karşı savunmasız bıraktı.

Danske Bank'tan Kuusisto, gelişmekte olan piyasa varlıklarına para akışının uzun süre dayanmayabileceğinden korkuyor ve "Çok fazla risk var" ifadelerini kullanıyor.

Ekmeğe zam mı geliyor?

 

Dolarda yukarı yönlü hareket yeniden güç kazanmış görünüyor

 

Asgari ücretle ilgili kritik tahmin!

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)